- Gösterim: 30516
Yüz estetik değerlendirme ve uygulamalarında yüzün bir bütün olarak değerlendirilmesini önemini anlamaya başladık. Örneğin yüzün 1/3 alt kısmına yapılacak estetik girişimlerin sonuçları ne kadar mükemmel olursa olsun yüzün diğer bölümleri uyumlu olmadığı sürece estetik görselliği doğallıktan uzaklaştırmaktadır. Bu tür estetik girişimlere “Picasso Yüzü” ifadesi kullanılmaktadır. Bu ifade ile Picasso’nun eserlerinde yüzlerin anatomik alanlarının birbiri ile olan uyumsuzlukları tanımlanmaktadır.
Estetik değerlendirmede yüzü bir bütün olarak almak ve uygulamaları bu prensiple yapma düşüncesinde şakaklar bu bölümde anlatılmaya çalışılacaktır.
Şakaklar; yüzün gençleştirilmesi stratejisini planlarken sık sık hekim ve hastalar tarafından ihmal edilmektedir. Oysa şakak bölgesine yapılacak estetik uygulamalar yüze daha genç bir görünüm kazandırma açısından önemli bir etki yaratmaktadır.
Genç bir yüzde şakaklar dolgun görünümlü, elmacık kemiği dokuları ile devamlılık gösteren sınırları belirsiz olmalıdır. Kaşların dış kısmı şakak ön kısmına kadar uzanmaktadır. Dolgun ve anatomik olarak yeterli bir şakak kaşın dış kısmını desteklediği için yüzün karşı görünümünde kaşların dış kısmı görünmelidir. Aşağıdaki örnekte olduğu gibi şakak yumuşak doku volüm azalmalarında ilk problem kaşların dış kısmının görünürlüğünün azalmasıdır.
Yaşlanma ile birlikte şakaklarda destek doku azalmakta bu alan konkav görünmekte. Şakağın anatomik olarak ön sınırını yapan göz dışı kemiği daha belirgin hale gelmekte. Bu alandaki değişim kaşın en dış kısmını dışarı doğru çekmektedir. Yüz kemiksi bir görünüm kazanmaktaıdr. Buna yüzün skeletinizasyonu denilmektedir.
Estetik değerlendirmede genç bir yüz için kullanılabilecek belirgin bir tanım bulunmamaktadır. Bırakın tanımı sosyal yada kültürel değerler ile sürekli değişmektedir. 1990 ların ortalarında moda tasarımcısı Calvin Klein’ın kullanıdğı “heroin chic” olarak tanımlanan ve Kate Moss ile popüleştirilen estetik görünümü hatırlayalım. Sürekli yorgun, aşırı zayıf bir vücut ve yüz, solgun bir cilt, göz altlarında koyuluk ve şakaklarda çökme görüntüsü
1990 sonlarında tam tersi bir süreç başladı. Ünlü fotoğrafçılardan Davide Sorrenti ve Gisele Bundchen’in öncülüğünde daha sağlıklı yüz ve vücut görünümü desteklendi. Bunda belkide bu dönemde hızla artan HIV riski ve AIDS hastalarının olumsuz görüntüleri etken olmuştur. Nerede ise yüzün çok zayıf olması ve dolgunluğunun az olması bu hastalık ile özdeştirilmiştir. Günümüzde de halen daha dolgun bir yüz isteği devam etmektedir.
Yaşlanma ile deriden kemik dokusuna kadar destek dokularının azalması yaşanmaktadır. Şakaklar bu değişimlerin yaşandığı estetik alanımız.
Şakaklarda yapılabilecek yenileme ve gençleştirme uygulamları dermal dolgular başta olmak üzere lazer tedavileridir.
Şakağın Anatomik Yapısı
Şakak olarak aslında temporal fossa olarak tanımladığımız alanı tarif ederiz. Kafa tası kemiği alın ile yanak kemiği arasında yanlarda hafif bir çukurluk yapmaktadır. Buraya temporal fossa denilmektedir.
Temporal fossanın üst sınırı temporal kemik üzerinde yer alan ve temporal fossayı üstte sınırlayan temporal line, alt sınırını temperozygomatik ark, ön kısmını zygomatik kemik ve frontozygomatik ark yapmaktadır.
Şakak bölgesindeki dokuları en üstten alta doğru; deri, deri altı yağ dokusu, temporoparietal fasya, derin temporal fasya, temporal kas ve tempora kemik oluşturmaktadır. Bu alanda yüzeysel seyreden temporal arter ve ven bulunmaktadır. Yağ dokusu ile temporoparietal fasya arasında seyretmektedir. Temporoparietal fasyanın hemen üzerinde yüz sinirleri seyretmektedir. Derin temporal fasyada orta temporal arter yer almaktadır. Ayrıca bu fasya arasında temporal yağ pedi yer almaktadır. Temporal kas alt çenenin hareketini sağlayan çiğneme kaslarındandır.
Yaşlanma ile birlikte deriden kemik yapısına kadar tüm dokularda değişim yaşanmaktadır. Temporal kas zayıflamakta, temporal fat ped tüm yüz yağ pedleri gibi azalmakta buda temporal fossanın kemik sınırları ile daha belirgin olmasına neden olmaktadır. En elirgin olan alanlar temporal fossanın ön sınırındaki fronto-zygomatik kemiklerin yaptığı ark ve temporal fossanın üst sınırını belirleyen temporal hatdır.
Daha öne estetik amaçlı zygomatik-elmacık kemik yapısında yapılan desteklerde tempora fossa daha belirgin olmaktadır.
İdeal yüz şekli kültürlere ve kişinin anatomik yapısına göre değişmekle birlikte kalp şeklinde konturlara sahip bir yüz birçok kişi tarafından daha çekici bulunmaktadır. Bu yüz şeklinde yüz şakaklarda geniş ve dolgun çene incedir. Böyle bir yüz kontur tercihinde şakakların dolgun olması beklenmektedir.
Şakaklarda Uygulanan Yöntemler
Dolgu uygulamaları
Şaklarda doku dolgunluğu için yapılabilecek uygulamaların başında dolgu uygulamaları gelmektedir. Dolgu uygulaması öncesi bu alan yapılacak serum fizyolojik ile şakakta nasıl bir sonuç elde edilebileceği hastaya gösterilebilmektedir.
Şakakların dolgunluğunun sağlanması ile hastanın önden görünümünde yüz daha uzun ve dolgun görünüm kazanmakta. Şakakların dolması ile özellikle kaşların dış kısmı daha öne gelmekte ve görünürlüğü artmaktadır.
Dolgu uygulamalarında hastayı kullanılacak dolgu konusunda bilgi verilmesi gerekmektedir. Şakaklar doğal anatomik sınırları ile dolgu uygulamalarında en ideal sonuçların alındığı anatomik alandır. Hastanın kendi yağ dokusu, hyaluronik asit yada biyositimülan dolgulardan Kalsiyum hidroksiapati-CaHA yada Poli L laktik asit – PLAA dolgular kullanılmaktadır. PLAA uygulamalarında elde edilecek sonucun yavaş, adım adım gerçekleşeceği ve bir çok uygulama gerekebileceği hastaya anlatılmalıdır.
Hyaluronik asit dolgular uygulama sonrası sonuçların hemen gözlenebildiği dolgularıdır. Uygulama alanında doğal bir yumuşaklık sağlamaktadır. Uygulama sonrası 12-6 ay kalmaktadır.
Her şakak alanına toplam HA 2 ml + 1 ml % 1 lidokain ve 3 ml Serum fizyolojik uygulanmaktadır. Uygulama deri altı temporoparietal fasya seviyesine uygulanmaktadır.
PLLA uygulama sonrası etkisi geç ortaya çıkmaktadır ve dolgu etkisi yavaş gelişmektedir. 2-4 hafta ara ile 2-8 seans uygulama gerekebilmektedir. 2 yıla kadar uygulama alanında kalabilmektedir. PLLA 0.3-3 ml uygulanmaktadır. PLLA kullanılmadan 24 saat öncesinde 8 ml bakteriyostatik serum fizyolojik ile sulandırılmakta. Kullanım sırasında 1 ml % 2 lik lidokan eklenmektedir. Bu hazırlanmış form buzdolabında uygun ısılarda 3-4 hafta saklanabilmektedir. Uygulama temporal fossanın ön kısmından başlanarak 2-4 uygulama noktasından yapılmaktadır. Uygulama sonrasında soğuk kompres uygulanmakta. Sonrasında hastanın 5 gün boyunca günde 3-5 kez 5 dakika masaj yapması istenmektedir. Buna 5-5-5 sistemi denilmektedir. 5 gün, günde 5 kez ve 5 dakika masaj
CaHA PLAA gibi uygulama sonrası etkisi geç ortaya çıkmaktadır ve dolgu etkisi yavaş gelişmektedir. PLLA dan farklı olarak yapısındaki dolgu etkinliği uygulandığında hemen ortaya çıkmakta ve sonra kaybolmakta. Asıl dolgunluk etkisi zamanla gelişmektedir. 10-14 ay kalabilmektedir. Uygulam sırasında CaHA içerisine % 2 lik lidokain 0.15-0.2 ml çekilerek ağrı azaltılmaktadır. Bu lidokain 1.3 ile 1.5 ml CaHA içerisine alınmakta ve miks edilmektedir.
CaHA ve PLAA uygulamaları daha derin dokulara kemik üzerine uygulanmaktadır.
Hyaluronik asit her temporal alana 1ml geçemeyecek şekilde yapılmaktadır.
Dolgu uygulamaları sonrasında istenmeyen bazı yan etkiler gelişebilmektedir. Uygulama lanında doku altı kanamaya bağlı morluk gelişimi, baş ağrısı, gerginlik hissi, yüzeysel damarların daha belirgin hale gelmesi ve birkaç gün sonra kaybolması gibi.
Daha önce hasta yüz ve alın germe operasyonu geçirmiş ise buna bağlı olarak şakak bölgesine uygulama yapılması zor olmaktadır. Hasta bu yönde sorgulanmalıdır.
Lazer, Işık, US ve RF uygulamaları
Şakak bölgesinde doku volümü kadar derinin yapısı, renk dağılımı da son derece önemlidir.
Şakak uygulamalarında göz çevresi kaz ayağı kırışıklıkları önem kazanmaktadır. Bunun için ideal olanı botulinum toksin uygulamalarıdır.
Şakka bölgesinin cilt yenilemesi ve gençleştirilmesinde ablatif ve nonablatif yöntemler kullanılmaktadır.
Bu amaçla ablatif geleneksel CO2 lazer cilt yenileme yapılabilmektedir. Uygulama sonrası iyileşme süresinin uzun olmasına karşın klinik sonuçlar oldukça mükemmeldir.
Fraksiyonel CO2 lazer son yıllarda daha fazla tercih edilmektedir.
Nonablatif cilt yenileme amaçlı radiyofrekanslar kullanılabilmektedir.
Ultrasound-US özellikle Yoğun odaklandırılmış US; Intense Focused Ultrasound Skin Tightening(IFUS) nonablatif cilt yenilemede kullanılabilmektedir.
Kombine uygulamalar
Dolgu ve botulinum toksin uygulamaları, lazer, US ve RF sistemleri kombine kullanılabilmektedir.
Bu uygulamalardan özellikle dolgu öncesi ve sonrasında retinoidlerin kullanımı yeni kollajen yapımını desteklemektedir.