- Gösterim: 17460
Bakır 1B geçiş grubu elementi.Kıbrıs’ta kaynakları bolca rastlandığından tüm dillerdeki isimlerinin Cyprium kelimesinden türediği tahmin edilmektedir. Simyacılar tarafından Venüs aynası ile gösterilmiştir.
Simge Cu, atom numarası 29 ve atom kütlesi: 63,546 ± 0,003 dir.
Bakırın önemi insanlık tarihi kadar eskidir. Dünya’nın hemen hemen tüm bölgelerinde bulunması nedeniyle geniş ölçüde üretiminin yapılabilmesi, elektriği diğer bütün metaller içinde gümüşten sonra en iyi ileten metal olması ve Endüstriyel önemi yüksek, pirinç, bronz gibi alaşımlar yapmasıdır.
Kullanım Alanları
Elektrik ve elektronik sanayi, termik (kömür, fuel-oil, motorin, doğalgaz, jeotermal), hidrolik ve nükleer gibi çeşitli enerjilerden yararlanılarak üretilen elektrik enerjisi, genelde uzun mesafelere iletilir; şehir ve köy gibi yerleşim bölgelerine, sanayi tesislerine dağıtılır ve buralarda tüketilir. Çıplak iletkenler, baralar, yalıtılmış hava hattı ve yeraltı güç kabloları ve ek malzemeleri elektrik enerjisi iletim ve dağıtımının başlıca elemanlarıdır. Yakın zamana kadar, elektrik enerji iletim ve dağıtımında, bakır, uygun özellikleri nedeni ile bu alandaki ana iletken malzemesi olmuştu. Bakır, yüksek elektrik geçirgenliği, işlenebilme ve mekaniksel özellikleri iyi olan bir metaldir. Gümüşten sonra en iyi iletken metal bakırdır.
İnşaat Sanayi; bakır,inşaatlarda beton, kiriş ve yüzeylerin güçlendirilmesinde kullanılır.
Ulaşım Sanayi
Kimya
Kuyumculuk;akır,dünyada çok bulunan bir madde olduğu için takı yapımında da kullanılır.
Boya sanayi
Bakır biyolojik bir çok süreçte rol oyanayan eser elemntelerdendir(hemoglobin sentezi gibi). Enzim aktivasyonu(özellikle süperoksid dismutaz gibi), mitokondrial, sitoplazma ve nükleik enzimlerde rol oyanamakta.
Diyetle, organaometaller, deniz kabuluları, fındık ve hububat gibi, alınan bakır emilmekte. Bu emilim diğer metaller olan çinko, demir, kadmiyum ve molibden gibi olmaktadır. Emlen bakırın önemli bir kısmı karaciğer, kas ve kemikte depolanmakta.
Bakır kemik yapımı, kalp fonsiyonu, deri keratinizasyonu ve dokularda pigmentasyonda sülfür ve nitrojen içeren ligand proteinlere bağlanarak ol oyanamaktadır. Bakırın taşınmasında "ceruloplasmin" plasma prteini rol oyanamakta. Doku hasarı, inflamasyon, enfeksiyon ve hormonal etklerle bakır ihtiyacı arttığında bu cerulolasmin seviyeside karacerde yapılarak artmaktadır.
Diğer eser metaller gibi bakırın vücutta metaboliması metallothionein(MT) kontrolündedir. MT ler hücre içerisinde bakırı bağlayarak hücre içi fonksyonunda, emiliminde, atılımında ve detoksifikasyonunda rol oyanamaktadır.
Bakır ve çinko romatizma gibi inflamatuarhastalıklardada rol oyanmakta. Bunlar superoksd dismutaz gibi serbet radkal kapanlarının çalışması için gereklidir.
Bakırın vücutta toksitisite yapması serbest bakır iyonlarına bağlıdır. Ceruloplasmin ve metallothionein bu toksik etkiye karşı vücudu korumaktadır.
Bakır eksikliği kemik gelişim anaomalilerine neden olmaktadır. Bkırın vücutaki düzeyi en iyi şekilde ceruloplasmin sviyesi ile değerlendirilir. Plasmada 125 µg/dL altında olması bakır eksiklğini desteklemektedir.
Wilson hastalığı genetik geçişli bakır metabolima düzensizliğidir. Vücutta ve dokularda aşırı bakır birikime neden olmakta, özelikle karaciğerde. Bu hemeolitik anemiye, yıllar içerisinde karaciğer yetmezliğine ve ölüme nden olmaktadır. Gözde iris dışında Kayser fliescher halkasına neden olmakta.
Bakırın sistemik aşırı alımı parenterel beslenmelerde görülebilir. Ayrıca doğum kontrol amaçlı uterusta kullanılan bakır kaplı IUD lar benzer sistemik yan etkilere neden olabilir.
Klorofilin bakır kompleksleri (CCC) antiinflmatuar, antimikrobiyal özellikleri ile hücre onarımı ve iyileşmesi için ağız yolu ile bir çok ülkede kullanılmaktadır.
Bakırın deri emilimi oldukça yüksektir. Lanolin çerisinde bakır oleat 24 saat insan sırt derisine kapalı olarak uygulandığında bakırın emildiği ve idrarda atılım oranının yükdeldiği ve bunun birkaç gün sürdüğü deneyler ile gösterilmiştir. Bakır asetat bileşikleri deri yüzeyine uygulandığında bakır ilk olarak deri hücreleri arasında birikmekte. Sonra hücre içerisine girerek MT ile birleşmekte ve hücre içerisinde nükleus çevresinde birikmekte. Deriden geçişi sırasında bakırın önemli bir kısmı st. corneumda kalmakta.
Deri tarafından emilen bakır sistemik dolaşıma geçmekte. Bakırın serum düzeyi 4 günde yükselmekte ve yarılanma ömrü 100 gündür. Bakır başta idrar, derinin dökülmesi, deriden ter, tırnak ve saçlar ile atılmaktadır.
Aşırı yoğun egzersizlerde ve sıcak çarpmalarında bakır seviyeri anlamlı düzeyde düşebilir. Yine deride ileri düzeyde yanıklarda bakır azalabilir. Bunda derden bakır dışında ceruloplasmin kayıplarının fazla olması rol oyanamakta. Normal deride anatomik aanlarar göre değişim göstermekle birlikte bakır içeriği 1-7 µg/g(kuru deria ğaırlığına göre) arasında değişmekte.
Bakır dendritik hücrelerde(melanositler gibi) tirozinaz enzimi üzerinden deri pigmentasyonunda rol oynamakta. Bu enzim melanositlerde tirozinin melanine dönüşümünü yani pigmentasyonu sağlamakta. Albinizmde bakır tirozinaz enzim genetik olarak yoktur. Yada Menkes’ kinky hair sendromunda bakırın bağırsaklardan emiliminde bir problem olmakta. Saçlar ince, çabuk kırlgan hatta taranamaz durumdadır.
Bakır biyolojik dokular ile yüksek reaktivite göstermektedir. Deriden toikal uygulandığında lipofilik bakır kompleksleri deriyi hızla penetre etmekte. Deri antiinflamatuar ve antiartritik göstermektedir. Bakır takılarda kullanılmakta. Bu takılardaki bakır terleme takıdan ayrılmakta ve deriden emilebilmektedir. Bakır salisilatlar antiinflamatuar olarak deride topikal kulanılmakta.
Bakır immün sistem için nemli rol oyanamakta. Ekesikliğinde immün sistemde yetersizlikler ortaya çıkabilmekte. Buna karşın bakır nadiren aşırı duyarlılık yapmaktadır. Bakırın ağzı içi diş hekimliğinde kullanımı dutarlılık ile liken ve stomatitise neden olabilmektedir.