- Gösterim: 61295
El ve ayak tırnaklarında kolay kırılma; çatlayan, ufalanan, tırnak ucunda pul pul ayrılma ve dökülmeler gösteren, yumuşak ve elastikiyetini kaybetmiş bir bir tırnak plağı ile karakterizedir( Brittle nail syndrome-BNS). Her beş kişiden birsinde görülecek kadar sıktır, özelikle 50 yaş üstü kadınlar başta olmak üzere).
Eşit sıklıkla görülmekle birlikte el tırınak kırılganlığı şikayetleri ayaklara göre daha ön planda.
Kolay kırılan tırnaklar tanımında ana klinik tabloları;
- Onikoşizi; uçtan başlayarak tırnak boyunca gelişebilen tırnak plağının yatay, baklava hamuru gibi tabakalara ayrılması,
- Onikoreksis,trınask ucundan ucunadan başlayarak(bazen tronak ucunda üçgen şeklinde ayrılmalar) tırnak boyunca gelişebilen tırnak plağının dikey tabakalara ayrılması,
- Tırnak plağında yüzeysel keratin granulasyonları
- Trakionişi; yıpranmış tırnaklar olarak tanımlanabilir.
Yukarda tanımlanan klinik tablolar aynı kişinin farklı tırnaklarında hatta aynı tırnak üzerinde farklı klinik şiddetleri ile birlikte görülebilmektedir.
Tırnak kırılmasında kliniğe eşlik eden ağrı gibi klinik belirti görülmez. Ancak tırnak estetik görselliğini etkilemekte ve tırnağın yapısal bozukluğu kişinin günlük/mesleki aktivitesini olumsuz etkilemektedir.
Tırnak kırılganlığını yapan nedenlere baktığımızda;
- Primer tırnak kırılganlığı( birincil, idiyopatik veya kırılgan tırnak sendromu olarakta tanımlanmakta); tırnağın kolay kırılganlığında altta yatan hiçbir neden bulunamıyor ise bu gurupta tanımlanmamakta.
- Sekoder tırnak kırılganlığı; inflamasyon, enfeksiyon, sistemik hastalıklar, travmalar ve tırnak nem durumu gibi nedenlere bağlı olarak kırılganlık var ise bu gurupta tanımlanmakta.
Tırnak kırılmalarını deteylandırmadan önce tırnak gelişimini, yapısını ve anatomisini hızla hatırlarsak;
- Tırnak embriyonal gelişimde köken olarak mezoderm ve ektodermal kaynaklıdır. Ektodermal kaynaklı olan kıl ve saç folliküllerine benzer. Bu nedenle ektodermal kaynaklı bazı genetik hastalıklarda tırnak, saç, kıl, ter bezleri ve diş problemleri ortak görülmektedir.
- Tırnağın genel anatomik yapısı aşağıda tanımlanmıştır.
- Tırnak kırılmaları tırnak plağında ortaya çıktığı için tırnak plağını basitçe hatrılartsak;
Tırnak plağı-Nail Plate yaşam boyunca sürekli uzama gösteren keratinize lameller şeklinde bir yapıdır. Ölmüş keratinize hücreleri üst üste birikmesi ile yaklaşık 25 kat hücreden oluşmaktadır. Bu hücreler birbirlerine sıkı disülfid bağlarla bağlıdır. Tırnak plağını oluşturan keratin fiberleri sisteinde zengindir. Üst görünür kısmı düzgün yüzeyli buna karşın alt kısmı tırnak yatağına uyan uzunlamasına oluklanmalar göstermektedir.Yapısal ve içerik olarak 3 bölüme ayrılmakta. En üst yani dorsal bölüm daha yoğun kalsiyum, fosfolipid ve sülfidril gurupları içermekte. Fosfolipidler suya karşı direnci sağlamakta. En alt kısım yani ventral bölüm sadece 2 katman hücre bulunmakta ve bunlar trnağın uzaması sırasında yukarı ve öne hareket etmekte. Bu bölümde kalsiyum, fosfolipid ve sülfidril gurupları dorsal kadar yüksektir. Ara bölüm yani intermediate trınak plağında ise disülfid bağları çok yüksektir.
- Tırnak kırılmaları tırnak matriksi hasarlarına bağlı ortaya çıkmakta. Tırnak matriksi dorsal, intermediate ve ventral bölümlerden oluşmakta. Örneğin ince tırnak plağı dorsal tırnak matriks hasarına bağlı gelişmekte, tırnak uzaması ve tırnak yüzey değişiminlerine neden olmakta. Ventral maktiks hasarları ise tırnak serbest ucunda değişimlere neden olmakta. .
Tırnak plağının kalınlığı el tırnaklarında 0.25-0.6 mm, ayak tırnaklarında 1.3 mm kadardır. Tırnak plağı kalınlığı uca geldiğinde % 8.8 azalmakta. Tırnak ince olmakla birlikte sert, hafif elastik, konvex yapıdadır. Kısmen şeffaf yapıda ve pembe renktedir. Yer yer süt beyazı opasiteler gösterebilir.
Tırnağın uzunlamasına uzaması damarsal beslenme, tırnak altı hiperkeratozis ve ilaçlar gibi faktörlerden etkilenmekte.
Genel olarak tırnak yatağı ışığı absorbe eder ve yansıtır. Tırnak ışığı geçirir ve geçirgenliğin derecesi ışığın dalga boyuna bağlıdır. UVB’nin % 1-3’ü UVA’nın % 5-10’u geçirmektedir. Görünür ışığında % 10-20’si trınaktan doğrudan geçebilmektedir. Bu özelliği güneş ve UV kaynaklı tırnak problemlerinin oluşumu için yeterli olabilir.
Tırnak yapısında keratin proteinleri dışında; Involucrin(keratin benzeri bir protein yapısıdır ve matrixin 2/3 üst kısmında yoğun bulunmaktadır), Pancornulin ve sciellin(matrixte bulunmakta), Actin( matrixte hücre zarında), Vimentin(dermiste fibroblastlar ve damarsal endotel çevresinde), Filaggrin (matrixte yok ancak trichohyalin matrixte var), trichohyalin(matrixte K6 ve K16 kretainler arasında bunların satabilitesini sağlamakta), Plasminogen activator inhibitor tip 2(tırnak yatağı ve matrixte saptanmıştır ve programlanmış hücre ölümünde rol oyanamakta), collagen VII, fibronectin, chondroitin sulfate ve tenascin saptanmıştır.
Tırnakların kolay kırılması basitçe trıak plağını oluştruan keratinositler arasındaki bağlarda defekte, plağı oluştruan protein, lipid ve karatin fiberilleri arasındaki disorganizasyondan kaynaklanmakta.
Ayrıca trınak plağının yapısının % 18 ini su oluşturmakta. Bunun % 16 nın altına düşmesi tırnak kırılmasındaki temel neden olarak düşünülmekte. Trınak plağındaki su içeriği plaktaki lipid içeriği ile sağlanmakta. Bu lipid içeriğindeki azalma(menopozda olduğu gibi yada dışarıdan kimyasal madde teması ile) su içeriğinin azlaması ve kolay kırlır trınaklar ile sonuçlanabilir.
Tırnak kolay kırılma nedenleri klinik özelliklerine göre aşağıdaki başlıklarda değerlendirilebilir.
Onychorrhexis, Onikoreksis
Tırnak plağında tırnak ucundan başlayan ve plak boyunca devam eden uzunlamasına oluklanmalar ve ayrılmalar görülmekte.
Onikoreksisin klinik şiddeti tırnak matriksinin ne kadar etkilendiği ile ilişkilidir. Birkaç tane oluklanma ve ayrılmadan, tüm tırnağın % 70 inden fazlasında etkileyen klinik tablolar görülebilmekte.
Bazen sadece bir tırnak plağında tek bir uzunlamasına ayrılma görülmekte. Bunlar derin olduğunda belirgin bir ağrı yapabilir. .
Onychoschizia,Onikoşizia
Tırnak plağını oluşturan keratin plaklarını bir arada tutan bağların zayıflamasından kaynaklanan tırnak kolay kırılma klinik tanımıdır. Bu zayıflama tırnak plağında yatay ayrılmalara-soyulmalara neden olmakta.
Tırnak plağının sert ve sağlam olmasını keratin plakları arasında yer alan başta sistin olmak üzere yüksek oranda sülfür içeren aminositlerin çapraz bağları sağlamakta. Bu nedenle tırnak plakları hafif asitik ortamda daha serttir.
Tırnak plağı yapısında bulunan keratin granüllerinin dışını lipidler(özellikle asit seramid) sararak plağın sertliğini sağlamakta.
Onikoşizide sıklıkla tırnak serbest ucunda küçük üçgen şeklinde yada daha büyük yatay ayrılmalar olmakta. Bu problemler tipik olarak ellerini sık yıkayan ve mesleki nedenlerle kimyasallar ile temas eden kişilerde görülmekte(özellikle temizlikçi ve sağlık personelinde).
Etratinat yada asitretin gibi sistemik A vitamini kullanan kişilerde onikoşizi tırnağın köküne yakın ön kısımlarda görülmekte. Benzer klinik tutulum liken hastalığında da görülmektedir.
Tırnak plağında yüzeysel keratin granulasyonu
Tırnak plağı yüzeyinde keratin granulasyonları tırnak yüzeyinde sarı-beyaz yamalar yada çizgiler şeklinde yerleşim gösterir. Bunların dökülmesi ile tırnak yüzeyi bozulurken kolay tırnak kırılmaları gelişmekte. Sıklıkla uzun süreli(aylarca) tırnak ojesi ve protez tırnak kullanan kişilerde görülmekte.
Tırnak yüzeyindeki bu düzensizlikler lökonişi ve tırnak mantar hastalıkları ile klinik olarak karışabilmektedir.
Primer Kolay Kırılan Tırnak Problemleri
Birincil, idiyopatik veya kolay kırılan tırnak sendromu olarakta tanımlanmakta. Tırnağın kolay kırılganlığında altta yatan hiçbir neden bulunamıyor ise bu gurupta tanımlanmamakta. Kolay kırılan tırnakların en sık nedenidir. Sıklıkal el tırnaklarında görülmektedir.
Kadınlarda tırnak plağında keratin plakları arasındaki bağlar erkeklere göre daha zayıftır. Bu kadınlarda daha sık görülmesini açıklamakta.
Tırnak plağı içeriğinde % 5 oranında yağlar bulunmakta. Bunlar özellikle kolestrol sülfat yaşla azalmakta(menopoz sonrası kadınlarda sık görülme nedeni).
Tırnaklarda kolay kırılmanın tırnak plağında su içeriğinin azalması ile oluştuğu düşünülmüş(% 16 nın altına düşmesi). Ancak yapılan çalışamalarda bu ilişkinin olmadığı gösterilmiştir.
Sekoder Nedenler ile Gelişen Kolay Kırılan Tırnak Problemleri
Trınağın kırılganlığı inflamasyon, enfeksiyon, sistemik hastalıklar, travmalar ve tırnak nem durumu gibi nedenlere bağlı olarak gelişmekte.
İnflamasyon kaynaklı kolay kırılan tırnak problemleri
Birçok deri hastalığı tırnak ve çevre dokularda inflamasyona neden olarak tırnaklarda kolay kırılmalara neden olmakta. Psoriais, liken planus, liken striatus, alopesia areata, Darier hastalığı ve ekzamalar gibi.
Psoriasis-sedef hastalarında tırnak deformiteleri ve bunlara bağlı kolay tırnak kırılmaları görülmekte. Sedef kaynaklı inflamasyon tırnak matriksini etkilediğinde tırnak plağında pitting(iğne deliği şeklinde deliklenme) ve düzensizliklere neden olmakta. Bu inflamasyon şiddeti tam tırnak kayıplarına neden olabilmektedir.
Liken planusta hastaların % 10 nunda tırnak tutulumu görülmekte. İnflamasyonun derinliğine göre bu trınak incelmesinden, tırnak plağında uzunlamasına oluklara ve ayrılmalara hatta tam tırnak kayıplarına neden olabilmektedir. Bazı olgularda bu hastalık piterjiyum deformitesi denilen özel bir tırnak deformitesine neden olabilmektedir.
Liken striatusta tırnak tutulum belirtileri liken planusa benzer. Başlıca farkı liken stiatusun elde yada ayakta deride yerleşim alanında aynı hizada tırnaklarda ve bant şeklinde kendini göstermesidir.
Alopesia areata-saç kıran hastalarının 2/3 ünde tırnak değişiklikleri olan pittingler, onikoreksis, trınak plağında incelme ve traşionişia görülmektedir. Bu değişimler bazen bir tırnakta bazende birden fazla tırnakta görülmektedir.
Egzamalar, temas egzamaları ve atopik dermatitis gibi özellikle tırnak çevresi tutulumunda tırnakta kırılmalara neden olabilmektedir.
Enfeksiyon kaynaklı kolay kırılan tırnak problemleri
Mantar enfeksiyonları tırnak plağının yüzeyinde kolonize olarak çoğaldıklarında keratini enzimatik olarak sindirirler ve hifalar oluştururlar. Bunlar tırnak plağının yüzeyinde beyaz-opak çok sayıda lekelere neden olmakta. Bunlar tırnak kırılmalarını arttırmakta.
Mantar enfeksiyonları tırnak plağının uç ve altında kolonize olarak çoğaldıklarında keratini enzimatik olarak sindirirler ve hifalar oluştururlar. Bunlar tırnak plağının altında ve uç kısmında ufanmalara, kırılmalara neden olmakta.
Bunların dışında bir çok sistemik enfeksiyon, sifiliz-frengi, tüberküloz enfeksiyonları, tırnaklarda spesifik olmayan deformitelere ve kolay tırnak kırılmalarına neden olmakta.
Sistemik nedenler kaynaklı kolay kırılan tırnak problemleri
Sistemik hastalıklar, beslenme durumları ve kullanılan ilaçlar tırnaklarda spesifik olmayan değişimlere bunlarda kolay tırnak kırılmalarına neden olmakta.
Özellikle parmaklar ve tırnaklarda dolaşım sistemini etkileyen damarsal(aterosklerozis-damar sertlikleri vb), nörolojik problemler(raynoud hastalığı ve sendromu gibi) ve anemi gibi problemler tırnak plağında incelme kırılmalara neden olmaktadır.
Endokrin sistem hastalıkları yavaş uzayan tırnak, tırnak plağında uzunlamasına çizgilenmeler, ayrılmalar ve kolay kırılan tırnaklara neden olabilmektedir. Örneğin hipertriodizimde % 5 oranında kolay kırılan tırnaklar görülmekte. Hipotiroidizimde ise tırnak problemleri % 90 oranında daha fazla görülmektedir. İnce, yavaş uzayan tırnaklar, tırnak plağında yatay ve uzunlamasına çizgilenmeler, tırnaklarda kırılmalar gibi.
Amiloidoziste tırnak plağında uzunlamasına çizgilenmeler, kırılmalar hatta ufalanmalar görülmekte.
Sistemik kullanılan ilaçlar; kanser ilaçları, retinoidler yada antiretroviral ilaçlar lamellar onikoşiziaya neden olabilmektedir.
Şiddetli vitamin, eser elementler ve aminoasitlerin eksiklikleri tırnak plağında incelme ve kolay kırılmalara neden olmakta.
Travma kaynaklı kolay kırılan tırnak problemleri
Travmalar tırnak plağında hasar yapabilirken tırnak plağını değiştirerek kırılmalara neden olabilmektedir.
Bu travmalar meslek nedenlerle(temizlik işçileri, ayakkabı ve deri işçileri, ütücüler, halıcılar hatta müzisyenler gibi) yapılan işin mekanik özelliklerine bağlı olarak tırnak serbest kenarı ve tırnak yüzeyinde sürtünme ve mikrotravmalara neden olabilmektedir.
Onikotillomanya(tırnak plağı ve çevre dokularla oynama) ve onikofaji(tırnak ve çevre dokuları yeme) gibi nedenler tırnaklarda yapısal değişimlere ve kolay trınak kırılmalarına neden olabilmektedir.
Tırnak bakımı ve kozmetik uygulama kaynaklı kolay kırılan tırnak problemleri
Tırnak ve çevre dokulara yapılan bakım uygulamaları(manikür ve pedikür gibi), protez tırnak, oje gibi tırnak kozmetiklerinin kullanımı hatta bunların çıkarılma uygulamaları(aseton, UV kurutucular, jel ve mekanik uygulamalar) tırnak plağında hasarlara neden olmakta.
Tırnak Ojesi, sertleştirici ve oje çıkarıcı ürünlerin kolay tırnak kırılmalarında etkileri
Ojeler
Tırnak cilası yada parlatıcı olarakta adlandırılan ojeler yapışkanlı yapıları ile tırnak kozmetiğinde kullanılan ürünlerdir. Bu ürünlerin asıl kullanım amacı tırnakların estetik görsellikleri içindir. Tırnak plaklarındaki yüzeysel anormalliklerin kamufle edilmesi(çukurlaşma, çizgiler gibi) ve renk değişimleri (sarı veya beyaz) için kullanılmakta . Aynı zamanda tırnakları kalınlaştırmak ve boylarını uzatmak içinde kullanılmaktadır.
Ojelerin içeriğinde temel bileşenler arasında film oluşturucu maddeler, yapıştırıcılar, reçineler, plastikleştiriciler, çözücüler ve renklendirici maddeler bulunmakta. Nitroselüloz, toluen sülfonamid, formaldehit, kafur, dibutil, fitalat, dioktil fitalat, polimer zincirleri, renklendiriciler, parlatıcılar(guanin, bizmut oksiklorür, titanyum dioksit, öğütülmüş mika) gibi kimyasallar butil asetat veya etil asetat gibi bir çözücü içinde bulunmakta. Bazı ojelerde UV karşı oje renginin değişimini önleyecek filtreler (benozophenone-1), nemlendirici görevi gören argan yağı gibi doğal yağlar ve parfümler bulunmakta.
Günümüzde tırnak ojelerinin kullanımından kaynaklanan tırnak problemlerin görülme sıklığı beklenilenden düşük görünmekte(%3-8 oranında). Kimyasal içeriği pH 5.8 civarındadır(fizyolojik sınıra yakın). Bu pH larda tırnak plağında yapısal bir hasar oluşturmamakta. Ojelere bağlı gelişen en sık problemler alerjik kontakt dermatitistir. Bu tırnak çevre dokularda yada ellerin temas ettiği göz kapakları ve boyunda görülebilmektedir. En yaygın olarak görülen oje alerjeni "tosilamid formaldehit reçinesidir (TSFR)". Bunun dışında formaldehid, poliester resin, dikloretilen, amil asetat, fitalatlar, guanin, amil asetat sülfanamidler diğer allerjenler arasında yer almakta.
Ojelere bağlı gelişen diğer bir tırnak problemi oje içeriğinde boyaların tırnak plağında neden olduğu renklenmedir. Özelikle kırmızı renkte ojeler tırnakta sarı renklenmeye neden olmakta. Bu renk değişimi oje tırnak üzerinde kaldığı 7. günde ortaya çıkmakta ve sıklıkla tırnağın ucunda görülmekte. Oje çıkarıldıktan sonraki 14 günde kendiliğinden kaybolmakta.
Ojenin çıkarılmadan üst üste sürüldüğü durumlarda alttaki ilk katman tırnak plağının yüzeyinde keratin garnuloma gelişimine neden olarak tırnak kırılmalarına neden olmakta.
Gebelikte kullanımı sırasında içeriğindeki dibutil fitalatların (plastikleştirici olarak kullanılır) potansiyel olarak embriyonal gelişiminde endokrin sistem problemlerine(fetal testis gelişimini bozarak) yol açabileceği yönünde çalışmalar bulunmakta.
Tırnak sertleştiriciler
Bunlar tek başına yada oje öncesi tırnak plağını güçlendirmek amacıyla kullanılır. Tırnak plağından su kaybını önemli ölçüde azaltır ve tırnak plağına güç ve esneklik sağlar. Bunlar tırnakların yumuşak, kırılgan olduğu durumlarda kullanılır. Yapılarında titanyum-silikon-zirkonyum polimerleri, politef, naylon, kalsiyum, biotin, keratin, vitaminler, kalsiyum florür, doğal yağlar, naylon lifleri, teflon ve ipek içermektedir. Kullanım amacı tırnakları korumak gibi görünsede uzun süreli kullanımı kolay kırılan tırnaklara neden olabilir. Bunu tırnak plağında keratin bağlarının yoğunluğu çok arttırdığı için tırnak esnekliğini azaltarak yapmaktadır. Bu ürünler periyodik olarak çıkarılmalıdır.
Oje ve sertleştirici çıkarıcılar
Bunlar organik çözücülerdir. Oje-sertleştiricilerin tırnak yüzeyinden uzaklaştırılması için kulanılmaktadır. Bu amaçla kullanılacak ürünler uçucu olmamalı, uygulama sırasında buharlaşmamalı, tırnak yüzeyinden yağ giderme etkisi çok güçlü olmamalı, tırnak yüzeyinde artık bırakmamalı ve tırnak çevresi deride iritasyon ve alerji yapmamalıdır.
Bu guruptaki ürünlerde kullanılan solventler; aseton, gama butirolakton, amil asetat, butil asetat ve atil asetatdır. Bunlar asetat alkol, lanolin, hint yağı veya diğer sentetik yağlar ile karıştırılır. Ancak asetonun tırnaklarda ve çevre dokularda tahriş edici etki riskleri oldukça yüksektir. Bu içeriklerin aşırı kullanımı kolay kırılan tırnak problemlerine neden olmakta. Hatta asetonitril içerikli olanlar 2000 yılından beri karsinojenk etkileri nedeni ile kullanılmamaktadır. Bu gurupta daha az problemli olanlar, etil asetat + izopropil alkol içerenlerdir.
Son yıllarda bu olumsuzluklar ile aseton içermeyen çıkarıcılar tanımı altında ürünler bulunmakta ve güvenli oldukları kabul edilmektedir. Ancak bunlar içerisinde bazıları aseton kadar sıkıntılıdır. Örneğin gama butirolakton içeren çıkarıcılar yutulduğunda(yanlışlıkla) sistemik toksisiteye hatta solunum yolu tıkanıklığı ile birlikte kardiyorespiratuvar çöküş ve koma gelişmektedir. Oje çıkarıcıların yanlışlıkla yutulmasının neden olduğu potansiyel olarak ciddi bir başka yan etki methemoglobinemidir(bunda aseton, N, N-dimetil-p-toluidin ve nitroetan sorumlu ajanlardır).
Tırnak nemlendiriciler
Tırnak plağı yüksek oranda kükürt içeren bir amino asit sistein içeren keratinize bir dokudur(tırnağın kuru ağırlığının % 10 nunu kükürt oluşturur). Bu yapı tırnak plağının sertliğini ve bariyer fonksiyonunu sağlamakta.
Tırnak plağı içeriğindeki yağların oranları deri ile karşılaştırıldığında(st. corneum) oldukça düşüktür.
Tırnak plağında su geçişi ve emilimi oldukça yüksektir. Tırnak plağında su içeriği yoğunlaştığında tırnak opaklaşmakta ve yumuşamakta. Ancak su içeriği azaldığında tırnak kuru ve kırılgan hale gelmektedir. Bu nedenle sağlıklı bir tırnak yeterli su-nem oranına sahip olmalıdır.
Nemlendiriciler tırnakların ideal nem oranının korunması için kullanılmaktadır. Bunlar tırnakların sağlıklı ve parlak görünümünü vermektedir.
Özellikle tırnakların daha fazla nem kaybına maruz kaldığı ellerin sık yıkanması, dezenfektan ve sert temizleyici deterjan içeren ürün kullanımı, formaldehit ve aseton içeren ürünlerin kullanımı ile birlikte tırnak nemlendricileri kullanılmalıdır.
Tırnakların nemlendirilmesi için sıklıkla % 5-10 üre ve % 5-10 laktik asit kullanılmakta. Bu ürünlerin sık kullanılması gerekmekte. Bunlar dışında gliserin, vazelin, balmumu, mineral yağlar, doğal yağlar (badem, avokado, jojoba ve ayçiçeği), mumlar (setil alkol, stearil alkol ve balmumu) ve nemlendiricilerde (aloe vera, seramidler ve gliserin) kullanılmakta.
Tedavisi
Tırnak kırılmalarında öncelikle kırılma nedenleri saptanmalı bunlar ortadan kaldırılmalıdır.
Tırnaklarda travmatik süreçler ortadan kaldırılmalıdır.
Deterjen, antiseptik, kimyasallar ve aşırı su teması azaltılmalıdır.
Tırnak plağının su içeriği tırnak yatağına bakan kısmında daha yoğundur. Tırnak plağının üst katmanlarında su içeriği azalmaktadır. Tırnak ne kadar uzun ise yüzey alanı o kadar geniş olduğu için o kadar fazla su kaybı olacaktır. Bu nedenle tırnak kırılmalarında tırnağın kısa kesilmesi önerilmektedir.
Ev temizliği yapan ev hanımları, ellerini sık yıkayan ve sık dezenfektan teması olan sağlık çalışanları, su teması yoğun olan su sporcuları, kuaförler daha yoğun tırnak nemlendiriciler kullanmalıdır.
Eldiven kullanımı sırasında ellerin eldiven içerisinde ıslak ve kapalı kalması tırnaklarda daha fazla kırılmalara neden olmakta.
Biotin kullanımı
Biotin vitamin B7 olarakta bilinen eser elementdir ve sistein başta olmak üzere aminositlerin yapımına katılmakta. Özellikle nedeni bulunmayan-idyopatik tırnak kırılmalarında kullanılmakta.
Biotin suda eriyebilen vitamin gurubundadır. Başlıca hububat, ceviz, yer fıstığı, süt ve yumurtada bulunmakta. Ayrıca bağırsak bakterileri tarafından da sentezlenerek vücuda alınmaktadır.
Günde 5–10 mg, 3–6 ay kullanıldığında tırnak yapısı, kalınlığı ve niteliğini düzenlediği gösterilmiştir.
Ancak biotinin günlük 10 mg dan yüksek dozlarda kullanımı sonrası bazı kan tahlilleri sonuçlarını etkileyebileceği unutulmamalıdır(troponin, tiroid fonksiyon testleri, gebelik testleri gibi).
Arjinin silikat kompleks ve Magnezyum Biotinata
Magnezyum biotinat sistemik emilimi daha yüksektir. Bu ve arjinin silikat komplekelseri birlikte kullanıldığında tırnak uzama hızını arttırmaktadır.
Demir ve C vitamini
Kan ferritin seviyesi 10 ng/ml altında ise demir + Vitamin C birlikte kullanımı önerilmekte. Ancak eskiden düşünüldüğü kadar tırnak kırılmaları ile demir eksikliği arasında sıkı bir korelasyon bulunmamaktadır.
Çinko
Çinko eksikliği tırnak kolay kırılmalarına neden olmakta. Günlük 20–30 mg çinko kullanımı tırnak kırılmalarını önemli ölçüde azaltmakta.
Son yıllarda içeriğinde aminoasitler(L-cystine, L-arginine, glutamic acid), vitaminler (C, E, B6 ve biotin) ve mineraller(çinko, demir ve bakır) içeren kompleks ürünler sistemik olarak kullanılmakta. Bunlar hastalar tarafında kullanıldığında iyi tolere edilmekte ve 3 ay kullanımı ile tırnak kırılmaları özellikle onikoşizi önemi ölçüde azalmaktadır.
Sistemik Kolajen Kullanımı
Biyoaktif kolajen peptidleri 24 hafta kullanıldığında tırnakların uzmasında %12 artış sağlarken kolay tırnak kırılmalarında % 42 oranında azalma sağlamakta.
Tırnak Nemlendiricileri
Deride olduğu gibi nemlendiriciler tırnak normal bakımı içinde kullanılmakta. Kolay tırnak kırılmalarında tırnak nemlendiricileri oldukça etkili olmakta. Bu amaçla nemlendirici olarak tırnak üzerinde kapatıcılar-oklüzivler (petrolatum yada lanolin) ve nem çekiciler-humektanlar(gliserin, propilen glikol ve proteinler) kullanılmakta. Bu ürünler içerisine su tutuma kapasitelerini arttırmak amaçlı AHA-alfa hidroksi asitler ve üre eklenmekte. Bunlar tırnak plağı ve tırnak çevre dokulara özellikle akşamları uygulanmakta.
Tırnak cilaları
Kolay tırnak kırılmalarında bir çok tırnak cilası kullanılmakta. Bunlar tırnak sertleştiricisi, güçlendiricisi olarakta tanımlanmakta ve büyük bir kısmıda silikon içermekte. Yeni geliştirilen formülasyonlarda içeriklere "silanediol salicylate ve Pistacia lentiscus gum" eklenmitir. Bu tırnak plağındaki keratin plaklarının nitelik ve niceliğini arttırmakta. Bazılarının içeriğindeki katyonik hyaluronik asit tırnak yüzeyine yapışarak tırnağın nemlenmesini sağlamakta.
Son çalışmalarda tırnak cilalarına "hydroxypropyl chitosan" eklenmiştir. Bu ürün tırnağın yapısını fiziksel ve kimyasal dış etkenlere karşı korumakta.
% 16 lık poliüretan tırnak üzerine cila olarak kullanıldığında su geçişini engelleyerek tırnağı çevresel koşullara karşı korumakta.
Bu ürünlerin tırnaklara en az 6 ay günlük kullanımı istenmekte.
Yoğun tırnak kırılmaları tırnak uç kısmı ile sınırlı ise bu alanın korunması son derece önemlidir. Tırnağın problemli uç kısmına kağıt, ipek, keten, plastik flim yada fiberglastan yapılmış fibröz içerikler uygulanarak bu alanın kuvvetlenmesi, onarılması sağlanırken estetik olarak kamuflaj sağlanmakta. Benzer düşünce tüm tırnakta yapay tırnaklar ile de sağlanabilmektedir. Ancak yapay tırnak içerikleri ve uygulama süreci ile tırnak kırılmalarını arttırabilir.
Dış fiziksel ve kimyasal teması yoğun olan kişilerin gün içerisinde pamuklu eldivenler kullanmaları, su ve sıvılar ile temasta ise bu eldiven üzerine vinil eldiven kullanımı istenmekte.
Son zamanlarda bu probemlerde "Equisetum arvense, Methyl sulfonylmethane ve Hydroxypropyl chitosan" içeren trınak solüsyonları kullanılmakta. Equisetum arvense bitkisel kaynaklı organik silikon( trıak plağının her 100 g da 16 mg siikon bulunmakta. Bu silikon keratin fibrilleri arasında stabiliteyi sağlamakta). Methyl sulfonyl methane ise doğal bir sülfüt. Hydroxypropyl chitosanis suda eriyebilen yüzylerde flim tabakası oluştruan bir yapıya sahip trıank plağına uygulandığında oluşturduğu filim tabakası ile trınaktan su kaybını kontrol etmekte. bu ürün içeren trınak solüsyonları kaşam tüm trınaklar sürülmekte. 3-4 ay. Anlamlı düzeyde kolat trınak kırılmalarını azaltmakta.