- Gösterim: 14148
Duştan veya banyodan sonra oluşan kaşıntı (pruritus), keyifli bir deneyimi can sıkıcı hale getirebilir ve bazı sağlık risklerinin olasılıklarını barındırır. Kaşıntı hafif veya yoğun olabilir; belirli bir bölgede veya vücudun her yerinde ortaya çıkabilir. Kuru bir kaşıntı şeklinde olabileceği gibi, döküntüler de eşlik edebilir. Yoğun ve kontrolsüz kaşıntı, kızarıklığa ve deri hasarına neden olabilir.
Duş/Banyo Sonrası Kaşıntı Nedenleri
Duştan veya banyodan sonra oluşan kaşıntı ve döküntülerin nedenleri genellikle şu faktörlere dayanır:
-
Sıcak Su, Uygunsuz Temizleyiciler ve Sıklık: Sıcak sular, uygun olmayan temizleyiciler ve sık/uzun banyo/duşlar cildin doğal nemlendirici üst tabakasının yok olmasına, savunmasız kalmasına, kurumasına ve hasarlanmasına neden olarak kaşıntıya yol açar.
-
Duş veya banyo süresi dakikadan fazla olmamalı, küvet banyoları (yoğun küvet tuzları ve köpükleri ile hazırlanan) yapılmamalıdır.
-
Sıcak su yerine ılık su kullanılmalı. Banyo sıklığı kış mevsimlerinde kez ve yazın günaşırı olacak şekilde azaltılmalıdır.
-
-
Mekanik Tahriş: Duş/banyo sırasında kese, fırçalar ve sert süngerlerin kullanımı kaşıntı ve deri duyarlılığını artırabilir. Banyo ve duş sırasında sadece yumuşak süngerlerin nazik uygulamaları istenmektedir.
-
Sert Su: Yüksek düzeyde kalsiyum iyonları içeren yüksek alkali su olarak tanımlanan sert su, temizleme ürünlerinin etkisini azaltır ve cilt yüzeyinde kalan artıklarıyla cildi tahriş eder; kaşınmasına, pul pul dökülmesine ve kurumasına neden olur. Sert su, özellikle kuru cildi olan veya egzaması olan kişiler için daha rahatsız edicidir. Suyun sertliğini ölçmek için stiker kullanılabilir ve sert çıkması durumunda suyun sertliğini düzenleyen çeşme filtreleri kullanılabilir.
-
Ürün Duyarlılığı ve Alerjiler: Banyo/duş ürünlerinin içeriğindeki sert kimyasallar hassas cildi tahriş ederek kaşıntıya neden olabilir. Ayrıca bu ürün içeriğine karşı alerjik bir reaksiyon da gelişebilir (şiddetli kaşıntı, kurdeşen, döküntü). Özellikle temizleme ürünlerinden sabun ve içeriğinde parfüm, boya ve katkı maddesi yoğun ürünler duyarlılık ve alerji nedenleridir. Temizleme ürünleri seçilirken hassas ciltler için geliştirilen, en az katkı içeren ürünler tercih edilmelidir.
-
Havlular ve Kurulama: Banyo sonrası yumuşak olmayan havlularla yapılan uzun ve sert kurulama kaşıntılara neden olabilir. Yumuşak havlular ile nazik cilt kurulamaları yapılmalıdır.
-
Nemlendirici Kullanılmaması: Banyodan hemen sonra gliserin, mineral yağ içerikli ya da hindistan cevizi yağı içerikli nemlendiriciler kullanılmaması kaşıntılara neden olabilir.
-
Mevcut Cilt Sorunları: Atopik dermatit gibi mevcut cilt sorunları, banyo/duş sonrası kaşıntı ve var olan cilt rahatsızlığının belirtilerinde artışa neden olabilir. Cildi çok kuru olanlar veya egzaması olanlar için yulaf ezmesi ile banyo (temiz bir çorap içine yulaf ezmesi koyup ılık suyun altında tutarak cilde temas ettirmek) önerilir.
Su Teması Sonrası Gelişen Nadir Durumlar
Banyo/duş sonrası kaşıntı, nadir cilt rahatsızlıkları olan akuajenik kaşıntı ve akuajenik ürtiker ile birlikte olabilir.
Akuajenik Kaşıntı ()
Deride kaşıntı yapabilecek herhangi bir hastalığı olmayan bir kişinin su ile temasından (suyun sıcaklığından bağımsız) hemen sonra ya da dakika sonrası deride karıncalanma, yanma ve batma hissi sonrası kaşıntı ortaya çıkar.
-
Klinik: Perianal, genital alan, dış kulak kanalı, göz kapakları ve burun delikleri en fazla kaşınan vücut alanlarıdır. Kaşıntı dışında deride herhangi bir spesifik bulgu bulunmaz (bazı hastalarda küçük/büyük kırmızı lekeler görülebilir). Belirtiler 1 saat içerisinde kaybolur ( saate kadar uzayabilir). Sıklıkla bacak ve uyluğun ön yüzünde, gövdenin üst ön ve sırt kısmında, kolların üst kısmında ortaya çıkar. Yüz, el ve ayaklarda nadir görülür. Hastalar su temasından kaçınmaya çalışır, hatta bu nedenle su fobisi yaşayan hastalar bulunmaktadır. Erkeklerde kadınlara göre daha fazla görülür. Tuzlu/tatlı suya girme sonrasında da yaşanabilir.
-
Birliktelikler: Mekanizması tam bilinmemekle birlikte laktoz intoleransı, hepatit C enfeksiyonu, polisitemia rubra vera (hastalığın tanısından yıllar önce görülebilir), lösemi, lenfoma ve bazı ilaçlar ( gibi) ile birlikteliği raporlanmıştır. Ailesel geçişler de görülebilir.
-
Ayırıcı Tanı: Soğuk ürtikeri ya da kolinerjik ürtikerde soğuk su ya da sıcak su ile banyo sonrası benzer klinik gelişimi unutulmamalıdır; ancak bu iki duruma su teması olmaksızın ısı neden olmaktadır. Dermatografizmde ise kaşıntı ve ürtikeryal döküntüler su teması ile değil, yüksek basınçlı suyun kullanılması, sert liflenme ve sert kurulanmanın fiziksel sürtünmesi ile ortaya çıkmaktadır.
-
Tedavi: Hastanın duygu durumunu ve sosyal ilişkilerini etkileyen bu problemde ve histamin blokerleri birlikte kullanılabilir (hastaların yarısında cevap verir). Fototerapiler (özellikle UVB) antihistaminlerden daha yüksek ancak sınırlı cevaplar vermektedir. Omalizumab gibi Janus inhibitörleri etkin klinik sonuçları ile yeni kullanılmaya başlanmıştır.
Akuajenik Ürtiker ()
Herhangi bir sıcaklıkta su ile ortaya çıkan nadir görülen bir fiziksel ürtiker tipidir. Ürtiker, aniden ortaya çıkıp bir süre sonra kendiliğinden kaybolan kaşıntılı ve ödemli papül/plaklar ile karakterizedir.
-
Mekanizma: Suyun derinin yapısal elemanları olan yağ bezleri ile etkileşime girerek bazı antijenik bileşenleri derinin daha derin dokularına (dermise) taşıması ile kliniğin ortaya çıktığı düşünülmektedir.
-
Klinik: Hastalık tipik olarak ergenlik ve erişkinlik döneminde başlar, kadınlarda erkeklere göre daha fazla görülür. Suyun sıcaklığı, kaynağı ve 'ı faktör değildir; musluk suyu, damıtılmış su, deniz suyu, yağmur suyu ve hatta ter, tükürük ve gözyaşı bile ürtikere neden olur. Su temasından hemen sonra gövde ve kollarda (el içi ve ayak tabanında yok) kıl folikülleri çevresinde ürtiker plakları ve bunların çevresinde kızarıklık gelişir. Belirtiler genellikle dakika içinde kendiliğinden kaybolur. Çok nadiren sistemik belirtiler (hırıltılı solunum, yutma güçlüğü) gelişebilir.
-
Tanı: Tanının doğrulanması için, fiziksel ürtiker nedenleri ekarte edildikten sonra "su provokasyon testi" yapılır (oda sıcaklığında ıslak bir havlu dakika deri ile temas ettirilir).
-
Tedavi: Birinci kuşak antihistaminikler (etkisi hastadan hastaya değişir), antagonistleri (), bariyer oluşturucu kremler (su içinde yağ emülsiyonu ve vazelin içeren kremler), asetilkolin antagonistleri, fototerapi (UVA ve UVB) ve omalizumab gibi janus inhibitörleri kullanılabilir. Topikal tedavilerin su teması öncesi kullanılması semptomları azaltmada/ortadan kaldırmada etkili olabilir. Hastalar su ile yapılan aktivitelerden kaçınarak suya maruz kalma süresini en aza indirmelidir.