Göz çevresi, periorbital bölgenin dış etkenlere karşı yüksek hassasiyet göstermesi ve erken yaşlanma belirtileri gösterme eğilimi nedeniyle rutin cilt bakımı ve yaşlanma karşıtı tedavilerin yaygın hedefi haline gelmiştir. Bu amaçla geliştirilmiş ürünlerin içeriklerinde aktif madde olarak retinoidler, C ve E vitaminleri, peptitler, seramidler, hyaluronik asit, kafein ve niasinamid bulunmaktadır. Bu aktif bileşenlerle ilgili yüz derisi üzerinde kapsamlı çalışmalar yapılmış ve etki mekanizmaları araştırılmıştır. Topikal göz kremlerinde bulunan bu aktif madde çalışmaları, bu bileşenlerin nemlendirme, elastikiyet, kolajen sentezi ve inflamatuar medyatörlerin azaltılması gibi periorbital alanın çeşitli yönlerini iyileştirme potansiyelini göstermektedir. Retinoidler, C vitamini ve kafein gibi bileşenler, kırışıklık ve hiperpigmentasyonla mücadelede umut vadediyor. Peptitler ve hyaluronik asit ise kolajen üretimi ve nemlendirmeye yardımcı olmaktadır. Niasinamid ve seramidler, kırışıklıkları azaltmada ve cilt bariyer fonksiyonunu geliştirmede faydalar sunmaktadır. Göz ürün formüllerinin ve ürün içeriklerinin klinik hedefe yönelik olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Periorbital cilt, tüm vücudun en ince ve en dinamik kısmı olduğu için benzersiz bir fizyolojiye sahiptir. Bu alanda cildin kalınlığı 0,2 mm kadar azdır. Orbicularis oculi kası, göz kapağı dermisiyle iç içe geçmiş olup, kas ile cilt katmanları arasında minimal deri altı yağ dokusu bulunmaktadır. Periorbital cilt, kronik sürtünme, güneşe ve çevresel kirlere maruz kalma, sigara, kimyasal içerik kaynaklı temas ekzemaları ve mevsimsel alerjiler gibi diğer dışsal faktörlerden kaynaklanan hasara karşı hassastır.

Göz bakım ürünleri, nemlendirme, göz çevresi ince çizgileri ve kırışıklıkları azaltma, göz halkaları gibi bu bölgeye özgü cilt sorunlarını ele almayı hedefleyen topikal ürünlerdir. Perioküler cildin tahrişe, kırışıklıklara, hiperpigmentasyona ve şişkinliğe yatkınlığı nedeniyle, ürün formülasyonları normal bakım ürünlerine göre daha farklıdır. Temizleme ürünleri daha yumuşak iken, nemlendiriciler daha yoğunlaştırılmıştır. Periorbital cildin belirli komplikasyonlarını hedeflemek için aktif bileşenler daha yoğun olma eğilimindedir.

Koyu göz çevresi halkaları, perioküler hiperpigmentasyon her yaştan insanda önemli bir estetik sorunudur. Damarsal yapılarda artış (hipervaskülarite), yaşlanma ve gözyaşı oluğu gelişimi bu halkaların nedenleri arasında tanımlanmıştır. Niasinamid, kafein ve E vitamini içeren göz kremlerinin perioküler hiperpigmentasyonu azalttığı gösterilmiştir. Ayrıca, C vitamini içeren göz kremlerinin göz altı parlaklığını artırdığı da kanıtlanmıştır.

Bir diğer yaygın endişe göz altı şişkinliğidir. Kronik güneş hasarı, ödem, gözyaşı oluğuna ve yanak doku volüm azalmasından kaynaklanan bu alanın çukurlaşması gibi birden fazla nedeni vardır. Kafein gibi aktif bileşenler içeren göz bakım ürünleri şişkinliğin azalmasına katkıda bulunur.

Göz çevresinde kırışıklıklar, güneş hasarı, göz kapaklarının sürekli hareketi, yaşlanma ve mevsimsel alerjiler nedeniyle kronik ovuşturma sonucu oluşmaktadır. Kafein, retinol, C vitamini, peptitler, hyaluronik asit (HA) ve niasinamid gibi aktif bileşenler içeren popüler göz bakım ürünleri, kırışıklık oluşumunu önlemek ve azaltmak için tasarlanmıştır.

Retinoidler

Retinoidler, A vitamini, A vitamini türevleri veya A vitaminine benzer yapısal ve işlevsel özelliklere sahip kimyasal bileşik sınıfını ifade eder. A vitamini türevleri olan retinol, retinol esterleri ve retinaldehit, göz kremleri de dahil olmak üzere kozmetik ürünlerinde bol miktarda bulunur. Bu bileşikler, deride başlıca aktif bileşen olan trans-retinoik asidin enzimatik dönüşümü gerçekleşene kadar biyolojik olarak aktif değildir.

Çalışmalar, derinin biyolojik yaşlanması ve ultraviyole (UV) radyasyonun neden olduğu fotohasar ile kolajen parçalayıcı matris metalloproteinazlarındaki içsel artışlar ve kolajen sentezindeki azalmanın etkileşiminden kaynaklandığını ileri sürmektedir. Fotoyaşlanma ile göz çevresinde ince ve derin kırışıklıklar, deri tonusunda gevşeklik, deri renginde solgunluk, kuruluk ve kılcal damarda artış, teleanjiektaziler ile karakterizedir. Retinoidler, kolajen parçalanmasını engelleyerek ve kolajen sentezini artırarak üst papiller dermisteki kolajen içeriğini artırır. Topikal tretinoin, fotoyaşlanmış ciltte tip I kolajen üretimini %80 oranında artırır, elastik doku organizasyonunu, epidermal hiperplaziyi ve stratum korneumun (SC) sıkışmasını normalleştirir; bu da cildin pürüzsüzlüğünü ve kırışıklıkların azalmasını, hatta ince çizgilerin silinmesini artırır. Retinolün yaşla birlikte azaldığı fibroblast büyüme potansiyelini yeniden uyarabileceği gösterilmiştir. Retinaldehit ve retinolün iyi bir deri emilimi göstererek göz çevresinde ince çizgileri ve kırışıklıkları azalttığı belirtilmiştir. Her gece uygulanan %0,05 tretinoin kreminin 3 ayda epidermal kalınlaşma ve ince kırışıklıklarda iyileşme sağladığı gösterilmiştir. Uygulamanın 6. ayından sonra ince ve kaba kırışıklıklar, deride solgunluk, renk düzensizliği, deride tonus kaybı ve pürüzlülükte daha fazla iyileşme görülmüştür. Genel olarak, topikal retinoidler göz çevresi kullanımlarında iyi tolere edilir; ancak kızarma, deride soyulma ve kuruluk gibi hafif şikayetler bildirilmiştir.

C vitamini

C vitamini, insan cildinde bulunan en bol antioksidandır ve dermisteki cilt bariyerinin ve kolajenin oluşumunda rol oynar. Askorbil palmitat, magnezyum askorbil fosfat ve L-askorbik asit, kozmetiklerde yaygın olarak bulunan üç formdur. L-askorbik asit, kolajen sentezi için bir yardımcı faktör olduğu iyi bilinen, biyolojik olarak en aktif ve üzerinde en fazla çalışılmış C vitamini formudur. C vitamini, antioksidan, yaşlanma karşıtı, fotokoruyucu ve pigment düzenleyici etkileri nedeniyle çok sayıda göz altı kreminde kullanılmıştır. Kirlilik, UV radyasyonu ve sigara gibi çevresel faktörlerden kaynaklanan serbest radikaller, oksidatif stres üzerinden cilt hasarını hızlandırabilir. C vitamini, bu oksidatif stresi nötralize eden güçlü bir antioksidandır. C vitamini, kollajen biyosentezi için gereklidir; prokollajenin hidroksilasyonunda doğrudan bir kofaktör olarak görev yapar ve ayrıca tip I ve III kollajen sentezini düzenleyen prokollajen mRNA'sının transkripsiyonu ve stabilizasyonunun aktivasyonunda rol oynar. C vitamininin ayrıca E vitamini ve retinol gibi yaygın olarak kullanılan diğer aktif bileşenlerin etkilerini artırdığı bilinmektedir. Klinik bir çalışma, günlük %3 C vitamininin deride topikal kullanımının dermal papillalarda önemli artışlara yol açtığını göstermiştir. 6 aylık bir süre boyunca %5 C vitamini, fotoyaşlanmış cilt üzerinde kullanılmış ve fotohasarlı cildin genel görünümünde klinik olarak belirgin bir iyileşme sağladığı gösterilmiştir.

E vitamini

E vitamini, hücre zarlarını serbest radikal lipid peroksidasyonundan kaynaklanan hasardan koruyan yağda çözünen bir antioksidandır. Topikal E vitamini, birçok cilt rahatsızlığı için popüler bir tedavidir. E vitamini, insan vücudu tarafından sentezlenemez; bu nedenle deride E vitamini seviyeleri, oral alıma ve topikal uygulamaya bağlıdır. E vitamininin %0,5 - 1 konsantrasyonları, göz çevresinde yaşlanma karşıtı ve koyu göz halkalarını azaltmada topikal olarak kullanılmaktadır. Oluşan serbest radikallere karşı deride antioksidan olarak E vitamini içeriği kullanılmaktadır. İnsan epidermisinde E vitamininin tükenmesinin çevresel oksidatif hasarın hassas bir göstergesi olduğu sonucuna varılmıştır. Serbest radikaller, lipitlerin, proteinlerin ve nükleik asitlerin bozulmasına neden olur. Reaktif oksijen türleri ayrıca ciltteki kolajen ve glikozaminoglikanların biyosentezini değiştirme yeteneğine sahiptir. E vitamini, bu serbest radikaller ve lipit peroksil radikalleri için bir temizleyici görevi görerek hasarı düzenler.

Göz altındaki koyu halkalar, aşırı pigmentasyon, damarsal yoğunluk artışı, kan akımındaki durgunluk, ince ve yarı saydam alt göz kapağı derisi, cilt volümü ve tonusunda azalma ile gözyaşı oluğu gibi birçok nedenle gelişebilen gölgelenmeden kaynaklanır. Cilt yaşlandıkça daha koyu görünür. E vitamini, tokoferolün oksidanların DNA bağlanması üzerindeki baskılayıcı etkileri yoluyla deride matris metalloproteinaz seviyelerini azalttığı, melanogenezi baskıladığı ve nitrik oksit üretimini engellediği düşünülmektedir. Bu, pigmentasyonun, inflamasyonun ve kolajen yıkımının azalmasına yol açarak periorbital yaşlanmanın yaygın fiziksel belirtilerine ve koyu halkalara karşı koyar. %5 E vitamini içeren ürün kullanımı, cilt pürüzlülüğünün, göz çevresi çizgilerinin uzunluğunun ve kırışıklıkların derinliğinin azaldığını göstermiştir. E vitamininin topikal uygulaması, deride stratum korneumda hidrasyonunun ve su bağlama kapasitesinin artmasıyla sonuçlandığını kanıtlamıştır.

Peptitler

Peptitler, proteinlerin yapı taşlarını oluşturan kısa amino asit dizileridir. Topikal olarak uygulandığında, peptitler dermal ve epidermal yaşlanma belirtilerinin tersine çevrilmesine yardımcı olur. Bunu dermal fibroblast fonksiyonlarının desteklenmesi ve kolajen, elastin ve glikozaminoglikan üretiminin uyarılması yoluyla gerçekleştirirler. Ciltte ana yapısal protein olan kolajen, yaşla birlikte metabolik aktivitelerini azaltan çeşitli faktörlere maruz kalır. Dermal kolajendeki artışların yaşlanma belirtilerini iyileştirdiği düşünülmektedir. Lizin-treonin-treonin-lizin-serin dizisini içeren topikal bir pentapeptit, prokolajen I'in bir parçasıdır. Bu sentetik peptit, cilde yapı ve destek sağlayan kolajen üretimini uyarır. Bu pentapeptid ve nemlendirici içeren topikal bir ürün ile yapılan 12 haftalık çalışma, ince çizgilerde ve kırışıklıklarda önemli bir azalma göstermiştir. Üç peptit türevini içeren karışık formda topikal kullanılan başka bir çalışma, dermal kolajen ve epidermal protein içeriğinde artışlarla sonuçlanmıştır. Kaz ayakları ve diğer kırışıklıklarda önemli iyileşmelere yol açmıştır. %0,5 ve %1 içeren idebenon (koenzim Q10'un sentetik bir analoğu olan organik bir bileşiktir) içeren topikal ile 6 hafta boyunca yürütülen bir çalışmadan sonra kolajende artışa ek olarak, azalmış interlökinler ve matris metalloproteinazlarına dair immünohistokimyasal kanıtlar göstermiştir. Ancak idebenon kullanımı alerjik kontakt dermatit riskiyle sınırlıdır.

Seramidler

Epidermisin en dış tabakası olan stratum korneum (SC), seramidler, kolesterol ve yağ asitleri de dahil olmak üzere üç lipid bileşeni içermektedir. Seramid bileşeni, cildi susuz kalmaktan koruyan su geçirmez bir bariyer oluşturarak korneositleri birbirine bağlama işlevi görür. Seramidler ayrıca SC için onarım ajanları olarak da işlev görür. SC, çevresel zararlı maddelerin deri içerisine doğru emilimini önlemek ve su ile elektrolitlerin dışarı kaybını kısıtlamak dahil olmak üzere iki ana işlevi yerine getirmektedir. Seramidler ayrıca anti-inflamatuar özelliklere sahiptir. Seramid düzeylerinin azalması sıklıkla kuru ve kaşıntılı cilt olarak kendini gösterir. Seramidleri içeren topikal formülasyonlar, kaşıntı ve transepidermal su kaybını içeren cilt rahatsızlıklarının tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Seramid içeren kremin göz kapağı derisinin su içeriğini önemli ölçüde artırdığı gösterilmiştir. Seramidin gözlere ve göz çevresine uygulanmasının herhangi bir olumsuz reaksiyona yol açmadığı kanıtlanmıştır. Seramid kullanımının ek çekici yönleri arasında istenmeyen bir yapışkanlık özelliği olmadan kuruluğu giderme yeteneği ve hem yetişkin hem de pediatrik popülasyonlarda kullanımının güvenli olması bulunmaktadır.

Hyaluronik asit HA

Dokularda hücre dışı matrisinde bulunan sülfatlanmamış bir glikozaminoglikandır. HA, ağırlığının 1000 katına kadar suyu hapsedebilir ve doku yapısını ve hacmini korumak için gereklidir. Cildin su rezervini, turgorunu ve nemini korumada önemli bir role sahiptir. Moleküler ağırlıklarındaki çeşitlilik nedeniyle HA, dolgu maddeleri, kremler, jeller ve damlalar dahil olmak üzere tüketici ihtiyaçlarını karşılamak için farklı formülasyonlara dahil edilebilir. HA'nın göz çevresi kırışıklıklarını azalttığı kanıtlanmıştır. Düşük moleküler ağırlıklı HA bazlı kremle göz çevresi tedavi edilen kişilerde cilt hidrasyonunda ve elastikiyetinde önemli bir iyileşme görülmüştür. HA bazlı kremle tedavi edilenlerde derinin pürüzlülük indeksinde önemli bir iyileşme gözlemlenmiştir. HA, göz çevresi derisinde cilt elastikiyetinde ve sıkılığında %13 ila %30 oranında önemli bir iyileşme, kırışıklık derinliğinde %10 ila %20 oranında azalma ve nemlendirme seviyelerinde iyileşme sağlamaktadır.

Kafein

Kafein, antioksidan ve anti-inflamatuar özelliklere sahip doğal bir purin alkaloididir. Kafeinin fosfodiesteraz inhibitörü olarak işlevi nedeniyle, hücre içi siklik adenozin monofosfat seviyelerini yükseltebilir ve nihayetinde çeşitli inflamatuar yolları baskılayabilir. Dahası, siklik adenozin monofosfattaki bir artış, trigliseritlerin serbest yağ asitlerine parçalanmasını uyarır ve bu da yağ birikiminin inhibisyonuna yol açar. Kafeinin hasarlı hücrelerin apoptozunu desteklediği de kanıtlanmıştır. Kafeinin metabolitleri reaktif oksijen türlerine karşı antioksidan etkiye sahiptir.

Bu özellikler, kırışıklıkları azaltmaya ve cildi serbest radikal hasarına karşı korumaya yardımcı olabilir. 2018'de yapılan bir çalışma, kafeinin oksidatif stres kaynaklı yaşlanmaya karşı koruyucu etkilere sahip olduğunu göstermiştir. Son çalışmalar, kafeinin göz çevresi halkalarını ve pigmentasyonu azalttığını göstermiştir. 1 ay boyunca %3 w/w kafein pediyle yapılan tedavide, göz çevresi pigmentasyonunun önemli ölçüde azalmasına, kan dolaşımının iyileşmesine ve periorbital bölgede cilt parlaklığının artmasına neden olmuştur. Göz çevresi ödemi ve şişkinliği olan kişilerde kafeinin lipolizi uyardığı ve alt göz kapağı şişkinliğini önemli ölçüde iyileştirdiği gösterilmiştir. Kafeinin ayrıca cilt elastikiyetini artırarak ve cilt bariyer fonksiyonunu iyileştirerek kırışıklık karşıtı etkileri olduğu kanıtlanmıştır. Kafein, transepidermal su kaybı miktarını azaltarak epidermal bariyerin fonksiyonunu iyileştirir. %3'e kadar konsantrasyonlarda topikal kafein güvenli kabul edilir ve insan cildi tarafından kolayca emilir.

Niasinamid, Nikotinamid

B3 vitamininin suda çözünen bir amid izotopudur. Sağlıklı metabolizma için gerekli olan nikotinamid adenin dinükleotid ve nikotinamid adenin dinükleotid fosfat dahil olmak üzere çeşitli temel koenzimlere dönüştürülür. Ayrıca poliadenozin difosfat-riboz polimeraz inhibisyonu ve melanozom transfer inhibisyonu yoluyla bir antioksidan olarak etki ettiği öne sürülmüştür. Günümüzde melazma, hiperpigmentasyon, rozasea, kırışıklık ve akne vulgaris tedavileri dahil olmak üzere birçok farklı klinik amaçlı ve kozmetik formülasyonda kullanılmaktadır. Bir çalışmada %5 niasinamidin yüz elastikiyetini iyileştirme ve kırışıklıkları azaltmada önemli bir etkiye sahip olduğu gösterilmiştir.

Göz çevresi bakım ürünleri günlük cilt bakım rutininizin etkili bir parçası olmalıdır. Ancak göz ve göz çevresi cildin doğal yapısı nedeniyle güvenli ürünler olmalıdır. Bu ürün içeriklerindeki aktif bileşenlerin bilinmesi, % konsantrasyonları ve kullanım amaçlarının belirlenmesi çok önemlidir. Ürün içeriğinin problemlere göre seçimi için aşağıdaki özet bilgiler kullanılabilir.

Göz çevresi bakım ürünleri, günlük cilt bakım rutininizin etkili bir parçası olmalıdır. Ancak göz ve göz çevresi cildinin doğal yapısı nedeniyle güvenli ürünler tercih edilmelidir. Bu ürünlerin içeriklerindeki aktif bileşenlerin bilinmesi, konsantrasyonları ve kullanım amaçlarının belirlenmesi çok önemlidir. Ürün içeriğinin problemlere göre seçimi için aşağıdaki özet bilgiler kullanılabilir.

  • Göz çevresi koyu halkalar ve hiperpigmentasyon; niasinamid, kafein, E vitamini, C vitamini

  • Göz çevresi ödem kaynaklı şişlikler; kafein

  • Göz çevresi ince çizgiler ve kırışıklıklar; kafein, retinol, vitamin C, peptidler, hyaluronik asit, niasinamid


Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency