- Gösterim: 4864
Melanoma’da risk faktörleri yani melanomaya sahip olacak insanlarda görülebilecek negatif özellikler aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- Güneşe hassas, açık tenli cilt tipine sahip olmak, güneşte bronzlaşmak yerine kızarma ve yanıkların gelişmesi.
- Mesleki ve sosyal alışkanlıklar nedeni ile güneşe fazla maruz kalmak; açık alanda çalışanlar ve açık alan spor aktivitesi yapanlar.
- Yıl içerisinde fazla güneşlenmeyen ancak yazın ve hafta sonları kontrolsüz fazla güneş altında kalanlar
- Sık sık 2. dereceye varan güneş yanıklarının gelişmesi; özellikle çocukluk döneminde güneş yanığı yaşayanlar
- Solaryum ve benzeri yapay ışık kaynakları kullananlar
- Ekvatora yakın yaşam alanları.
- Tedavi amaçlı uzun seanslar fototedavi görenler
- Vücudunda erişkin veya çocukluğundan itibaren çillerin olması
- Sürekli yapısal değişim gösteren benlere sahip olmak
- Xeroderma pigmentosum gibi DNA hasarı iyileştirme bozukluğu olan hastalıklarda melanom görülme sıklığının ciddi olarak arttığı bilinmektedir. Bu genetik geçişli hastalıkta-genodermatozda derinin diğer kanserleri daha sık olmakla birlikte melanom içinde yüksek risk bulunmaktadır. Bu hastalarda yaygın olarak bulunan efelid ve lentigolar gibi koyu renkli lezyonların arasında melanomun erken fark edilmesi kolay olmadığından, tanı gecikebilir. Bu açıdan kseroderma pigmentozumlu hastaların yakın takibi yaşamsal öneme sahiptir.
- Ailesel atipik ben sendromu (FAMM)
- MM’nin %8-12 oranında ailesel olduğu eskiden beri bilinmektedir. Bir tümör gelişimini baskılayan ve 9q21. kromozomda yer alan CDKN2A geni defekti ve MC1R (melanokortin-1) geni defektlerinin melanoma eğilimi artırdığı gösterilmiştir. Melanomun ailesel özelliği nedeni ile hastaların aile öyküsünün alınması ve birinci derece yakınlarının da muayene edilmesi ve bazı durumlarda yakından izlenmesi zorunluluğu bulunmaktadır. Ailesel melanomların daha erken yaşlarda çıkabildiği göz önünde bulundurulmalıdır. Melanoman alt tiplerinde farklı gen mutasyonları tanımlanmaktadır. Örneğin yüzeysel yayılan maling melanoma ve nodüler melanomada BRAF ve NRAS mutasyonları, akral lentijinöz maling melanomada c-kit mutasyonunun rol oynadığı gösterilmiştir. BRAF mutasyonu pozitifliği günümüzde metastatik melanomun tedavi seçiminde önemli bir yol gösterici olarak kabul edilmektedir.
- MM çoğunlukla sağlam deriden, hastaların bir bölümünde önceden var olan bir benden-nevuslerden köken alır. Yüz taneden fazla klasik melanositik nevusu olan kişilerde melanom riskinin 3-10 kat arttığı düşünülmektedir. 50 den fazla nevüse sahip olmak % 10-15 oranında riski arttırmaktadır.
- displastik nevus da melanom gelişimi açısından genel bir risk belirteci olarak kabul edilmekte ve özellikle ailesel olduğunda bu hastalarda melanom gelişim riski artmaktadır. Bununla birlikte displastik nevusların kendilerinin melanoma dönüşümü ile ilgili bilgiler tartışmalı olduğundan koruyuc amaçlı displastik lezyonlrın çıkarılması yada çıkarılmaması tartışılmaktadır. 5 den fazla atipik (veya displastik) nevüslere sahip olmak MM rsikini arttırmaktadır.
