- Gösterim: 280
Derinin en dış tabakası olan stratum korneumun su tutma ve asit manto işlevlerinin bozulması ile gelişen klinik tablo (tek başına ya da çeşitli hastalıklarda bulunabilir) asteatoz, cilt kuruluğu ve kseroz olarak tanımlanmaktadır. Sıklıkla asteatozlu hastalarda kaşıntı görülmekte, bu durum hastaların yaşam kalitesini belirgin olarak düşürmekte ve kaşıma yoluyla cildin bariyer fonksiyonunu daha da etkilemektedir. Görünümdeki değişikliklere ek olarak, bazı asteatozlu hastalarda cildin bariyer fonksiyonu bozulur ve dışarıdan gelen zararlı maddeler veya mikroorganizmalar cilde daha kolay nüfuz edebilir. Nemlendiriciler, asteatoz için birinci basamak tedavidir ve bunların yeterli kullanımı sağlanmalıdır. Deride belirgin pullanma/kaşıntı ve kaşıntı kaynaklı yaralar ile kliniğin kötüleşmesi öngörülüyorsa, tıbbi kullanım için nemlendiricilerle ilaç içeren topikaller ve sistemik antihistamin kullanımı düşünülmelidir. Asteatotik egzama, cildin genel kuruluğunda yeterli cilt bakımı veya tedavisi yapılmadığında cildin bir bölümünde gelişebilir. Cildin kuruluğu, yüzeyinin parlaklığını kaybederek pürüzlülüğünü ifade eder. Deri yüzeyinde pityriatik pullanma, balık pulu gibi görünüm - iktioz benzeri görünüm oluşabilir.
Normal cilt, stratum korneumun su geçirmeyen bariyeri, stratum korneum hücreleri arasındaki lipitlerin veya doğal nemlendirici faktörlerin su tutma işlevi ve sebum (cilt yüzeyindeki lipitler) veya ter emülsiyonu tarafından oluşturulan cildi örtme işlevi sayesinde kuruluktan korunur. Kuru ciltte fizyolojik, çevresel ve fizyolojik olmayan çok çeşitli faktörler rol oynar. Stratum korneumun su içeriğinde sürekli bir azalma olmaktadır. Cildin bariyer fonksiyonunun bir endeksi olan transepidermal su kaybındaki (TEWL) değişiklikler gelişmektedir.
Kuru cilde neden olan faktörler kabaca üçe ayrılır.
- Fizyolojik faktörler: yaşa bağlı fizyolojik cilt fonksiyonlarındaki değişiklikler
- Yaşlılarda sebase ve ter bezlerini içeren cilt hipofonksiyonu
- Bebeklerde/çocuklarda olgunlaşmamış fizyolojik cilt fonksiyonu
- Çevresel faktörler: çevresel nem, ısı ve UV kaynalı değişiklikler
- Kuru açık hava veya oda klimasıyla ilişkili düşük nemli ortamlar (kış kserozu)
- Fototedavisi de dahil olmak üzere güneş-ultraviyole maruziyeti
- Aşırı banyo yapma, banyoda sıcak us, kes lif kullanımı
- Güçlü yağ çözücü etkiye sahip temizlik ürünlerinin kullanımı
- Fizyolojik olmayan faktörler:
- Cilt ve sistemik hastalıklar
- Sistemik bazı ilaçlar ve antikanser ilaç kullanımı
- Radyoterapi gibi tıbbi davranışlar (iatrojenik).
Asteatozun ilk gözlemlenebilir semptomları arasında kuru cilt, deri yüzeyinde ince pullar ve hafif deri döküntüleri (deskuamasyon) bulunur. Semptomların ilerlemesiyle birlikte cilt yüzeyinde pürüzlülük, büyük pullar ve belirgin deskuamasyon görülür. Daha fazla ilerlemeyle birlikte dalgalı veya romboid desenli çatlaklar gelişir. Asteatoz sıklıkla kaşıntıya neden olduğundan, kontrolsüz kaşımaya bağlı çizikler şeklinde izler, hatta yaşlı hastalarda deri altı kanama kaynaklı purpuralar görülebilir. Kliniğin ileri olduğu bazı vakalarda deride çatlaklar (fissür) gelişebilir ve bunlarda hafif ağrı görülebilir. Tekrarlayan kaşıma iltihaplanmaya neden olur ve asteatotik egzamaya yol açar. Egzemanın ilerlemesi nummular dermatitlere, deride kalınlaşmaya (likenifikasyona) veya post-inflamatuar pigmentasyona yol açar.
Fizyolojik faktörlerle ilişkili asteatozun sık yerleşim bölgeleri bacakların ön kısım yüzeyleridir, ancak bu bazen kollara da dağılabilir. Yüz, koltuk altı ve kasık gibi bölgeler, sebum veya ter salgısının daha fazla olması nedeniyle daha az sıklıkla etkilenir. Çevresel faktörlerle gelişen asteatozun sık yerleşim yerleri ise güneş gören yerler, radyoterapi-fototerapi uygulama alanları ve eller gibi sık yıkanan deri yüzeyleridir. Fizyolojik olmayan faktörlerle ilişkili asteatoz ise tüm vücutta görülebilir.
Asteatozun tanısı, cilt semptomlarının derinin muayenesi veya makroskopik değerlendirme yapılarak konulmaktadır. Kaşıntı ve özellikleri iyi sorgulanmalıdır. Asteatoz için hastadan çevresel faktörlerin (mevsim, sıcaklık, nem, güneş gibi) etkisi, ilgili sistem hastalığının varlığı, kullanılan ilaçlar veya önceki tedavi ile sonuçları hakkında bilgiler iyi alınmalıdır. Cilt kuruluğu, ölçüm aletleriyle fizikokimyasal değerlendirme yoluyla nesnel olarak değerlendirilebilir; ancak asteatoz için hiçbir kriter belirlenmemiştir. Aletlerin pahalı olması ve doğru değerlendirme için sabit sıcaklık ve nem ortamlarında uyum veya ölçüm gereksinimi, değerlendirmenin yaygın kullanımını engellemektedir. Bu yöntemler derinin izikokimyasal değerlendirmeleridir. Bunlar;
- stratum corneum su içeriği; genellikle deride elektrostatik kapasite (elektrik yükünün depolanabildiği hacim) ve elektrik iletkenliği (elektriğin iletilmesinin kolaylığı) kullanılarak cilt yüzeyindeki ince elektrik akımıyla endeksler olarak değerlendirilir. Elektrostatik kapasitenin ölçümü için, stratum korneumun nispeten derin bir alanındaki canlı katman su içeriği değerlendirilir. Elektriksel iletkenliği ölçmek için, stratum korneumun yüzeyi etrafındaki su içeriği değerlendirilir. Bu nedenle stratum korneumun yüzeyindeki su içeriğindeki değişiklikleri incelemek için elektrostatik kapasiteden daha uygundur. Ancak iletken özelliklerin kullanıldığı bu yöntemler terleme ve ölçüm prosedürleri/ortamlarından etkilenebilir. Son zamanlarda, stratum korneum su içeriğine bağlı olarak ısı iletkenliğine dayalı stratum korneum su içeriği ölçüm cihazları geliştirilmiştir. Bu tür cihazların kullanımı, ölçüm prosedürlerinin/ortamlarının etkisinin en aza indirilmesi yoluyla stratum korneum su içeriğinin nesnel değerlendirilmesini kolaylaştırabilir. Ancak bu tür cihazlar pahalıdır ve bu prosedür klinik uygulamada pratik değildir.
- transepidermal su kaybı; deri bariyer fonksiyonunun bir indeksi olarak TEWL kullanılır. TEWL'nin deri yüzeyinden farklı uzaklıklara yerleştirilen iki prob içi sıcaklık/nem sensöründeki ölçümler arasındaki farklardan ölçüldüğü veya TEWL'nin kapalı oda nemindeki artış hızına göre ölçüldüğü ölçüm aletleri mevcuttur. Atopik dermatit gibi deri bariyer fonksiyonunun etkilendiği deri hastalıkları olan hastalarda TEWL sağlıklı yetişkinlere göre daha yüksektir. Ayrıca, ≤5 yaşındaki çocuklarda TEWL sağlıklı yetişkinlere göre nispeten daha yüksektir. Ancak değer, oda sıcaklığı/nem gibi ölçüm prosedürlerinden veya ortamlardan etkilenebilir. TEWL, terlemeye neden olmayabilecek bir ortamda (oda sıcaklığı: 20–22°C; bağıl nem: %40–60) ≥20 dakikalık uyumdan sonra ölçülür.
- cilt yüzey lipid seviyesi Cilt yüzey lipitleri, stratum korneum hücreler arası lipitleri, doğal nemlendirici faktörler ve ter emülsiyonları stratum korneumdaki su tutulmasında rol oynar. Cilt yüzeyindeki sebumu bir bant bağlanmış probun ışık geçirgenliğine göre cilt yüzey lipit seviyesini değerlendiren araçlar kullanılmakta. Cilt yüzey lipit seviyesi gövdede yüzden daha düşüktür. Kadınlarda erkeklerden daha düşüktür. Yaşla birlikte azalır. Bebeklerde/çocuklarda yetişkinlerden daha düşüktür. Cilt yüzey lipit seviyesi cilt yıkama aralığına göre değiştiğinden, ölçüm koşullarını standartlaştırmak gerekir.
Asteatozun şiddetini değerlendirmek için Avrupa kozmetik birliğinin kuru cilt değerlendirilmesi, skorlaması ve semptomların puanlar ile derecelendirilmesi kullanılabilir. Asteatozun deri muayenesinde deri yüzeyinde pürüzlülük, beyazımsı görünüm, kızarıklık, çatlaklar ve egzamaların varlıkları, şiddeti kapsamlı bir şekilde değerlendirilir ve puanlandırılır.
Hastanın kaşıntısı iyi sorgulanmalıdır. Kaşıntının derecesi, alanı, eşlik eden yanma ve ağrının varlığı, geceleri kaşıma değerlendirilmelidir.
Asteatozlu hastalarda klinik tablonun şiddetine göre tıbbi amaçlı nemlendiriciler, topikal ilaçlar ve antihistaminlerin kullanımı gerekebilmektedir. Kaşıntısı olmayan asteatozlu hastalarda, deride hafif pullanma veya pürüzlülük fark edildiğinde, cilt kuruluğunu artıran fizyolojik veya çevresel faktörlerin ortadan kaldırılması ve tıbbi amaçlı nemlendiricilerin kullanımı yeterli olmaktadır. Öte yandan, deride belirgin pullanma veya pürüzlülük, kepeklenme, kaşıntı ve yer yer egzama varsa, cilt kuruluğunu artıran fizyolojik veya çevresel faktörlerin ortadan kaldırılması, tıbbi amaçlı nemlendiriciler, topikal kortikosteroidler ve sistemik antihistaminlerin başlanması gerekir. Gerekirse enfeksiyona karşı sistemik ve topikal ilaçlarla tedavi birleştirilmelidir.
Tıbbi nemlendiriciler
Asteatoz tedavisinde tıbbi nemlendiriciler kullanılır. Bunlar iki türlüdür: yüksek higroskopik, suda çözünür bir bileşen içeren ve stratum korneum su hacmini doğrudan artıran nemlendiriciler ile cildi kaplayarak su buharlaşmasını engelleyen ve dolaylı olarak stratum korneum su hacmini artıran yumuşatıcılar. Stratum korneum su hacmini doğrudan artıran nemlendiriciler, heparinoidler ve üre gibi su tutan bileşenler içerir ve yumuşatıcılara kıyasla stratum korneum su içeriğini daha belirgin şekilde artırır. Petrolatum gibi yumuşatıcılar, cilt yüzeyinde yapışkan bir yağ filmi oluşturarak suyun buharlaşmasını önler ve bu da kullanımlarını rahatsız edici hale getirebilir. Klinik cevaba ve hastaların tercihine göre ürünler seçilmelidir. Nemlendiricilerin, asteatozda derinin bozulmuş bariyer fonksiyonunu onardığı ve TEWL'yi azalttığı bildirilmiştir.
Nemlendiriciler ayrıca derinin terleme fonksiyonunu da düzenlemektedir. Ter, stratum korneumun su içeriğini, bağışıklık fonksiyonunu ve cilt sıcaklığını etkileyerek cildin homeostazında önemli bir rol oynar. Terleme, atopik dermatit, diabetes mellituslu hastalarda, hemodiyaliz gören hastalarda ve yaşlı kişilerde azalmaktadır. Nemlendiriciler, kuru cilde sahip atopik dermatit hastalarında nemlendiricilerin uygulanmasıyla terleme fonksiyonunun iyileşmesini sağlamaktadır.
Nemlendiricilerin uygulama miktarı, uygulama sıklığı ve zamanı son derece önemlidir.
Asteatozda uygulanacak nemlendiricinin ideal hacimlerde olması gerekmektedir. Bir çalışmada deri yüzeyine 1 cm²'ye 3 mg heparinoid içerikli nemlendirici kullanıldığında stratum corneum su içeriğinin 1 mg/cm² uygulama hacmine göre önemli ölçüde daha yüksek olduğu bildirilmiştir. Pratikte hastanın bir seferde uygulanacak hacmin belirlenmesinde tüp içindeki krem nemlendiriciler için parmak ucu birimi (FTU), losyonlar için 1 TL madeni para birimi kullanılmaktadır.
Standart bir nemlendirici tüpünden (ağzı 5 mm çapa sahip) yetişkin bir insanın işaret parmağının ilk ekleminden parmak ucuna kadar sıkılan kremin hacmi yaklaşık olarak 0,5 g'dır. Bu miktar bir parmak ünitesi - 1 FTU olarak adlandırılır. Bu krem hacmi, yetişkin bir insanın iki avuç içi yüzeyine denk gelen alan için ideal nemlendirici krem hacmini tanımlamaktadır. İki avuç içi, tüm vücut yüzey alanının yaklaşık %2'sini temsil etmektedir. Losyon formunda bir nemlendirici avuç içine 1 TL (26 mm çapında) madeni paranın boyutunda sıkıldığında, bu nemlendirici losyonun yaklaşık 0,6 g'a karşılık gelir. Bu losyon hacmi yine yetişkin bir insanın iki avuç içi yüzeyine denk gelen alan için ideal nemlendirici losyon hacmini tanımlamaktadır.
Yetişkinlerde tek taraflı bir kol, sırt bölgesi, bir bacak ve bir ayak için ideal nemlendirici hacimleri sırasıyla 3, 7, 6 ve 2 FTU olarak tahmin edilmektedir. Pratikte, bu miktarlar yerine deriye uygulandığında "hafif parlak" bir görünüm verecek kadar nemlendirici kullanımı önerilmektedir. FTU birim ölçülendirilmesi topikal ilçalra içinde kullanılmaktadır.(daha detaylı bilgi için...)
Günlük uygulama sıklığının etkilerine ilişkin yapılan çalışmalarda, günde iki kez uygulamanın nemlendirici etkilerinin günde bir kez uygulamadan daha güçlü olabileceği bildirilmiştir.
Nemlendiricilerin uygulama zamanlamasının etkisiyle ilgili yapılan çalışmalarda, banyodan 1 dakika sonra nemlendirici uygulanması ile 1 saat sonra nemlendirici uygulanmasının, nemlendiricinin türünden bağımsız olarak stratum korneum su içeriğinde anlamlı bir farka neden olmadığı bulunmuştur. Nemlendiriciler banyo sonrası önerilmekle birlikte, banyo yapılmadan da koşullara göre uygulanabilir.
Satın alınabilecek birçok nemlendirici için klinik fayda etkilerini karşılaştıran bir kanıt olmadığından, etkililik açısından bir ürün seçmek zordur. Ancak, değişen fiyatlara ve dozaj formlarına sahip çok sayıda nemlendirici bulunmaktadır. Bu nedenle, hastaların memnuniyetle ve rahatça sürekli kullanılabilecek bir ürün seçmeleri önemlidir.
Asteatozlu hastalara cilt kuruluğu konusunda iyi bir rehberlik verilmelidir.
- Özellikle, stratum korneumun su içeriği, banyo ve yıkamadan sonra doğal nemlendirici faktörlerin veya sebumun kaybıyla azalır, bu nedenle nemlendiriciler banyodan sonra cilde uygulanmalıdır.
- Sabun/temizleyicinin ana bileşeni sülfaktan, bir yüzey aktif maddesidir. Aşırı kullanım veya yetersiz durulama cildin kuru durumunu kötüleştirebilir. Hastalara sabun/temizleyiciyi iyice köpürtmeleri, avuç içlerine alınarak cildi bunlarla nazikçe yıkamaları önerilmelidir. Özellikle, belirgin şekilde kuru cilt bölgelerinde sabun/temizleyici kullanımı en aza indirilmelidir
- Ayrıca, banyo sırasında kese, naylon havlu veya fırça ile yıkamak stratum korneumdan su buharlaşmasını artırarak kuru cildi desteklediğinden, bundan kaçınılmalıdır.
- Kışın odaların ısıtılması odanın bağıl nemini azalttığından, uygun bir nemlendirici ile önlem alınması önerilir.
- Soğuk ve rüzgarlı hava cilt kurulupğunu olujmsuz etkilemektedir.
- Yün ve sert malzemeler içeren giysilerin sürtünme uyaranları veya saç uçlarıyla temas gibi hafif uyaranlar bile kaşıntıya neden olur ve bu tür uyaran içermeyen giysilerin seçilmesi önerilmelidir.
- Uzun süre güneş ışığına maruz kalma, stratum korneumdan su buharlaşmasını artırdığından, aşırı güneş ışığına maruz kalmaktan kaçınılmalı. Özellikle gündüzleri ultraviyole radyasyon dozunun en yüksek olduğu 10:00-16:00 saatleri arasında dışarı çıkarken, Nisan-Ekim aylarında mümkünse gölgede kalmaları ve güneş kremi kullanmaları söylenmelidir.