- Gösterim: 27761
Genetik, yaş alımı gibi içsel faktörler, güneş-UV, sigara kullanımı ve çevresel kimyasallar gibi dışsal faktörlerin kontrolü altında vücudumuz gibi derimiz de yaşlanmakta. Başta yüzde olmak üzere ortaya çıkan kırışıklıklarımız bu yaşlanma kompleksinin bir parçası. Ancak estetik olarak hastalar tarafından belkide en fazla istenmeyen bölümü.
Kırışıklıklar oluşma nedenleri, fiziksel ve gelişim patolojilerine göre sınıflandırılmakta.
1. Atrofik krışıklıklar; deri hücreleri arasındaki destek dokuların ve deri sebum salgısının azalmasından kaynaklanmakta. Vücudun tüm deri yüzeyinde yaş alımı ile görülmekte, vücudun duruş pozisyonuna göre değişmekte ve deri gerildiğinde kaybolmakta. Bunlara "kuru deri kırışıkları" da denilmekte. Nemlendirici kullanımı ile görünümleri azalmakta. Sıklıkla kaşların üzerinde ve dekolte bölgesinde görülmekte.
2. Elastotik kırışıklıklar; güneş-UV kaynaklı deride elastozis(elastin fiberlerin hasarlanması) ile gelişen kırışıklıklardır. Daha ince çizgiler şeklinde başlayıp zamanla derinleşmekte. Yüz, boyun ve dekolte bölgesi gibi uzun süreli UV'ye maruz kalınan yerlerde ortaya çıkmakta. Açık tenlilerde erken deri yaşlanma görünümünden sorumludur. Deri gerildiğinde kaybolmazlar.
3. Dinamik Kırışıklıklar, Duygu Durum Kırışıklıkları; yüz mimiklerinin veya duygu ifadelerinin kullanımı sırasında yüz mimik kaslarının etki alanlarında gelişen çizgilerdir. Mimikler tekrarladıkça ve yaşlanma süreci ile kalıcı olmaya başlamakta.
4. Yerçekimi kaynaklı kırışıklıklar; yüzde doku sarkmalarına bağlı olarak gelişen derin kırışıklıklardır. Nasolabial fold, prejowl fold, melibiol fold gibi. Yaşlanma, kilo verme ve yapısal olarak ince deri yapısı olanlarda daha kolay ortaya çıkmakta.
5. Uyku kırışıklıkları; uyku sırasında yüz ve vücudun pozisyonuna bağlı fiziksel kuvvetlere maruz kalan alanlarda ortaya çıkmakta.
Uyku Kırışıklıkları
Uyurken vücut pozisyonu sürekli değişmekte. Gece boyunca vücudumuz şekilden şekile girmekte, ortalam 20 kez pozisyon değiştiririz. Yaş ilerledikçe daha az pozisyon değiştirmeye başlarız. Ancak uyku gözlemlerinde; hangi yaş döneminde olusak olalım sıklıkla sırt üstü, sağ-sol yan yada yüz üstü pozisyonlarını tercih ettiğimiz görülmüş.
Özellikle yan ve yüzüstü yatarken yüz dokuları başın ağırlığı ile yastık yüzeyi arasında sıkışma, basınç, dokuların kayması gibi mekanik kuvvetlere maruz kalmakta.
Uyku sırasında yüzün transparan bir yüzeyden çekilen fotoğrafı bu kuvvetler etkisi ile gelişen bu deformasyonu çok güzel tanımlamakta.
Ortalama günlük 8 saatlık uyku süresi düşünüldüğünde bu süre boyunca yüz bu kuvvetlere maruz kalmakta. Zamanla bunlar uyku pozisynuna bağlı olarak belli anatomik alanlarda kırışıklara neden olmakta. Bu kırışıklıklar simetrik yada yan yatma tercihine göre tek taraflı olabilmekte.
Uyku kırışıklıkları yüzde sıklıkla aşağıda resimde tanımlanmış alanlarda ortaya çıkmakta ve özel isimler almakta.
Elimizle yüzü basınç ve itme-çekme uygulayarak bu kırışıkların varlıkarını simüle edebiliriz.
Uyku kırışıklıkları yüzde deri ve yumuşak dokunun kemik dokulara bağlandığı noktalarda daha fazla oluşmakta. Bu alanlar yüzde "retaniing ligament" olarak tanımlanan kemiklerden deriye uzanan fibröz bağ dokularının yoğun olduğu alanlardır. Aşağıda temsili bu ligamenteler gösterilmekte. Bu ligamentler zayıfladığında üzrindeki yumuşak doku ve deri daha mobil hale gelmekte. Bu mobil alanlar uyku sırasında mekanik etki ile daha fazla etkilenmekte.
Uyku kırışıklıkları sıkllıkla dimanik mimik çizgileri ile karıştrılmakta. Bunların birbirinden ayrılmasında en önemli yöntem, hastanın mimikleri kullanması sırasında kırışıkların ne kadar mimiklere katıldığının gözlenmesidir. Mimikler sırasında dinamik çizgiler belirginleşirken uyku kırışıkları fazla değişim göstermemektedir.
Uyku kırışıklıklarının önlenebilmesi için
- Sırt üstü uyumanın sağlanması
- Özel yastıkların kullanılması önerilmekte.
Uyku kırışıklıkları, özelliklede yan uyuma, yüz dışında dekolte bölgesinde çok fazla ortaya çıkmakta. Bu kırışıklıklar dekolte alanında yukarıdan göğüs ortasına uzanan kırşıklar şeklinde görülmektedir.
Bu kırışıkların önlenmesinde sırt üstü yatılması dışında geceleri uyku sırasında takılan özel silikon örtüler kullanılabilir.