Kadınlarda ait oldukları toplumun kültürel değerlerine ve yaşadıkları sosyal dönemlere bağlı olarak poponun vücut estetiğinin en önemli anahtarı olduğunu görmekteyiz. Tarih boyunca görsel ve plastik sanatlarda ideal estetik kadın ölçülerinde popo farklı ölçülerde tanımlanmıştır. Günümüzde ise moda trendleri, internet ve sosyal medya ideal kadın ölçülerini belirlemekte. Bunlarla birlikte yapılan estetik ön görüşmelerde kadınların beklentilerinin simetrik, yumuşak hatlara sahip ve dolgun popo ile baldırlar istediklerini, özellikle asimetrik görsellikten, yüzeysel düzensizliklerden ve içe doğru çökmelerden hoşlanmadıklarını görmekteyiz. Çağımızın tüketim trendleri daha çekici vücut hatları isteklerini artırırken, kalça estetik uygulamalarına daha sık başvurulduğunu görmekteyiz.

Estetik olarak güzel ve çekicilik kavramı, genel sağlık, genetik zindelik ve doğurganlığı tanımlarken güncel kültürel ve moda trend eğilimleri ile kişisel zevki kapsayan bir kombinasyon olarak düşünülmektedir. Vücut estetiğinin önemli bir anahtarı olan kalçanın estetik analizi son derece önemlidir. Kalçanın estetik analizinde hastanın mevcut kalça yapısı, estetik üniteleri ve anatomik yapısı iyi değerlendirilmelidir. Ayakta iken kalçanın ön, arka ve yan antropometrik ölçümleri yapılabileceği gibi, fotoğrafları üzerinden fotogrametrik değerlendirmeler de gerçekleştirilmektedir.

Kalça (popo) vücudun arka kısmında bel ile uyluk arasındaki kalça katlantısı arasında anatomik olarak konumlanmıştır. Kalça, üstte sırt alt kısmı ile altta uyluk (thigh, T) ile komşuluk göstermektedir. Kalça anatomik değerlendirmede kalça yan alanı (hip-H) ve kalça (buttock-B) olarak iki alan olarak tanımlanmaktadır.

Kalçanın anatomik yapısını oluşturan kemiklere bakıldığında; üstte lomber omurga, altta femur kemiği, asıl kalçayı şekillendiren kalça kemiği kompleksi (ilium; kalça kemiği, sacrum ve coccyx; kuyruk sokumu) kemiklerinden oluşmaktadır. Bu kemik yapı, kadın ve erkekte ve ırklar arasında farklı anatomik varyasyonlar göstermektedir.

Kalçayı oluşturan kemik yapıların bazı kemiksel çıkıntıları, kalçanın dış konturlarının şekillenmesinde ve kalça estetiğinde önemlidir.


Kalça yumuşak dokusunu oluşturan deri altı yağ dokusunun dağılımı son derece önemlidir. Deri altı yağ dokusunun yeterli ve homojen dağılımı kalçanın estetik ve yumuşak geçişler göstermesini sağlamaktadır. Bu yağ dokusu kadınlarda erkeklerden, erişkinlerde çocuklardan ve bazı etnik gruplarda daha fazladır. Kalça deri altı yağ dokusu şişmanlık ve yaşlanma ile değişmektedir. Kalça yağ dokusunun sırt üstü yatarak uyuyan ya da oturan insan türü canlılarda vücut ısı kaybının dengelenmesi için evrimsel süreçte geliştiği düşünülmektedir.

Kalça yumuşak doku volümünü oluşturan diğer önemli anatomik yapı kalça kas gurubudur. 

 

 

Kalçada deri, deri altı yağ dokusu ve kas dışında mevcut fasyalar kalça estetiğini etkilemektedir. Bu fasya, deri altı yağ dokusunda yüzeysel ve derin kompartıman arasında yer almaktadır. Fasya, deri altı yağ dokusunda yüzeysel ve derin yağ dokusu anatomik ayrımını yapmaktadır. Bu alana fasyal apron denilmektedir. Bu fasyanın zayıflaması kalçada sarkmaya (ptosise) neden olmaktadır. Bu fasya, daha derin yerleşimli kas üstü fasya ile aşağıda kalça katlantısı (infragluteal fold) da birleşmektedir. Bu birleşim, bu katlantının estetik yapılanmasını sağlamaktadır.

 

Estetik olarak ideal ve çekici kalça, popo tanımlarında ideal oranları belirlemede bel-kalça oranları kullanılmaktadır. Bel-kalça oranı, yumuşak doku değerlendirilmesinde kullanılabilecek en temel yöntemdir. Bel ölçüm alanı kaburganın en alt sınırı ile "iliac cresta" arasında belirgin en dar alandır. Hasta ayakta ve dik dururken bel çevresi ve kalçada yanda femura ait greater trochanter çıkıntılarından yapılacak metrik çevre ölçümleri ile bu oranlar hesaplanabileceği gibi, ön ve yan fotoğraflar üzerinden fotometrik ölçümlerle de oranlar hesaplanabilmektedir.

Dar bir bel, bele göre hafif dolgun ve iyi çıkıntılı popo (kum saati figürü olarak adlandırılır) yapısı daha kadınsı ve çekici olarak algılanmaktadır. 0,65-0,7 bel-kalça oranına sahip kadınlar genellikle çeşitli kültürlerden erkekler tarafından daha çekici olarak değerlendirilir. Bu oranlar, kişinin etnik kökenine göre farklı tercihler göstermektedir. Bu oranlar küçük olmakla birlikte, değişimi ve kalça boyutlarını ciddi oranda değiştirmektedir. Hasta değerlendirmelerinde bel-kalça oranının 0,65 olması daha çekici ve kadınsı bir kalça görselliği olarak ifade edilmektedir. Yandan bakıldığında, hasta değerlendirmelerinde bel-kalça oranının 0,7'den büyük olduğunda daha çekici ve kadınsı bir kalça görselliği olarak ifade edilmektedir. Özetle, arkadan bakıldığında belere göre yeterli genişlikte, yandan bakıldığında çıkıntılı kalçalar daha çekici ve kadınsı olarak algılanmaktadır.

kalca-estetigi2.jpg
Estetik olarak ideal kalça tanımlarında bel, "iliac crestlerden(bispinoiliak)" ve femura ait greater trochanterlerden(trokanterik) geçen hatların birbirine paralel ve eşit uzaklıkta olması gerektiği düşünülmektedir. 

Kalça, estetik olarak "iliac cresta" ile "infragluteal katlantı" arasındaki anatomik alandır. Bu alandaki yumuşak doku volümünün dağılımı son derece önemlidir. Kalçanın ön arka pozisyonda en geniş olduğu alanı referans alırsak, toplam volümün %60'ı üstte, %40'ı altta olmalıdır. Kalçanın profilden en arka çıkıntısı olduğu "kalça projeksiyonu" referans alındığında, toplam volümün dağılımı bunun tersi olmaktadır.



Bel, kalça, uyluk geçişi yan profilden değerlendirildiğinde konveks ve konkav alanlar ideal oranlarda ve geçişleri yumuşak olmalıdır. Hasta ayakta ve dik durumda iken değerlendirildiğinde bel, kalça ve uyluğa uyan konkav ve konveks yapıların geçişleri;

Profil görünümünde en önemli referans noktası, üst konveks yapının tepe noktasının pozisyonudur. Projeksiyonun tepe noktası kalça projeksiyonu olarak tanımlanır. Bu projeksiyon, kalça dokularının tonus, kas ile yağ dokusunun yüzdesi gibi çeşitli faktörlere bağlıdır. Projeksiyon noktası, kalça estetik uygulamalarında protez implant, yaş ve dolgu enjeksiyonlarının referans noktasıdır. Kalçanın maksimum lateral projeksiyon noktası (profil görünümde) ideal olarak karın eğrisinin sonu ile uyluk profilinin başlangıcı arasındaki kesişme noktasına çizilen yatay çizgi üzerinde yer almalıdır.

 

Arkadan bakıldığında, kalçaların şekilleri harflerle tanımlanmıştır; üçgen, V harfi (erkeksi), H harfi (kare), A harfi, armut (dişil) ve O harfi (yuvarlak) gibi. Bunlar, son ikisi estetik açıdan güzel ve çekici olarak tanımlanmaktadır. Bunun için hasta ayakta ve dik durduğunda kalçada 3 nokta belirlenmektedir. Aşağıdaki resimde görüldüğü gibi A noktası, kalçanın dış üst noktasının en dıştaki noktasını temsil etmektedir. B noktası, baldırın kalça yapısının hemen altında yer alan en dıştaki noktasını temsil eder. C ise kalçanın tam ortasında hafif içeriye konkav yapı oluşturduğu en derin noktayı temsil etmektedir.

Bu 3 noktanın kendi arasındaki ilişkisi kalça şekillerini tanımlamaktadır. Örneğin, A ve B noktaları aynı düzlemde ise buna kare, C noktası AB düzleminin dışında ise yuvarlak denir. Kalçaların simetrisi ve yuvarlaklığı evrensel olarak kadınsı çekiciliğin temelleri olarak kabul edilse de, bazı ayrıntılar kültürler ve etnik kökenler arasında farklılık göstermektedir. Asyalılar küçük, simetrik, ancak yanal bölgelerin dolgunluğu veya hacmi olmayan kalçaları tercih ederken, Kafkasyalılar dolgun ancak aşırı geniş olmayan, dolgun veya oyuk kalçaları tercih etmekte ve Hispanikler ile Afroamerikanlar yuvarlak, son derece dolgun ve hacimli kalçaları tercih etmektedir. Bununla birlikte, kalçanın dolgunluğu üst dış bölümlerde kalçalara kare bir görünüm kazandırdığı için tercih edilmemektedir.

Diğer önemli bir değerlendirme, kalçayı oluşturan gluteus maksimus kasının değerlendirilmesidir. Bunun için gluteus maksimus kasının yüksekliği ve genişliği saptanır ve oranlanır. Örneğin, kasın yüksekliği: genişliği 1:1 ise buna kısa kas denilmektedir. Oran 2:1 ise buna uzun kas denilmektedir. Oran bunların arasında ise buna da ara kas yapıları denilmektedir. Bu önemlidir çünkü kasın bu oranları kalça estetiğinde kullanılacak protez ya da yağ enjeksiyonunun nasıl yapılacağını göstermektedir. Örneğin, kısa gluteus maksimus kasında yuvarlak, uzun gluteus maksimus'ta oval implant ya da yağ enjeksiyonu yapılmaktadır. Bunun değerlendirilmesinde hasta ayakta iken arkadan kalça çerçevesi yukarıda anlatıldığı gibi A, B ve C noktaları ile belirlenir. Sonra gluteus maksimus kasının crista iliaca noktasına bağlanması, kasın başlangıç olarak kabul edilerek oranlara bakılır.

Kalçanın arkadan değerlendirilmesinde üst iliak çıkıntısından geçen dikey çizgi ile kalçanın yan kenarının orta noktasına teğet çizgi arasındaki açının ideal olarak 170° olması gerekmektedir. 

Kalça estetik normları ırklara ve etnik gurup göre farklıklar göstermesine rağmen estetik olarak güzel ve çekici popo özellikleri için ortak görüşler benimsenmiştir. Bunun için kalçada estetik alanlar tanımlanmış.

  • Yukarıdaki resimde 7 no ile simgelenen kadınsı boşluğun varlığı önemlidir. Bu boşluk, kalça alt orta hattında uylukların medial buluşma noktasında oluşmakta ve elmas şekline benzetilmiştir. Bu boşluğun varlığı, obezitenin yokluğunun karakteristik bir işaretidir ve kadın genital organı olan vulvanın arkadan görünümden kısmen ortaya çıkmaktadır. Bu boşluğun hafif daha fazla geniş olması, daha çekici olarak algılanmaktadır.
  • Kalça volümü orta ve üst kısımda yoğunlaşmalıdır.
  • Kalça yanlarında hafif içe doğru çökme, depresyonun varlığı açısından önemlidir. Bu çökmenin en derin noktasında femoral kemiğin trokanteri yer almaktadır. Aşağıdaki resimde 1 olarak tanımlanmıştır.

kalca-estetigi-ve-yag-enjeksiyonu2.jpg

 

  • Kalçaların üst kısmında her iki taraftan posterior superior iliac spine'den sakral crest kemiği üzerine uzanan iki hafif çukurluğun varlığı önemlidir (supragluteal fossettes). Yukarıdaki resimde 3 ve 4 olarak tanımlanmıştır.

  • Kalça orta üst kısımda V şeklinde deride hafif bir katlantının  oluşması önemlidir. Buna sakral üçgende denilmektedir. Kalçaların orta hattı yukarı 45% lik açı ile ayrılmakta ve V şeklinde bir alan ortaya çıkmaktadır. Bu V şekli yukarıda her iki tarafta supragluteal fossettes ile devam etmektedir. Bu yapı gluteus maximus kasının lumbodorsal aponeurosis ile oluşmaktadır.

  • Sakral ücgenin iki yanında belirgin gamzeler, dimple bulunması önemlidir(Venus dimple).

  • Kalçanın üst kısmında hafif çukurlşama, lumbosacral depresyon alanı önemlidir. Burada deri altında aşırı yağlanma olmamalıdır. Bu alandaki aşırı yağlanma “love handles,”  ve “saddle-bags,” olarak tanımlanmakta.

  • Kalçanın arka alt kısmında hafif katlantının(infragluteal katlantı) olması önemlidir. 

Infragluteal katlantı, kalçaların hemen altında uzanan yatay çizgilenmedir. Bu yatay çizgilenme, ischial tuberosity üzerinde yer almaktadır. Bu katlantının alt sınırında, ischial tuberosity üzerinde semitendinosus kası biceps femoris kasına yapışmaktadır. Bu katlantının üst sınırını ise gluteus maximus kasının alt sınırı yapmaktadır. Bu katlantı iç kısımda düz bir hat çizerken, dışarıya doğru yaklaştığında yukarı doğru bir eğim çizmektedir. Estetik olarak bu katlantının kısa olması, uyluk üst-arka-orta hattını geçmemesi istenmektedir. 

Kalça deri ve deri altı destek dokularının zayıflaması, özellikle infragluteal fold seviyesinde kalçanın sarkmasına neden olmaktadır. Bu sarkma için aynı göğüste olduğu gibi bir sınıflama yapılmaktadır. Infragluteal fold katlantısı ve açılanmasına göre bu sarkma derecelendirilmektedir. Kalçada sarkma, öncelikle kalça volüm artışından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında şişmanlık, kilo verme, kalçada gluteus kaslarının zayıflığı ve deri elastikiyet kayıpları, yerçekimi etkisi ile kalça kitlesinin aşağıya yer değiştirmesine neden olmaktadır. Bu sarkma, kalça uyluk kıvrımında doku artışına, kıvrımın uzamasına ve bu alanın deformasyonuna yol açmaktadır. Kalçada sarkma gluteal pitosis olarak tanımlanır. Aslında kalça deri ve yağ kitlesinin yerçekiminin de etkisiyle aşağı ve dışa doğru yer değiştirmektedir.

Kalçanın konturlarının bozulması, kalçanın düz ve uzun görünmesine neden olmaktadır. Kalça sarkmasında odak nokta kalça-uyluk kıvrımı, yani infragluteal katlantıdır. Kalça sarkmasının derecesinin belirlenmesi için Gonzalez tarafından tanımlanan sınıflama kullanılmaktadır. Bunun için hasta ayakta iken ischial tuberosity kemik çıkıntısı saptanır; bundan geçen dikey çizgi A ve uyluk orta hattından geçen dikey çizgi B olarak tanımlanır. Infragluteal katlantı çizgisinin bu iki çizgiye göre uzunluğuna bakılır.

 

Aşağıda buna göre yapılmış Gonzalez sınıflaması gösterilmektedir. Bu sınıflamaya göre 1 ve 2 kalça sarkması öncesi, 3 derece sınır kabul edilmektedir.

Poponun sarkması infragluteal kıvrımda doku fazlalığına neden olmakta buda infragluteal katlantına altında yeni bir katlantıya neden olmaktadır. Buna banana fold; muz belirtisi denilmektedir. Bu bazen tek taraflı ortaya çıkabilmektedir.

 

İdeal bir kalça estetiği ölçüsü tanımlanırken kalçanın ön-arka projeksiyonu iyi değerlendirilmelidir. Yukarıda tanımlananlar dışında kalçada kas, deri elastikiyeti, yağ ve destek dokuların dağılımı da önemlidir. Bu kalça projeksiyonu ile değerlendirilmektedir. Kalça projeksiyonu ile kalçada yumuşak dokunun dağılımı değerlendirilirken "kalça profil değerlendirmesi" kullanılmaktadır. Bunun için profilde karın eğrisinin sonu ile uyluk profilinin başlangıcı arasındaki kesişme noktasından kalçanın en arka noktasını birleştiren bir hat çizilir (AC hattı). Bu hat üzerinde femur kemiğinin trokanteri üzerinde B noktası işaretlenir. Bel lordozu ile birlikte AB ve BC arasındaki kalça volümü değerlendirilerek kalça projeksiyon oranlarına bakılmaktadır. Buna göre kalça profil değerlendirilmesinde 5 farklı tipte kalça tanımlanmıştır. Bu tiplere göre yapılan sınıflamaya göre kalçada hangi estetik uygulamanın yapılacağı kararı verilmektedir.

  • Tip 1. Bu kadınlarda kalça projeksiyon oranı 2:1 idealdir ve kalça ideal volümlüdür. Ancak bu kadınlarda aşağıdaki resimde olduğu gibi supragluteal, paralumbar ve subgluteal fazla yağ dokusu bulunmaktadır. bu tipteki problemlerde sadece liposakşın yeterli olmaktadır.

deal-kalca-estetigi.jpg

 

  •  Tip 2. Bu kadınlarda kalça projeksiyonu ve oranı azalmış ve kalça volümü yeterli değil. Bu kadınlarda kalça geniş ancak düz görünüme sahiptir. Bu kadınlarda lomber ve subgluteal alanda yağ dokusu fazlalığıda vardır. Bu kadınlarda yağ fazlalığı alanlarına liposakşın ve aynı seansta protez yada yağ enjeksiyonları yapılmaktadır.

  • Tip 3. Bu kadınlarda kalça projeksiyonu ve oranı 2:1 yada hafif azalmıştır. Ancak bu kadınlarda belirgin olarak lumbosacral hiperlordozis bulunmaktadır. Sakrumun nerede ise horozontal yerleşimi kalçanın önden arkaya olan projeksiyonu fazla göstermektedir. Aslınca kalça völümü ön-arka düzlemde azdır. Bu kadınlarda yağ fazlalığı alanlarına liposakşın ve aynı seansta protez yada yağ enjeksiyonları yapılmaktadır.

  • Tip 4. Genellikle sporcu kadınlarda görülmektedir. Bu kadınlar sportif genel vücut yapıları ile ideal kilolarındadır. Kalça bölgelerinde yağ fazlalığı yok ancak gluteal kas kitlesi nedeni ile kalça ön arka projeksiyonları normal görünmekte. Kalça projeksiyonu hafif azalmıştır. Çok nadiren subguteal yağ fazlalığı olabilmektedir.

deal-kalca-estetigi-4.jpg

 

  • Tip 5. İleri yaşlarda kadınlarda gözlenen deride, kas ve yağ dokusu gibi destek dokularda azalma ile gelişen kalça projeksiyonunun azalmasıdır.

 

 

Kalçanın estetik olarak değerlendirilmesi estetik uygulamaların karar verilmesinde ve seçiminde anahtar rol oynamaktadır. 


Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency