Hızla artan dövme yaptırma talebi, yeni dövme uygulama sistemleri ve yeni dövme pigment maddelerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Dövme ve kalıcı makyajda kullanılan pigment, boya ve katkı maddeleri, kozmetik amaçlı kullanılan boya ve katkı maddeleri olarak sınıflandırılmaktadır. Ancak dövme mürekkebi içerisindeki pigmentler ve boyalar dahil, hiçbir kimyasalın deri altına uygulanmasına yönelik olarak hiçbir sağlık kurumunun onayı halen bulunmamaktadır.

Kozmetik ürünlerde yasal düzenlemelere karşın halen dövme ürünlerinin içeriğinde bir standart yoktur. Dövme ürünlerinin satış ve teminlerinde maalesef bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Dövmede kullanılan pigmentler ve kimyasallar internet ya da dövme etkinliklerinde kolaylıkla satılabilmektedir. Bu nedenle dövme ürünlerinin kullanımının sınırlandırılması ya da ürünlerin satışlarında denetimlerin yapılması oldukça zor görünmektedir. Burada asıl önemli olan dövmede kullanılan pigmentler, boyaların ve bunların yıkım ürünlerinin kimyasal yapılarıdır. Bu kimyasalların insan ve doğada kısa ve uzun süreli sonuçları, insan vücudunun bu kimyasallara nasıl cevap verdiği halen çok iyi bilinmemektedir. Amerika İlaç ve Gıda Denetleme Kurumu, günümüzde kullanılan hiçbir pigmentin deri içerisine enjekte edilerek uygulanmasına onay vermemiştir. Bu pigmentlere kına da dahildir. FDA, kınanın sadece saçların boyanması konusunda kullanımına onay vermiştir.

Dövme yapılırken dövme mürekkebi, dövme iğnesinin uygulama derinliğine bağlı olarak değişmekle birlikte, derinin en üst tabakası olan epidermis ve onun altındaki dermisin 1/3 üst tabakalarına ulaşarak dağılmaktadır. 1-3 hafta içerisinde cildin kendini fizyolojik yenileme sürecinde epidermis dökülmekte, bu dökülme ile epidermiste dövme mürekkebi kalmamaktadır. Sadece dermiste mürekkep kalmaktadır. Aslında dövmede kullanılan boya pigmentleri vücut için yabancı bir cisimdir ve deriden atılmaya çalışılır. 42 gün sonra deriden dövme pigmenti %32 oranında azalmaktadır. Bu, deride makrofajların temizleme işlemi ile pigmentin damarsal ve lenfatik sistem tarafından taşınması ile olmaktadır. Bunun dışında pigmentlerin zamanla azalmasında güneş ve yapay UV kaynakları önemli rol oynamaktadır. Pigmentin azalması aslında pigment molekülünün parçalanarak daha küçük, yeni moleküllere ayrılmasıdır. Bu, ana daha büyük pigment molekülüne göre daha küçük ve vücuda taşınabilir reaktif, kanserojen pigmentlerin ortaya çıkması anlamına gelmektedir. Mikro ya da nanopartiküllerin (100 nanometreden daha küçük çaplı partiküller) lenf düğümlerine göç olasılığının en yüksek olduğu bilinmektedir. Lenf nodları vücut savunma sistemin önemli bir parçasıdır. Lenf nodlarında bu birikim ve sonuçları halen tam olarak bilinmemektedir.

Örneğin, dövmede kullanılan sık pigmentlerden sarı renkteki “Pigment Yellow 74” zamanla vücut ve dokular tarafından parçalanmakta, daha küçük ve suda eriyebilir moleküllere ayrılmaktadır. Bunlar da sonra vücuttan atılmaktadır. Güneş ve UV, Pigment Yellow 74 pigmentini parçalamakta ve renksiz moleküllere dönüştürmektedir. Dövmenin güneşte rengi azalmakta, ancak bu pigmentin parçalanmış molekülleri hâlâ dokuda kalmaktadır. Dokuda kalan bu moleküllerin toksik olup olmadıkları ya da yan etkileri hâlâ bilinmemektedir.

Dövme mürekkeplerindeki en yaygın bileşenlerden biri olan karbon siyahının kolayca nano parçacıklara parçalandığı ve lenf düğümlerine taşınabildiği bulunmuştur. Dövme mürekkep rengini açmak için kullanılan titanyum dioksitin (TiO2) makropartiküllere parçalandığı ancak lenf bezlerine rahatça taşındığı gösterilmiştir. Dövme mürekkebinde bulunan toksik ağır metallerin (kobalt, nikel ve krom parçacıkları) lenf düğümlerine de ulaştığı gösterilmiştir. Bunlar vücudunuzda kalıcı olarak bulunmasını isteyeceğiniz şeyler değildir. Örneğin ağır metallerin kullanıldığı dövme ile tanı amaçlı MR cihazına giremezsiniz.

Çizim ve yazma amaçlı kullanılan klasik mürekkeplerden Hint, Pelikan ve Printer mürekkeplerinin dövmede kullanıldığını görmekteyiz. Bu ürünlerin dövme amaçlı kullanımına bu mürekkeplerin üreticileri bile kesinlikle izin vermemektedir.

Dövme boyasında kullanılan kompleks yapıya "dövme mürekkebi" denilmektedir. Dövme mürekkepleri sıklıkla kullanıma hazır ya da kullanıcı tarafından hazırlanan özel ürünlerdir. Dövme mürekkebi içeriğine bakıldığında; 

  • Dövme mürekkebi içerisindeki pigmentler, makro ya da mikro partiküllerden oluşmaktadır (kristal ya da partikül şeklinde). Pigment kimyasalları, renkli ya da renksiz kimyasal maddelerdir. Bunlar, dövmeye renk vermekte ya da dövmenin kalıcılığını belirlemektedir. Pigmentler kimyasal olarak tanımlanırlar; örneğin, karbon [CI 77266] gibi.
  • Dövme mürekkebi içerisindeki çözücüler, dövme pigmenti ve diğer katkı maddelerin çözücü ortam içerisinde bulunmaktadır. Çözücü ortamında mürekkep içeriği çözünmüş ya da süspansiyon şeklinde bulunmaktadır.
  • Dövme mürekkebi içerisindeki katkı maddeleri, dövme mürekkebinde koruyucu ve kimyasal tutarlılık sağlayıcı katkı maddleri bulunmaktadır. 

  • Dövme mürekkebi içerisindeki PMU kimyasal içerikler, ışığı absorbe eden pigmentler, renk vericiler ve diğer katkı maddeleridir.
  • Dövme mürekkebi içerisindeki diğer katkı madde ve taşıyıcı sistemler; taşıyıcı olarak su, solventler, katkı maddeleri olarak gliserin, etilen gliserol, koruyucular, stabilize ediciler ve pH dengeleyiciler bulunmaktadır.
  • Dövme mürekkebi içerisindeki kontamine maddeler, üretim aşamasında ürün içerisine istemeden karışmış diğer maddelerdir.

Pigmentler

Uygulama sırasında birçok pigment ve renk maddesi bir araya getirilmektedir. Pigmentler, genellikle siyah, beyaz veya flüoresan renkler içeren, katı ve eriyebilen yapılar olarak tanımlanır. Bu maddeler, ışığı ya emer ya da yansıtır. Pigmentler, toz veya hamur formunda bulunur ve genellikle acrylonitrile butadienestyrene (ABS) ile karıştırılır. ABS ile karıştırıldığında, boya daha akışkan bir hale gelir, bu da uygulamayı kolaylaştırır. Pigmentler, içeriklerine bağlı olarak inorganik metal tuzları, organik moleküller ve organik boyalardan oluşur. En yaygın kullanılan pigment siyah renktir; genellikle dövme temasının ana hatlarını çizerken beyaz ile karıştırılarak gölgelendirme için kullanılır. İkinci en sık kullanılan pigment ise kırmızıdır. Ardından mavi veya yeşil pigmentler tercih edilmektedir. Sarı renk, genellikle tercih edilmemektedir; bunun yerine diğer renklerle karışımlar kullanılmaktadır. Geçmişte, boyar madde olarak bitkisel ekstreler, kurum, aşı boyası ve karbon gibi malzemeler kullanılıyordu ve bu malzemeler, etnik dövme yapımında hâlâ yer bulmaktadır. Hint mürekkebi, aynı zamanda Çin mürekkebi olarak da bilinir ve ilk kez M.Ö. 4. yüzyılda Hindistan ve Çin'de kullanılmıştır. Avrupa'da ise 18. yüzyılda popülerlik kazanmaya başlamıştır.

Titanium dioksit, çinko oksit ve baryum sülfat, diğer renkleri açmak için de kullanılmaktadır. Son yıllarda, civa ve kadmiyum gibi ağır metallerin alerjik reaksiyon riskleri nedeniyle kullanımdan kaldırılmasıyla yerlerine sentetik alternatifler getirilmiştir. 1980'lerde doğal boyalar kullanılsa da, günümüzde dövme mürekkeplerinin yaklaşık %80'ini sentetik moleküller, özellikle azo boyaları ve polisiklik bileşikler oluşturmaktadır. Artık pigment olarak, turuncu, kahverengi, sarı ve kırmızı gibi azo boyalarını, diğer polisiklik aminleri, diazazine, fitalosiyaninler, quinacridon ve arylidleri görmekteyiz. Organik pigmentler arasında Pigment Orange 13, 16, 36; Pigment Red 5, 9, 22, 112, 122, 146, 170, 266; Pigment Violet 19, 23; Pigment Green 7, 36; PB15 ve Pigment Brown bulunmaktadır. Doğal pigmentler ise ağaçlar, çiçekler ve bazı bitkilerden elde edilmektedir; örneğin, curcumin (zerdeçal), brazilin (Brezilya ağacı = doğal kırmızı 24) ve santalin (kırmızı sandal ağacı = doğal kırmızı 22/23) gibi.

Azo boyalardan elde edilen aromatik aminler kanserojen olduğu için kesinlikle kullanılmamalıdır. çıkarılmıştır.Azo boyaları, stabil olmayan, ucuz ve kolayca üretilebilen boyalardır. Bu boyalar, yiyecek ve giysi renklendirmede kullanılmaktadır. Suda çözünmezken, alkol ve solventlerde çözünme özelliğine sahiptirler. Azo boyaları genellikle yeşil, turuncu, kırmızı, magenta veya mor renklerin elde edilmesinde tercih edilmektedir. 2003 yılında Avrupa Komisyonu, aromatik aminlerin dövme mürekkeplerinde bulunmasının kanserojen etkilerini ortaya koymuştur. Bazı azo boyalarının UV ışınlarıyla kanserojen veya toksik etkiler gösterebileceği kanıtlanmıştır. Ayrıca, lazer uygulamaları sonrasında pigment maddelerinin veya bunların parçalanma ürünlerinin toksik ve hatta kanserojen olabileceği de gösterilmiştir. Dövme uygulamalarında ortalama pigment dağılımı, santimetrekare başına 0.60 ile 9.42 mg arasında değişmektedir. Bu nedenle, dövme güneş ışığına veya lazer ışınlarına maruz kaldığında, parçalanma ürünleri toksik veya kanserojen hale gelebilir.

Dövme mürekkebinde bir veya daha fazla pigment kristali bulunmaktadır ve bu kristallerin boyutları 20-900 nanometre arasında değişmektedir. Bu pigmentler, su, alkol veya gliserin içinde hazırlanmakta ve ayrıca koruyucu ve viskozite artırıcı gibi diğer katkı maddeleri de içermektedir. Pigmentler, kristal ve partiküler yapılarıyla renklidir; ancak deriye uygulandıklarında kimyasal moleküllere parçalanarak renklerini kaybetmektedirler. Güneşin UV ışınları da benzer bir moleküler değişime yol açarak dövme pigmentlerini azaltmaktadır. Uygulama alanında kalmalarını sağlamak için, dövme mürekkebinde kristal formda kalabilen daha uzun süre erimeyen formlar geliştirilmiştir. Dövme mürekkebinin ağırlığının %47'si bu pigment kristallerinden oluşmaktadır (31-62% aralığında). Ayrıca, bu pigment maddelerinin yanı sıra yardımcı maddeler de kullanılmaktadır. Bu yardımcı maddeler, pigment özelliklerini değiştirmek veya dövmenin genel özelliklerini iyileştirmek amacıyla eklenmektedir.

Geçmişte ve günümüzde, cıva, kadmiyum ve kobalt gibi inorganik tuzları içeren ağır metaller pigment olarak kullanılmaya devam etmektedir. Günümüzde ise alüminyum, oksijen, titanyum ve karbon, neredeyse tüm pigmentlerin bileşiminde yer almaktadır. 1976 yılında, gıda, ilaç ve kozmetik Yasası (FDCA) çerçevesinde tüketicilerin korunması amacıyla kozmetik ürünlerde cıva, kadmiyum ve kurşun gibi ağır metallerin kullanımı yasaklanmıştır. Ancak günümüzde bu ağır metaller hala dövme boyalarında bulunabilmektedir. Son yıllarda, bu ağır metallerin yerini organik azo boyaları almıştır. Fakat azo boyaları, tekstil ve otomotiv boyama endüstrisi için geliştirilmiş olup, kozmetik ürünler, özellikle dövme uygulamaları için uygun şekilde tasarlanmamıştır.

Pigment olarak kullanılan metaller arasında krom, nikel ve kobaltın aşırı miktarda kullanıldığı, ayrıca metalik tuzların yüksek, düşük veya eser miktarlarda bulunduğu gözlemlenmektedir. Dövme işlemlerinde genellikle tek bir metalik tuzdan elde edilen pigment renkleri tercih edilmektedir. Örneğin, kırmızı için civa, mavi için kobalt, yeşil için krom ve mor için magnezyum kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra, dövme pigmentlerinde azo boyaları ve polisiklik bileşenler de bulunmaktadır. Bir dövme pigmentinin organik içerik taşıyabilmesi için en az %60 azo içeriğine sahip olması gerektiği belirtilmektedir. Ancak bu tür boyalarda, kanserojen olarak tanımlanan anisidin, nitro-o-toluidin, chloro-o-toluidin ve 3,3′-dichlorobenzidin gibi maddelerin bulunduğu tespit edilmiştir. Özellikle 3,3′-dichlorobenzidin, azo pigmentlerinden salınmaktadır ve bu maddelerin kanserojen etkileri bilinmektedir. 

Çevre Koruma Kurumu (EPA), dövme ve kalıcı makyaj kimyasalları için standartlar oluşturma çabası içindedir. Kullanılmaması gereken kimyasalların listeleri de hazırlanmıştır. Avrupa Konseyi de benzer standartlar geliştirmiştir. Tehlikeli maddeler ve yeni organizmalar, Hazardous Substances and New Organisms (HSNO) tarafından sınıflandırılmakta ve bu sınıflama sürekli güncellenmektedir. Bu sınıflamaya göre:

- 6.1D veya 6.1E: İnsanlarla temasta tehlikeli olan maddeler,

- 6.3A veya 6.3B: Deri ile temas ettiğinde zarar verenler,

- 6.4A: Gözlere zarar verenler,

- 8.3A: Gözde kalıcı hasar oluşturanlar,

- 9: Hava, toprak ve su gibi çevresel koşullarda zararlı olanlar.

Bu kategorilerdeki kimyasallar, dövme uygulamalarında kesinlikle kullanılmamalıdır. Eğer bir kimyasal bu listede yer almıyorsa, bu, standart değerlendirmeden geçmediği anlamına gelir. Aşağıda, dövme ve kalıcı makyaj kimyasallarında bulunmaması gereken aromatik aminlerin listesi bulunmaktadır.


Aşağıda, dövme ve kalıcı makyajda kullanılamayacak kimyasal boya maddelerinin listesi bulunmaktadır.



Dövme ve kalıcı makyaj ürünlerinde bulunabilecek ağır metaller ile polikiklik aromatik hidrokarbonların izin verilen maksimum konsantrasyonları aşağıda sıralanmıştır.

Unutulmamalıdır ki, listelenen tüm ürünler EPA tarafından deriye sürülerek uygulanan kozmetik ürünler olarak sınıflandırılmıştır. Bu ürünler, yıkama veya silinme ile kolayca çıkmaktadır. Göz, mukozalar veya deri altına dövme amacıyla kullanımları ise kesinlikle önerilmemektedir. Temel bir açıklama olarak şu unutulmamalıdır; hiçbir kimyasal deri altına uygulanacak kadar güvenli değildir.

Boya maddeleri üretim sürecinin ardından ambalajlanırken, içeriklerinin mutlaka etiket üzerinde belirtilmesi gerekmektedir. Bu içerikler, kimyasal adlarıyla yazılmalı ve kimyasal indeks numarası (CAS) kesinlikle yer almalıdır. Ayrıca, Avrupa ticari kimyasallarının mevcut stok listesi (EINECS) numarası, Avrupa kimyasal maddeler listesi (ELINCS) numarası veya Avrupa kimyasal numarası (EC) de belirtilmelidir.

Dövme işlemi sırasında, boyar madde, iğneli elektrikle titreşimli bir cihaz aracılığıyla deri yüzeyinden deri altına aktarılır. Bu pigment, dermis içinde dağılırken özellikle kan damarları ve lenf kanalları etrafında toplanmaktadır. Dövme pigmenti, doku temizleyici hücreler olan makrofajlar tarafından lenf düğümlerine taşınır. Pigmentin hareketi, kimyasal moleküler yapısına bağlıdır. Günümüzde, pigmentlerin nano yapısı bu riski artırmaktadır. Nano boyuttaki pigmentler (20 nm ve altı), lenf nodlarından süzülmeden kolayca dolaşıma geçebilir. Nano partiküller, dermiste daha hızlı bir şekilde damar çevresinde yayılmakta ve damarlardan genel dolaşıma, dolayısıyla böbrek, karaciğer ve dalağa ulaşabilmektedir. Büyük partiküllü pigmentlerin ise bu damarsal yapılara geçişi mümkün değildir. Ayrıca, nano partiküllerin hücreler ve kimyasallar üzerindeki yapısal etkileri de bulunmaktadır; örneğin, nanopartiküler titanyum dioksitin farelerin DNA'sı üzerinde olumsuz etkiler yarattığı gösterilmiştir.

Dövme mürekkeplerinde, özellikle mavi, yeşil ve menekşe renklerinde fitalosiyaninler(Phthalocyaninler) bulunmaktadır; en fazla mavi, ardından yeşil pigmentler görülmektedir. Polisiklik hidrokarbonlar (PAH) için pigment oranının kabul edilebilir değeri, p-Fenilendiamin (PPD) içermemelidir. Primer aromatik aminler ve bunlardan türeyen azo bileşenleri, anisidin, anilin ve 4-Metil-m-fenilendiamin gibi maddeler, cilt reaksiyonlarına neden olabilmektedir.

Özetle, bir dövme mürekkebinde bir veya daha fazla pigment, baryum sülfat gibi bağlayıcılar, taşıyıcılar ve pigmentin özelliklerini değiştiren katkı maddeleri ile etanol veya izopropanol gibi solventler bulunmaktadır. Ayrıca, üretim aşamasından kullanım aşamasına kadar istenmeyen kimyasal maddelerle kontaminasyon riski mevcuttur.

Kimyasalların istenmeyen toksikolojik etkileri, hafif irritasyondan ölümcül zehirlenmelere kadar değişiklik gösterebilir. Bu etkilerin türü ve şiddeti, kimyasal maddenin dozuna ve maruz kalma süresine bağlıdır. En önemlisi, kimyasalların genetik yapı üzerindeki etkileri, yani kanserojen potansiyelleridir. Bu nedenle, kimyasal maddeler için istenmeyen etkilerin gözlemlenmediği dozlar veya bu etkilerin görüldüğü minimal dozlar belirlenmiştir.

