- Gösterim: 9741
Kadın ve erkek için güzel bir yüz, simetrik, dengeli ve tüm estetik alanlarının birbiriyle uyumlu olmasıyla tanımlanır. Yüze yapılması planlanan cerrahi ya da cerrahi olmayan estetik uygulamalar, yüzde uyumunun yeniden sağlanması, orantılı yüz yapılarının restorasyonu ve orantısız ilişkilerin ortadan kaldırılmasını gerektirir. Yüzün genel ve estetik alanları arasındaki optimum ilişkilerin belirlenmesinde yüzün estetik analizleri kullanılır. Yüz analizi ve oranlar ırksal farklılıklar göstermektedir. Farklı ırklarda yapılan analiz ve ölçümlerde antropolojik farklılıklar ve yüz oranları iyi tanımlanmıştır. Bu nedenle yüzün estetik analiz sonuçları, kişinin ait olduğu ırksal normlar ve kültürel değerleri ile değerlendirilmelidir. Etnik yüz özelliklerini koruyarak yüzün geneli ile orantısız olan özelliklerin düzeltilmesi hedeflenmektedir. Ancak günümüzde güzellik ve normal yüz oranları kavramı hızla değişmektedir. Bunda etnik nüfusun daha heterojen hale gelmesi, ırklar arası karışımdan yeni yüz oranlarının ortaya çıkması da sorumludur. Artık bir kültür için güzel ve kabul edilebilir olarak kabul edilen şeyin bir diğer kültür için farklı olabileceği sosyolojik olarak bilinmektedir. Tek bir estetik standart ve güzellik kavramı bu özellikler nedeniyle yetersiz kalmaktadır. Günümüzde farklı etnik grupların yüz, iskelet, cilt profillerine ve kültürlerine daha iyi uyum sağlayacak şekilde benzersiz bir estetik standart ve güzellik modeli geliştirilmesi gerekmektedir.
Klasik estetik yüz analizleri, yüzün yumuşak dokularının analizi açısından maalesef yetersiz kalmaktadır. Klasik analizlerde tanımlanan ve standart olan anatomik noktaların belirlenmesi değişkenlik göstermektedir. Fotogrametrik ya da sefalometrik yapılan analizlerde elde edilen sonuçlar ortalama yüz değerleri ile karşılaştırılır. Ancak günümüzde kadın ya da erkeklerde çekici yüzlerde yapılan fotogrametrik ya da sefalometrik ölçümler ortalama değerlerden değişkenlik göstermektedir. Bu nedenle klasik analizler ortalama yüz değerleri ile uyumlu kullanılırken estetik çekicilikte yetersiz kalmaktadır. Ancak klasik analizlerde kullanılan yüzün fotogrametrik olarak profilden değerlendirilmesi ve özellikle açıların hesaplanması, halen belli estetik anatomik alanların değerlendirilmesinde kullanılabilmektedir. Bu konuda yüzün tüm açılarına girilmeden profilden önemli yüz açıları anlatılmaya çalışılmıştır.
Yüz analizinde tüm yüz parametrelerinin belirli bir popülasyon için yaşa, cinsiyete ve etnik kökene özgü olan bir 'ortalama' değeri veya 'normu' vardır. Bu normların her birinin normal kabul eidlen "değişkenlik aralığı" vardır. Yüzde bir alandaki estetik uyumsuzluk yada deformitesinin tanımı, kabul edilen normdan bir veya daha fazla yüz parametresinin önemli ölçüde sapmasından kaynaklanır. Sapmanın büyüklüğü, altta yatan kemik dokusu ve/veya, üstteki yumuşak dokulardan kaynaklanabilir. Estetik yaklaşımlarda bunun belirlenmesi cerrahi müdahalenin yapılıp yapılmaması gerektiğini belirlemektedir. Sapma cerrahi olmayan uygulamların yapılmasına izin veriyor ise dolgular, iplik askılar ve lazerler gibi enerji sistemleri kullanılabilir.
Yüz çekiciliği tartışmalarında gözlemcinin algısı, yüze baktığı ve aldığı bilgiyi zihniyle yorumladığı nörofizyolojik süreçleri ifade eder. Yüz çekiciliği, psikososyal refahta önemli bir özellik olarak kabul edilir. Yüzün çekiciliğinde yüz profili oldukça önemlidir. Bazı bireyler için özel bir endişe kaynağı olabilir ve yüz estetiği uygulama isteklerinin önemli bir nedenidir. Bu nedenle, yüz estetik analizlerinde ortalama nüfus değerlerine ek olarak çekicilik algılarının değerleri de tanımlanmaktadır. Bu, cerrahi ve cerrahi olmayan estetik uygulamalarda hedefleri belirlemektedir.
Yüzün estetik analizinde, kantitatif değerlendirmelerde yüzdeki yumuşak dokuların referans noktaları arasındaki düzlemler ve bu düzlemler arasındaki açılar kullanılmaktadır. Bu açılar, yüzün ön ve profilden estetik değerlendirmelerinde yer almaktadır. Profil açıları en sık kullanılan açılardır. Bu açılar sıklıkla fotogrametri ile, fotoğraflar üzerinden açıların hesaplanmasıyla belirlenmektedir.
Yüzün profilde değerlendirlmesinde kullandığımız klasik açılardan en önemli olanlar aşağıdaki resimde tanımlanmıştır. Nasomental açı=b: Ortalama 128 derecedir. 120-132 derece arasında değişmektedir. Mentoservikal açı=c: Ortalama 85 derdecedir. 80 – 95 derece arasında değişmektedir. Nasofasial açı=a: Normalde 36 derecedir. 30-40 derece arasında değişmektedir. Submental-boyun açı=d: Erkeklerde 126 kadınlarda 121 derecedir.
Yüzün profilde dışbükeyliği, profil açıları
Yüze profilden bakıldğında alın, burun, ağız ve çene geçişinde konveks, dişbukey bir yapılanma gözlenmektedir. Bu yüzün profilden estetik alanlarının genel dengesinin bir ölçüsüdür. Yüzün profilden konveksliğini estetik analizi ve değerlendirilmesinde yine açılar kullanılmakta. Bunlardan ilki "yüz konveks açısı" denilmektedir. Yüz konveks açısı; yüzün üst profil planını oluşturan glabella-G ′ ile subnasale – Sn birleştiren hat ile yüzün alt profil planını oluşturan pogonion-Pog ′ ile subnasaleyi birleştiren hat arasında oluşmaktadır. Tanımlanan ideal yüz konveks açısı değişken antropolojik ve cinsiyet farklılıklarıyla birlikte normalde Amerikalılarda ve Avrupalılarda 12° ± 4 ° olarak saptanmıştır. Irksal ve etnik kökenlere göre ciddi farklılıklar göstermektedir. Örneğin, Türkler'de 14.15° ± 4,65° kadar çıkarken, Korelilerde 7.74° ± 3,9° kadar düşmektedir. Bu açı alın, üst ve alt çene arasındaki dengeyi ölçmektedir. Açının saat yönünde artması yüzün profilde konveks olmasına azalması hatta negatif olması ise yüzün profilde konkav olmasına neden olmaktadır.
Yüz profil açılarından ikincisine "toplam yüz konveks açısı" denilmektedir. Toplam yüz konveks açısı; yüzün üst profil planını oluşturan glabella-G ′ ile burun ucu – Prn birleştiren hat ile yüzün alt profil planını oluşturan pogonion-Pog ′ ile burun ucunu birleştiren hat arasında oluşmaktadır. Bu açı alın, burun ve çene arasındaki dengeyei ölçmektedir.
Yüz profil açılarından üçüncüsüne "yüz açısı" denilmektedir. Yüz konveks açısı; yüzün üst profil planını oluşturan glabella-G ′ ile subnasale – Sn birleştiren hat ile yüzün alt profil planını oluşturan pogonion-Pog ′ ile subnasaleyi birleştiren hat arasında subnasalede oluşmaktadır. İdeal yüz açısı açı aralığı 168.7° ± 4.1° dir. Bu açı normal büyüme gösteren bireylerde sabit kalır. Bu durum Subnasale’in burnun büyümesiyle birlikte öne doğru hareketi ile yine büyüme sonucu Pogonion’un ileri doğru hareket etmesi sonucu gerçekleşir. Estetik olarak güzel ve çekici batı ırklarında yüz açısı 165° ve doğu ırklarında 167,3° olarak tanımlanmıştır.
Yüz Yumuşak Doku Açısı
Yüzün profilden estetik analizinde özellikle yumuşak dokuların değerlendirilmesinde yüz yumuşak doku açısı kullanılmaktadır. Bu açı, yüzün burun kökü profil planını oluşturan nasion-N' ile yüzün alt profil planını oluşturan pogonion-P' arasında birleştiren hat ile başın doğal duruşunda oluşan yatay hat (FHL) arasında oluşmaktadır. Yüz yumuşak doku açısı normalde 90° – 92° dir. Bu açının 90°den düşük yada yüksek olması önemlidir.
Bu açı ile alt çenenin, mandibulanın pozisyonu değerlendirilmektedir. Çenenin bu açı hattının gerisinde olması "retrognatik - mandibulanın geride yerleşimi" olarak tanımlanırken, önde olması "prognatik - mandibulanın önde yerleşimi" olarak tanımlanmaktadır. Bu açı hattı ile ayrıca "çenenin küçük olması - mikrognatik" ya da "çenenin büyük olması - makrognatik" olarak çene üzerinde yumuşak doku kalınlığı değerlendirilmektedir.
Yüzün yumuşak dokularının değerledirilmesinde kullanılan diğer iki açıda son derece önemlidir. Bunlardan ilki yüzün burun kökü profil planını oluşturan nasion-N' ile yüzün alt profil planını oluşturan pogonion-P' arasında birleştiren hat ile nasion üst dudak hattı arasında oluşan açıdır. Bu açı erkeklerde normalde 6.98° ± 2.29° iken kadınlarda erkelerde 7.17° ± 1.71° olarak tanımlanmıştır. İkincisi ise yüzün burun kökü profil planını oluşturan nasion-N' ile yüzün alt profil planını oluşturan pogonion-P' arasında birleştiren hat ile nasion alt dudak hattı arasında oluşan açıdır. Bu açı erkeklerde normalde 3.27° ± 1.79° iken kadınlarda erkelerde 3.69° ± 1.39° olarak tanımlanmıştır. Bu açılar üst dudak ve alt dudak yumuşak doku açıları olarakta bilinmektedir.
Mandibular Plan Açısı
Yüzün profilinde kullanılan bir diğer açı mandibular plan açısıdır (MnP). Alt çene kemiği mandibulanın alt sınırının jawline düzlemi ile başın doğal duruşunda oluşan yatay hat (FHL) arasında oluşan açıdır. Mandibular plan açısı normalde 25° ± 5°'dir. Yüksek açılı bir mandibular plandan bahsedilirken açının 30° veya daha fazla olması, düşük açılı bir plandan bahsedilirken ise 20° veya daha az olması gerekmektedir.
Bu açının 30 dereceden fazla olması mandibulanın dikey olarak büyük olduğunu ya da saat yönünde rotasyonunu göstermektedir.
Nazolabial Açı, Burun - Üst Dudak Açısı
Yüzün profilden değerlendirilmesinde burun üst dudak geçişinde (subnasale açının köşesini oluşturacak şekilde) bir açı oluşmaktadır. Subnasaleden burun kolumellasına ve üst dudağa teğet çizgiler ile subnasale köşesi arasındaki "nazolabial açı"dır. Bu açı, özellikle burun, yüz profili ve üst dudak estetiğinin analizinde ve değerlendirilmesinde önemlidir. Açı komşuluğu nedeniyle burun ve üst dudağın estetik normlarından etkilenmektedir. Tanımlanan ideal nazolabial açı, değişken antropolojik ve cinsiyet farklılıklarıyla 90° ila 120° arasında değişir. Nazolabial açı erkekler için 90° ve 95°, kadınlar için ise 95°-115° arasındadır. Birçok çalışmada estetik olarak kabul edilen güzel kadın algısında bu açı 105° ve erkekler için 97° olarak bildirilmiştir. Ancak bu değerler yaşa, sosyoekonomik duruma ve çeşitli ırklara göre değişebilmektedir. Burun estetik anlayışı, trendler ve deneyimlerde bu açıda değişiklikler yapmaktadır. Kafkas ırklarında erkek ve kadınlarda 102 ±8 derece olarak tanımlanmıştır. Cinsiyet farkı bulunmamaktadır. Irksal ve etnik kökenlere göre ciddi farklılıklar göstermektedir. Örneğin, Uzakdoğu'da bu açı değerleri 120 dereceye kadar çıkarken, Ortadoğu'da 90 dereceye kadar düşmektedir.
Kadın ve erkeklerde çekici yüz tanımlarında bu ortalama değerler yine ırklara göre değişiklik göstermektedir. Kafkas ırklarında çekici kadın ve erkek yüzlerinde nazolabial açı 101,8 derece olarak tanımlanırken, Uzakdoğu'da bu açı 109,5 derece olarak tanımlanmıştır. Bunda Asyalı ırklarında çekicilik algısında burun ucunun belirgin, daha kalkık olması ve ağızın küçük ve profilde daha geride konumlanması yer almaktadır.
Artmış bir nazolabial açı, yüze karşı bakışta belirgin burun delikleri, kalkık bir buruna veya yüzün gerisinde konumlanmış dudak ve ağız görünümüne neden olabilmektedir.
Bu açının belirlenmesinde kolumella aksı, burun delikleri ekseni gibi farklı yönlendirmelerde kullanılmaktadır. Yüzün profilden burun delikleri aksı kullanılarak yapılan nazolabial açı değerlendirilmesi, burnun yüz boyunca ne kadar rotasyon gösterdiğini tanımlamaktadır. Yüzün profilden burun kolumella aksı kullanılarak yapılan nazolabial açı değerlendirilmesi ise burun ucunun rotasyonunu tanımlamaktadır. Bu açının ölçülme yöntemlerinde farklılıklar olsa da, fikir birliği, klasik burun kolumella aksı ile üst dudak filtrum aksı arasında oluşan açıdır. Bu açının değerlendirilmesinde sayısal ölçüm değeri yeterli değildir. Bu açı değerlendirilirken yatay çizgi ile açı 2'ye ayrılmaktadır. Bu açının değeri ile birlikte açının hangi oranlarda ikiye böldüğü de önemlidir. Bu açı kırmızı yatay çizgi ile ikiye bölündüğünde a ve b açıları ortaya çıkmaktadır. a açısı kolumellaya, b açısı üst dudağa aittir.
Cerrahi ya da dolgular ile yapılan burun estetik uygulamalarında önem verilmesi gereken birkaç önemli anatomik sorun olmasına rağmen, nazolabial açının belirlenmesi ve ideal/çekici bir burun algısı için açının oluşturulması kusursuz bir estetik sonuç için çok önemlidir. Bu açı estetik olarak ideal ve çekici bir burnu etkileyebilecek birçok diğer yüz özelliğinden yalnızca birisidir. Burnu, burnun kendisiyle sınırlı olmayan, yüzün daha geniş algısı içinde yer alan bütünsel bir yaklaşımla değerlendirmek önemlidir. Bu, burnun alın, kaşlar, gözler, yanaklar, orta yüz, dudaklar ve çene gibi diğer yüz yapılarıyla korelasyonunun değerlendirilmesi ile mümkündür.
Mentolabial Açı, Submental Katlantı Açısı, Dudak çene açısı
Alt yüzün profilden değerlendirilmesinde alt dudak ve çenenin dengesinin değerlendirilmesinde en fazla kullanılan açıdır. Profilde alt yüzün profil planı oluşurken dudak ile çene arasında submental katlantı gelişmektedir. Bu katlantıdan alt dudağa çizilen hat ile yüzün alt profil planını oluşturan pogonion-P'yi birleştiren hat arasında mentolabial açı oluşmaktadır. Bu açı çok fazla değişkenlik göstermekle birlikte normalde fotometrik ölçümlerde 120-130 derece olması gerekmektedir. Kadın-erkek yüz profil analizlerinde en belirgin farkların olduğu açıdır. Yüzün güzel ve çekicilik algısında kadın ve erkekte daha derin ve belirgin mentolabial sulkus ve 122 derecelik bir mentolabial açıdan bahsedilmektedir.
Bu açının nromladen çok fazla geniş olması geride yerleşimli çene-retrognatia anlamına gelmektedir.
Yüzün profilden esteteik analizde yukarda tanımlananlar dışında başka açılarıda kullanılmaktadır. Kulağın tragusu refarans alınarak burunda nasiona, burun ucuna, üst dudağa ve çenede pogoniona düzlemler çizildiğinde arada üç açı oluşmakta.
- Nasal açı; tragus – nasion ve tragus-burun ucu arasındaki açıdır. Normalde nasal açı 23.3 derecedir
- Maksillar açı; tragus-burun ucu ve tragus- üst dudak arasındaki açıdır. Normalde maksillar açı 14.1 derecedir
Bunlar dışında daha az kullanılan profil açıları ise;
- Profil yüz açısı; nasion-pogonion hattının tam ortası ile tragusu birleştiren hattın arasında oluşan açıdır ve normalde 102.5 derecedir.
- Profil maksilla-yüz açısı; nasion-üst dudak hattının tam ortasını tragus ile irleştiren hattın arasındaki açıdır ve normalde 5.9 derecedir.
Submental servikal açı
Boynun üst kısmı ve çene altı bölgesi ile olan komşuluğu, özellikle yüzün profilden estetik algısında büyük bir etkiye sahiptir. Burada oluşan submental-servikal açı, yüz profili çekiciliğinin önemli bir belirleyicisidir. Submental-servikal bölgenin olumsuz estetik konturunda birçok aktör rol oynayabilir; submental-servikal cildin tonusu ve gevşekliği, suprahyoid kas desteği, aşırı yağ birikintileri, submandibular bezlerin büyüklüğü, hyoid kemiğinin konumu ve mandibula ile çenenin iskelet yapısı gibi. Mandibula ve/veya çenenin normalden çok fazla geride konumlanması, submental uzunlukta azalma olmasına, submental alanda aşırı yumuşak doku dolgunluğuna ve submental-servikal açının azalmasına yol açabilir. Bu nedenle, cerrahi ve cerrahi olmayan estetik uygulamalarda bu alanın ve açının değerlendirilmesi gereken bir durumdur.
Submental-servikal açı, yüz çekiciliğinin algılanmasında potansiyel olarak önemli bir faktördür.
90°–105°'lik bir submental-servikal açının estetik olarak kabul edilebilir olduğu gösterilmiştir. 120°'ye kadar olan açılar biraz çekici olarak değerlendirilirken, 125°–130°'ye gelindiğinde çok/aşırı derecede çekici olarak algılanmaktadır.