- Gösterim: 4970
Kozmetik ürünler günlük hayatta sık olarak kullanılmaktadırlar. İçeriklerinde etken maddelerin yanı sıra koruyucular, parfümler gibi bir çok farklı kimyasallar; fitalatlar ve diğer yumuşatıcılar, bisfenol A, parabenler, benzofenonlar (ultraviyole filtresi), polisiklikmiskler, triklosan (antimikrobiyal), dioksan, organik çözücüler, pigmentler, formaldehit, ağır metaller, koruyucular ve etkinliği ve etki süresini artıracak diğer katkılar vardır. Bilimsel çalışmalar kozmetiklerin çevresel kimyasallara en önemli maruziyet kaynaklarından biri olduğunu ortaya koymaktadır. Çoğu kozmetik ürün deriye uygulanır, ancak içerikleri deri bariyerini geçerek sistemik dolaşıma karışabilir. Mukozalara temas, ağız yoluyla alım veya inhalasyonla da sistemik maruziyet gelişebilir.
Peki bunların gebelik döneminde kulanımları ne kadar güvenlidir.
Kişisel bakım ürünleri ve kozmetikler, güvenilirlikleri tam olarak bilinmeyen çeşitli kimyasal içerikleri olan maddelerdir. Gebelikte kullanımlarının güvenilirliğini gösteren yeterli çalışma yoktur. Gebelik döneminde kozmetik kullanımına yönelik yapılan çalışmalar daha çok katılımcıların ankete katılmadan önceki 24-48 saatte belirli ürünleri kullanıp kullanmadıklarını sorgulamaya ve katılımcıların idrarında o kozmetiğin kullanımına bağlı saptanabilecek molekülün (fitalat) seviyesini belirlemeye dayanmaktadır. Bu sadece sorgulanmış olan ürünlerden etkilenme durumunu göstermekte ve günlük olarak kullanılmayan ürünlerde oje, aseton ya da saç ürünleri gibi, gerçek oranı yansıtmayabilmektedir.
Kozmetik kullanım alışkanlıkları kültürel yapı, eğitim seviyesi, mesleki faktörler ve deri tipinden etkilenebilmektedir. Bu nedenle farklı toplumlarda yapılmış çalışmalar arası direk karşılaştırma yapmak çok doğru sonuçlar vermeyebilir.
Ülkemizde kadınlarda kozmetik kullanma sıklığını değerlendiren bir çalışma bilgimize göre olmadığı için verilerimiz, diğer ülkelerde yapılmış çalışma verileriyle karşılaştırılmıştır.
2017 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi, Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı, Trabzon yaptığı çalışma sonuçları;
- Bu çalışmada kadınların %80 oranında en az günde bir kez yüz kremi
- %50 oranında el kremi ve vücut losyonu kullanımı
- %50 oranında dudak bakım ürünleri kullanımı
- %30 oranında en az günde bir kez fondöten kullanımı
- %30-40 oranında göz makyaj ürünleri kullanımı vardı.
- Yaz aylarında %95,6, kış aylarında ise %85,3 oranında güneş koruyucu ürün kullanımı saptanmıştır.
- Eğitim seviyesi açısından değerlendirildiğinde ise sadece saç boyası, pudra ve göz makyaj ürünleri kullanımı ilkokul mezunlarında üniversite mezunlarına göre anlamlı derecede daha yüksek bulunmuştur.
- Bu çalışmada gebelik döneminde kadınların kozmetik kullanımlarını mümkün olduğunca sınırlamaya çalıştıkları görülmüştür.
Ürünler ile birlikte vücuda alınan fenol [benzophenone-3, parabenler ve triklosan, dietil fitalat ve trifenil fosfat (18) gibi moleküllerin bir kısmı ile endokrinolojik etkiler bildirilmiştir. Örneğin parabenler, triklosan, 17 benzofenon deriveleri ile östrojenik etkiler, polisiklik misktler ile anti-östrojenik etki, triklosan ile tiroid hormonlarında baskılanma, fitalatlar ile hayvan deneylerinde fetal testiküler testosteron üretiminde azalma gibi.
Ayrıca bu ürünlerde bulunabilen civa ve kadmiyum gibi ağır metaller nörotoksisiteye de yol açabilir.
Gebelikte, embriyo ve fetüsün gelişme döneminde, bu ürünlerin kullanımına bağlı etkilenme daha yoğun olarak görülebilmektedir.
Gebelikte kozmetik ürünlere maruziyet ve kozmetik ürünlerin içerikleri ile olası etkilenmelere yönelik değerlendirmelerinin daha doğru olarak yapılabilmesi için, gebelikte kozmetik ve kişisel bakım ürünü kullanım sıklığının doğru olarak ortaya konması ve çalışmaların buna göre planlanması gerekmektedir. Ancak bu konuda yapılmış çalışmaların sayısı oldukça azdır ve bilgimize göre ülkemizde daha önce böyle bir çalışma yapılmamıştır.