Dövme mürekkebindeki kimyasallar ve riskleri

**Alüminyum**

Alüminyum, insanlarda nörolojik etkilere yol açabilir. Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde, yan etkilerin ortaya çıkma dozu günde 50 mg/kg olarak belirlenmiştir. Alüminyum içeren terleme ürünlerinin kullanımı, alerjik reaksiyonlara neden olabilmektedir. İnsanlarda yan etki dozu ise 0.2 mg/kg/gün olarak saptanmıştır. Alüminyum, dövme mürekkeplerinde yabancı cisim granulomlarına yol açabilir. Ancak dövme uygulamalarında alüminyumun alerjik reaksiyonlardaki rolü tam olarak bilinmemektedir.

**Baryum**

Baryum bileşenlerinin (baryum sülfat ve bazı organik bileşenler hariç) solunması ve yutulması tehlikeli kabul edilmektedir. Baryum, insanlarda kalp-damar sistemi üzerinde olumsuz etkilere yol açar ve etkili dozu 0.21 mg/kg/gün olarak belirlenmiştir. Hiçbir etkisinin olmadığı düzey ise 0.02 mg/kg/gündür.

**Kadmiyum**

Kadmiyum, solunması, deri teması ve yutulması durumunda toksik bir madde olarak bilinir. Kadmiyum klorür ve kadmiyum sülfat kanserojen özellik taşır, özellikle iyonik kadmiyum. Uzun süreli kadmiyum teması, zamanla kemik ve böbreklerde sorunlara yol açabilir. DNEL düzeyi 0.2 µg/kg/gün olarak belirlenmiştir.

**Krom**

Krom, solunduğunda kanserojen etki gösterebilir ve deri ile teması durumunda irritasyona neden olur. Dövme uygulamalarında kanser vakaları bildirilmiştir.

**Bakır**

Bakır, deri ve göz ile teması halinde tehlikeli olabilir. Yutulması durumunda sindirim sisteminde sorunlara yol açar ve çocuklarda karaciğerde olumsuz etkilere neden olabilir. Bakır sülfat (bakır klorür değil) deride irritasyona yol açmaktadır. Bakır ve bakır tuzları (bakır sülfat, bakır oksit, bakır klorid trihidrat) dışında başka riskler taşımamaktadır.

**Kurşun**

Kurşun, gebelikte risk oluşturur. Yutulması ve solunması durumunda birikim yaparak tehlikeli hale gelir. İnorganik kurşun bileşikleri insanlarda kanserojen etki gösterebilir. Dövme uygulamalarında kritik seviyeden fazla kullanıldığında sinir sistemi üzerinde zararlı etkiler yaratabilir.

**Nikel**

Nikel, kanserojenik özellik taşır ve uzun süre solunduğunda tehlikeli olabilir. Deri teması irritasyona yol açar. Nikel klorid özellikle kanserojenik bir bileşiktir. Metalik nikel ve nikel bileşikleri (nikel sülfat, nikel klorid, nikel nitrat ve nikel karbonat) deride zamanla duyarlılık geliştirebilir. DNEL seviyesi 5.5 µg/kg/gün olarak belirlenmiştir.

**Titanyum**

Titanyum ve titanyum dioksit, kanserojen etkileri kesinleşmiş maddelerdir. Titanyum dioksit nanopartiküllerinin dövme sonrası akciğerde olumsuz etkileri rapor edilmiştir.

**Karbon Siyahı**

Karbon siyahı kanserojen bir madde olmasına rağmen, dövmede kullanılan dozların kanserle ilişkisi tam olarak belirlenememiştir. Karbon nanopartikülleri dövme uygulamalarında kullanılmakta ve akciğerde DNA hasarına yol açarak kanserojen etki gösterebilmektedir. Bu durum hayvan deneyleri ile kanıtlanmıştır.

**Fitalosiyaninler**

Fitalosiyaninler, periyodik cetvelde sıkça rastlanan element kompleksleridir. Bu kompleksler, solventlerde özellikle suda çok düşük oranlarda çözünür. Bakır fitalosiyanin suya çözünmez ve stabildir. Kan hücreleri, özellikle eritrositlerin sayısında azalmaya neden olabilir. DNEL düzeyi 2 mg/kg/gün olarak belirlenmiştir.

**Dövmede Kullanılan Polisiklik Aromatik Hidrokarbonlar (PAH)**

Dövme mürekkeplerinde bulunan polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH) arasında şunlar yer alır: acenaphthene, acenaphthylene, anthracene, benzo(a)anthracene, benzo(b)fluoranthene, benzo(k)fluoranthene, benzo(a)pyrene, benzo(ghi)perylene, chrysene, dibenz(a,h)anthracene, fluoranthene, fluorene, indeno(1,2,3-cd)pyrene, naphthalene, phenanthrene ve pyrene. Özellikle benzo(a)pyrene (BaP) kanserojen etkisi ve infertiliteye yol açma potansiyeli ile dikkat çekmektedir.

**Primer Aromatik Aminler (PAA)**

Dövmede en yaygın kullanılan pigment grubu azo kompleksleridir. Bu kompleksler, bir veya daha fazla azo grubunu içerir ve bu gruplar stabil değildir, hızla parçalanabilirler. Azo boyaları arasında yer alan anilin, solunduğunda, yutulduğunda ve ciltle temas ettiğinde zararlı etkiler gösterir. Özellikle eritrositler üzerinde olumsuz etkileri vardır ve uzun süreli maruziyet hemolitik anemiye yol açabilir. Ayrıca, dalakta tümör oluşumuna neden olabilir. Anilin, dövme uygulamalarında ciltte aşırı duyarlılık ve kanserojen etki yaratmaktadır; DMEL değeri 2 x 10^5 mg/kg/gün olarak belirlenmiştir.

Diğer azo boyaları arasında:

- **o-Anisidine**: Solunduğunda, ciltle temas ettiğinde ve yutulduğunda kanserojen etkisi vardır. Ciltte duyarlılık oluşturabilir; DMEL değeri 4 x 10^-5 mg/kg/gün.

- **p-Chloroaniline**: Ciltte duyarlılık yapar ve kanserojendir.

- **Chloro-o-toluidine**: Ciltte duyarlılık yapar ve kanserojendir.

- **Dichlorobenzidine**: Ciltte duyarlılık yapar ve kanserojendir.

- **Methyl-m-phenylenediamine**: Ciltte duyarlılık yapar ve kanserojendir. Bu grup diaminotoluenler, ciltte en fazla duyarlılık oluşturan bileşenlerdir.

- **Methoxy-m-phenylenediamine**: Kanserojen.

- **2-Naphthylamine**: Kanserojen.

- **Nitro-o-toluidine**: Ciltte duyarlılık yapar ve kanserojendir.

- **o-Toluidine**: Kanserojen olup, ciltte ve gözde irritasyona neden olabilir.

Bazı maddelerin dövmede kullanımına ilişkin kritik seviyeleri henüz belirlenmemiştir; örneğin, bakır, titanyum ve karbon siyahı gibi. Bazı bakır tuzları ciltte irritasyona yol açabilir, ancak dövmedeki kritik seviyeleri bilinmemektedir. Titanyum dioksit nanopartikülleri dövmede kullanılmakta olup, solunduğunda akciğerde iltihaplanma ve bağışıklık sistemi sorunlarına neden olabilir.

Azo boyası olan Pigment Red 22'nin dövme uygulaması sonrası ciltteki oranı, tekniğe bağlı olarak 0.60 – 9.42 mg/cm² (ortalama 2.53 mg/cm²) olarak bulunmuştur. Ortalama dövme alanı 454 cm² olarak düşünüldüğünde, bu boyanın toplam miktarı 1,149 mg olarak hesaplanmaktadır. Büyük dövmelerde, örneğin 1,090 cm² alanda, bu oran 9.42 mg/cm² kadar yükselebilmektedir. Pigment Red 22 ile yapılan çalışmalarda, dövme uygulamasından 42 gün sonra pigmentin %32 oranında azaldığı gözlemlenmiştir. Azo boyası Pigment Red 22, cilt testleri yapılan bir pigmenttir. Ancak dövme mürekkeplerinde karbon siyahı, fitalosiyaninler, diğer azo boyaları, akridinler ve inorganik pigmentler (titanium dioxide vb.) gibi birçok farklı pigment maddesi de kullanılmaktadır. Bu maddelerin kimyasal yapıları, dokudaki dağılımları ve metabolizmaları birbirinden farklıdır.

 

 

 

 


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency