"Phyma" Yunanca deri tümörü  anlamına gelmekte. Deride sebase bezler ve destek dokusunun büyümesinden kaynaklanan tümöre benzer "fima" olarak tanımlanmakta. Yüzde yerleşim yerine göre özel adlar almakta.

  • Mentophyma ve Gnatophyma; çene ve yanak yerleşimli 
  • Metophyma; alın yerleşimli
  • Otophyma; kulak yerleşimli
  • Bleharophyma; göz kapağı yerleşimli
  • Rhinophyma; burun yerleşimli fimalar gibi.

Bunlar içerisinde en sık gözlemlediğimiz rinofimadır. Görsel ve estetik olumsuz görünümü nedeni ile psikolojik problemlere yol açabileceği gibi ilerlemiş klinik durumlarda nefes alma güçlüklerine neden olabilmekte. Rinofima toplumsal algıda maalesef aşırı alkol kullanımı ile özdeştirilmekte, "alkol burunu" yada "viski burunu" olarak tanımlanmakta. Papağan burun, patates burun, patlıcan burun ve karnıbahar burun gibi isimlerde kullanılmakta.

Sanat eserlerinde bile rinofima tasvir edilmiş. 15. yüzyılda Domenico Ghirlandaio' nun "An Old Man and His Grandson" esrerinde görülmekte.

Rinofima roza hastalığının klinik sürecinde ortaya çıkmakta(Roza hastalığı hakkında daha detaylı bilgi için...). Rinofimada burunda kemik-kıkırdak doku etkilenmezken derinin sebase bezleri ve altındaki destek dokusu hipertrofiye olmakta. Klinik sıklıkla burun ucunda ve burun kanatlarına yerleşmekte. Sebase ve kıl folikülerinde bulunan domex parazitleri ve bunların ağızlarında taşıdıkları bakteriler sebase bezlerde  kronik enflamasyona neden olmakta, bu süreç sebase bezlerin ve çevre dokuların büyümesine neden olmakta.

Roza hastalığı 25-35 yaş döneminde kadınlarda sık görüşürken rinofima erkeklerde 40-60 yaş döneminde ortaya çıkmakta.

Rinofima burun ucu ve kanatlarında eritem-kızarıklık, kılcal damar artışı, deride kalınlaşma, derinin portakal kabuğu gibi kaba görünümü ile başlamakta. Daha sonra klinik ilerleyerek klasik rinofima gelişmekte.

Rinofima için klinik varyasyonlar tanımlanmıştır. Bunlar;

  • Glandular rhinophyma: sebase bezlerde büyüme
  • Fibrous rhinophyma; deri altı destek dokuda hiperplazi
  • Fibroangiomatous rhinophyma; deride fibrozis, telenjektazi ve inflamasyon gösteren lezyonlar var.
  • Actinic rhinophyma: burun üzerinde nodüler kitleleri yapan elastik fibröz büyümeler var.

National Rosacea Society (NRS) birliği tarafından rinofima için beirlenmiş klinik evrelendirme ise;

  • Evre 0: burunda rinofima yok
  • Evre I: Burun üzerindeki deri kabalaşarak protakal kabuğu görünümü almış, ancak burun kontrularında değişim yok.
  • Evre II: Burun üzerinde nodüller yok ancak kontru düzensizliği başlamış
  • Evre III: Burunda nodüller ile birlikte kontur düzensizlikleri var. 

Rinofimada Genel Tedavi Yaklaşımı

Rinofimada ilk olarak zeminde yatan roza hatalığının topikal ve sistemik tedavisi ile başlanır. Topikal metronidazole, permetrin, tetrasiklin vb birlikte klinik şiddetine göre sisemik terasiklin hatta isotretionin kullanılmakta.

Rinofimada girişimsel tedavilerde amaç büyümüş dokuların çıkarılarak burunun tekrar konturlarının belirlenmesi ve burun fonksiyonlarının düzenlenmesidir. 

Bu amaçla;

  • Fibröz dokuların cerrahi olarak çıkarılması.

 

  • Kriyoterapi
  • Dermabrazyon
  • Elektrokoter
  • Plasma ve RF
  • Lazer tedavisi uygulanmakta. 

Rinofima Fraksiyonel CO2 Lazer Uygulamaları

Yukarda tanımlanan tedavilerden güzel sonuçlar alınmakla birlikte günümüzde rinofimada elektrocerrahi yada lazer daha fazla tercih edilmekte. Bu iki yöntemde klinik ve estetik başarı daha yüksek, yan etkiler minma ve hastanın iyileşme süreci kısa ve daha az problemlidir.

Bu amaçla cilt yenilemede klinik etkinliğine inanılan fraksiyonel Co2 lazer kullanılmakta. CO2 lazerin deride kontrollü derinlikte ve ısıda yeterli hasar yapması ve bu sırada kanam kontrolü sağlaması en büyük avantajlarından birisidir.

Klinik ve genel sağlık olarak değerlendirilen hastalarda lazer öncesi ön görüşme yaılmakta. Örneğin roza ve rinofima için kullanılan ilaçlar var ise bunlardan bazıları lzer öncesi kesilebilmekte(tetrasiklin ve isotretionin gibi).  Hastanın herpes-uçuk hilkayesine bakılmaksızın sistemik antiviraller başlanmakta.

Uygulama ağrılı olduğu için mutlaka lokal anestezi yapılmakta.

Lazer 20-30 W, 400-700 dwell time ve 200 DOT scaner ile rinofima alanına uygulanmakta. Uygulama burun üzerindeki fibröz doku ve kontur düzensizlikleri gidene kadar devam edilmekte. Bu aynı alanda 10-20 pas uygulamanın yapılması anlamına gelmekte.

Uygulama sonrası burun vazelin emdirilmiş sargılar ile 24 saat kapatılmakta. 24 saat sonra açık pansumana geçilmekte. Hastanın günde 4 defa burun alanını yıkaması üzerine antibakteriyal krem ve termal su+hyaluronik asit içeren(Vichy thermal 89 gel) jeller kullanması istenmekte. 

İlk seanstan 2 hafta sonra burun üzerinde eritem-pembelik ile deri iyileşmekte. 2. haftada sistemik antibiyotik ve topikal metranidazol başlanmakta.

2-3 ayda ikinci fraksiyonel CO2 lazer uygulaması yapılmakta. İlk uygulama parametreleri ancak daha az paslar ile uygulama aynı koşullarda tekrarlanmakta.

Fraksiyonel CO2 uygulaması sırasında daha yüksek bir kanama kontrolü için bipolar elektrokoter kullanılabilmekte. 

 


Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency