Benlerde Risk Faktörleri Nelerdir?

Benlerden melanosit nevüslerde bazı özelliklerin malign melanom gelişiminde yüksek risk faktörleri olduğu gösterilmiştir.

  • Malign melanomların bir bölümünün öncül lezyonunun melanositik nevüsler olduğu düşünülmektedir. Malign melanomların %20 ile %60’ında histolojik olarak melanositik nevüs varlığı saptanması, bu görüş için önemli bir kanıt oluşturmaktadır. Nevüs ile ilişkili bu melanomların daha çok gövde yerleşimli ve yüzeyel yayılan tipte olduğu, ayrıca vücuttaki melanositik nevüs yoğunluğunun arttığı sonuçları saptanmıştır.
  • Malign melanom gelişen vücut bölgesindeki melanositik nevüs yoğunluğunun, diğer vücut bölgelerinden daha fazla olduğu ve melanom bölgesinin saptanmasında önemli olduğu düşünülmektedir. Özellikle bacak bölgesindeki toplam melanositik nevüs sayısının, melanom riski için iyi bir belirteç olduğu üzerinde fikir birliğine varılmıştır.
  • Melanositik nevüs sayısı ile malign melanom gelişme riski arasında direkt bir ilişki belirtilmiştir. Melanositik nevüs sayısının artması ile artış gösteren malign melanom riskinin, özellikle yüzeyel yayılan malign melanom için geçerli olduğu saptanmıştır. Fazla sayıda ve sonradan gelişen melanositik nevüslerin, özellikle akral yerleşimli malign melanom için risk faktörü olduğu belirtilmiştir. Yüz taneden fazla klasik melanositik nevusu olan kişilerde melanom riskinin 3-10 kat arttığı düşünülmektedir. 50 den fazla nevüse sahip olmak % 10-15 oranında riski arttırmaktadır.
  • Melanom risk faktörleri arasında nevüs çapının 7 mm’den büyük olması, nevüs rengindeki değişiklikler ve düzensiz kenar özelliklerinin de önemli olduğu vurgulanmıştır. Güneşe hassas, açık tenli cilt tipine sahip olmak, güneşte bronzlaşmak yerine kızarma ve yanıkların gelişmesi; mesleki ve sosyal alışkanlıklar nedeniyle güneşe fazla maruz kalmak; açık alanda çalışanlar ve açık alan spor aktivitesi yapanlar; yıl içerisinde fazla güneşlenmeyen ancak yazın ve hafta sonları kontrolsüz bir şekilde fazla güneş altında kalanlar; sık sık 2. dereceye varan güneş yanıklarının gelişmesi, özellikle çocukluk döneminde güneş yanığı yaşayanlar; solaryum ve benzeri yapay ışık kaynakları kullananlar; ekvatora yakın yaşam alanları; tedavi amaçlı uzun seanslar fototerapi görenler.
  • Vücudunda erişkin veya çocukluğundan itibaren çillerin olması, sürekli yapısal değişim gösteren benlere sahip olmak, xeroderma pigmentosum gibi DNA hasarı iyileştirme bozukluğu olan hastalıklarda melanom görülme sıklığının ciddi olarak arttığı bilinmektedir. Bu genetik geçişli hastalıkta, genodermatozda derinin diğer kanserleri daha sık olmakla birlikte melanom için de yüksek risk bulunmaktadır. Bu hastalarda yaygın olarak bulunan efelid ve lentigolar gibi koyu renkli lezyonların arasında melanomun erken fark edilmesi kolay olmadığından, tanı gecikebilir. Bu açıdan kseroderma pigmentozumlu hastaların yakın takibi yaşamsal öneme sahiptir.
  • Ailesel atipik ben sendromu (FAMM) ailesel melanoma öyküsü taşımaktadır. Birinci derece yakınlarında MM teşhisi olması; malign melanom hastalarının %5 ile 10’unda ailesinde bir başka kişide aynı hastalık vardır. Ailesinde malign melanom olan kişilerin diğer normal insanlara göre 2.2 kat daha fazla oranda malign melanoma yakalanma riski taşırlar.
  • Displastik nevus da melanom gelişimi açısından genel bir risk belirteci olarak kabul edilmekte ve özellikle ailesel olduğunda bu hastalarda melanom gelişim riski artmaktadır. Bununla birlikte displastik nevusların kendilerinin melanoma dönüşümü ile ilgili bilgiler tartışmalı olduğundan, koruyucu amaçlı displastik lezyonların çıkarılması ya da çıkarılmaması tartışılmaktadır. 5'ten fazla atipik (veya displastik) nevüse sahip olmak MM riskini artırmaktadır.
  • Doğuştan benlerde melanomla ilişkisi konusunda boyutları önemli bir belirleyici olarak kabul edilir. Küçük ve orta boy olanlarda bu risk oldukça düşük iken, 20 cm’den büyük lezyonlarda risk %5-40 civarında kabul edilmektedir. Büyük konjenital nevuslarda, daha küçük boyutlu olanlardan farklı olarak melanom derin dokulardan kaynaklanabilir ve erken tanı, takip altındaki hastalarda bile güçtür. Dev boyutta (40-50 cm’den büyük), orta hatta yerleşen, heterojen yüzeyli ve çok sayıda uydusu olan konjenital büyük nevusların bu gruptaki en riskli lezyonlar olduğu kabul edilmektedir. Dolayısıyla bu benler cerrahi olarak koruyucu amaçlı alınmalıdır.
  • Daha önce bir başka melanom sahibi olmak; ikinci MM gelişme riskini %3-6 oranında artırmaktadır.
  • İmmünosüpresif - immün sistemi baskılayan tedavi altında olmak, özellikle organ nakli geçiren hastalarda olduğu gibi yaşam boyu immünsüpresif ilaç kullanma gibi durumlarda melanom görülme sıklığını önemli ölçüde artırmaktadır. Dolayısıyla bu hastaların yaşam boyu düzenli takibi önemlidir. Bununla birlikte günlük pratikte bu duruma çok dikkat edilmemekte ve transplantasyon geçirmiş hastaların bir bölümü düzenli kontrol altında tutulamamaktadır. HIV enfeksiyonu da immünsüpresyona neden olarak melanom riskini artırabilmektedir. Melanom ile ilgili birkaç risk faktörünün bir araya gelmesi durumunda doğal olarak tümör gelişme olasılığı daha da artmaktadır. Örneğin, transplantasyon geçirmiş bir hastada çok sayıda melanositik nevus bulunması ve bu hastada güneşten korunma önlemlerine uyulmaması durumunda melanom gelişim riski çok yüksektir.
  • Ancak malign melanomalı hastaların bir kısmında bu risk faktörlerinin bulunmadığı unutulmamalıdır.

Akılda kalıcı olması açısından MMRISK (Malin Melanom RİSK) akrostişi geliştirilmiştir:

  • M: “Moles”: Atipik ben, displastik nevüs; 5 den fazla olması,
  • M: “Moles”: 50 den fazla nomal benlerin olması,
  • R: “Red hair and freckling”: Kızıl saç ve ciltte çillenmeye eğilim,
  • I: “Inability to tan”: Kolay bronzlaşamama: cilt tototip I/ II,
  • S: “Sunburn”: Güneş yanığı: Özellikle 14 yaşından önce ciddi güneş yanığı yaşamış olmak,
  • K :”Kindred”: Ailesel melanom öyküsü. Bu riskleri taşıyan kişiler hayat boyu yakından takip edilmelidir.

Nevüsler doğuştan beri var ancak sürekli değişim gösteriyor ise veya sonradan çıkmış ancak değişim içerisinde ise melanoma için en önemli risk faktörüdür. Bu nedenle tüm tüm vücut ben haritası çıkarılmlaı, benlerin kişisel takibi yapılmalı ve yılda en az 2 kez bir dermatolog tarafından tüm vücut benlerinin değerlendirmesinin yapılması son derece önemlidir.


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency