- Gösterim: 290236
Cilt hastalıkları, bazı sistemik hastalıklar ve fizyolojik olarak karşı karşıya kaldığımız iki problem; yüzde kızrıklık-eritem ve yanma ve kızarma atakları olan flushing...
Derimizde kızarma-eritem belki de hepimizin zaman zaman yaşadığı bir problem. Ancak bunların sıklığı, kalıcılığının artması ve eşlik eden yanma problemlerin varlığı kişisel, psikolojik ve sosyal ciddi bir problem haline gelmektedir.
Deride kızarma-eritem derinin mikro-dolaşım sistemini oluşturan kapiller damarların genişleyerek oksijenden zengin hemoglobinin artmasından kaynaklanmaktadır. Deride kapillerde bu genişleme sinirsel uyarıdan yada histamin gibi mediatörlerden kaynaklanabilmektedir. Deride kapiller sinirsel uyarım otonom sinir sisteminin kontrolü altındadır. Otonom sinir sistemi deride kapiller dışında terlemeyi de kontrol etmektedir.
Deride ısı artışı ile birlikte eritem gelişimi temelde damarsal yapıların dış kısmında bulunan düz kasların direkt etkilenmesi yada bunları kontrol eden sinirsel vazomotor sistemin etkilenmesinden kaynaklanmakta. Mazomotor sistemin etkisi merkezi ve periferik sinir sisteminden kaynaklanmakta.
Flushing sıklıkla blushing alanları olarak tarif edilen yüz, boyun, gövde üst kısmı, omuz ve kollarda olmakta. Bu alanlarda kan dolaşımının daha fazla olması ve bu alanlarda kan akımı düzenlenmesinin daha farklı olması rol oynamakta.
Flushing sıklıkla yüz ve boyunda olmak üzere(daha az sıklıkla gövde üst kısmı, karın, el içi ve ayak tabanında olmakta) deride ritmik/ritmik olmayan ataklar şeklinde başlayan kırmızılık, hatta buna eşlik eden sıcaklık hissinde artış, yanma ve terleme artışına verilen genel tanımlamadır. Başlangıçta kırmızılık sadece ataklar ile paralel olarak gelip geçici iken zamanla kalıcı olmaya başlamakta hatta hafif kılcal damar artışları da eklenmektedir. Yeni damar oluşumu genişlemiş damarlarda deoksihemoglobinden kaynaklanmakta. Flushing basit bir nedenle ilişkili olabileceği gibi ciddi bir sistemik hastalıkla da ilişkili olabilmektedir.
Flushing ataklarında kızarıklık ile birlikte terleme artışı var ise buna “ıslak flushing” denilmektedir ve neden olarak otonom sinir sistemi düşünülmelidir. Flushing ataklarında kızarıklık ile birlikte terleme yok ise buna “kuru flushing” denilmektedir ve neden olarak deride kan dolaşımında histamin gibi meditörlerin lokal yada sistemik artışı düşünülmelidir. Bu nedenle flushing ile birlikte terlemenin varlığı önemlidir. Örneğin fizyolojik flushing ve menopozal flushing ıslak flushing iken niasinin neden olduğu fushing kuru flushingdir.
Yanaklarda damarlar diğer anatomik alanlara göre daha büyük çaplı ve deri yüzeyine yakındır. Bu özellik yüzde kızarmanın neden yanaklarda daha fazla olduğunu açıklamaktadır.
Kızarmada ve flushingde deri renginde farklılıklar olmakta. Bu damarlardaki kandaki hemoglobinin oksijen seviyesi ile de ilişkilidir. Örneğin rosaceada yüzde kızarma daha canlı kırmızı iken polisitemi (kanda eritorisit fazlalığından kaynaklanana bir kan hastalığı) gibi hemoglobinde oksijenizasyonun azaldığı durumlarda canlı kırmızılık yerine parmaklar, kulak memesi, dudak ve dilde daha yoğun hatta morumsu- siyanoze bir flushing olmaktadır.
Yüzde eritem sıklıkla basit ve fizyolojik bir sürecin belirtisi olabileceği gibi daha ciddi sistemik hastalıkların ilk belirtisi olabileceği unutulmamalıdır.
Yüzde flushing ataklar halinde seyrediyor ise sistemik olarak damarları etkileyen(vazoaktif) mediyatörler yada ilaçlar ilk olarak akla getirilmelidir. Flushing ataları sık ve uzun sürmeye başladığında artan kan dolaşımı telenjektazi(kılcal damar artışı) ve mevcut damarlarda daha belirginleşmeler neden olmakta.
Yüzde yada vücutta kızarma yada flushing olan hastalarda iyi bir klinik öykü alınmalıdır. Bu öykü hastalığın ön tanısı, istenebilacek kan tahlillleri ve tedavnin seçiminde son derece önemlidir.
Örneğin kızarma atakları flushing ile birlikte 2 haftadan daha uzun süren ishal ataklarının varlığı ve flushing eşlik eden bronkospazm, baş ağrısı, kan basıncında düşme, taşikardi, karın ağrısı, ürtiker yada kaşıntının varlığında akla sistemik hastalıklar getirilmelidir.
Hasta muayenesi ve değerlendirmesinde kızarma ve flushing hangi faktörler ile arttığı sorgulanmalıdır. Yiyecekler, içecekler, ilaçlar, agzersiz, sters, duygu durumu ve mesleki koşullar sorgulanmalıdır.
Kan tahlilleri gerekir ise istenebilir. Serum serotonin, triptaz, chromogranin A ve histamin, 24 saatlik idrarada 5-hidroksiindolasetik, vanilmandelik asit, norepinefrin, metaepinefrin ve prostaglandin D2 gibi. Bu değerlerdeki yükselme karsinoid sendrom, feokromasitoma ve mastoistozisi düşündürmelidir. Bu değerler normal ise;
- hematüri(idrarda kan) pozitif ise bu böbrek karsinomlarını gösterebilir.
- Vazokaktif intestinal peptid yüksek ise pankreatik karsinoma
- Kalsitonin yüksek ise medullar tiroid karsinoma akla getrilmeli hatta
- Bazı hastlarda spesifik IgE ve prick testler yapılabilir.
- Mast hücre aktivasyonları değerlendirilebilir; plazma triptaz, n-metil histamine, prostaglandin D2 gibi.
Sistemik bir hastalık desteklenmediğinde anksiyete, psikiyatrik bozukluklar, idyopatik flushing akla getirilmelidir.
Bazı yiyecek maddeleri ve içerikleri eriem ve flushing neden olmakta; tiramin, histamin, sülfitler, nitritler, alkol, aldehid, monosodyum glutamate, capsaicin, cigua toxin (bir balık) gibi.
Yüzde kızarıklık ve flushing yapan nedenler
Fizyolojik Kızarma ve Flushing
Heyecan, sinirlenme yada yoğun duygusal durumlarda hemen hemen herkes de düşük yoğunlukta ve kısa süreli kızarmalar olmaktadır. Buna “Blushing” denilmektedir.
Çevresel ısı bir çok kişide kızarmaya neden olmaktadır. Sauna gibi dış ısının çok yüksek olduğu durumlar ve yada aşırı bedensel egzersizlerde fizyolojik kızarmaya neden olabilmektedir.
Aslında beyinde ön hipotalamusta vücut ısı düzenleme merkezi ısı artışına karşı kan damarlarının genişlemesi ile cevap vermekte buda kızarmadan sorumlu olmaktadır.
Sıcak içecek ve yiyeceklerin tüketilmesi ağızda sıcaklık artışı, hipotalamusun uyarılması ile kızarmadan sorumludur. Örneğin sıcak kahve içeriğindeki kafeinden daha çok sıcak olması nedeni ile kızarmaya neden olmaktadır. Bazı hastaların kızarmada sırasında buz emerek ağız içerisinde sıcaklığı düşürmesi ve hipotalamus ısı merkezini düzenlemesi ilk 20-30 dakika içerisindeki flushinglerde etkili olmaktadır.
Kızarma bazı fizyolojik özel durumlarda artabilmektedir. Örneğin menopozal dönemde.
Ateş ve Flushing
Ateş en sık flushing yapan nedendir. Özellikle gece terlemesi tipiktir. Ateş enfeksiyon yada enfeksiyon olmayan nedenlerden kaynaklanabilmektedir.
Menopozal Flushing yada Climacteric Flushing
menopoz öncesi, menopoz ve sonrası dönemde kadınların % 50-85 inde flushing ve terleme artışı gözlenmektedir. Benzer şikayetler prostat kanseri nedeni ile gonadotropin-releasing hormon analogları; buserelin gibi tedavide kullanan erkeklerde de görülmektedir. Menopoz sonrası kadınlarda bu şikayetler 1-5 yıl sürebilmektedir. Hatta 10 yıl süre kadınlarda bulunmaktadır.
Bu kadınlarda özellikle yüz ve başta sıcaklık artışı ile birlikte flushing gözlenmektedir. Bezen bu sıcaklık ve flushing boyun ve vücudun diğer bölgelerine yayılabilmektedir. Bu şikayetlere kalp çarpıntısı da eklenebilmektedir. Flushing sonrası kadınlarda hafif üşüme ve titreme ile ruhsal gerginlik hissedilmektedir. Ataklar 3-5 dakika sürmekte, günde 20 den fazla atak olmaktadır. Bu flushing atakları sıcak hava, stres, alkol alımı ile daha fazla ortaya çıkmaktadır. Flushing ataklarının gece artışları hastada uykusuzluk, gerginlik ve yorgunluklara neden olmaktadır.
Menopozal dönemde östrojenin azalması ve buna bağlı olarak LH yükselmesinden kaynaklanmaktadır. Bu flushingde bazı nörotransmitterlerde rol oynamaktadır. Noradrenalin ve diğerleri gibi. Bu flushinglerde clonidine içeren α2-adrenerjik agonistleri tedavide etkili olmaktadır.
Veralipride(antidopaminerjik ilaç) menopozal flushin şikayet ve sıklığını azaltmaktadır.
Flushing neden olan ilaçlar
Bazı ilaçlar menopozal flushing arttırabilmektedir. 4-hydroxyandrostenedione, danazol, tamoxifen, clomiphene citrate ve leuprolide gibi.
Alkol alımı menopozal flushing arttırabilmektedir.
Corticotropin- releasing hormon, doxorubicin ve niasin flushing neden olmaktadır.
Sildenafil citrate % 12 oranında flushing neden olmaktadır.
Morfinin sistemik kullanımı yüz, boyun, omuzlarda flushing neden olmaktadır. Bunu histamin mediatörü üzerinden yapmaktadır.
Epidural yada eklem içerisine kortizon uygulamalarında yüzde flushing, genel vücutta eritem oluşabilmektedir.
Bunları dışında ; tüm damar gevşetici ilaçlar; nitrogliserin, prostoglandinler, kalsiyum kanal blokörleri, mail nitrat ve butil nitrat, kolinerjik ilaçlar(metrifonate, antihelmitik ilaçlar), bromokriptin, TRH, tamoxifen, cyproterone asetat, oral triamcinolone, siklosporin, rifampin gibi flushing yapmakta.
Bazı topikal ilaçlar( immunomodülatör tacrolimus gibi) topikal cilde özellikle yüze uygulandığında ve sonrasında azda olsa alkol alımında yüzde aşırı kızarma yapabilmektedir. Bu tacrolimus kullanan hastaların % 7 sinde gözlenmektedir.
Hipertansiyonda Kullanılan ACE inhibitörleri bazı hastalarda yüzde flushng neden olabilmektedir.
Flushing narkotik analjeziklere bağlı olarak ortaya çıkabilmekte hatta anafilaksiye neden olabilmektedir. Bunların dışında lidokain, morfin, kodein, D-tubocurarine, metocurine, etomidate, thiopental, succinylcholine, enflurane ve isofluraneda aynı reaksiyona neden olabilmektedir.
Bunların dışında aspirin, NSAIDs, polymyxin B sulfate, anticholinergic ilaçlar, alkol, travma hatta stres bile reaksiyon ataklarına neden olmaktadır.
Tüm vazodilatatör(damar genişletici) ilaçlar flushing yapmakta( nitrogliserin, nitrik oksitler, sildenafil citrate, kalsiyum kanal blokerleri; nifedipine, verapamil, diltiazem gibi)
Sistemik triamcinolone yada eklem içi yapılan triamcinolone flushing yapabilir.
Yüksek doz metilprednizolone kullanımı
Alkol alımı ve Flushing
Asya ırklarında özellikle Batı Asya (Japon, Çin ve Kore) az miktarda alkol alımı sonrası aşırı flushing gelişebilmektedir. Flushing eşlik eden bulantı ve taşikardi gelişebilmektedir. Bu kişilerde kanda asetaldehid yüksek bulunmuştur. Bunun nedeni karaciğerde aldehid dehidrogenaz 2 eksikliği olabilir. Ethanol yama testi uygulama alanında deride aşırı eritem olması bunu desteklemektedir.
Bu enzim Hodgkin enfomada ve hipereosinoflik sendromda flushing yapabilmektedir.
Alkolün vücutta metabolitlerde flushing yapmakta, örneğin asetaldehid potent bir flushing ajanıdır.
Chlorpropamide(DM kullanılan kan şeker düşürücü ilaç) ile çok az miktarda alkol alımı bile birkaç dakika içerisinde aşırı flushing neden olabilmektedir.
Alkol alımı ile birlikte flushing de terleme olmayabilir. Ancak çarpıntı, tansiyon düşmesi ve hızlı nefes alma ortaya çıkabilmektedir.
Alkol alımı sonrası diğer flushing yapan nedenler; menopoz, karsinoid sendrom, medullar tiroid karsinoma ve bazı lenfomalarda flushing görülebilmektedir.
Trikloretilen kanserojendir ve flushing neden olmaktadır. Bu alkolü içecekler içerisinde gaz halinde bulunmakta ve solunduğunda probleme neden olmaktadır. Bu problemler; deride döküntüler, yüz, boyun ve omuzlarda eritem, hatta kusma ve bulantı gelişebilmektedir.
Alkol bağımlılığı tedavisinde kulanılan disulfuram aldehid dehidrpgenaz enzimini inhibe etmekte buda alkol alımı ile flushing, kusma, bulantı ve hipotansiyon nausea, vomiting, hipotensiyona neden olmakta.
Mesleki nedenler ile alkol ve diğer kimyasalara maruz kalındığında flushing gelişmektedir. Örneğin klorpropamid alkol ile birlikte alındığında flushing, baş ağrısı, hipogliemi yapmakta.
Alkol ile sulfonilüre içeren ilaçlar birlikte kullanıldığında hastaların 10-30% unda hipoglisemi ve flushing gelişmekte.
Topikal tacrolimus ve steroid kullanımı alkol ile yüde flushing yapabilmektedir.
Allerjik reaksiyonlar ve anafilaksi
Alerjik reaksiyonlarda yüzde kızarma ve ısı artışı olabilmektedir.
Anafilaksi hayatı tehdit eden genel bir reaksiyonel durumdur ve flushing gözlenmektedir. Bunun dışında ürtiker döküntüleri ve anjioedem klinik olarak diğer bulgulardır. Bunların dışında hipotansiyon, solunum zorluğu, sisndirim sistem problemleri, burun akıntısı, baş arısı ve göğüste ağrı olabilmektedir. Anafilaksi alerjik bir reaksiyondur. Hastaların 1/ 3 de neden bulunamaz.
Yiyecekler ve Flushing
Acılı ve ekşi yiyecekler yüzde flushing neden olabilmektedir. Bu otonomik sinir sistemi üzerinden olmaktadır.
Monosodyum glutamat (MSG) flushing neden olmaktadır. MSG kırmızı biber, diğer acılar, yiyeceklerde katkı maddeleri, sıcak içecekler ve alkolde bulunmaktadır.
Tuna balığı birkaç saat sıcak ortamda kaldığında yenilmesi ile birlikte Tuna Balığı zehirlenmesi yapmaktadır. Terleme, flushing, kusma ve ishal belirtileri gelişmektedir. Bunun balıkta çoğalan bakterilerin histidini dekarboksilasyona uğratarak histamin üzerinden yaptığı bilinmektedir.
Yiyecekler, içecekler ve alkol ile alkollü içeceklerde bulunan tiramin, yüksek zincirli akoller, monosodyum glutamat, aldehidler, nitritler, sülfitler flushşng neden olmakta. Sülfitler (potasyum metabisulfite) flushing dışında zorlu ve sesli nefes alma-wheezing ile birliktedir.
Nitritler sıklıkla kurtulmuş etlerde bulunmakta ve flushşng ile birlikte baş ağrısı yapmakta.
Acılı yiyeceklerde bulunan capsaicin flushing, baş ağrısı hatta duyarlı hastalarda wheezing yapmakta.
Yiyecekler ile birlikte gelişen flushing gustatuar flushng olarak tanımlanmakta yüz ve vüxutta iki taraflı flushng, terleme artışı hata burun akıntısına neden olmakta.
Tuna balığı ve somon yenildiğinde içeriğindeki histamin flushing, ürtiker, kalp çarpıntısı ve alejiye benzer semptomalara neden olmakta.
Flushing tropikal ve yarı tropikal balıklar olan "ciguatera balıklarının" yenilmesi flushing ve zehirlenmeye neden olmakta. Bu bu balıkların beslenmesinde kullandığı bir alg tarafından üretilen ciguatoksin ve maitotoksinden kaynaklanmakta. Bu balıkların yenilmesinden sonraski saatler içerisinde flushing, kusma, ishal, karın ağrısı, kaşıntı, batıcı ağrılar, ağızda dilde, dişlerde ve damaklarda hissizlik, kas ağrısı, denge kaybı olmakta. Balıkların pişirilmei toksinleri etkisiz hale getirmez.
Karsinoid sendrom
Bu sendromda karsinoid bir tümör ve buna eşlik eden flushing, akciğer hava yollarının daralması, bağırsakların hareketlenmesi ve kalp hastalıkları bulunmaktadır. Daha ayrıntılı bilgi için…
Feokromasitoma
Kromaffin hücre tümörü olarakta bilinmektedir. Flushing ve hipertansiyon görülmektedir. Kromafin hücreler böbrek bezinde medullada bulunmaktadır. Bu hücreler katekolamin sentezi ve depolanması görevini görmektedir. Hipertansiyon bu klinik tabloda 60% oranında görülmektedir. Bu kişilerde tansiyon stabil değildir. Ataklar genellikle birkaç dakikadan saate kadar sürmektedir. Taşikardi ile birliktedir. Bunlara eşlik eden baş ağrısı, terleme artışı, çarpıntı eşlik etmektedir. Göğüs ve karın ağrısı hatta bulantı ve kusma olabilmektedir. Atalar kendiliğinden yada karına yapılan sert basınç uygulamaları ile gelişebilmektedir. Feokromasittoma tanısı 24 saat lik idrarda katekolamin metabolitleri(metanefrin, ve normetanefrin) seviyesinde yükselmelerin saptanması ile konulmaktadır. Ayıca karın tomografisi ile böbrek üstü bezi medulasının tümöral kontrolü önemlidir.
Mastositozis
Mast hücreleri başlıca histamin, ayrıca tryptase, chymase ve karboksipeptidaz sentezleyip depolamaktadır(seratonin dışında). Mastositozis bu hücrelerin bening ve maling tümörlerine verilen genel tanımlamadır. Burada kendiliğinden, deri mastositozisinde deri travmatize edildiğinde veya alkol alındığında kızarma olmaktadır. Bu flushing ataklarına baş ağrısı, solunum zorluğu, çarpıntı, karın ağrısı, ishal ve bayılma eşlik edebilmektedir. Özellikle mastositoziste hipotansiyon olmaktadır. Erişkinlerden daha çok çocuklarda gözlenmektedir. Çocuklarda daha sık gözlenen “urticaria pigmentosa” flushing belirtileri dışında deride kırmızı-kahverengi maküller, papüller, nodüller ve plaklar ile karakterizedir. Bunun dışında mastosiztozisin ‘‘telangiectasia macularis eruptiva perstans’’ (TMEP) yada deride birkaç tane olarak görünen ”solitary papular mastocytoma” klinik forumlarıda bulunmaktadır. Tanı 24 saatlik idrarada histamin yada prostaglandin D2 metabolitlerinin seviyelerinin ölçümü ile konulmaktadır. Serum triptaza bakılır. Sadece deri mastositozisinde bu normaldir(<20 ng/mL). Fakat bunun zerinde olması sistemik mastositozisi desteklemektedir. Deri lezyonlarından biyopsi alınması tanısal açıdan önemlidir.
Medullar Tiroid Karsinoma
Tiroid bezinin medullasında parafolliküler C hücrelerinden kaynaklanan maling bir tümördür. Yüzde ve kollarda omuzda flushing, renk değişimi ve telenjektazi artışına neden olmaktadır. Bu hücrelerden biyolojik aktif maddeler; calcitonin, prostaglandinler, histamin, substance P, ketacalcin, levodopa, adrenocorticotropic hormon ve corticotropin-releasing hormone yapılmaktadır. Klinik belirtilerden bunlar sorumludur. Bu karsinomada diare ve flushing gelişmektedir. Alkol alımı şikayetleri ortaya çıkarabilmektedir. Calcitonin gene-related peptid flushing gelişiminden sorumludur. Ayrıca calsitonin prostaglandinleri uyarmakta buda flushing neden olmaktadır.
Pankreas hücre tümörleri
Bu “vasoactive intestinal polypeptide [VIP]” salgılayan pankreas tümörleridir. Sulu ishal, hipokalemi ve aklorhidri var ise buna “Verner-Morrison sendromu” denilmektedir. Ataklar sırasında flushing görülmektedir. Hastalarda bunlara ek olarak kas krampları, bulantı, kusma, karın ağrısı ve krampları eklebilmektedir. Hastaların % 50 sinden daha azında ateş, hiperglisemi ve glukoz tolerans eksiklği olmaktadır. Kanda serumda ve gaitada VIP seviyesi yükselmiştir. Serum chromogranin A artmıştır. Karın tomografisi anlamlıdır.
Böbrek hücreli karsinoması
Böbreklerde prostoglandin sentezleyen hücre kanserleri flushing neden olmaktadır. Bu kişilerde yoğun idrarda kanama, yan ağrısı ve karında kitle gözlenmektedir.
Harlequin Sendromu
Harlequin sendromu (HS) genellikle sıcaklık artışı ve egzersiz ile tetiklenen, yüzün sadece bir yarısında terleme artışı ile birlikte eritem ve diğer yüzde ve vücut yarısında sıcaklık ve terleme yokluğu ile seyrin görüldüğü nadir otonom bozukluktur. Yüzün vazomotor ve sudomotor nöronlarında etkilenme söz konusu olup termoregülasyonda bozulma mevcuttur. Genellikle idiyopatik olmakla birlikte mediastinal nörinom ve boyun cerrahisine sekonder olarak da gelişebilmektedir. Ayırıcı tanıda Pancoast’s sendromu, Horner sendromu ve Ross sendromları düşünülmelidir.
Doğuştan Horner Sendromu
Nadir bir sendromdur. Gözde myozis, göz kapğında düşüklük-pitozis, yüzün bir yarısında terleme yokluğu ve diğer yarısında flushing ve eritem olmakta.
Frey Sendromu(Auriculotemporal Nerve Sendromu)
Bu sendromda tek taraflı yada iki taraflı olarak auriculotemporal sinir dağılım alanında flushing, sıcaklık artışı ve terleme artışı ortaya çıkmaktadır. Belirtiler yeme ve stres ile ortaya çıkmaktadır. Bu sendrom erişkinlerde parotis bezi cerrahisi, travması ve enfeksiyonları sonrasında gelişmektedir. Çocuklarda ise sıvı besinler; sıklıkla meyva suyu alınmaya başlandığında 2-6 aylarda gözlenmektedir. Sıvı besinler yada beslenmeden birkaç dakika sonra başlamakta kulak ön kısmından yanağa doğru uzanan eritem gözlenmektedir. Terleme olmayabilir yada 20-60 dakika sürebilmektedir. Çocuklarda 5 yaşında kaybolmaktadır. Yüzde gelişen zona sonrası Frey sendromu gelişebilmektedir. Parotis hasarı sonrası parasempatik sinirlerin yanlış çalışmasından kaynaklanmakta.
Yalancı Karsinoid Sendrom
Erkeklerde ikincil hipogonadizme bağlı olarak gelişmektedir. Testosteron enanthate verildiğinde düzelmektedir.
Diğer Flushing Nedenleri
Ailesel monoaminoksidaz eksikliği; stres, bazı yiyecekler ishal, baş ağrısı, çarpıntı ve flushin nedne olmaktadır. Bu kişilerde Sertraline hidroklorid kullanılmaktadır.
Rosacea
Eritomelanozis Erythromelanosis follicularis faciei et colli yada EFFC
Nedeni Açıklanamyan ve Psikiyatrik Flushing
Anksiyete flushing ve terleme ile birliktedir. Anksiyete tek başına yada diğer psikolojik bozukluklar(depresyon gibi) ile birlikte olabilmektedir.
Panik atak sırasında sıcak yada soğuk flushing, nefes alma zorluğu-dispne, kalp çarpıntısı, göğüs ağrısı, şok durumu, gerçeklik duyusunun kaybı, uyuşmalar, titremler ile birlikte olabilmektedir.
Flushingde Nörolojik Nedenler
Bazı nörolojik hastalıklar flushing ile seyredebilmektedir. Parkinson hastalığı, dizotonomi, ortostatik hipotansiyon, migren, multiple sklerozis, beyin tümörleri, epilepsi, spinal chord hasarları ve anatomik hiperrefleksiler gibi. Parkinson, migren, multiple sclerosis hastalarında vazodilatasyon ve otonomik disfonksiyon nedeni ile flushing sık görülmekte.
Trigeminal sinir hasarları bu sinir dağılım alnlarında flushing neden olabilmektedir.
Bazı yüz migeen hastalarında ataklar sırasında flushing, nevraljiler ve göz yaşı artışı olabilmektedir.
Autonomik epilepsiler "diencephalic epilepsy" olarakta bilinmekte. Bu nadir sendromlarda ataklar şeklinde ve geçici flushing, taşikardi, hipertansiyon, bilinç kaybı ve uyuşma hissi olmakta. Ayrıca tükrük salgısında atış, pupillerde genişleme ve sfinkterlerde spazm gelişmekte.
Otonomik hiperfleksi sıklıkla spinal cord hasarlarında ortaya çıkmakta. Flushing, başağrısı ve terleme olmakta. Ayrıca hipertansiyon, bacaklarda ağrılı kas spazmaları ve postural hipotansiyon olmakta.