- Doğuştan benlerde m elanomla ilişkisi konusunda boyutları önemli bir belirleyici olarak kabul edilir. Küçük ve orta boy olanlarda bu risk oldukça düşük iken 20 cm’den büyük lezyonlarda risk %5-40 civarında kabul edilmektedir. Büyük konjenital nevuslarda daha küçük boyutlu olanlardan farklı olarak melanom derin dokulardan kaynaklanabilir ve erken tanı takip altındaki hastalarda bile güçtür. Dev boyutta (40-50 cm’den büyük), orta hatta yerleşen, heterojen yüzeyli ve çok sayıda uydusu olan konjenital büyük nevusların bu gruptaki en riskli lezyonlar olduğu kabul edilmektedir. Dolayısıyla bu benler cerahi olarak koruyucu amaçlı alınmalıdır.
- Daha önce bir başka melanoma sahip olmak; ikinci MM gelişme riski % 3-6 oranındadır.
- Bilinçli olarak çok bronzlaşanlar
- Genetik zemininde CDKN2A gen mutasyonunun varlığı.
- Melanokortin-1 reseptör (MC1R) gen varyantları
- İmmünosüpresif - immün sistemi baskılayan tedavi altında olmak. Özellikle organ nakli geçiren hastalarda olduğu gibi yaşam boyu immünsüpresif ilaç kullanma gibi durumlarda melanom görülme sıklığı önemli ölçüde artmaktadır. Dolayısıyla bu hastaların yaşam boyu düzenli takibi önemlidir. Bununla birlikte günlük pratikte bu duruma çok dikkat edilmemekte ve transplantasyon geçirmiş hastaların bir bölümü düzenli kontrol altında tutulamamaktadır. HIV infeksiyonu da immunsüpresyona neden olarak melanom riskini artırabilmektedir. Melanom ile ilgili birkaç risk faktörünün bir araya gelmesi durumunda doğal olarak tümör gelişme olasılığı daha da artmaktadır. Örneğin transplantasyon geçirmiş bir hastada çok sayıda melanositik nevus bulunması ve bu hastada güneşten korunma önlemlerine uyulmaması durumunda melanom gelişim riski çok yüksektir.
- Birinci derece yakınlarında MM teşhisi olması; Malign melanom hastalarının % 5 ile 10’unda ailesinde bir başka kişide aynı hastalık vardır. Ailesinde malign melanom olan kişilerin diğer normal insanlara göre 2.2 kez daha fazla oranda malign melanoma yakalanma riski taşırlar.
- Mavi gözlü, açık veya kırmızı renkli saç ve ten rengi soluk olan kişilerin malign melanoma yakalanma riski diğerlerine göre daha yüksektir. Saç rengi, göz renginden daha önemli bir risk faktörüdür.
- Yüksek sosyoekonomik düzey ve yaşam alışkanlıkları
- Parkinson hastalığı
- Maling melanomada güneş major bir faktördür ancak güneş almayan bölgelerde yerleşen ve daha çok siyah ırkta görülen akral lentijinöz malign melanomda (ALMM) ise ultraviyole ışınlarının rolü olmadığı düşünülmektedir.
Ancak maling melanomalı hastaların bir kısmında bu risk faktörlerinin bulunmadığı unutulmamalıdır.
Akılda kalıcı olması açısından MMRISK (Malin Melanom RİSK) akrostişi geliştirilmiştir:
- M: “Moles”: Atipik ben ( Displastik nevüs ) (5 den fazla olması),
- M: “Moles”: Nomal benler (50 den fazla olması),
- R: “Red hair and freckling”: Kızıl saç ve çillenmeye eğilim,
- I: “Inability to tan”: Kolay bronzlaşamama: Deri fototip I/ II,
- S: “Sunburn”: Güneş yanığı: Özellikle 14 yaşından önce ciddi güneş yanığı,
- K :”Kindred”: Ailesel melanom öyküsü.
Bu riskleri taşıyan kişiler hayat boyu yakından takip edilmelidir.
Doğumsal değişim gösteren veya sonradan çıkış ama değişim içerisinde olan bir nevüs melanoma için en önemli risk faktörüdür. Bu nedenle tüm benlerin kişisel takibi ve yılda 2 kez dermatolog tarafından tüm vücut ben değerlendirmesinin yapılması son derece önemlidir.