- Gösterim: 15494
İnsan vücudunun bir tuval gibi kullanıldığı sanatsal çalışmalarda renklerin ve motiflerin estetiği ile görsel harmonisi büyüleyicidir.
Cilt hastalıklarının belirtileri, yetişkin bir insan için ortalama 1.9 m²'lik deride, yani adeta doğal bir tuvalde ortaya çıkar. Bazı cilt hastalıklarının belirtilerini bir sanat eseri gibi düşünmek, hasta açısından empati yoksunluğu gibi algılanabilir. Ancak doğumsal ve sonradan gelişen birçok cilt hastalığı, cildimizi kusursuz bir tuval olarak kullanır ve vücudumuzdaki dağılımları bazen şaşırtıcı bir görsel şölene dönüşür.
Dermatolojide, doğumsal veya sonradan gelişen birçok cilt hastalığı ve hatta ilaç döküntüleri, vücutta önceden tanımlanmış bazı çizgiler üzerine yerleşmektedir. Bu çizgiler arasında dermatomlar, Blaschko çizgileri, Voigt çizgileri, Langer çizgileri, Wallace çizgileri ve pigment demarkasyon çizgileri yer alır.
Şimdi, bazı cilt hastalıklarının neden bu ilginç çizgilere yerleştiğini ve bu çizgilerin özelliklerini inceleyeceğiz.
Wallace Çizgileri
Ayağın üst ve taban derisi veya elin üst ve iç derisi arasındaki geçişin oluştuğu sınıra "Wallace çizgisi" denir. Birkaç cilt hastalığı bu çizgiye yerleşerek belirtiler gösterir.
-
Keratodermalar
-
Dishidrozlar
Langer Çizgileri
Dr. Langer, deriye yapılacak cerrahi kesme işlemlerinden sonra oluşabilecek izin en aza indirilmesi için kendi adını taşıyan derinin gerilim çizgilerini tanımlamıştır. Bunlara aynı zamanda "cerrahi kesme çizgileri" de denir. Bunlar, baştan ayağa kadar her anatomik bölge için farklı, ancak belli bir harmoni içinde ve birbirine paralel seyreden çizgilerdir. Bu çizgilerde, en yüksek gerilim hatlarında derinin destek ana yapısı olan kollajenin, bu hatlara paralel olarak birikme ve kendi lifleri arasında çapraz bağlar oluşturma eğiliminde olduğu gösterilmiştir.
Kraissl ise daha sonra bu çizgilerin, yaşla birlikte derinin elastikiyetinin kaybıyla oluşan ve zamanla kalıcı hale gelen derin kırışıklıklar ile birebir örtüştüğünü belirtmiştir.
İlaç Çizgileri
Penisilin, sülfonamid, sefalosporin, idrar söktürücü (diüretik), analjezik ve dapson gibi ilaçların neden olduğu ilaç döküntülerinin, özellikle kolun iç kısmında yoğunlaştığı ve belirgin bir patern gösterdiği gözlemlenmiştir. Bu çizgi, kolun iç kısmında boyun C5 ile gövde T1 dermatomları arasında kalan bölge ile örtüşür. Bu çizgiye "ventral aksiyel çizgi" de denir. Ventral aksiyel çizgi, embriyonun 5. haftasından itibaren ortaya çıkar.
Voigt Çizgileri, PDL Çizgileri, Pigmentasyon Sınır Çizgileri
Sıklıkla koyu ten tipine sahip kişilerde, hiperpigmente ve hipopigmente alanları normal deriden ayıran simetrik çizgiler bulunabilir. Bunlara pigmentasyon sınır çizgileri (PDL), Futcher veya Matsumoto çizgileri de denir. Kolun iç kısmında, bacaklarda, sırtın orta hattında ve yüzde, özellikle göz ve ağız köşelerinde bu çizgilere rastlanmaktadır.
Dermatom Çizgileri
Omurga kanalını terk eden sinirlerin derideki yayılım alanlarına dermatom alanları denir. Dermatomlar sadece deri için geçerlidir ve dermatom haritaları ile gösterilir. Dermatom altında bulunan organ ve kaslar genellikle farklı spinal sinirlerce uyarılmaktadır.
Birçok cilt hastalığının dermatom alanlarını tuttuğu bilinmektedir; örneğin zona hastalığı buna bir örnektir.
Blaschko Çizgileri
Bu bölümü yazmamızdaki temel motivasyon Blaschko çizgileriydi. Doğumsal ya da sonradan gelişen birçok cilt hastalığında bu çizgiler fark edilmektedir. Ancak bu çizgilerin oluşum mekanizması tam olarak bilinmemektedir. Gelişim özellikleri birbirinden farklı birçok cilt hastalığında benzer Blaschko çizgilerinin görülmesi, bu çizgilerin hastalığın özelliğinden çok derinin normal gelişimiyle ilgili olduğunu düşündürmektedir. Blaschko çizgilerinin, embriyonik dokuların büyüme sırasındaki deriye göç yörüngelerini gösterdiği düşünülmektedir.
Blaschko çizgileri üzerine yerleşen cilt hastalıklarının, genetik mozaismin bir belirtisi olduğu ileri sürülmüştür. Günümüzde Blaschko çizgilerinin genetik mozaismi yansıttığı görüşü yaygınlık kazanmış olsa da, birçok çalışmada her iki tip deride karışık hücre gruplarının görülmesi bu teorinin ispatlanmasını güçleştirmektedir.