Uyuz, Sarcoptes scabiei var. hominis adlı mikroskobik bir parazitin neden olduğu, oldukça bulaşıcı bir deri hastalığıdır. Temel olarak enfekte bir kişiyle kurulan yakın ten teması ile bulaşır. Kontamine olmuş eşyalar ve giysiler üzerinden bulaşma ise daha nadir görülen bir yoldur. Her yıl dünya genelinde yaklaşık 400 milyon insan bu hastalıktan etkilenmektedir. Hastalık normalde sıcak iklimlerde, su kaynaklarının kısıtlı olduğu düşük ekonomik gelirli bölgelerde daha yaygındır. Ancak son verilere göre göç politikalarıyla birlikte, bu risk faktörlerini taşımayan toplumlarda ve yüksek gelirli ülkelerde de salgınlar görülmeye başlanmıştır. Son yıllarda yapılan çalışmalar, Türkiye'de uyuz görülme sıklığında (insidansında) belirgin bir artış olduğunu rapor etmektedir. Günlük pratikte uzman bir doktor tarafından uyuz tanısının konulması ve ilaç seçenekleri ile tedavinin yapılması kolay ve pratik hale gelmiştir. Genel olarak oral ve topikal ajanlar olarak ikiye ayrılabilecek ilaçlar kullanılmaktadır; bunlar oral veya topikal ivermektin, topikal permetrin, benzil benzoat ve kükürtü (sülfür) içerir. Bu ilaçlar tek başına ya da kombine olarak kullanılabilmektedir

Ancak tanı yöntemlerinin gelişmesine ve birçok tedavi seçeneğinin (oral ve topikal) bulunmasına rağmen; çelişkili bir durum olarak, maalesef uyuz hastalığında salgınlar ve tedavi başarısızlığı hâlâ devam etmektedir. Bildirilen tedavi başarısızlığı oranları %15,2 civarındayken, bazı çalışmalarda bu oran %53,3'e kadar çıkmaktadır. Hastalığın yönetiminde sadece tanı ve ilaçlara odaklanmanın yeterli olmadığı görülmekte, bazı boşlukların da kapatılması gerekmektedir. Bunları şu başlıklarda gruplandırabiliriz:

  1. Tedavide topikal veya sistemik ilaç seçimi: Kullanılan ilacın türü (topikal permetrin vb. veya sistemik ivermektin vb.) ile başarı oranı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır. Bu da başarının, 'hangi ilaç türünün seçildiğinden' ziyade; 'ilacın ne kadar doğru uygulandığına', 'yeniden bulaşmaya' ve 'hijyen önlemlerine' bağlı olduğunu kanıtlamaktadır.
  2. Tedavinin eksik ve hatalı uygulanması: Tüm çalışmalar, uyuz tedavisindeki en belirgin başarısızlık nedeni olarak tedavilerin eksik ve hatalı uygulanmasını göstermektedir. Uyuz tedavisinde kullanılan topikal ilaçlar, hem hasta hem de bulaşma riski altındaki yakın çevresi tarafından mutlaka kullanılmalıdır. Bu ilaçlar tüm vücut yüzeyine uygulanmalı; başarılı bir sonuç için boyundan ayak tabanına kadar vücudun her noktasına sürülmelidir. Uygulama öncesi banyo yapılmalı sonrasında cilt kuru ve serin olmalıdır. İlacın ciltte belirli bir süre (permetrinde genellikle 8-14 saat, benzil benzoatta 48 saat ve kükürt içeren topikallerde 3 gün) kalması gerektiğinden, bu süreler içerisinde yıkanan her vücut bölgesine topikal ilaç derhal tekrar uygulamalıdır. İlaçlar ideal sürelerinde kaldıktan sonra sıcak su ile vücut yıkanmalıdır. Banyo sonrası hastalar temiz kıyafetler giymeli, nevresim takımnları değiştirilmelidir. Hastanın tüm yakın temaslıları, yeniden enfeksiyonu (reinfestasyon) önlemek için aynı anda tedavi edilmelidir. İlk uygulamadan 7–14 gün sonra ikinci bir uygulama yapılması önerilir. Bu protokol doktor ya da eczacı tarafından anlatılsa ve hastaların çoğu ilacı tüm vücuduna sürmesi gerektiğini bilse de; çalışmalar, hastaların vücutlarının önemli kısımlarını ilaçlamayı ihmal ettiklerini vurgulamaktadır.Fiziksel kısıtlılığı olmayan bireylerin bile hedef vücut alanının üçte birini ihmal ettiği görülmüştür. İlacın nasıl uygulanacağı konusunda eğitim verilen hastaların bile en çok ihmal ettikleri bölgeler şunlardır: Ayak bilekleri (%62), ayak parmak araları (%33), kuyruk sokumu ve genital bölge (%24) ve el parmak araları. Topikal tedavilerin kullanımı yüksek düzeyde hasta uyumu gerektirdiğinden; hastalara ihmal edilebilecek alanlar, ilacın uygulama süresi ve aralıkları konusunda eğitim verilmelidir. Tüm hastalara, ilacın yıkanması veya önerilen süreden önce temizlenmesi durumunda bölgeye ilacın derhal tekrar sürülmesi gerektiği anlatılmalıdır. Tedavi başarısızlığı görülen hastaların %41,4'ünün ellerini yıkadıktan sonra ilacı tekrar sürmediği belirlenmiştir (başka bir gözlemsel çalışmada bu oran %58 olarak bulunmuştur). Sistemik uyuz ilaçlarında ise dozların eksik alınması ya da tam zamanında kullanılmaması gibi hatalar gözlenmiştir. İvermektin içeren sistemik ilaçların aç karnına ve bol su ile alınmaması gibi. 

  3. Hasta ve yakın çevresinin bilgilendirilmesindeki eksiklikler: Uyuz hastalığı ve yönetimi konusunda hasta ve yakınları detaylı olarak bilgilendirilmeli, kendilerine yazılı bilgi formları verilmelidir. Tedavi başarısızlığı ile yetersiz bilgilendirme ve yazılı form verilmemesi arasında doğrudan bir korelasyon (bağlantı) bulunmuştur. Yazılı formu dikkatle takip eden hastaların tedavi başarı oranı istatistiksel olarak daha yüksektir.

  4. Uyuz tedavisindeki diğer belirgin başarısızlık nedeni; hijyen eksikliği ile kişisel eşyaların ve ev eşyalarının yeterince dezenfekte edilmemesidir. Parazitler insan cildi dışında üç güne kadar hayatta kalabilmektedir. Bu nedenle yatak takımlarının, iç çamaşırlarının, giysilerin ve mobilyaların yeterince temizlenmemesi, akarların hayatta kalarak kişiye tekrar bulaşmasına neden olur. Son 72 saat içinde kullanılan giysi, yatak takımı, havlu ve diğer tüm eşyalar çamaşır makinesinde yıkanmalı (50 °C veya daha yüksek sıcaklıkta), kuru temizleme yapılmalı veya hava almayacak şekilde plastik poşetlere mühürlenerek 1 hafta boyunca saklanmalıdır. Yatak takımları, giysiler ve havluların 50 °C sıcak su ile çamaşır makinelerinde yıkanması ya da 50 °C kurutma makinelerinde 10 dakika bekletilmesi, akar ve yumurtalarının ölmesi için yeterli olmaktadır. Yıkanamayan giysiler ise hava geçirmeyecek plastik poşetlerde 3-7 gün boyunca bekletilebilmektedir. Çevresel kontaminasyonu (kirliliği) azaltmak; halıların, zeminlerin ve döşemeli mobilyaların elektrikli süpürge ile süpürülmesiyle sağlanabilir.

  5. Yeniden Bulaşma (Re-infestasyon): Tedavi genellikle hastanın iyileşmesi, ancak çevresindeki kişilerin veya ortamın yeterince temizlenmemesi nedeniyle başarısız olur. Ev halkı ve yakın temaslılar, belirti göstermeseler bile mutlaka aynı anda tedavi edilmelidir. Yakın temaslıların (aile bireyleri vb.) tedavi edilmemesi, başarısızlıkların arkasındaki en temel nedenlerden biridir. Evde bebek bulunmasının tedavi başarısızlığı riskini artırdığı gözlemlenmiştir; bu durum muhtemelen hijyen yönetiminin zorluğu ve yoğun fiziksel temastan kaynaklanmaktadır. Bebeklerin tedavi sürecine dahil edilmemesi, yakın temas nedeniyle bulaş zincirinin kırılamamasına yol açar. Tedavi tamamlanana kadar başkalarıyla doğrudan cilt teması kurmaktan kaçınılmalıdır. Son iki ay içinde doğrudan cilt temasında bulunulan kişiler, tıbbi yardım almaları konusunda bilgilendirilmelidir. Yeniden enfeksiyonu önlemek için hane üyeleri, cinsel partnerler ve yakın fiziksel temasta bulunulan herkes, semptom gösterip göstermediklerine bakılmaksızın eş zamanlı olarak tedavi edilmelidir.

  6. Kontrol muayenesinin önemi ve devam eden kaşıntının klinik olarak değerlendirilmesi: Kontrol muayenelerinde devam eden kaşıntı titizlikle değerlendirilmeli; 'cilt kuruluğuna bağlı kaşıntı' ile 'aktif uyuz kaşıntısı' arasındaki ayrım doğru yapılmalıdır. Uyuz tedavisi başarılı olsa da kaşıntının 3-6 hafta daha devam edebileceği unutulmamalıdır. Birçok hasta, kullanılan ilaçlar ve sık banyo yapılması cildi kuruttuğu için kaşınmaya devam etmekte ve bu durumu tedavinin başarısızlığı olarak yorumlamaktadır. Bağışıklık sisteminin ölü akarlara ve kalıntılarına karşı devam eden tepkisi nedeniyle, başarılı bir tedaviden sonra şiddetli kaşıntı (post-skabetik kaşıntı olarak da bilinir) iki ila dört hafta boyunca sürebilir. Bu süreçte topikal kortikosteroidler ve oral antihistaminikler, cilt tahrişini ve kaşıntıyı azaltmaya yardımcı olabilir.

  7. İlaçlara direnç tartışması: Uyuz tedavisinde sık kullanılan permetrin ve ivermektin etkin maddelerine karşı bir direnç geliştiğini savunan klinik çalışmalar ve görüşler ileri sürülmektedir. Bazı çalışmalar, tedavilerdeki başarısızlığın ilacın yanlış uygulanmasından ziyade dirençle, yani doğrudan ilacın kendisiyle ilgili olabileceğini öne sürmüştür. Bu çalışmalarda, uyuz akarlarının ilaçlara karşı genetik mutasyonlar geçirdikleri ve direnç kazandıkları saptanmıştır. Ancak son laboratuvar testleri, standart permetrin konsantrasyonlarının (%5 ve üzeri) akarlar için hâlâ öldürücü olduğunu göstermektedir. Bu nedenle tedavi başarısızlığının ilaç direncinden ziyade; ilacın yanlış kullanımı, hijyen koşullarının tam sağlanamaması ve yeniden bulaşma (reinfestasyon) ile ilgili olduğu düşünülmektedir.

Başarılı bir uyuz yönetimi için:

  1. Bilgilendirme: Hasta ve hasta yakınları doğru ve detaylı şekilde bilgilendirilmeli; kendilerine adım adım tedavi uygulama rehberleri içeren yazılı formlar verilmelidir.

  2. 7-14 Gün Kuralı: Topikal ve sistemik uyuz ilaçları erişkin akarlara etki ederken, maalesef yumurtalar üzerinde etkili olamamaktadır. Bu nedenle 7-14 gün kuralı mutlaka uygulanmalıdır. İlk uygulamadan sonra yumurtadan çıkan yeni akarları yok etmek için, tedavinin 7. ve 14. günlerde tekrarlanması kritiktir.

  3. Başarılı bir hijyen sağlanması

  4. Gözetimli Uygulama: Sürekli başarısızlık yaşanan dirençli vakalarda, ilacın tüm vücuda eksiksiz sürüldüğünden emin olmak için hastaneye yatış veya bir hemşire gözetiminde uygulama seçeneği değerlendirilmelidir.

yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency