Saçların dökülmesi, saçlı deride skarlar oluşturacak şekilde kalıcı, ilerleyici ve sıklıkla başın frontal ön kısmında yoğunlaşmakta ise bu özel klinik tablo "Frontal Fibrozing Alopesi (FFA)" olarak tanımlanmaktadır. FFA klinik tablosu, saçlı deri dışında kaşlarda da görülebilmektedir. Sıklıkla menopoz dönemi sonrası kadınlarda (beyaz ırkta) görülen bu klinik tablo, çok yakın bir tarihte tanımlanmıştır. Klinik ve patolojik bulguları "liken planopilarise" çok benzer; bu nedenle bunun bir klinik varyantı olarak kabul edilmektedir. Ancak liken planopilaristen farklılıklar göstermekte ve tedavisi de değişmektedir. Son on yılda dünya çapında artan bir sıklığının olduğu bildirilmiştir. Saç dökülmesinin kalıcı olması ve androgenetik saç dökülmeleri ile karıştırılabilmesi nedeniyle ayırıcı tanısının yapılması gereken önemli bir klinik tablodur. FFA sıklıkla postmenopozal açık tenli kadınlarda sık görülmekle birlikte erkeklerde de vakalar bildirilmiş. FFA'nın ortalama başlangıç yaşı 55-60 yaş üstüdür. 

FFA'nın nedeni bilinmemekle birlikte, hastalığın gelişiminde öne çıkan bazı faktörler gözlenmektedir.

  • FFA'dan etkilenen önemli sayıda kadının histerektomi (cerrahi olarak rahmin alınması) geçirmiş olması, etkilenen hastalarda erken menopoz sıklığının daha yüksek bulunmuş olması ve hastaların yarısına yakınında menopoz nedeniyle hormon replasman tedavisi (HRT) öyküsünün varlığı, bunların hastalığın gelişiminde hormonal bir nedeni düşündürmektedir.
  • FFA tanısı konan hastalarda herhangi bir nedensel bağlantı kanıtlanmamış olmakla birlikte sigara kullanımı yoktur.
  • FFA'nın klinik şiddeti ile hastanın yüksek vücut kitle indeksi, kilo fazlalığı arasında ilişki görülmektedir.
  • Daha önce hiçbir klinik bulgusu olmayan kişilerde saç ekimi veya alın yüz germe gibi bir cerrahi işlem sonrası FFA gelişimi bildirilmiştir. Bu, bir Koebner yanıtı olarak; mikrotravmalara bağlı saç foliküllerinde immün bir yanıtın ortaya çıkışı ile açıklanmaktadır.
  • FFA'lı hastalarda otoimmün hastalık sıklığı yüksek olarak bulunmuştur.

FFA için kesin bir neden bulunamasada otoimmun bir reaksiyonun kıl folikülleri ünitlerinde inflamasyon ile(T lenfosit kaynaklı) yoğun bir lenfositik infiltrasyona, sonrasında fibrotik skar gelişimine ve bu süreç sonunda kalıcı saç ve sebase bez kayıplarına neden oldukları görülmekte. FFA da genetik çalışmalar en az dört genomik lokusta FFA ile önemli ölçüde ilişki gösterilmiştir; 2p22.2, 6p21.1, 8q24.22 ve 15q2.1 gen lokuslarında. Ayrıca FFA hastlarında HLA-B*07:02 yüksek birlikteliğide görülmekte. 

Menopoz (histerektomi cerrahisi sonrası yada doğal ) sonrası estrojen eksikliği saç döngüsünün düzenlenmesini değiştirebilir ve bazı durumlarda FFA gelişimine zemin hazırlayabileceği düşünülmekte. Menopoz sonrası röletif androjen baskınlığı ile ilişkiside düşünülmüş. Bu amaçla 5α-redüktaz inhibitörleri içeren tedaviler kullanılmış. 

FFA nedenlerine odaklanan yoğun tartışmalar ve yeni düşünceler, çevresel faktörler ve tetikleyiciler üzerine yoğunlaşmaktadır. Çevresel tetikleyiciler olarak;

  • Güneş koruyucu kullanımı; FFA'lı hastalarda güneş kremi kullanımının daha yüksek bir sıklık oranına sahip olması hastalık gelişiminde güneş kremi kullanımının bir rol oynayıp oynamadığı sorusunu gündeme getirmiştir. Yüz nemlendiricileri, fondötenler, saç şampuanları ve bunlara benzer yüz kozmetiğinde kullanılan birçok ürünün içeriklerine eklenen güneşten koruyucuların, FFA reaksiyonunu başlatabileceği düşünülmektedir. FFA'sı olan hastaların hastalıklı deri örneklerindeki saçlarda anormal titanyum dioksit (TiO2) birikintileri (güneşten koruyucu ürünlerde yaygın olarak kullanılan fiziksel bir UV filtresi) tespit edilmiştir. TiO2, boya ve gıda boyasından kozmetik ve cilt bakımına kadar geniş bir uygulama yelpazesi ile dünyada en yaygın kullanılan beyaz renkli bir pigmenttir. Ancak bunun FFA'daki kesin rolü tanımlanmamış ve hastalığın bir nedeni mi yoksa tetikleyici bir faktör mü olduğu belirlenmemiştir. Bu ön bilgilerin sonucu olarak FFA'lı hastaların sıklıkla güneşe duyarlı açık tenli kadınlarda daha fazla görülmesi nedeniyle, güneşten koruyucu kullanımı kesilmemeli, uygulandıktan sonra saçlı deri ve kaşlarda silinmesi önerilmelidir.
  • Şşampuan ve saç boyası kullanma sıklığı; FFA'lı hastalarda normal kişilere göre saçların şampuanlanması ve saç boyama sıklığının anlamlı olarak daha az olduğu gösterilmiştir. Ancak bu sonuç, FFA için tartışmalıdır.
  • Ssigara içme alışkanlığı; sigara kullanımı ile birlikte nikotin alımının FFA hastalığı ile ters ilişkisi gözlenmiştir. Nikotin, sigara ile ciddi genel sağlık problemleri arasındaki yüksek ilişki nedeniyle FFA sigara kullanımının önerilmesi tartışmalı konulardan birisidir.
  • Belirli bir diyetin sürdürülmesi; özellikle karabuğday ve kabuğu çıkarılmış darı tüketimi ile FFA arasında yüksek bir ilişki gösterilmiştir. Ancak bu bulgular, araştırmalarla desteklenmelidir.

FFA'da saç dökülmesi, ön saç çizgisi frontal ve frontotemporal alanda bir bant şeklinde çizgisel olmaktadır. Bu bant alanında deri daha solgun ve hipopigmente görünmektedir. Bu alan, alnın alt kısmı ve yüz ile tezat oluşturmaktadır. Tanı konan FFA'lı hastalarda farklı klinik seyir ve görüntüye sahip üç farklı klinik form görülmektedir: ön saç çizgisinde frontal FFA var ve arkasında saç yoğunluğu kaybı olmayan en yaygın görülen klinik form (klinik seyri daha orta seyretmektedir), ön saç çizgisinde ve arkasında saç yoğunluğunda kayıplar görülen klinik form (klinik seyri daha kötü seyretmektedir), ön saç çizgisinde frontal ve frontotemporal köşelerde saç yoğunluğu kaybı görülen klinik form (klinik seyri en iyi olan form).

FFA'da klinik form ne olursa olsun hastaların %64-95'inde kalıcı saç kayıpları ve nadiren %3-26 oranında kaş ve kirpik kayıpları olmaktadır. Burada en belirgin kayıp, ön saç çizgisinde vellus formunda ince sarı saçların kayıplarıdır. Çok nadiren saçlı derinin farklı alanlarında, koltuk altı ve kasıkta, erkeklerde sakal alanında kalıcı kıl kayıpları ile klinik tutulum olabilmektedir.

Hastalarda saçlı deride inflamasyonun bir sonucu olarak kaşıntı, yanma ve ağrı-trikodini görülebilir; ancak bu belirtiler diğer saçlı deri hastalıklarına göre daha hafiftir. Hatta sıklıkla hastalarda bu belirtiler olmayabilir. Folliküler hiperkeratozis hafif kepeklenme belirtileri ile seyredebilir.

Tanı, klinik bulgular ile birlikte trikoskopi ve patolojik değerlendirme ile konulmaktadır. Erken ve doğru tanı, kalıcı saç ve kaş kayıplarının azaltılması/önlenmesi ve hastanın yaşam kalitesinin artırılması için son derece önemlidir.

Tedavi

FFA tedavisindeki amaç, hastalığın stabilitesinin sağlanmasıdır. Ancak tedavilerle dökülen saçların yeniden çıkarılması gibi bir sonuç gerçekçi değildir ve hasta beklentilerini olumsuz etkileyebilir. FFA, tedavisiz stabil dönemler gösterebilmektedir; ancak bunun zaman süreci bilinmemektedir. Bu nedenle klinik takip, aktif dönem tedavileri ve stabilitenin korunması son derece önemlidir. Farklı düşünceler olmakla birlikte, stabil FFA'larda hiçbir tedavi uygulanmaması, aktif dönemde hastalar için bir tedavinin uygulanması ve devam ettirilmesi, hastanın kafa derisinin görünümünü ve yaşam kalitesini iyileştirme açısından önemli olduğu vurgulanmaktadır.

Topikal tedaviler

  • Topikal kortikosteroidler; ilk basamak tedavileri olarak seçilr yada diğer tedaviler ile kombine kulanılmakta. 
  • Lezyon alanına kortizon enjeksiyonu; tek başına yada 5 alfa redüktazlar ile kombine olarak uygulanmakta.
  • Topikal minoksidil kulanımı

Sistemik tedaviler

  • 5α-redüktaz inhibitörleri; finasterid ve dutasterid kullanılmakta. Doğurganlık çağındaki kadınlarda kullanılmamalıdır. 
  • Hidroksiklorokin
  • Doksisiklin
  • Sistemik retinoidler
  • İmmünsüpresif, sistemik kortizon, metotreksat ve mikofenolat mofetil gibi, ajanların kullanımı 

Üzerinde tartışmalar olmakla birlikte stabil dönemde saç ekimleri oldukça başarılıdır.

Stabil dönemin korunması için PRP ve düşük enerji lazer tedavileri hastalara uygulanabilir.


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency