- Gösterim: 195
Nemlendiriciler, cilt sağlığını korumak ve cilt hastalıklarını tedavi etmek için tasarlanmıştır. Cildin bariyerinin ve bozulmuş cilt koşullarının (örneğin kuru, kaşıntılı, iltihaplı, hassas cilt, atopik egzama) onarımı ve korunması için bir nemlendiricideki farklı bileşenlerin rolünü ve etkilerini bilmek, doğru nemlendirici seçimine yardımcı olmaktadır. Bileşimlerine bağlı olarak nemlendiriciler, cilt bariyerinin bütünlüğünü ve hidrasyonunu koruma üzerindeki etkileri açısından farklılık gösterir. İdeal nemlendirici tanımı için son yıllarda cilt bariyeri ve nem fonksiyonunun korunmasında aktif bir rol oynayan fizyolojik lipitleri ve işlevsel bileşenleri (örneğin, palmitoylethanolamide [PEA] gibi endokannabinoidler) içeren, biyomimik teknoloji ile geliştirilmiş nemlendiriciler kullanılmaktadır. Bu yenilikçi nemlendirici formüller iyi bir kozmetik etkinliğe sahiptir. Genel olarak iyi tolere edilirler ve işlevsel bileşenlerin eklenmesi, cilt rahatsızlıklarının tedavisinde uzun vadeli faydalar sağlamaktadır.
Cildin fizyolojik bariyer sistemi
Sağlıklı bir cilt bariyeri, vücudu fiziksel (örn. sıcaklık, mekanik yaralanma, ultraviyole radyasyon), kimyasal (örn. tahriş edici maddeler, alerjenler) ve mikrobiyal (örn. bakteri, mantar, virüs) saldırılardan korumak için hayati öneme sahiptir. Ayrıca cilt bariyeri, derinin nem içeriğinin korunması ve deriden nem kaybını önlemek için de son derece önemlidir. Epidermisin en dış tabakası olan stratum korneum, sağlıklı bir cilt bariyerinin sürdürülmesinden birincil olarak sorumludur. Doğumda deri bariyeri suboptimaldir.Yenidoğanların deri bariyeri birkaç aydan birkaç yıla kadar süren bir süre içinde yetişkin insanın durumuna ulaşır. Bu nedenle yenidoğanlar ve bebeklerin yetişkinlere kıyasla hassas bir deriye sahip oldukları düşünülmektedir.
Epidermiste, basal tabakadaki keratinositler keratinizasyon sürecinde stratum korneuma ulaştıklarında canlılıklarını kaybederek korneositlere farklılaşmaktadır. Stratum korneumda protein açısından zengin korneositler, lipid açısından zengin hücreler arası bir matris içinde iç içe geçtiği bir "tuğla ve harç" yapısına sahiptir. Korneositler tuğlaları temsil ederken, hücreler arası matris(lipid lamel) harcı temsil etmektedir.
Stratum korneumda korneositler içerisinde zengin protein yapısı keratin makro fibrilleri, filaggrin ve doğal nemlendirici faktör (NMF) den oluşmaktadır. Filaggrin, korneositler içindeki keratin liflerini sıkı demetler halinde toplayan ve böylece korneositlerin düzleşmesini destekleyen bir matris proteinidir. Filaggrin'in parçalanması, korneositler içinde doğal bir nemlendirici olan NMF üretir. NMF, serbest amino asitler, ürokanik asit, pirolidon karboksilik asit, basit şekerler ve elektrolitlerden oluşan benzersiz bir nemlendiricidir.
Lipit lamel ise seramidler, serbest yağ asitleri ve kolesterol oluşturmakta. Bu lipid lamellerinin yapısı ve bileşimi, etkili bir cilt bariyerinin korunmasında ve vücudun çeşitli dış saldırılardan korunmasında önemli bir rol oynar.
Cilt bariyeri ekzojen ve/veya endojen faktörler ile bozulduğunda erken dönemde stratum korneum genellikle birkaç adaptif mekanizmayı kullanrak briyeri geri kazandırır. Ancak, tekrarlayan kronik bariyer hasarları stratum korneumun kendi kendini onarma mekanizmalarını aşırı zorlar. Uygun bir nemlendirici yokluğunda, bozulmuş bir cilt bariyeri alerjenlere, mikroplara ve toksinlere giriş yolu açarak, kızarma ve kaşıntı ile ilişkili immünolojik cilt reaksiyonlarına, inflamasyona ve agzamalara doğru kademeli ilerlemeye neden olmaktadır. Bu nedenle, bozulmuş bir cilt bariyeri hassas cilt, akne, alerjik dermatit, sedef hastalığı, roza ve atopik dermatitin gelişiminde merkezi bir rol oynamaktadır.
Nemlendiriciler, cildin görünümünü ve bütünlüğünü korurken cilt bariyer fonksiyonunu iyileştirmektedir. Nemlendiriciler, etki mekanizmalarına göre yumuşatıcılar(emolyentler), nemlendiriciler(humektanlar) ve cilt örtücüler,kapatıcılar(oklüzivler) olarak sınıflandırılır. Nemlendiriciler genellikle bunlarn kombinasyonunu içermektedir.
- Yumuşatıcılar, emolyentler, emollients; korneositler arasındaki boşlukları dolduran ve cilt bariyer fonksiyonunu iyileştiren nemlendiriciler olarak tanımlanmaktadır. İçeriklerinde doymuş ve doymamış hidrokarbonlar bulunmakta. Sıklıkla bu amaçla kolesterol, seramidler, skualen, yağ alkolleri ve yağ asitleri (laurik, linoleik, linolenik, oleik ve stearik asitler) ve shea yağı kullanılmaktadır.
- Nemlendiriciler, humektanlar, humectants; higroskopik, yoğun su tutucu özellikleri nedeni ile deriye uygulandıklarında epidermisten ve çevreden su çekerek deri yüzeyinde su içeriğini zenginleştirirler. Sıklıkla bu amaçla gliserol, propilen glikol, gliserin, glutamik asit, üre, laktik asit, hyaluronik asit, alfa hidrosi asitler, solbitol, panthenol, sodyum laktat ve kanitin kullanılmaktadır.
- cilt örtücüler, kapatıcılar, oklüzivler, occlusives; deri üzerinde inaktif hidrofobik bir flim tabakası oluşturarak deri dış yüzeyinde suyun hapsolmasını sağlarlar buda epidermal su kaybını önlemektedir. Sıklıkla bu amaçla petrol ürünleri, vazelin, mineral yağ, zeytinyağ, jojoba yağ, soya fasulyesi yağı, jöle, balmumu, silikon, dimetikon ve çinko oksit kullanılmaktadır.
Nemlendiricilerde fizyolojik olmayan lipitler (örneğin mineral ve bitkisel yağlar) ve fizyolojik lipitler (örneğin seramidler, yağ asitleri, kolesterol) kullanılmaktadır. Fizyolojik lipitler, yukarıda tanımlandıkları gibi stratum korneumda yetersiz lipit içeriğini artırmak ve cilt yüzeyini örterek epidermal su kaybını azaltmak için kullanılmaktadır. Bununla birlikte, fizyolojik olmayan lipitlerin etkinlikleri stratum korneum ile sınırlıdır ve epidermisin doğal lipit eksikliğini gideremezler. Fizyolojik lipitler, fizyolojik olmayan lipitlerden farklıdır. Bunlar epidermise kolayca nüfuz ederler, lipid eksikliğini tamamlarken stratum korneumdaki hücreler arası lipitlerin üretimini ve normal epidermal farklılaşmanın yeniden sağlanmasını uyarırlar. Bu etkinlikleri açısından, fizyolojik lipitleri içeren nemlendiriciler "içeriden dışarıya" nemlendiriciler, fizyolojik olmayan lipitleri içeren nemlendiriciler ise "dışarıdan içeriye" nemlendiriciler olarak tanımlanmaktadır.
Günümüzde mevcut nemlendiriciler, anti-inflamatuar, antipruritik, antimitotik ve foto-koruyucu etkiler gibi cilt nemlendirmesinin yanı sıra faydalar sağlayan birkaç bileşen içerir. Anti-inflamatuar aktiviteye sahip bileşenler, kuru, iltihaplı cildi kontrol etmek ve hafif ila orta dereceli atopik dermatiti hafifletmek için faydalıdır; hatta topikal kortikosteroidlerin kullanımını azaltabilir veya yerini tercih edilebilir ve böylece kortikosteroidlerin kullanımıyla ilişkili yan etkileri hafifletebilir. Antipruritik bileşenler kaşıntı semptomlarını hafifletirken, antimitotik (hücre çoğalmasını baskılayan) bileşenler artan mitotik aktiviteyle ilişkili cilt rahatsızlıkları (örneğin, sedef hastalığı) için faydalıdır. Bu bileşenler;
- Aloe vera; mMagnezyum laktat, salisilik asit ve jel polisakkaritler içerir. Anti-inflamatuar, antipruritik, analjezik ve yara iyileştirici özelliklere sahiptir. Nemlendirici mekanizması sayesinde cildin nemini artırır.
-
Bisabolol; papatya (Matricaria recutita) bitkisinden elde edilir. Kaşıntıyı iyileştirebilir. Anti-inflamatuar etkileri vardır. Granülasyon dokularının oluşumunu destekleyerek yara iyileşmesini hızlandırmaktadır.
-
Kaprilik/kaprik trigliserit; hindistan cevizi yağında doğal olarak bulunan bir yumuşatıcıdır. Deri tutma özelliğini artırır, epidermal su kaybını azaltır ve cilt üzerinde bir lipid filmi oluşturur.
-
Seramid; stratum korneumda lipid matrisini, su geçirgenliğini ve bariyer fonksiyonunu geri kazandırır. Epidermal su kaybını azaltır ve cildi nemlendirir. Fizyolojik lipid olarak tanımlanmaktadır.
-
Hindistan cevizi; epidermal su kaybını azaltır, cilt nemini iyileştirir ve cilt lipidlerinin sentezini artırır. Antimikrobiyal etkiye sahip monolaurin içerir.
-
Gliserol; korneositler arasındaki bağları, desmozomları parçalar, böylece keratolitik etkilere sahiptir. Cildi iritan maddelerin nüfuz etmesine karşı korur. Stratum korneumu plastikleştirir, doku dağılmasını azaltır, ciltteki kolajeni stabilize eder ve yara iyileşme sürecini hızlandırır.
-
Glisiretinik asit; meyan kökünden elde edilen bir triterpenoid bileşiğidir. Anti-inflamatuar, antiviral ve antitümör etkileri vardır.
-
Hyaluronik asit; yara iyileşmesini destekler. Epidermisi nemlendirir ve bariyer fonksiyonunu geri kazandırır.
-
Hidrojene lesitin; lesitinin (doğal olarak oluşan bir fosfatidilkolin karışımı) kontrollü hidrojenasyonu sonucu elde edilir. Cilt bakımına yardımcı olur.
-
Niasinamid; epidermal seramid ve diğer hücreler arası lipitlerin seviyelerini artırır, serin palmitoiltransferazın yukarı regülasyonunu destekler, epidermal su kaybını azaltır, stratum korneumun kalınlığını artırır ve böylece cilt bariyerinin işlevini iyileştirir. Anti-inflamatuar etkileri vardır.
-
Palmitoil-etanolamid; stratum korneumun bileşenlerine benzeyen, yağ asidi N-asiletanolamin ailesinden gelen endojen bir lipittir. Anti-inflamatuar ve anti-analjezik etkiye sahiptir. UV ışınlarına maruz kalmanın ardından oluşan cilt hasarını önler.
-
Vazelin; epidermal su kaybını azaltır.
-
Yapay seramidler; stratum korneumun su tutma özelliklerini iyileştirir, cilt bariyerinin onarımını kolaylaştırır.
-
Shea yağı; butyrospermum parkii çekirdeklerinden elde edilen doğal bir yağ olup palmitik, stearik, oleik, linoleik ve arakidik asitleri içerir. Epidermal lipitlerin yenilenmesine yardımcı olur. Anti-inflamatuar ve antitümör destekleyici etkilere sahiptir.
-
Skualen; skualenin (ciltte bulunan doğal bir lipit) doymuş bir formudur. Yağ olmasına rağmen yağlı değildir ve komedojenik değildir; kokusuzdur ve hassas ciltler için güvenlidir. Antibakteriyel etkiye sahiptir.
-
Telmestein; anti-inflamatuar, antioksidan ve antiproteaz etkileri vardır. Atopik dermatitli hastalarda yüksek seviyelerde ifade edilen kolajenaz, elastaz ve matris metalloproteinazı inhibe eder.
-
Üre; ciltte doğal olarak bulunan polar, higroskopik bir moleküldür. Cildin nemini ve bütünlüğünü korur. Farklı konsantrasyonlar farklı etkiler gösterir: %10'dan azında nemlendirici etkilere sahiptir; %10'dan fazlasında yumuşatıcı/keratolitik etkilere sahiptir.
-
Çinko glukonat; anti-inflamatuar etkiye sahiptir ve peroksisom proliferatör-aktif reseptörler-alfa, insan beta-defensin-2 ve psoriasisin hedefler.
Ancak bu zengin içeriğe rağmen nemlendiricinin bazı bileşenleri bir klinik sonuçlarını iyileştirirken, yeni cilt rahatsızlığı yaratabiklir yada mevcut cilt rahatsızlığını kötüleştirebilir. Bu nedenle nemlendiric bileşenleri hakkında kapsamlı bilgi sahibi olmak esastır. Nemlendiricinin farklı bileşenleriyle ilişkili olumsuz etkiler ve olası nedenleri ise;
- Alerjik kontakt dermatit: Lanolin, propilen glikol, E vitamini, koruyucu maddeler, kokular, güneş kremleri, bitkisel içerikler (çay ağacı yağı, zeytinyağı, papatya yağı ve aloe vera gibi).
- Ürtiker: Sorbik asit, kokular, Peru balsamı gibi koruyucu maddeler.
- Kozmetik akne: Su-yağ preparatlarında kullanılan tıkayıcı yağlar (örneğin, vazelin, çinko oksit).
- Tahriş edici reaksiyonlar: Bitkisel yağlardaki proteinler, üre, hidroksi asitler, propilen glikol, çözücüler ve sülfatlar (örneğin, sodyum lauril sülfat).
- Oklüzif folikülit: Petrolatum, mineral yağlar.
- Fotosensitivite döküntüleri ve fotomelanoz: Kokular, hidroksi asitler, koruyucu maddeler (örneğin, parabenler, fenoksietanol) ve güneş kremleri.
- Öznel yan etkiler: laktik asit, üre, benzoik veya sorbik asit gibi koruyucular.
Bu bilgilerden sonra ideal bir nemlendiricinin özelliklerini şu maddeler ile özetleyebiliriz: Bozulmuş lipid bariyerini onarmalı, epidermal su kaybını azaltıp önlemelidir. Hassasiyet yaratmayan, hipoalerjenik ve komedojenik olmayan ürünler kullanılmalıdır. Kokusuz, kozmetik açıdan hasta kullanımı kabul edilebilir olmalıdır. Anında ve uzun süreli nemlendirme sağlamalıdır.
Bu bağlamda derinin fonksiyonel bileşenlerini içeren, nromal deri fizyolojisini takilt eden, biyomimik nemlendiriciler giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Bu amaçla dikkatler üzerinde odaklanmıştır. Endokannabinoid sistem deride cilt hücrelerinin çoğalmasını, farklılaşmasını ve hayatta kalmasını dengeler ve düzenlemektedir. Bu nedenle cilt bariyer fonksiyonunda koruyucu mekanizmalarda aktif bir rol oynadığına inanılmaktadır.
Bu dengenin bozulması, bozulmuş bariyer fonksiyonuyla ilişkili cilt rahatsızlıklarının (örneğin akne, alerjik dermatit, sebore, sedef hastalığı, kaşıntı, ağrı) gelişmesine yol açabilir.
N-palmitoiletanolamin ve N-asetiletanolamin gibi fosfolipidler endokannabinoid fonksiyonunda yer alırlar ve stratum granulosum'da yüksek konsantrasyonlarda bulunur. N-palmitoiletanolamin N-asetiletanolamin deride etkilerini belirgin şekilde artırarak etki eder. N-asetiletanolamin deri dokularında etkilerini kanabinoid reseptör alt tipleri (CB1 ve CB2), TRPV1 ve diğer reseptörler üzerinden göstermektedir. N-asetiletanolamin ayrıca doğrudan peroksisom proliferatör aktiveli reseptör-alfa'yı (PPARα) aktive eder.
Endokannabinoidlerden N-asetiletanolamin gibi fosfolipitlerin deriye uygulanması, deri bariyer fonksiyonunu düzenlerken kuru ciltle mücadelede ilişkili kaşıntıyı azaltabilir. Benzer özelliklere sahip palmitoiletanolamid, yağ asitleri, seramidler ve glisiretinik asitler cilt bariyer onarım nemlendiricileri olarak tanımlanır.
Nemlendirici içerikleri ile ilgili karşılaştırmalı çalışmalar, seramid-3, hidrojene lesitin (psödo-seramid), skualen, hyaluronik asit, gliserin ve kaprilik/kaprik trigliserit içeriklerinin bozulmuş cilt bariyer fonksiyonunun yönetimi için yararlı olduğunu göstermektedir. Bunlara shea yağı, Cocos nucifera yağı, hidroksietil selüloz, pentilen glikol ve sodyum karbomer eklenebilir. Hedef nemlendirme ve cildin inflamasyonunun baskılanması (egzamatöz belirtiler, kaşıntı ve yanma gibi) için N-asetiletanolamin, Olea europaea, palmiye gliseridleri, olus yağı, betain, sarkozin, asetamid MEA ve hidroksietilselüloz eklenebilir.
Endokannabinoidleri içeren fizyolojik lipidler ile desteklenmiş nemlendiriciler, lazer uygulamaları sonrasında ve UV-güneş sonrası cilt bakımında tercih edilmektedir.
Doğru nemlendiricinin seçimi, bozulmuş cilt bariyer fonksiyonuyla ilişkili durumların etkili bir şekilde yönetilmesi için çok önemlidir. Bir nemlendiricinin bileşimi hakkında detaylı bilgi, doğru nemlendirici seçiminin yapılmasına yardımcı olabilir. Cildin doğal yapısını taklit eden bileşenler içeren nemlendiriciler (örneğin, fizyolojik lipidler ve endokannabinoidler), cilt bariyeri onarımını kolaylaştırırken kuru ve hassas cilde sahip kişiler için yeni seçenekler sunabilir ve bazı cilt rahatsızlıkları olan kişiler için yardımcı bir tedavi seçeneği olarak hizmet edebilir.