Şakak Estetiği

Sağlıklı bir dil görünümü, açık kırmızı-pembe rengin dil yüzeyinde eşit dağıldığı, nemli ve pürüzlü bir yüzeye sahip dil olarak tanımlanır. Ayrıca dilde ağrı, batma, yanma, şişme veya uyuşma gibi rahatsızlıklar olmamalıdır. Dilin görünümü, vücut genel sağlığımızın veya hastalıkların aynasıdır. Bu nedenle, sistemik muayenede en sık bakılan organlardan birisidir.

Sağlıklı bir dile dikkatle bakıldığında, tüm yüzeyin küçük parmaksı-ipliksi çıkıntılar ile kaplı olduğu ve bunların arasında mantar şeklinde, yüzeyleri düz-yuvarlak, biraz daha büyük kabartıların olduğu görülebilir.

"Filiform papilla" ince, uzun, koni şekilli olan bu papillalar, bağ dokunun çıkıntıları olup nispeten daha kalın bir keratinize çok katlı skuamöz epitel tabakası içerir. Bu kalın epitel tabakası, dile mat-beyazımsı rengi vermektedir. Dilin daha derin tabakalarını mekanik ve fiziksel uyaranlardan korur. Filiform papillalar en küçük çıkıntılar olup dilin ön üst kısmını kaplar ve tat organelleri içermezler. Yükseklikleri ile arasında değişir.

"Fungiform papilla" dilin yüzeyindeki mantar şeklinde papillalardır. Filiform papillalardan daha az olan bu papillalar, filiform papilla dizileri arasında tek tek dağılmış olarak bulunurlar ve sayıları dil ucuna doğru yoğunlaşmaktadır. Bu papillanın üst bölümlerinde çok katlı yassı epitel ve içerisinde tat organelleri bulunmaktadır. Üzerindeki epitel daha ince olduğu için yapısındaki zengin damarsal ağ, dilin pembemsi-kırmızımsı renkte görünmesini sağlamaktadır. Bu papillalar esas olarak tatlı ve tuzlu tat duyumlarından sorumludur.

"Circumvallat papilla" dil kökünün ön kısmında V şeklinde dizilmiş, sayıları - adet olan papillalardır ve fungiform papillalardan daha büyüktürler. Her bir papilla geniş kubbe şeklinde olup dil içerisine gömülmüş hâldedir. Yapısında çok sayıda tat organelleri bulunmaktadır. Yüzeyde bu papillalarda ikincil papillalar da bulunmaktadır.

"Foliate papilla" dilin arka yan kısımlarında yaprak benzeri katlantılar şeklinde görülürler. Gençlerde çok sayıda tat organelleri içeren bu papillalar, yaşla birlikte azalmakta hatta kaybolmaktadır.

Dilin üzerindeki bu papillaların arasına "Ebner bezleri" adındaki özelleşmiş seröz bezlerin kanalları açılır. Bu bezler dilin kas dokusunun daha derinlerinde yerleşim gösterir. Bezlerin ince seröz salgısı, papillaların dil yüzeyinde neden oldukları yarıklardaki yiyecek materyallerini yıkayarak uzaklaştırır ve tat duyusunun alınmasına izin verir. Bu salgı ve ağız içerisindeki tükürük, dilin ıslak-nemli görünümünü sağlamaktadır.

Dilin inflamasyonu "glosit" olarak tanımlanır. Filiform papillaların kaybolmasıyla gelişen glosit klinik formu "atrofik glosit ()" olarak adlandırılır. AG'de dil yüzeyinde filiform papillalar olmadığı için dil, normalde olması gerekenden daha düz, pürüzsüz ve canlı kırmızı görünmektedir. AG hastalarının büyük bir kısmında ağrı, yanma hissi, dilde uyuşma ve tat almada bozukluk görülebilir.

Atrofik glosit ayırıcı tanısında, klinik görünümü ile karışabileceği için kandidiyazis, migratuar glosit, coğrafik dil (geographic tongue) ve fissürlü dil (fissured tongue) gibi hastalıklar da akla getirilmelidir.

Atrofik Glosit () Nedenleri

AG, riboflavin, niasin, piridoksin, folik asit, B12 vitamini, demir, çinko ve E vitamini eksikliklerinden kaynaklanabilir.

  • Demir eksikliği, kan seviyesinde azalmaya neden olur. Eksik , tüm vücut dokularında olduğu gibi dilin yüzey mukozasına yetersiz taşınması ile sonuçlanır. Bu süreç, dil mukozasında filiform papillaların atrofisi anlamına gelmektedir.

  • Riboflavin, hücresel oksidasyon-redüksiyon reaksiyonları için gereklidir.

  • Niasin, hücresel oksidasyon-redüksiyon reaksiyonları için bir koenzim görevi görür ve DNA onarım sürecine dâhil olur.

  • Piridoksin, amino asitlerin, glikozun ve lipitlerin metabolizmasını içeren çeşitli enzimatik reaksiyonlarda bir kofaktördür.

  • Folik asit, DNA ve RNA sentezinde ve genetik değişikliklerin önlenmesinde rol oynar.

  • B12 Vitamini, DNA sentezi ve amino asit metabolizmasında görev almaktadır.

  • Çinko, hücre büyümesi, yara iyileşmesi, normal bağışıklık işlevi ve tat alma işlevi dâhil olmak üzere çeşitli insan biyolojik işlevlerinde rol oynar (tükürük tadıyla ilgili gustin, insan parotis tükürüğünde çinko içeren bir proteindir).

Yüksek kan homosistein düzeyi, dilde mukozal hücreleri besleyen arteriollerde yüksek tromboza neden olarak atrofi yoluyla AG'ye neden olabilir.

Yetersiz beslenme, sindirim sisteminde kandidiyazis, Helicobacter pylori enfeksiyonu, kserostomi ve diabetes mellitus'a bağlı olarak gelişen protein-kalori eksikliklerinde AG gelişebilmektedir.

Ağızdan sıvı alımının azalması ve artmış ağız kuruluğu durumlarında AG gelişebilmektedir.

AG, azalmış kas fonksiyon aktivitelerinde ortaya çıkabilmektedir.

Klinik Belirti ve Bulgular

Atrofik glositli hastalarda dilde yanma hissi, ağız kuruluğu, dilde uyuşma ve tat almada bozukluklar gözlenmektedir. AG hastalarında dilde yanma hissi ve uyuşukluk, dilin yüzey mukozasının filiform papilla tarafından korunmasının kaybolmasına ve dilin yüzey mukozasında sonlanan serbest sinirin kolay erişimine bağlıdır.

Tat alma bozukluğu, dilin yüzeyindeki ve yan kenarındaki fungiform papillalardaki tat tomurcuklarının kaybına, tükürük salgısının azalmasına ve tükürük içeriğinde gustin seviyesinin azalmasına bağlanır. Çinko takviyesi, tükürük gustin seviyesini artırabilir ve böylece tadı iyileştirebilir.

AG hastalarında yukarıdakilerle ilişkili semptomlar (ağız kuruluğu, yanma hissi, uyuşma ve tat alma bozukluğu), hastaların yeme ve yutma fonksiyonlarını olumsuz etkilemektedir. Yeme ve yutma güçlükleri, AG hastalarının büyük bir bölümünde anemiye, majör besin eksikliklerine ve hiperhomosisteinemiye neden olabilir.

Tanısal Yaklaşım

Tüm ağız mukoza hastalıklarında (ağızda yanma sendromu - burning mouth syndrome, oral liken planus, aftöz stomatit, oral submucous fibrosis ve Behçet hastalığı gibi) olduğu gibi, atrofik glositiste de hastalardan tam kan sayımı ve serum demir, B12 vitamini, folik asit, homosistein seviyelerine rutin olarak bakılmaktadır.

Ayrıca mide pariyetal hücre antikoru (), tiroid bezi için tiroglobulin antikoru () ve tiroid mikrozomal antikoru () (anti-tiroid peroksidaz antikoru veya anti-TPO antikoru olarak da bilinir) gibi organa özgü otoantikor seviyeleri sıklıkla incelenir.

  • Mide pariyetal hücrelerinin yıkımı ( pozitif olması), midede intrinsik faktör üretiminin yetersizliği ile sonuçlandığında B12 vitamini eksikliği veya pernisiyöz anemi gelişmektedir.

  • Hidroklorik asit () eksikliği geliştiğinde ise demir emilim yetersizliği, demir eksikliği veya demir eksikliği anemisine () neden olabilir. B12 vitamini ve demir eksikliği, AG'ye neden olabilir.

  • ve antikorlarının varlığı, sıklıkla hipotiroidizmle sonuçlanan otoimmün tiroidit (Hashimoto tiroiditi) ile ilişkilidir (başlangıçta hastaların küçük bir kısmında hipertiroidizm olabilir).

Tedavi ve Yönetim

AG hastalarında tedavide, laboratuvar çalışmalarının sonucuna dönük olarak spesifik tedaviler başlatılmaktadır (B12, folik asit ve demir gibi). Bunlar sıklıkla kombine olarak da başlanmaktadır.

Rutin kullanılan takviyeler:

  • Sıklıkla ağız yolu ile vitamin kompleksi içeren kapsüller rutin olarak kullanılmaktadır (günde iki kez bir kapsül; her kapsül , , , , kalsiyum pantotenat, nikotinamid, vitamini ve kalsiyum içermektedir).

  • B12 vitamini IM enjeksiyon şeklinde kullanılabilir ( ay boyunca haftada bir ampul ve daha sonra ayda bir ampul; her ampul 'sinde hidroksokobalamin içerir).

  • Folik asit ağız yolu ile verilmektedir ( ay boyunca günde tablet ve sonra günde bir tablet ile devam edilir; her tablet folik asit içermektedir).

  • Demir ağız yolu ile kullanılabilir (günde bir tablet; her tablet polimaltoz kompleks içermektedir).

  • Tat alma bozukluğu olan AG hastalarına ek çinko desteği ( ay boyunca günde iki tablet ve sonrasında günde bir tablet; her tablet çinko içerir) verilmektedir.

Bu tedaviler, hastanın ağızda yanma hissi, ağız kuruluğu, dilde uyuşma ve tat alma bozukluğu gibi tüm şikâyetleri ortadan kalkana kadar devam edilmektedir.

Ağızda yanma ve ağrı hissi için kortikosteroid (deksametazon veya triamsinolon asetonid) içeren merhemler, günde - kez ağız mukozasına ve dile ince bir film hâlinde uygulanabilir. Uzun süreli kortikosteroid kullanımı, antifungal bir ilaçla desteklenmelidir (kandidiyazis riskine karşı).

Ağız kuruluğu (kserostomi) AG'de önemlidir. Kserostomi kendisi AG nedenleri arasında yer almakta ve AG'nin en önemli hasta şikâyetleri arasında yer almaktadır. İleri yaşlarda kserostomi sık görülen bir durumdur. Ayrıca antidepresan, antipsikotik, sedatif, anksiyolitik, antihipertansif ve antikolinerjik ilaçların yan etki olarak kserostomiye neden olabileceği unutulmamalıdır. Ağız kuruluğu olan AG hastalara yapay tükürük ilaçlarının kullanımı, gün boyunca sürekli ağza su yudumları alınması, tükürük salgısını uyarmak için şekersiz şeker alımı, laktoperoksidaz, lizozim ve laktoferrin içeren oral kayganlaştırıcı kullanımları önerilmektedir.

AG'li hastalarda dilde sıklıkla kandidiyazis sık görülmektedir. AG hastalarında kandidiyazisin eliminasyonunun sağlanması için antifungal ilaçlar kullanılmaktadır.

AG'li hastalarda iyi bir ağız hijyeninin sağlanması ve sürdürülmesi son derece önemlidir.

AG hastalarının dil ve ağız mukozasında batma-yanma hissine karşı sıcak, tuzlu, asitli veya baharatlı yiyeceklerden uzak durulması tavsiye edilmektedir.

AG'li hastaların aşırı bedensel, ruhsal yorgunluklardan uzak kalması, iyi bir egzersiz programı uygulaması ve uyku düzenlerine dikkat etmeleri istenmektedir.

AG'li hastalarda yeterli beslenme ve sıvı alımı mutlaka sağlanmalıdır.

AG hastalarına klinik belirti ve bulgular bitse bile yıl içerisinde nüks olabileceği, bu nedenle - aylık periyodik takiplerin gerekliliği anlatılmalıdır.

 


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency