- Gösterim: 186270
Normal koşullarda sağlıklı saçlı derinin mikroroganizmalara karşı direnci çok iyidir. Deri yüzeyindeki mikroplar kolay kolay derinin en dış tabakası olan st. corneum'u (boynuzsu tabaka) aşamazlar. Ayrıca derinin diğer savunma sistemleri bu mikroroganizmaların sayılarını her zaman dengeler. Saçların deri içerisinde yerleştikleri anatomik yapıları olan kıl folikülleri; saçlı derinin doğal zayıf noktalarıdır. Ayrıca deri bütünlüğü ile doğal savunma sisteminin ortadan kalktığı; saçlı deride çatlaklar, sıyrıklar, veziküllü, büllü veya erozyonlu ve ülserli hastalıklar da mikroroganizmalar için bir giriş kapısı oluştururlar.
Saçlı derinin mikroorganizmalara karşı doğal savunma sistemi, st. corneumun deskuamasyonu sırasında üstündeki bakterileri de uzaklaştırması, saçlı deri üzerindeki sebumun mikroorganizmalar üzerindeki olumsuz etkisi, saçlı deri pH’sının asidik değeri (Ph 3.5-5.5), saçlı deride saprofit olarak bulunabilen mikroroganizmaları diğerleri üzerindeki engelleyici etkisi, hücresel ve hümoral immünitenin etkileri saçlı deriyi koruduğu düşünülen mekanizmalardır.
Follikülit kılın deri içerisinde bir kılıf şeklinde yer aldığı pilosebase ünit olarak tanımladığımız yapının inflamasyonudur. Bu inflamasyon deri yüzeyine yakın, sadece kıların deriye açıldıkları bölümde ise buna yüzeysel follikülitis denilmektedir. Kılı çevreleyen, ağrılı kızarık ile şişlik ve bazen orta kısımda irinli bir kesecik olarak görülür. Kaşıntı ve hassasiyet eşlik edebilir. İlerleyen günlerde irinli şişliğin açılması ile kabuklanma gözlenebilir. İnflamasyon pilosabe ünit boyunca derine ilerler ise buna derin follikülitis denilmekte. Tek kıl kökünden derine ilerleyen follikülite, fronkül (çıban) adını alır. Furonkülde iltihap derinleştikçe şişlik ve hassasiyet artar. Derin follikülitde inflamasyon follikül sınırını aşarak çevreye dağılır(perifolikülitis) ve birkaç kılın birlikte iltihaplanması haline geldiğinde ise karbonkül olarak adlandırılır.
Saçlı deride follikülitis saç folliküli çevresinde eritem, papül, püstül yada vezikül ile başlamakta. Bu erken dönem sonrası saçın deriden çıktığı alanda saçlı deri hücrelerinin aşırı çoğalması ile keratin bir tıkaç oluşmakta. Bu süreç kalıcı yada geçici saç kayıpları ile sonuçlanmakta.
Saçlı derinin tüm inflamasyonlu hastalıkları follikülite neden olmakta. Saç follikülinde inflamasyonun derecesi ve follikülit yapan nedene bağlı olarak kalıcı yada geçici saç kayıpları ortaya çıkmaktadır.
Bakteriler, virüsler ve mantar etkenleri saçlı deride enfektif follikülitlere neden olmakta.
Diyabet, hiperhidrozis gibi aşırı terleme durumları, şapka, bere ve saç örtüleri gibi aşırı sıkı giysiler, saçı derie kaşıma, tarak ile fırçaların neden olduğu maserasyon, şişmanlık, kortizon ve halojen içeren topikal ürünlerin saçlı deride kullanımı, saçlı deri kozmetikleri ve bakım ürünleri, katran ve yağlar gibi hidrokarbonlar follikülit gelişimini arttırmaktadır. İmmün sistemin zayıfladığı durumlarda; stres, kenoterapi, HIV/AIDS gibi durumlarda follikülitler gelişmektedir.
Enfeksiyon ajanlarına bağı gelişen saçlı deri follikülitleri
Saçlı deride enfeksiyon ajanları olarak bakterileri, mantar etkenlerini, virüsleri ve parazitleri görmekteyiz.
Mantar Kaynaklı- Fungal Folikulitis
Fungal etkenler olarak dermatofitler vesaprofitler(Pityrosporum, Candida gibi) en sık saçlı deride follikülit yapan etkenlerdir.
Saçlı derinin mikosporum tinea-ringworm 'sı; Saçlı deride inflamasyon olmadan, büyük yuvarlak bir tane yada birbiri içerisine geçmiş çok sayıda yuvarlak halkalar şeklinde gri renkte kepekli plaklar bulunmakta. Tinea tonsurans etkendir. Ancak mantar etkeni saçların dışında yerleşmiştir(ectothrix). Plaklar üzerinde saçlar 4-6 mm uzunluğunda kırılmıştır ve yüzeysel follikülitler görülebilir. Wood ışığında belirgin bir floresans vermektedir.
Saçlı derinin trikofitik tinea-ringworm'sı; daha az sayıda saçlı deride follkül etkilenmekte. Bu nedenle daha küçük saçların tam döküldüğü plaklar görülmekte. Etken tinea tonsurans'tır. Ancak mantar etkenleri saçların içine yerleşmekte-endothrix. Plaklar üzerine saçlar tam dökülmüş ve yüzeysel follikülitler görüleblir.
Kerion Celsi; saçlı derinin inflamasyon ile birlikte olan mantar formudur. Saçlı deriye yerleşen dermatofitlere karşı aşırı reaksiyon ile imflamasyon gelişmektedir. Başlangıcı basit mantar enfeksiyonu gibi başlamakta sonra hızla deride ödem, püstüller ve kabuklanmalar gelişmektedir. Bu birkaç hafta içerisinde gelişmekte, kırmızı, ağrılı ve küçük yada 10 cm ye kadar ulaşabilen plaklar gelişmektedir. Follikülitler çok derin yerleşimlidir.
Favus; burada etken T. schoenleinii' dir. Küçük eritemli-kabuklu yamalar şeklide başlamakta. Kabuklar kaldırıldığında deriden kabarık yada şeker fincanı göbeklenmeler gösteren sarı renkte-sülfür sarısı püstüler yapılar gözlenir. Hoş olmayan bir kokusu bulunmaktadır. Saçlar cansız, kuru, gri renktedir.
Pityrosporum follikulitis; saçlı deri içerisine yerleşmekle birlikte sıklıkla saçlı deri sınrında görülmektedir. Etkilenen alanda yüzeysel follikülitler gözlenmekte. Saçlı derinın sınırında boyun, ense, yüz, gövde ile kollarda da görülebilir. Etken Pityrosporum orbiculare dir.
Candida kaynaklı follikülitis; ağrılı, papüller, nodüller ve püstüller lezyonlar gelişmektedir.
Bakteriyal Folikülitler
Bakteriyal follikülitler yüzysel yada dern yerleşebilmektedir. Sıklıkla etken Staphylococcus aureus, Streptococcus, Proteus, Pseudomonas yada coliform bacilli dir. Aşırı terleme, saçlı derinin oklüzyon(kapalı) altında kalması, maserasyon, saçların çekilmesi, topikal kortikosteroidlerin kulanımı, hidrokarbon karan yada yağlar ile temas kolaylaştrına nedenler arasında sayılabilir. Bazen saçlı deri cerrahi oprrasyonları sonrası staph. aerusa bağlı olarak eroziv follikülitis gelişebilmektedir.
Yüzeysel Follikülitis-osteofolliculitis; enfeksiyon saçların tam driden çıktıkları ostiuma yerleşmekte. Ağrılı, eritemli papüller ile başlamakta. Sonra beyaz-sarı püstüller gelişmekte. Burun kolonizasyonlu staph. ların saçlı deriye kontamine olması ile başlamakta. Kollarda, yüzde ve sakalda olan lezyonlar elle oyananması ile saçlı deriye taşınabilmekte.
Derin follikülitis; saç follkülü boyunca inflamasyon bulunmakta. Yüzeysel olana göre daha nodüler formdadadır. Derin follikülit sycosise, sonra furonküle ve karbonküle dönüşebilmekte. Enfeksiyon bu değişimde abseye dönüşmekte ve çevre saç folikülerinide etkilemekte. Enfeksiyon saç köklerine bulba ulaşmaz ise kalıcı saç kayıplarına neden olmaz. Klinik olarak daha şiş, eritemli, ağrılı pürülan akıntılı lezyonlara dönmekte.
Sifilitik follikülitis; siflizin-ferngi ikinci döneminde nadir görülen br klinik bulgudur. Saçlı deride kalıcı saç dökülmelerine neden olmakta.
Enfeksiyon ajanlarına bağlı olmayan saçlı deri folliküliteri
Folliculitis decalvans capillitii (folliculitis spinulosa decalvans); neden tam olarak bilinmemekle birlikte S. aureus suçlanmakta. Saçlı deride follikülit ve sonrasında kalıcı saç dökülmeleri yapmakta. Sıklıkla erişkin erkeklerde görülmekte. İmmün sistemi baskılayan diyabet, kronik böbrek yetemezliği, gammapatilerde sık görülmektedir. Saç follikülerinde başlayan inflamasyon çevre ve derine doğru yayılmakta. Böylece saçlı deride papülopüstüller gelişmekte. Sıklıkla hafif bir kaşıntı ile birliktedir. Zamanla kalıcı saç dökülmesi alanlarına neden olmakta. Bu alanların çevresinde yeni follikülit alanları devam etmektedir. Hastalığın kliniği kroniktir ve zor kontrol altına alınmaktadır.
Folliculitis sclerotisans nuchae (keloidal folliculitis); follikülitlerin yerleşm alanlarında keloidal benzer nodüller yapılar gözlenmekte. Sıklıkla ense görülmekte. Koyu tenliler ve zencilerde daha sık görülmektedir. Sıklıkla saç dökülmesi ve seboreik dermatitis ile birliktedir. Saçlar kalıcı olarak dökülmekte ve yerinde küçük keloidal papüller oluşmakta.
Tufted hair folliculitis; normalde folliküler ünitden 1-4 adet saç çıkarken bu folikülittte 5-20 adet saç çıkmata. Dolayısı ile saçlı deri frıça gibi görünmekte. Bu nedenle bunun çevresinde saçlar dökülmüş gibi alopesik olmakta. Sıklıkla saçlı deride occipital ve pariatal alanada görülmekte. Plakların çevresinde yeni aktif alanlar görülmekte. Etken olarak S. aureus saptanmış.
Erosive pustular dermatitis; saçlı deride erozyonlar ve kabuklar göalenmekte. Etekn sıklıkla; S. aureus iken nadiren S. epidermidis, Pseudomonas aeruginosa, coagulase negative Staphylococcus, Diphtheroids, Coliforms ve Proteus mirabilis hatta Candida ve diğer mantar etkenleri saptanabilmektedir. Ancak bunların sekonder gelişebileceği düşünülmekte.
Acne conglobata; aknenin bu ağız fromu yüz, gövde ve kalçada sık görülmekle birlikte saçlı deriyede yerleşmektedir. Nodüller, kistler, abseler, keloidal skarlar görülmektedir.
Acne necrotica (acne varioliformis, necrotizing lymphocytic folliculitis); nedir görülmektedir. kaşıntılı çok sayıda saç follikülleri çevresinde papüller ile başlamakta. Bunlar hızla vezikül-püstüllere dönmekte. Hızla ortalarında kabuklanmalara dönmekte. Sıklıkla kadınlarda fronal bölgede görülmektedir. Su çiçeği skarlarına benzer alopesik alanlar ile iyileşmekte.
Acneiform eruptions; sıklıkla saçlı deride kimyasal temas(klor vb) ile gelişmekte. Sıklıkla saçlı deride temporal alanda komedon ve kistler görülmekte. Saçlı deri dışında yanaklar ve gövdede benzer lezyonlar izlenmekte.
Lichen planopilaris; liken planusun saçlı deriye yerleşen fromudur. Saç follikülleri çevresinde eritem, keratotik tıkkaçlar ile folliküler papüller ve kalıcı saç dökülme alanları görülmektedir. 30 - 60 yaş dönemi kadınlarda daha sık görülmektedir.
Pityriasis rubra piliaris
Keratosis pilaris atrophicans
Keratosis follicularis spinulosa decalvans
Eosinophilic pustular folliculitis (Ofuji’s syndrome)
Follicular mucinosis (alopecia mucinosa)
Follicular mycosis fungoides