- Gösterim: 8943
Yüzün şekli, tek yumurta ikizleri dışında, kusursuz bir farklılık göstermekte. Bu cinsiyete, ırksal özelliklere bağlı olabildiği gibi
kişinin yaş almasına bağlı farklılıklar göstermekte.
Yaşam boyunca maruz kalınan kazalar, yaralanmalar ve hastalıklarda yüz şekinde değişimlere neden olmakta.
Yüz kemikleri, dişler , deri ile altında yer alan yumuşak ve destek doku yüzün şeklini belirlemekte. Bu tüm anatomik yapıların gelişimi ve şekillemesi genlerin kontrolü altında ve çevresel faktörlerden etkilenmekte.
Ebebeyinlerde geçen 22 çift otozomal kromozom ve cinsiyeti belirleyen 1 çift( XX; kadın ve XY erkek) kormozomlar genetik yüz-kafatası şeklini-genotipimizi belirlemekte. Bu yüzden biraz anne biraz babamıza benzeriz. Anne rahnimde gelişimimiz sırasında ve yaşamımız boyunca maruz kalığımız çevresel faktörler bu genetik yepısı etkilemekte ve fenotipimiz belirlenmekte. yaklaşık olarak 20.000 genden bahsedilmekte. Bu genler bağımsız çalışmamakta. Sıklıkla bir gen aynı genomda yada farklı genomda bulunan bir yada daha fazla genin(değiştirici genler) varlığına bağlıdır. Ayrıca genler çevresel faktörler ile de kontrol edilmekte. Gebelik sırasında sigara va lakol kullanımına bağlı gelişen GRID2 ve ELAVL2 genleri gibi. Bunarın varlığı yarık dudak ve damak gibi yüz şekini değiştiren deformasyonlara neden olmakta.
Normal bir yüzün şekillenmesinde genetik yapı ve çevresel faktörlerin etkisi ikizler üzerinde çalışmalarında araştrılmış. İkiz çalışmaları genelerin % 100 nü paylaşan momozigot ikizler(tek yumurta ikizleri) ve % 50 sini paylaşan dizigot(çift yumurta ikizleri) üzerinde yapılmış. 263 monozigot ve 341 dizigot kadın ikizlerde yapılan çalışmada yüzde kalıtımsal yüz özelliklerine bakıldığında; üst dudağın çeneye göre daha belirgin olması, gözler arası mesafe, burun yüksekliği, üst dudak yükseklikleri arasında ikizler arasında yüksek benzerlikler bulunmuştur. Bu genetik benzerlikte tek farklılık alt çene kemiği-mandibulada gözenmekte. Bununda çevresel faktörlerin mandibulanın gelişim sürecini etkilendiği gösterilmiştir.
Yüz ve vücut şeklinin belirlenmesinde ve hastalıklara bakıldığında genetik ve genetik+çevresel(fenotip) faktörler arasındaki ilişki alağıdaki tabloda özetlenmiş.
Yukardaki şekilde görüldüğü gibi yüz yüksekliği, burnun belirgin yapısı, göz arası mesafe ve üst dudağın çeneye göre belirgin yapısı kalıtımsal. Bu kalıtımsal geçişte 995 babada 465 oğul ve 530 kız çocuklarında araştrılmış. Babanın göz çevresi yapısı kız ve erkek çocuklarda yüksek oranlarda uyumlu iken, burun ucu ve çene erkek çocuklarda burun ve ağız çevresi kız çocuklarda daha yüksek uyumlu çıkmış. Bu genlerin yüz etkisini belirmeindeki etkisinden kaynaklanmakta.
Yüzün genel şekli ve estetik anatomik alanların yapısının gelişimide bir çok saptanmıştır. Bunlardan birkaçı;
- Göz iç kısmı ile burun kökü arasındaki morfolojji PAX 3 geni ile
- Burun genişliği ve yükselliği PRDM16 geni ile
- Gözler arası mesafe TP63 geni ile
- Burnun yüzdeki yerleşimi C5orf50 geni ile
- Göz genişliği HMGA2 geni ile
- Burun sırtı geniliği SUPT3H/RUNX2 geni ile
- Burun kanatlarının geniliği GLI3/PAX1 gen ile
- Çenenin önde yer alması EDAR geni ile
- Üst yüz derinliği TRPC6 geni ile gibi.
Genetik yapımız dışında çevresel faktörlerde yüz şeklimizi belirlemekte. Travmalar, ameliyatlar, enfeksiyonlar, yanıklar ve sonrasında kalan skar dokusu belkide ilk akla gelenleri. Ancak bunun dışında birçok dış faktör yüz yapısını etkilemekte. Bunlardan bir kaç tanesi;
- Yaşadığımız coğrafya ve iklim koşulları; tropikal bölgelerde daha erken yüksek rakımlı yerlerde daha geç ergenlik dönemine girişi sağlamakta buda hormonsal sistem üzerinden yüzün morfolojisini değitirmekte.
- Astım; astımlı hastalarda burun kanatları genilliği 0.4 mm daha geniş ve orta yüz yüksekliği 0.4 mm daha kısa olarak ölçülmüştür.
- Atopik dermatitis; atpik dermatitisli çocuklarda yüzün toplam ve orta yüz yüksekliği 0,6 mm daha yüksek bulunmuştur.
- Çocukluk çağı hastalıkları; çok net tanımlanmamakla birlikte bazı hastalıkların yüzde asimetri yaptığı ifade edilmekte.
- Gebelik döneminde annenin alkol kullanımı; üst dudakta filtrumun silik olması, küçük baş ve düşük IQ
- Metabolik durum ve hastalıklar; insülin, glukoz, kolestrol, trigliseridler ve yüksek ve düşük lipoproreinler yüzün şeklini etkileyebilmektedir.
- Beslenme; düzensiz ve yetersiz beslenme genel vücut gelişimi ile birlikte yüz yapısını gelişimini etkilemekte. Dengesiz beslenme hormonsal sistem üzerinden puberte başlangıç yaşını değiştirebilir.
- Obesite; ergenliğin hormonsal sürecini erkene çekebilir.
- Fiziksel aktivite; atlet ve balerinlerde menstrüral zamanın geciktiği gösterilmiştir.
- Gece nefes alma problemleri; bu kişilerde ağızdan nefes alma nedeni ile yüz yüksekliği 0.3 mm artmakta, burun genişliği ve burun yüksekliği azalmakta.
- Sosyoekonomik seviye; sosyal ve ekonomik seviye arttıkça daha erken ergenlik yaşları görülmekte.
Yüz gelişiminde ergenliğin başlangıç yaşı son derece önemlidir. Ergenlik yaş başlangıcı genetik yapımız ve metabolik faktörleri etkileyen çevresel faktörlerin kontrolü altındadır. Ergenlik döneminin hormonsal süreci tüm vücutta olduğu gibi yüz ve kafa kemiklerinin olgunlaşma sürecini tanımlar. Ergenlik döneminin başlangıcı olan pubertenin erken yada geç başlaması yüzün kemikten yumuşak dokuya kadar tüm anatomik yapılarının büyüme sürecini etkileyecektir. Aşağıdaki grafiklerde kadın erkeklerde puberte döneminde kemik ve yumuşak doku büyüme oranları ve yaş dönemleri gösterilmiştir. Her iki cinstede kemiksel büyüme ve yaş eğrileri benzer ancak ymuşak doku değişimleri farklıdır. Bu farklılık ırklar arasındaki çalışmalardada gösterilmiştir.