Siğillerin derinin yüzeyel iyi huylu (benign) tümörleri olmaları ve kendiliğinden iyileşme (spontan regresyon) özelliklerinin de bulunması nedeniyle, uygulanacak tedavinin hastaya en az zarar veren, ağrısız ve iz oluşumuna yol açmayan bir yöntem olması gerekir. Tedavi çeşitlerinin sayısının yüksekliği, siğillerin tedavisinde ideal tek bir yöntemin bulunmadığını göstermektedir.

Tedavide en sık kullanılan yöntem, siğil ile birlikte derinin hastalıklı kısmının uzaklaştırılmasıdır.

1. Kimyasal ve Kemoterapötik Tedaviler

  • Kimyasal Doku Hasarı (Destrüksiyon): Deride hasara yol açarak siğili ortadan kaldırmayı amaçlar. En sık kullanılan ajanlar arasında salisilik asitler (başarı oranı: % - %), kantaridin (başarı oranı: %), formaldehit, glutaraldehit ve triklorasetik asit bulunur.

  • Kemoterapötikler: Lokal olarak kullanılan bu ajanlar, hücre çoğalmasını hedef alır. Bunlar; podofilin, podofilotoksin, -florourasil () ve bleomisin (İntralezyonel enjeksiyonlarla başarı oranı: %) olarak sıralanabilir.

2. İmmünolojik ve İmmünomodülatör Tedaviler

  • İmmünomodülatörler: Vücudun bağışıklık yanıtını artırarak siğili temizlemeyi amaçlar. Kullanılan ajanlar interferon, sistemik retinoidler, simetidin ve topikal imikimod ('lik başarı oranı: %) olarak sayılabilir.

  • Allerjik Duyarlandırıcılar (İmmünoterapi): Verrü içerisine enjekte edilen veya topikal uygulanan kimyasallarla alerjik yanıt oluşturarak siğilin yok edilmesini sağlar. En sık dinitroklorobenzen ve squarik asit dibutil ester kullanılmaktadır. Özellikle tedaviye dirençli mozaik tip plantar verrülarda etkili bir seçenektir.

3. Fiziksel ve Cerrahi Tedaviler

  • Elektrokoter ve Küretaj: Siğili yakarak ve kazıyarak uzaklaştıran bu yöntem, en yaygın olarak kullanılan tedavi yöntemidir. Ancak, iz kalma riski bulunmaktadır.

  • Kriyoterapi (Dondurma Tedavisi): Sıvı nitrojen veya katı karbon dioksit ile gerçekleştirilir. Oldukça yaygın ve etkin bir yöntemdir. Elektrokoterizasyona oranla daha iyi kozmetik sonuçlar alınır. Tedavi sonuçları % - % arasındadır.

  • Lazerler: Siğil dokusunu buharlaştırmak veya damarlarını hedeflemek için kullanılır. Daha detaylı bilgi için ...

    • Lazer
    • Pulsed Dye Lazer (): Genellikle siğilleri besleyen kılcal damarları hedef alarak dokunun beslenmesini engeller.
    • Erbium Lazer
    • Lazer: Siğil dokusunu katman katman buharlaştırarak yok etmek için kullanılır.

Genel Prensip: Uygulanacak tedavi yönteminin hastaya en az zarar veren ve iz oluşumuna yol açmayan bir yöntem olması hedeflenir. Ancak plantar siğillerde (ayak tabanı) ağrı ve fonksiyon kısıtlılığı nedeniyle daha agresif tedaviler kullanılabilir.



Krioterapi Sonrası
Lazer Tedavisi
Ayakta küçük parmak üzerinde siğil.
Lazer Tedavisi
Ayak Tabani Sigilleri
  • Krioterapi Sonrası
  • Lazer Tedavisi
  • Ayakta küçük parmak üzerinde siğil.
  • Lazer Tedavisi
  • Ayak Tabani Sigilleri
  • Krioterapi Sonrası

  • Lazer Tedavisi

    Solda parmaklarda tırnak çevresi yerleşimli siğiller görülmekte. Sağda Nd YAG uygulamasından 2 gün sonra uygulama yerlerinde deride kanama alanları gelişmiş.
  • Ayakta küçük parmak üzerinde siğil.

    Lazer tedavi sonrası 2 hafta
  • Lazer Tedavisi

    755 nm Alexandrite lazer; 280 J/cm2 enerjide, 3 mm spot alanı ile 2-4 pas şeklinde 2 hafta ara ile kullanılmaktadır.
  • Ayak Tabani Sigilleri

  • Krioterapi Sonrası
  • Lazer Tedavisi
  • Ayakta küçük parmak üzerinde siğil.
  • Lazer Tedavisi
  • Ayak Tabani Sigilleri

 

 


 

Verruca Vulgaris'in Ayırıcı Tanısı

Verrüka vulgaris'in (adi siğil) ayırıcı tanısında (benzer görünümlü hastalıklar) şu durumlar akla getirilmelidir:

  • Tüberkülozis Kutis Verrükoza

  • Seboreik Keratoz

  • Nevüs Verrükosus

  • Molluskum Kontagiosum

  • Akrokeratozis Verrüsiformis

  • Nasır (Kallus)

  • Sifilizin Kondiloma Latası

Verrü ile Nasır Arasındaki Klinik Ayırım

Siğillerin, özellikle ayak tabanında bulunan nasırlardan ayırt edilmesinde kullanılabilecek iki temel klinik yöntem vardır:

  1. Kanama Kontrolü (Siyah Noktacıklar): Siğil yüzeyi bir bistüri ile kazınırsa, tromboze kapillerlerin (tıkanmış kılcal damarlar) neden olduğu siyah noktacıklar şeklinde kanamalar görülür. Nasırda bu durum gözlenmez.

  2. Ağrı Yönü:

    • Nasırlar dikey olarak üzerlerine bastırıldığında ağrılıdır.

    • Verrükalar ise genellikle yanlardan sıkıştırıldıklarında daha ağrılıdırlar.


İnsan Papilloma Virüsü (), 'den fazla tipi olan virüsleridir ve her yıl yenileri keşfedilmektedir. klinik olarak deri ve mukozada siğilleri oluşturmaktadır.

Siiller-ve-HPV.jpg

Siğillerin Genel Özellikleri

Siğiller, derinin yüzeyel epidermisinde tarafından oluşturulan bulaşıcı, iyi huylu (benign) tümörlerdir.

  • Yerleşim: Deri dışında; ağız, yemek borusu, soluk borusu, ses telleri, göz konjonktivası ve genital organlar ile kadınlarda rahim ağzında da hastalık yapabilirler.

  • Onkojenik Özellik: Bir kısım tipinin deri ve mukozalarda kanser öncesi (premalign) ve kanser (malign) gelişimine yol açan onkojenik özellikleri de vardır.

  • Bulaşma: Bulaşması direkt veya indirekt temas yoluyla olmaktadır.

  • Seyir: Tedavi edilmezlerse yıllarca devam edebilirler.

Görülme Sıklığı ve Etkileri

  • Çocuklar ve genç erişkinlerde yüzde oranlarında görülmektedir. Sıklıkla ila yaş arasında gözlenir.

  • Görsel rahatsızlıkları dışında sıklıkla ağrı ve fonksiyon kısıtlamalarına neden olmaktadır.

Deri Enfeksiyonlarının Sık Görülen Formları

deri enfeksiyonlarının en sık görülen klinik formları şunlardır:

  • Verrüka Vulgaris (Adi siğil, Common Wart)

  • Verrüka Plantaris (Ayak dikeni, Plantar Wart)

  • Verrüka Plana (Düz siğil, Juvenil Flat Wart)

Ayrıca Verrüka Filiformis (ipliksi siğil) ve Verrüka Anogenitalis (Kondiloma Aküminata, Genital Wart) formları da bulunmaktadır.


Siğiller, klinik görünümlerine ve vücuttaki yerleşimlerine göre aşağıdaki şekilde sınıflandırılırlar:

Klinik Formlar ve Lokalizasyon

  • Verrüka Vulgaris: Sıradan siğillerdir. Varyantı olan Filiform Verrüka ipliksi yapıdadır ve genellikle yüz, göz kapakları gibi bölgelerde görülür.

  • Hiperkeratotik Palmoplantar Verrüka: El içi ve ayak tabanının derin yerleşen siğilleridir. Sıklıkla ağrılıdır ve kalın bir nasırla örtülüdür.

  • Mozaik-Tip Palmoplantar Verrüka: El içi ve ayak tabanının yüzeyel yerleşen siğilleridir. Bir araya gelerek gruplar ("mozaik verruka") oluştururlar.

  • Verrüka Plana (Düz Siğil): Deriden hafifçe kabarık, hatta üzeri düz olan papüllerdir. En sık yüz ve el sırtlarında görülür.

  • Epidermodisplazya Verrüsiformis: Yaygın ve inatçı seyreden, genetik geçişli bir enfeksiyonudur.

  • Kondiloma Aküminatum: Anogenital bölgede yerleşen siğillerdir.

Bu verrükaların morfolojik farklılıkları, enfeksiyona neden olan 'nin tipi ile yakından ilişkilidir.

Bağışıklık Sistemi İlişkisi

Verrükalar özellikle çocuklarda ve gençlerde çok sık görülmesine rağmen, hücresel bağışıklık kusuru bazı tip verrükaların gelişimini kolaylaştırmaktadır. Özellikle Verrüka plana ve Epidermodisplazya verrüsiformisli hastalarda hücresel bağışıklığın anlamlı oranda bozuk olduğu bildirilmektedir.


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency