- Gösterim: 209771
Normal koşullarda sağlıklı saçlı derinin mikroorganizmalara karşı direnci çok iyidir. Deri yüzeyindeki mikroplar kolay kolay derinin en dış tabakası olan stratum korneum'u (boynuzsu tabaka) aşamazlar. Ayrıca derinin diğer savunma sistemleri bu mikroorganizmaların sayılarını her zaman dengeler.
Saçların deri içerisinde yerleştiği anatomik yapılar olan kıl folikülleri, saçlı derinin doğal zayıf noktalarıdır. Ayrıca deri bütünlüğü ile doğal savunma sisteminin ortadan kalktığı; saçlı derideki çatlaklar, sıyrıklar, veziküllü, büllü veya erozyonlu ve ülserli hastalıklar da mikroorganizmalar için bir giriş kapısı oluşturur.
Saçlı derinin mikroorganizmalara karşı doğal savunma sistemi, stratum korneum'un deskuamasyonu sırasında üstündeki bakterileri de uzaklaştırması, saçlı deri üzerindeki sebumun mikroorganizmalar üzerindeki olumsuz etkisi, saçlı deri pH'sının asidik değeri (pH 3.5-5.5), saçlı deride saprofit olarak bulunabilen mikroorganizmaların diğerleri üzerindeki engelleyici etkisi, hücresel ve hümoral immünitenin etkileri saçlı deriyi koruduğu düşünülen mekanizmalardır.
Folikülit, kılın deri içerisinde bir kılıf şeklinde yer aldığı pilosebase ünit olarak tanımladığımız yapının inflamasyonudur. Bu inflamasyon deri yüzeyine yakın, sadece kılların deriye açıldığı bölümde ise buna yüzeyel folikülit denilmektedir. Kılı çevreleyen, ağrılı kızarıklık ve şişlik ve bazen orta kısımda irinli bir kesecik olarak görülür. Kaşıntı ve hassasiyet eşlik edebilir. İlerleyen günlerde irinli şişliğin açılması ile kabuklanma gözlenebilir. İnflamasyon pilosebase ünit boyunca derine ilerler ise buna derin folikülit denilmektedir. Tek kıl kökünden derine ilerleyen folikülite fronkül (çıban) adı verilir. Fronkülde iltihap derinleştikçe şişlik ve hassasiyet artar. Derin folikülitte inflamasyon folikül sınırını aşarak çevreye dağılır (perifolikülit) ve birkaç kılın birlikte iltihaplanması haline geldiğinde ise karbonkül olarak adlandırılır.
Saçlı deride folikülit, saç folikülü çevresinde eritem, papül, püstül ya da vezikül ile başlar. Bu erken dönem sonrasında saçın deriden çıktığı alanda saçlı deri hücrelerinin aşırı çoğalması ile keratin bir tıkaç oluşur. Bu süreç, kalıcı ya da geçici saç kayıpları ile sonuçlanmaktadır.
Saçlı derinin tüm inflamasyonlu hastalıkları folikülite neden olmaktadır. Saç folikülünde inflamasyonun derecesi ve folikülit yapan nedene bağlı olarak kalıcı ya da geçici saç kayıpları ortaya çıkmaktadır.
Bakteriler, virüsler ve mantar etkenleri saçlı deride enfektif folikülitlere neden olmaktadır.
Folikülit gelişimini arttıran faktörler arasında diyabet, hiperhidrozis gibi aşırı terleme durumları, şapka, bere ve saç örtüleri gibi aşırı sıkı giysiler, saçı deriye kaşıma, tarak ile fırçaların neden olduğu maserasyon, şişmanlık, kortizon ve halojen içeren topikal ürünlerin saçlı deride kullanımı, saçlı deri kozmetikleri ve bakım ürünleri, katran ve yağlar gibi hidrokarbonlar bulunmaktadır. İmmün sistemin zayıfladığı durumlarda; stres, kemoterapi, HIV/AIDS gibi durumlarda da folikülitler gelişmektedir.
Enfeksiyon Ajanlarına Bağlı Gelişen Saçlı Deri Folikülitleri
Saçlı deride enfeksiyon ajanları olarak bakterileri, mantar etkenlerini, virüsleri ve parazitleri görmekteyiz.
Mantar Kaynaklı - Fungal Folikülit
Fungal etkenler olarak dermatofitler ve saprofitler (Pityrosporum, Candida gibi) en sık saçlı deride folikülit yapan etkenlerdir.
Saçlı derinin Tinea Mikrosporumu (Ringworm); saçlı deride inflamasyon olmadan, büyük yuvarlak bir tane ya da birbiri içerisine geçmiş çok sayıda yuvarlak halkalar şeklinde gri renkte kepekli plaklar bulunur. Tinea tonsurans etkendir. Ancak mantar etkeni saçların dışında yerleşmiştir (ektotriks). Plaklar üzerinde saçlar 4-6 mm uzunluğunda kırılmıştır ve yüzeyel folikülitler görülebilir. Wood ışığında belirgin bir floresans vermektedir.
Saçlı derinin trikofitik tinea (ringworm)'sı; daha az sayıda saç folikülü etkilenmektedir. Bu nedenle daha küçük, saçların tam döküldüğü plaklar görülmektedir. Etken tinea tonsurans'tır. Ancak mantar etkenleri saçların içine yerleşmektedir (endotriks). Plaklar üzerinde saçlar tam dökülmüş olup yüzeyel folikülitler görülebilir.
Kerion Celsi, saçlı derinin inflamasyon ile birlikte olan mantar formudur. Saçlı deriye yerleşen dermatofitlere karşı aşırı bir reaksiyon ile inflamasyon gelişmektedir. Başlangıcı basit bir mantar enfeksiyonu gibi olmakta, sonra hızla deride ödem, püstüller ve kabuklanmalar gelişmektedir. Bu durum birkaç hafta içerisinde gelişmekte; kırmızı, ağrılı ve küçük ya da 10 cm'ye kadar ulaşabilen plaklar ortaya çıkmaktadır. Folikülitler çok derin yerleşimlidir.
Favus; burada etken T. schoenleinii'dir. Küçük, eritemli-kabuklu yamalar şeklinde başlamaktadır. Kabuklar kaldırıldığında, deriden kabarık ya da şeker fincanı göbeklenmeleri gösteren sarı renkte (sülfür sarısı) püstüler yapılar gözlenir. Hoş olmayan bir kokusu bulunmaktadır. Saçlar cansız, kuru ve gri renktedir.
Pityrosporum foliküliti, saçlı deri içerisine yerleşmekle birlikte sıklıkla saçlı deri sınırında görülmektedir. Etkilenen alanda yüzeyel folikülitler gözlenmektedir. Saçlı derinin sınırında boyun, ense, yüz, gövde ile kollarda da görülebilir. Etken Pityrosporum orbiculare'dir.
Candida kaynaklı folikülitte; ağrılı papüller, nodüller ve püstüller şeklinde lezyonlar gelişmektedir.
Bakteri Kaynaklı Folikülitler
Bakteriyel folikülitler yüzeysel ya da derin yerleşimli olabilmektedir. Sıklıkla etkenler Staphylococcus aureus, Streptococcus, Proteus, Pseudomonas ya da koliform basillerdir.
Aşırı terleme, saçlı derinin oklüzyon (kapalı) altında kalması, maserasyon, saçların çekilmesi, topikal kortikosteroidlerin kullanımı, hidrokarbon katran ya da yağlar ile temas kolaylaştırıcı nedenler arasında sayılabilir. Bazen saçlı deri cerrahi operasyonları sonrası Staph. aureus'a bağlı olarak eroziv folikülit gelişebilmektedir.
Derin folikülit; saç folikülü boyunca inflamasyon bulunmaktadır. Yüzeysel olana göre daha nodüler formdadır. Derin folikülit sycosis'e, sonra fronkül'e ve karbonkül'e dönüşebilmektedir. Enfeksiyon bu değişimde apseye dönüşmekte ve çevre saç foliküllerini de etkilemektedir. Enfeksiyon saç köklerine (bulba) ulaşmaz ise kalıcı saç kayıplarına neden olmaz. Klinik olarak daha şiş, eritemli, ağrılı, pürülan akıntılı lezyonlara dönüşmektedir.
Sifilitik folikülit, sifilizin (frengi) ikinci döneminde nadir görülen bir klinik bulgudur. Saçlı deride kalıcı saç dökülmelerine neden olmaktadır.
Enfeksiyon Ajanlarına Bağlı Olmayan Saçlı Deri Folikülitleri
Folliculitis Decalvans Capillitii (Folliculitis Spinulosa Decalvans)
Neden tam olarak bilinmemekle birlikte S. aureus suçlanmaktadır. Saçlı deride folikülit ve sonrasında kalıcı saç dökülmeleri yapmaktadır. Sıklıkla erişkin erkeklerde görülmektedir. İmmün sistemi baskılayan diyabet, kronik böbrek yetmezliği, gammapatiler gibi durumlarda sık görülür. Saç foliküllerinde başlayan inflamasyon çevreye ve derine doğru yayılmaktadır. Böylece saçlı deride papülopüstüller gelişmektedir. Sıklıkla hafif bir kaşıntı ile birliktedir. Zamanla kalıcı saç dökülmesi alanlarına neden olmaktadır. Bu alanların çevresinde yeni folikülit alanları devam etmektedir. Hastalığın kliniği kroniktir ve kontrol altına alınması zordur.
Folliculitis Sclerotisans Nuchae (Keloidal Folikülit)
Folikülitlerin yerleşim alanlarında keloidal benzer nodüler yapılar gözlenmektedir. Sıklıkla ensede görülmektedir. Koyu tenliler ve Zencilerde daha sık rastlanmaktadır. Sıklıkla saç dökülmesi ve seboreik dermatit ile birliktedir. Saçlar kalıcı olarak dökülmekte ve yerinde küçük keloidal papüller oluşmaktadır.
Tufted Hair Folliculitis
Normalde foliküler üniteden 1-4 adet saç çıkarken, bu folikülitte 5-20 adet saç çıkmaktadır. Dolayısıyla saçlı deri fırça gibi görünmektedir. Bu nedenle bunun çevresinde saçlar dökülmüş gibi alopesik olmaktadır. Sıklıkla saçlı derinin oksipital ve pariyetal alanlarında görülmektedir. Plakların çevresinde yeni aktif alanlar görülmektedir. Etken olarak S. aureus saptanmıştır.
Erosive Pustular Dermatitis
Saçlı deride erozyonlar ve kabuklar gözlenmektedir. Etken sıklıkla S. aureus iken nadiren S. epidermidis, Pseudomonas aeruginosa, koagülaz negatif Staphylococcus, Difteroidler, Koliformlar ve Proteus mirabilis, hatta Candida ve diğer mantar etkenleri de saptanabilmektedir. Ancak bunların sekonder gelişebileceği düşünülmektedir.
Acne Conglobata
Akne'nin bu ağır formu yüz, gövde ve kalçada sık görülmekle birlikte saçlı deriye de yerleşmektedir. Nodüller, kistler, apseler ve keloidal skarlar görülmektedir.
Acne Necrotica (Acne Varioliformis, Necrotizing Lymphocytic Folliculitis)
Nadir görülmektedir. Kaşıntılı çok sayıda saç folikülü çevresinde papüller ile başlamaktadır. Bunlar hızla vezikül-püstüllere dönmekte ve hızla ortalarında kabuklanmalara dönüşmektedir. Sıklıkla kadınlarda frontal bölgede görülmektedir. Su çiçeği skarlarına benzer alopesik alanlar ile iyileşmektedir.
Acneiform Eruptions
Sıklıkla saçlı deride kimyasal temas (klor vb.) ile gelişmektedir. Saçlı deride sıklıkla temporal alanda komedon ve kistler görülmektedir. Saçlı deri dışında yanaklar ve gövdede benzer lezyonlar izlenmektedir.
Lichen Planopilaris
Liken planus'un saçlı deriye yerleşen formudur. Saç folikülleri çevresinde eritem, keratotik tıkaçlar ile foliküler papüller ve kalıcı saç dökülme alanları görülmektedir. 30 - 60 yaş dönemi kadınlarda daha sık görülmektedir.
Diğer Durumlar
-
Pityriasis Rubra Piliaris
-
Keratosis Pilaris Atrophicans
-
Keratosis Follicularis Spinulosa Decalvans
-
Eosinophilic Pustular Folliculitis (Ofuji Sendromu)
-
Follicular Mucinosis (Alopesi Mucinosa)
-
Follicular Mycosis Fungoides