Stres ve Psikolojik Bozukluklarda Saç Dökülmesi

Yaşlılarda ve Çocuklarda Skabies

Yaşlılarda Skabies Yaşlılarda parazite karşı reaksiyon daha sessizdir. Tanı sıklıkla gözden kaçabilir ve şiddetli kaşıntı "senil pruritus" (yaşlılık kaşıntısı), kuru deri veya anksiyeteye bağlanabilir. Yaşlı hastalarda sırt tutulumu yaygındır. Permetrin krem tedavisi haftada bir tekrarlanmalıdır. Hasta, tırnaklarını sık aralıklarla keserek kısaltmalıdır.

Çocuklarda Skabies Çocuklarda, seboreik dermatitise benzer saçlı deri ve yüzde uyuz klinik tutulumu görülebilmektedir.

Norveç Uyuzu (Crusted Scabies)

Norveç'te cüzzam (lepra) hastasında ilk olarak klinik olarak tanımlandığı için Norveç uyuzu denilmiştir. Bu klinik form aşağıdaki grup hastalarda görülmektedir:

  • İmmün sistemi yetmezliği ( hücre) olan kişilerde: , lösemi ve lenfoma hastaları.

  • İmmün sistemi baskılanmış hastalarda.

  • Deride duyarlılığın azaldığı durumlarda: cüzzam (), tabes dorsalis gibi nörolojik hastalıklarda, siringomiyelide.

  • Kaşınamayan ya da öz bakımı yetersiz kişilerde: yatalak ve yaşlı hastalarda, mental problemli hastalarda.

  • Avustralya aborjinlerinde.

 

Norveç Uyuzu
Norveç Uyuzu
  • Norveç Uyuzu
  • Norveç Uyuzu
  • Norveç Uyuzu

    Norveç uyuzu ve yüz ile şaçlı deride yayılma
  • Norveç Uyuzu

    Norveç Uyuzu ve ellerdeki döküntüler.
  • Norveç Uyuzu
  • Norveç Uyuzu

 

El, ayak, saçlı deride aşırı derecede hiperkeratoze lezyonlar, tırnaklarda kalınlaşma vardır. Lezyonlarda sayısız sarkopt bulunur. Skabisidlere cevap vermez, topikal katran ve kortikosteroidler yararlıdır.

Büllöz Uyuz

Genellikle ileri yaşlarda ve erkeklerde görülmektedir. Bu hastalarda kaşıntılı su toplamaları (büller) görülmektedir. Büllerin oluşmasında bazı mekanizmalar ileri sürülmüştür: ikincil eklenen bakterilerinin neden olabileceği durumlar veya sarkopt kaynaklı oto antikorlar gibi.

Nodüler Skabies

Aşırı duyarlılığa (hipersensitiviteye) bağlı olarak gelişen klasik uyuz kliniğine ek olarak ekzamatöz döküntüler ve eritemli nodüller görülmektedir. Skabiesli hastaların ’unda gelişir. Penis, yumurtalık derisi, koltuk altı, bilekler ve meme çevresinde sıklıkla bulunur. Tedavi sonrasında da bunlar devam edebilmektedir. Kaşıntı ve nodüller haftalar-aylar sürebilmektedir.

Arpa Uyuzu

’un etken olduğu ve hububat taşıyanlarda veya hububatla ilgili işler yapan kimselerde görülen bir hastalıktır. Klinik olarak kaşıntılı, eritemli papüler, bazen veziküler lezyonlar meydana gelir. Hastalık kendiliğinden günde iyileşir. Tedavi olarak tuzlu su ile banyo yapmak veya deniz suyuna girip çıkmak yeterli olur.

Hayvan Uyuzları

Kedi, köpek, at, koyun ve vahşi hayvanlarda görülen uyuzun insanlara geçmesiyle meydana gelir. Etken deride yaşamaz. İnsandan insana geçiş olmaz. Klinik belirti olarak hayvanla temas eden bölgelerde veya parazitin girdiği bölgelerde ödemli, kaşıntılı papüller (ürtikere benzer) meydana gelir. Hastalık genellikle asimetrik bir yerleşim gösterir. Tedavi olarak dıştan kükürtlü sulu pudralar ve sistemik antihistaminikler kullanılır.


 

Elbette, uyuz tedavisiyle ilgili bilgileri tablo kullanmadan, daha akıcı bir metin hâlinde yeniden düzenliyorum:

Yakınmaları olsun olmasın, ailedeki tüm bireyler aynı anda tedaviye alınmalıdırlar. Uyuz tedavisi zor olmasa da titiz bir uygulama gerektirir, zira bu bir aile enfeksiyonudur ve temas eden herkesin eş zamanlı tedavi edilmesi gerekir.

Hastalık etkenleri olan sarkoptlar, deri döküntüleriyle birlikte bulaştırma riski olan tüm giysiler, iç çamaşır, nevresim ve yatak çarşaflarında bulunabilmektedir. Bu nedenle hastanın ilaç tedavisi ile birlikte bu eşyalarda bulunabilecek sarkoptların ortadan kaldırılması son derece önemlidir. Eşyaların dekontaminasyonu için üç etkili yöntem uygulanabilir: Derin dondurucuda bekletme, çamaşır makinesi/kurutucuda yüksek ısıda yıkama ve kurutma ya da ağzı kapalı bir poşette bekletme. Ev eşyalarını silmek genellikle yeterlidir; dezenfektan kullanmaya veya evde ilaçlama yapılmasına gerek yoktur.

skabiyes_uyuz_sarkoplar_ile_mucadele.jpg

Unutulmamalıdır ki, tedavi sonrasında kullanılan ilacın tahrişine (irritasyonuna) veya ölü parazit kalıntılarının yol açtığı aşırı duyarlılığa (hipersensitiviteye) bağlı olarak kaşıntı birkaç gün daha devam edebilir. Kaşıntının devam etmesi, hastalığın sürdüğü anlamına gelmemelidir.

Kullanılan İlaçlar

Permethrin ( ve krem, losyon ve şampuan): Toksisitesi az ve sarkopta etkisi güçlüdür. Etken maddeye karşı gelişen direnç nedeniyle ideal kullanım şekli titizlikle uygulanmalıdır. Akşam duş alındıktan sonra cilt kurulanır; yaşın altındakilere saçlı deri, yüz ve kulaklar dahil, yaşın üstündekilere ise çene sınırının altından tüm vücuda kaşınmayan yerler dahil uygulanır. Çıkarılan çamaşır ve giysiler tekrar giyilir. saat sonra duş alınır (direnç nedeniyle bekleme süresi saate uzatılmıştır). Bu süre zarfında eller yıkanırsa, ilaç ellere tekrar sürülmelidir. Duş sonrası temiz çamaşır ve giysiler giyilir. Kullanılmış giysi, çamaşır ve eşyaların dekontaminasyonu yapılmalıdır. Bu tedavi protokolü hafta sonra tekrarlanmalıdır. İki aylıktan küçük bebeklerde ve gebelerde kullanılmamalıdır.

Piretrin ( losyon ve şampuan): Krizantem bitkisinin yaprağından elde edilen doğal ilaçlardır. Permetrin gibi uygulanır.

Benzil Benzoat ( ve losyon ve şampuan): Uygulama permetrine benzer ancak gün üst üste yıkanmadan uygulanır. . gün banyo yapılması gerekmektedir.

Kükürtlü Merhem (Vazelin içerisinde ): Toksisitesi olmadığından bebeklerde ve gebelerde tercih edilir. Kokusu ve kirliliği istenmeyen yönüdür. Kese yapıldıktan sonra ovalanarak banyo yapılmadan gece üst üste uygulanır. . gece banyo yapılır, eşyalar dezenfekte edilir.

İvermektin (3 mg tablet): Kiloya göre doz olarak tek doz halinde mutlaka aç karnına verilir. hafta sonra aynı doz tekrarlanır.

Gama Benzen Heksaklorid (Lindane) ( sol.): Tüm vücuda uygulanır ve saat sonra yıkanır. Ancak sistemik toksik etkileri (nörotoksik ve aplastik anemi yapması) nedeniyle tercih edilmemelidir. Gebe ve emziren kadınlarda ve yaşın altındaki çocuklarda kullanılmamalıdır.

Krotamiton (Krem): Etkisi çok güçlü değildir, toksisitesi azdır. Türkiye’de preparatı bulunmamaktadır.

Tedavi Sonrası Yönetim ve Ek Tedaviler

İlk tedaviden sonra kaşıntı hafta kadar azalarak devam edebilir. Tedavinin tekrar kararı doktorun kontrol muayenesi ile verilmelidir. İlave olarak antihistaminikler (kaşıntı için), topikal kortikosteroidler ve ikincil enfeksiyon varsa antibiyotikler verilebilir.

Dirençli olgularda doktor kontrolünde kombine protokoller önerilmektedir: . gün , . gün ve . gün sadece İ kullanımı önerilebilir.

Cinsel partnerler de dahil olmak üzere aile bireyleri ve yakın temasta bulunulan kişiler kontrol edilmeli ve gerekirse aynı anda tedavi edilmelidir.


Uyuz Hastalığının Tanısında Kullanılan Yöntemler

  • Deri Kazıntı Mikroskopisi: Klinik belirti alanından deri kazıntısı alınarak hazırlanan preparatın mikroskopik değerlendirmesinde sarkopt, yumurta ve dışkıların () görülmesidir. Bunun için özellikle deri belirtilerinde tüneller () ve klinik yapıları seçilir. Bunların üzerine mineral yağlar damlatılır. Steril bir bistüri ile deri yüzey kazıntısı alınır. Bu, mikroskop lamı üzerine ince bir tabaka halinde yayılır ve üzerine potasyum hidroksit damlatılarak birkaç dakika beklenir. Mikroskopik değerlendirme yapılır. Sarkopt, yumurta ve dışkıların görülmesi tanı için son derece değerlidir. Ancak görülmemesi hastalığı ekarte etmek için yeterli değildir. Hastalık sırasında deri yüzeyinde sarkopt sayısının çok az olduğu unutulmamalıdır.

  • Deri Biyopsisi: Klinik belirti alanından deriden biyopsi alınarak hazırlanan preparatın mikroskopik değerlendirmesinde sarkopt, yumurta ve dışkıların görülmesidir.

  • Deri Mürekkep Testi - : Vezikül perle papüllerin üzerine mürekkep damlatılır, sonra bu alkol ile silinir. Mürekkep tünellere girerek bunların zigzaglar şeklinde çıplak gözle görünmesini sağlamaktadır.

  • Yapışkan Bant Testi: Şüpheli deri alanına bant yapıştırılır, sonra bant çıkarılarak mikroskop lamı üzerine yapıştırılır. Direkt mikroskop altında değerlendirilir. Burada sarkopt, yumurta ve dışkıların görülmesi tanı açısından önemlidir.

  • Dermatoskopi: Yukarıda tanımlanan yöntemlere göre daha basit ve hızlı bir tanı yöntemidir. Dermoskopi ile sarkoptun kendisi (), yumurtası ve dışkısı görülmeye çalışılır.

  • ile antikorların saptanması: Henüz ülkemizde yapılmamaktadır.

  • İntradermal testler: Ülkemizde yapılmamaktadır.

  • "" yani uyuz etkenine karşı gelişen antikorların kan testi ile saptanması: Uyuz hastalığında tanı açısından en doğru test olarak görülmekte, ülkemizde yapılmamaktadır.


Uyuz hastalığı kaşıntılı ve döküntülü cilt hastalıkları ile kolay karışabilmektedir. Bunlar: Nörotik ekskoriasyonlar, ekzematöz dermatitler, vücut bitlenmesi, dermatitis herpetiformis, ilaç döküntüleri. Ayrıca, glans penisi tutan lezyonlar (şankır skabiei) sifiliz şankırı ile karışabilir.


Bulaşma sonrası klinik belirtiler sıklıkla hafta sonra ortaya çıkmaktadır. Ancak daha önce uyuz hastalığı geçirmiş kişilerde bu süre gün kadar daha kısa olabilmektedir.

Tüm gün boyunca olmakla birlikte, özellikle akşamları hatta yatakta artan bir kaşıntının varlığı son derece hastalık için tipiktir. Erişkinlerde sıklıkla el parmak araları, el ve ayak bilekleri, koltuk altı ve kasıkta, genital alanda kaşıntılı, aşağıda tanımlanan lezyonlar gelişmektedir.uyuzun_belirtileri_05.jpg

Sillon (Burrow, Tünel) Sarkoptun deri korneumu içinde açtığı tünellerin dıştan görünümü tüneller şeklindedir. Bu ile uzunluğunda, deriden hafif kabarık, düz veya zig zaglar gösteren ince hatlardan ibarettir. Bu yolların sonunda genellikle küçük bir kesecik (vezikül perle) mevcuttur; bu vezikülün içinde sarkopt bulunur. Tüneller en çok el parmak araları, el yan tarafları ve genital bölgede bulunurlar. Şüpheli bölgeye mürekkep uygulanıp yıkanırsa kolaylıkla görülebilir hale gelmektedir.skabies.jpg

Gece Artan Kaşıntı Sarkopt geceleri yatak içerisinde-sıcak ortamda hareket ettiğinden, hastalarda geceleri artan şiddetli bir kaşıntı görülür. Kaşıntının oluşmasında sarkoptun enzimleri veya dışkısına karşı gelişen immünolojik reaksiyonlar da rol oynamaktadır. Kaşıntı hastalar tarafından "hayatlarında yaşadıkları en sıkıcı kaşıntı" olarak ifade edilmektedir. Kaşıntı, sarkoptun kendisinden ve sarkopta karşı kişi tarafından geliştirilen immünolojik cevaba bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Bunu aşağıdaki mekanizmalar ile yapmaktadırlar:

  • Derideki duyusal nöronlar tarafından salgılanan aktive olmaktadır.

  • Sarkoptun dışkısında aktif enzimlerden 'yi aktive etmekte. Bunlar deri hücreleri olan kaşıntı reseptörlerini aktive etmektedir.

  • Klasik olarak uyuz hastalığında immün sistemin her ikisi de aktive olmaktadır. Bunlar alerjik reaksiyondan, deri döküntülerinden, kaşıntıdan ve klinik formun gelişiminden sorumludur. Örneğin daha kabuklu yaralar ile seyreden Norveç uyuzunda alerjik reaksiyondan sorumludur. eozinofil sayısını ve yapımını aktive etmektedir. Yaşlanma ile immünite azalmakta, bu da yaşlılarda daha kabuklu uyuz klinik formunu açıklamaktadır.

Deri Döküntüleri Kaşıntı ve sarkoptun neden olduğu reaksiyonlar sonucu ve araya giren ikincil enfeksiyonlara da bağlı olarak deride farklı formlarda lezyonlar meydana gelir. Bunlar; kaşıntı izleri, sarkopta bağlı gelişen küçük su toplamlarının-vezikül perle kaşıntı ile patlaması ile oluşan erozyon, papül, püstül, kabuk (kurut) ve likenifikasyon gibi belirtilerdir.uyuzun_belirtileri_04.jpg

Simetrik Yerleşim Hastalık deride simetrik bir yerleşim gösterir. Derideki bu yerleşim teşhis açısından önemlidir. Lokalizasyon bölgelerini şöyle sıralayabiliriz: el parmak araları, el bileği, dirsek, koltuk altı ön duvarı, bel kuşak bölgesi, kalça, diz, iç ve dış bilek alanları, kadınlarda meme başı ve çevresi, erkeklerde penis özel yerleşim bölgelerindendir. Çocuklarda bunlara ilave olarak yüz, el içi ve ayak tabanlarında da yerleşebilir. Yetişkinlerde yüz, saçlı deri ve sırtta kürek kemiği orta alanı bölgesi tutulmaz.

Aile Enfeksiyonunun Olması Her insanda hastalığa yakalanma olasılığı aynıdır; fakat, aynı ev içerisinde çok sayıda insanın yaşadığı, yatılı misafirliğin sık olduğu kesimlerde yayılma daha hızlı olur.




yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency