Alnın Estetik Analizi ve Alın Estetiği

Yüzün üçte birini oluşturan alnın estetik kriterleri, yüzün çekicilik ve cinsiyet algısında son derece önemlidir. Son yıllarda hızla artan saç ekimi uygulamaları içinde önemli bir referans alanı olmuştur. Alın bölgesi, bazı toplumlarda ve kültürel dönemlerde entelektüel düzeyin göstergesi olarak tanımlanmıştır. Bu simgesel anlam, alnın hemen gerisinde davranış, öğrenme ve kişisel özelliklerin merkezi olan beynin frontal bölgesinin bulunmasından kaynaklanmaktadır. Alın, yüz estetiğinde daha az problemin tanımlandığı bir alandır. Bu nedenle alın estetik analizleri sıklıkla genel yüz, orta ve alt yüz estetik ünitelerinin değerlendirilmesinde kullanılmaktadır.

Alın, yüzde trichion (ön saç çizgisi) ile glabella (kaşların ortası) arasında yer almakta ve altındaki frontal kemiğin hafif konveks yapısına sahiptir.

Alının alt sınırında her iki göz çukuru kemiğinin üst sınırı yer almaktadır. Göz çukuru kemiklerinin hemen üzerinde, cinsiyete ve ırklara göre değişken "superciliary arch" olarak tanımlanan hafif tümsekler bulunmaktadır. Bunlar "brow ridge" ya da "supraorbital ridge" olarak da tanımlanmaktadır. Superciliary tümseklerin hemen altında alın kemiği olan frontal kemik, göz çukurunun üst kısmını oluşturmaktadır. Tümsekler sağ ve soldan gelerek ortada glabella'da birleşmektedir. Bu tümsekler erkeklerde çok daha belirgindir. Erkek alnı daha belirgin bir glabella ve supraorbital kenar sergilerken, kadın alnı daha belirsiz kemikli işaretlere sahip, daha pürüzsüz bir kontur göstermektedir. Kraniostenozis gibi kafa kemiklerinin erken kapanması sorunlarında alın anomalileri sık görülebilmektedir.

Frontal kemik, göz çukurunun üst ve yan duvarının bir kısmını yaparken burun, üst çene ve zygomatik kemiklerle de birleşmektedir.  Alın estetik olarak değerlendirilirken 3 alt ünite olarak değerlendirilmektedir: Superior forehead subunit, supraorbital ridge (lateral orbital rim subunit) ve glabella. Bunlar içerisinde estetik değerlendirmede belki de en önemlisi supraorbital ridge (lateral orbital rim) subunitesidir.

Alnın üst sınırında saç ön çizgisi, kadın ve erkeklerde farklı bir patern çizmektedir. Genel olarak kadınlarda aşağı doğru eğimli bir kontur varken, erkeklerde saç çizgileri daha yataydır ve yanlarda hafif yukarı doğru eğim göstermekte ve M harfi şeklindednir. Bu sonuçların yüz gençleştirme ve yüz cinsiyetinin belirginleştirilmesi uygulamaları için önemi büyüktür.

Alt ve üst çenenin kapanması ve dişlerin temasında kaynaklanan problemler maloklüzyon olarak tanımlanır ve kusura göre sınıflandırılır. Maloklüzyonlar, yüzün alt ve üst morfolojisini önemli düzeyde etkilemektedir. Ancak son yapılan çalışmalarda bazı maloklüzyonların, özellikle tip üç maloklüzyonlarda (alt çenenin üst çeneye göre daha önde kapandığı maloklüzyonlar), alında düzleşme hatta geriye doğru açılanma görülmektedir.

 


Alının Önden Değerlendirilmesi

Alnın yüzü önden değerlendirmesinde ilk olarak yüzün ön ve arka konturları, düzlemleri değerlendirilir. Ön yüz düzlemi, üst temporal çizgi, orbital kenarın lateral sınırı, malar çıkıntı, orta yüz ve mentum tarafından tanımlanır. Arka yüz düzlemi, başın kontur çizgisi tarafından sınırlandırılır. Bu iki düzlem değişken formlara sahiptir ve böylece farklı yüz şekillerini tanımlar. Elmacık kemiklerinin dışarı doğru çıkıntı yaptığı durumda, yüz ön konturu çok kıvrımlı bir hat oluşturmaktadır. Ön kontur çizgisi çok kıvrımlıysa, yüze "güçlü", "saldırgan", "yaşlı", "yorgun", "erkeksi" bir ifade vermektedir. Arka kontur çizgisi, yüz genişliğini ve yüz boyutunu yansıtır. 



Alın Genişliği

Yüzde zigomatik kemiğin en çıkıntılı noktaları arasındaki mesafe, yüzün en geniş alanıdır. Alının en dış noktaları yani "frontotemporal mesafe", alının genişliğini vermektedir. Alın genişliği, bizigomatik genişliğin %80-85'i kadardır. Yüzün alt kısmının genişliği "bigonial mesafe" olarak tanımlanır ve yüzün alt kısmında mandibula köşelerinin en belirgin noktaları arasındaki genişliktir. Bu mesafe ise bizigomatik genişliğin %70-75'ini oluşturmaktadır.

Alın Yüksekliği

Alın yüksekliği, trichion ile glabella arasındaki mesafedir. Erişkinlerde erkeklerde ortalama 7-8 cm, kadınlarda ise 6-7 cm'dir. Alın yüksekliği, yüz yüksekliğinin 1/3'ünü oluşturmaktadır.

Çekici olarak algılanan erkekler ve kadınlar arasında alın yüksekliği benzerken, alın genişliği kadınlarda erkeklere göre daha kısadır. Saç çizgisi boyunca çeşitli noktalardan alın yüksekliği ölçülerek kadın ve erkekler karşılaştırılmıştır. Saç ön çizgisi ile kaş dış kenarı ve kaş tepe noktası üzerindeki alın yüksekliği ölçümleri erkeklerde anlamlı derecede daha fazladır. Orta hatta alın yüksekliği erkekler ve kadınlarda benzerdir. Çekici erkek ve kadın alınları arasındaki en büyük farkın saç çizgisi, kaş dış kenarı yüksekliği ve alın genişliğinde olduğu gösterilmektedir.

Farklı ırklarda estetik çekicilik üzerine yapılan bir çalışmada çekici kadınlarda alın yüksekliği ortalamaya göre 1-1.5 cm fazla değerler ile ölçülmüştür. Buda çekici kadın algısında biraz daha yüksek bir alın anlamına gelmektedir. 

Yaşlanmayla birlikte alın ve saç çizgisinde değişiklikler yaşanmakta; özellikle temporal bölgelerde saç çizgisi gerilemektedir. Doğuştan yüksek saç çizgileri, saç çizgisinde gerileme (androgenetik alopesi, traksiyon alopesi, fibrosing alopesi vb.), travma veya ameliyattan kaynaklanan deformiteler birçok kadında ön saç ekimlerine yönlendirmektedir. Ön saç çizgisinin belirlenmesi, yüz estetiği ve cinsel kimliğin belirginleştirilmesinde son derece önemlidir.

Alının Yandan Değerlendirilmesi

Alın yandan değerlendirildiğinde altındaki frontal kemiğin özelliklerine bağlı olarak hafif konveks bir görünüm sergilemektedir. Frontal kemiğin morfolojisine bağlı olarak bu şekil düz, yuvarlak, köşeli, çok öne ya da arkaya açılı olabilmektedir. Alının öne olan açılanması, eğimi "frontal slope" olarak tanımlanır. Bebeklerde alın daha yuvarlak bir yapıya sahiptir; ancak bu eğrilik yaşla birlikte azalmaktadır. Bu nedenle yuvarlak bir alın, daha genç bir algı oluşturmakta, özellikle kadınlar tarafından tercih edilmektedir.

Frontal kemiğin supraorbital bölümünde 2 adet frontal paranasal sinüs bulunmaktadır. Bu sinüsler genişleyerek önde belirgin olabilmektedir. Bunlar yeni doğanda ilkel formda, 2 yaşında havalanmaya başlamakta ve erişkin döneminde belirgin olmaktadır. Frontal sinüslerin yapısal özellikleri frontal slope'u etkilemektedir. Olumsuz nefes alma alışkanlıkları diş ve yüz yapısını etkileyebilmekte, yüz kemiklerinin büyüme yönünü değiştirmektedir. Örneğin, ağızdan nefes alma nedeniyle uzun ve dar yüz yapısı görülmektedir (geniz eti tipi yüz, uzun yüz sendromu). Bu nedenle, ağızdan nefes alma veya frontal sinüslerin kronik enfeksiyonu alın bölgesinin anatomik yapısını etkilemektedir.

Alının yandan, profilden estetik analiz ve ölçümlerinde özel noktalar belirlenir; trichion; alnın saç ön çizgisindeki en yüksek noktasını tanımlar, glabella; kaş ortasında alının en alt noktasını tanımlar, superion; alın öne doğru yuvarlak ya da açılı iken en önde kalan noktasını tanımlar, FFA noktası; alın düz ise trichion ile glabella arasındaki orta noktayı tanımlarken, alın yuvarlak ya da köşeli ise superion ile glabella arasındaki orta noktasını tanımlamaktadır. Alın düz ise trichion-glabella hattının paralel düzlem ile yaptığı açılanma ölçülürken, yuvarlak ve köşeli alınlarda trichion-superior, superior-FFA ve FFA-glabella hatlarının paralel düzlem ile yaptığı açılanmalara bakılır. Bu açılanmalar içinde trichion-glabella hattının yatay düzlemle yaptığı açı önemlidir. Normalde sıklıkla hafif geriye açılanma görülmektedir. Erkelerde bu açı 10±4 ° kadınlarda 6±5° olarak ölçülmüştür.

 

Alnın yandan değerlendrilmesinde supraorbital rimin durumda önemlidir. Bu estetik subunit 5-10 mm hafif daha öndedir. Alnın profilden değerlendirilmesinde supraorbaital rimin belirginliğine göre tanımlar kulanılmaktadır. 

  • Frontal bossing; alında supraorbital rimin çok belirgin ve önde olmasıdır. Bu alının üst kısımlarnın geriye fazla açılanmasında kaynaklanabilmektedir. Bazen deri altı yağ dokusunun artışıda bu görünüme neden olmaktadır.
  • Supraorbital rimin yetersizliği; supraortibital rimin yetersizliği hypoplasiası olarak tanımlanmaktadır.

Yüzün yandan-profilden estetik çekiciliği ve profil estetiği günümüzde giderek artan bir ilgi görmekte. Estetik uygulamalar, yüzün alt üçte birlik kısmına (çene, jawline, dudaklar vb.) ve yüzün ortasına; buruna yoğunlaşmakta. Yüzün üst üçte birlik kısmında yer alan alın, kaş ve şakak, yüz profili ve genel yüz estetiğine önemli katkılar sağladığı unutulmamalıdır. Yüzün üst kısmı, sözsüz mimiklerin ve duyguların ifade bulduğu alandır.

Alının profilden estetik değerlendirmesinde;

  • Profilden alın şekli; alın üst sınırında yer alan doğal saç çizgisi ve burun kökünün yumuşak doku noktası olarak tanımlanan nasion arasında çizilen hattın önünde kalan alan "profilde alın şeklini" vermektedir. Profilden alın şekli kadınlarda bir daire yayına benzer, daha yuvarlaktır; en çıkıntılı nokta ortadadır. Erkeklerde alın daha basık ve yuvarlak, en çıkıntılı nokta kaş kemerine yakındır. Bazen erkeklerde alın sağ ve solunda biçimli birer çıkıntı bulunur; ancak profil kaş üstü çıkıntısı bunlardan daha yüksektir. Ergenlik dönemi öncesi (bebeklik, çocukluk döneminde) kadın ve erkekte alın daire yayı şeklinde ve yuvarlak iken, erkeklerde kaş üstlerinde alın çıkıntısının artmasıyla birlikte kadınlara göre daha belirgin bir çıkıntı görülmektedir. Yani erkeklerde saç çizgisine doğru geriye doğru eğim yapan daha büyük ve daha belirgin bir göz çevresi çıkıntısı vardır; bu da onlara daha açılı ve daha keskin bir üst yüz kazandırır. Bu bulgular Jonathan M. Sykes'in kadın alnının yaklaşık 7°'lik bir açıyla hafifçe geriye doğru eğildiğini bulan bulgularına benzer; erkeklerde eğrilik sonrası açı yaklaşık 10° daha büyüktür. Bizim araştırmamızla birleştirilen araştırma kanıtları, erkeklerin alınlarının kadınların alınlarına göre sagittal yönde daha önde olabileceğini göstermektedir.

  • Alın projeksiyon eğim açısı; bu eğim açısı alının geride veya önde olması tanımını yapmamızda ve dolgu-yağ enjeksiyonlarının sonuçlarını karşılaştırmamızda kullanılmaktadır.

 

  • Alın volümü ve eğiminin değerlendirilmesinde, yüzün profil fotoğrafı üzerinden fotometrik skala kullanılabilir.


Glabella, Nasion ve Burun Kökünün Değerlendirilmesi

Alında glabellar alanın değerlendirilmesinde nasionun (yüz profilinde burun kökünün en geride olduğu nokta) glabellaya göre pozisyonu son derece önemlidir. Normalde nasion, glabelanın 4-6 mm gerisinde yer almaktadır.

Alın-burun geçişinde "nasofrontal açı" oluşmaktadır. Bu açının tanımlanması ve değerlendirilmesi son derece önemlidir. Nasofrontal açı; glabella – nasion ve nasion – pronasale (burun sırtını oluşturmakta) arasında oluşan açıdır. Bu açı, supraorbital rim yetmezliğinde ya da burun sırtının içe rotasyonlarında artmaktadır. Bu açının merkezinde nasion yer almakta, nasiondan gerçek horizontal bir çizgi ile nasofrontal açıda üst ve alt açılar oluşmaktadır. Bu ayrım, nasofrontal açı değişiminin glabella ya da burun kökenli olup olmadığını açıklamaktadır. Normalde nasofrontal açı erkeklerde 130 ± 7° ve kadınlarda 134 ± 7°'dir. İdeal bir yüzde nasofrontal açı 125°-135° arasındadır.


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency