Melanositik nevüs (ben) sayısının artması ile malign melanom oluşum riskinin doğrusal (lineer) olarak arttığı belirtilmiştir.
Malign Melanom Risk Faktörleri
Malign melanom gelişiminde risk faktörü olarak sadece nevüs sayısı değil, aynı zamanda nevüsün özellikleri de önemlidir:
Nevüs çapının 7 mm'den büyük olması.
Nevüs rengindeki değişiklikler.
Düzensiz kenar özelliklerinin bulunması.
Melanom Alt Tipi ve Lokalizasyon İlişkisi
Melanositik nevüs sayısının artmasıyla artış gösteren malign melanom riskinin özellikle yüzeyel yayılan malign melanom tipi için geçerli olduğu saptanmıştır. Ayrıca, fazla sayıda edinsel melanositik nevüs bulunmasının akral yerleşimli (el ve ayak uçları) malign melanom için de risk faktörü olduğu belirtilmiştir.
Nevüsün Öncül Lezyon Olma Durumu
Malign melanomların bir bölümünün öncül lezyonunun melanositik nevüsler olduğu düşünülmektedir.
Malign melanomların yüzde 20 ila yüzde 60'ında histolojik olarak melanositik nevüs varlığının saptanması, bu görüş için önemli bir kanıt oluşturmaktadır.
Nevüs ile ilişkili bu melanomların daha çok gövde yerleşimli, yüzeyel yayılan tipte olduğu ve vücuttaki melanositik nevüs yoğunluğunun arttığı sonuçları saptanmıştır.
Melanom Bölgesinin Belirlenmesi
Malign melanom gelişen vücut bölgesindeki melanositik nevüs yoğunluğunun diğer vücut bölgelerinden daha fazla olduğu ve melanom bölgesinin saptanmasında önemli olduğu düşünülmektedir. Özellikle bacak bölgesindeki toplam melanositik nevüs sayısının, melanom riski için iyi bir belirteç olduğu üzerinde fikir birliğine varılmıştır.
Gösterim: 18354
Atipik benler veya displastik nevüsler düzensiz yapı ve melanosit atipisi gösteren edinilmiş melanositik neoplazmlardır. Bu lezyonların Clark nevüsleri veya BK benleri gibi birden fazla eş anlamlısı bulunmaktadır. Ancak, displastik nevüs terimi yalnızca belirli bir mikroskobik görünümü ifade eder ve atipik benlerin yalnızca küçük bir kısmı bu kriterleri karşılar.
Klinik Görünüm ve Tanı
Klinik olarak, displastik nevüsler genellikle melanomaya benzerler çünkü ABCDE morfolojik melanom özelliklerini paylaşırlar.
Atipik bir benin tanısı genellikle klinik olarak, aşağıdaki özelliklerden 3 veya daha fazlasının varlığına dayanır:
Çapı 5 mm'den büyük olması.
Sınırlarının belirsiz olması.
Düzensiz kenarlara sahip olması.
Lezyonda renk değişimi bulunması.
Atipik benler (nevüsler) sıklıkla erişkin dönemde başlamaktadır ve sayıları ile boyutları 40'lı yaşların sonlarına kadar artış gösterebilir. Bu durum, malign melanom (MM) gelişme riskini göstermesi açısından önemlidir.
Atipik Benlerin Etiyolojisi (Oluşum Nedenleri)
Atipik benlerin etiyolojisi bilimsel olarak tam olarak tanımlanmamıştır. Oluşumlarında, genetik (içsel) ve çevresel (dışsal) faktörlerin bir kombinasyonu rol oynamaktadır.
Genetik ve Kişisel Faktörler
Atipik benlerin varlığı, belirli genetik özelliklerle ilişkilidir:
Açık ten rengi
Daha açık (sarı) saç rengi
Daha açık göz rengi tonları
Çillenme eğilimi
Güneşe duyarlılık
Nevüsler, genetik olarak çeşitli kromozomal lokuslarla bağlantılıdır. Genom çapındaki çalışmalar, IRF4, PLA2G6 ve MTAP genlerinin varlığının melanositik nevüs sayısı ile yaygın olarak ilişkili olduğunu göstermiştir.
Çevresel Faktörler
Epidemiyolojik çalışmalar, geçmişte ultraviyole (UV) güneş ışığına maruz kalma öyküsü olan kişilerde atipik benlerin daha sık görüldüğünü göstermiştir.
Atipik Mole Sendromu (AMS)
Atipik Mole Sendromu (AMS), eskiden Displastik Nevüs Sendromu olarak bilinmekteydi. Bu sendrom aynı zamanda B-K Mole Sendromu olarak da adlandırılır. Atipik benler, yüzde 8 oranında bu sendrom olmaksızın da gözlenebilmektedir.
Atipik Benlerin Görülme Sıklığı(Epidemiyolojisi)
Atipik benler dünya genelinde geniş bir coğrafi dağılıma sahiptir ve erkeklerde kadınlara göre biraz daha yaygındır.
Küresel Yaygınlık: Genel popülasyonda yüzde 2 ila yüzde 18 aralığındadır.
En Yüksek İnsidans: Özellikle Avrupa popülasyonlarında (yüzde 7 ila yüzde 24) ve açık tenli (açık fenotip) bireylerde daha yüksek bir insidans gösterir.
İstisnalar: Açık tenli fenotipe rağmen atipik ben insidansının düşük olduğu Japon popülasyonu gibi bazı istisnalar mevcuttur.
Çocukluk Çağı: Pediatrik insidans da düşüktür.
Yüksek Riskli Sendromlar
Daha yüksek risk altında olanlar arasında, Ailesel Atipik Çoklu Ben Melanom Sendromu (FAMMM) hastaları yer alır. Bu hastalarda atipik benin melanom in situ'ya dönüşme riski neredeyse yüzde 100'dür.
Atipik Benlerin Klinik Özellikleri ve Sınıflandırması
Atipik benler, düzden hafif kabarık veya hatta papillom benzeri pigmentli lezyonlara kadar değişen farklı morfolojik görünümlere sahip olabilir.
Lokalizasyon ve Yaşa Bağlı Değişim
Atipik benler genellikle güneşe maruz kalan bölgelerde bulunsa da, erkeklerde en sık gövde bölgesinde, dişilerde ise baldırlarda görülürler.
Bu benlerin çoğu çocukluk ve erken ergenlik döneminde ortaya çıkar.
60 yaşın üzerindekilerde nadiren gelişir; yaşlı hastalarda atipik benlerin gelişimi genellikle melanom in situ veya nevoid lentigo malignanın erken bir belirtisi olarak kabul edilir.
Klinik Tespiti: ABCDE Kılavuzu
Fizik muayene sırasında atipik benlerin tespiti genellikle melanom için kullanılan 'ABCDE' yönergelerini izler:
Asimetri
Benzerin (Nevüs) sınırının düzensizliği
C (Colour) renk çeşitliliği
Diameter (Çap) - nispeten büyük bir çap (6 mm'den fazla)
Evolution (Evrim) - lezyonun zamanla değişimi
Atipik Benlerin Beş Klinik Alt Tipi
Atipik benlerin tanımlanmış beş klinik alt tipi şunlardır:
Sahanda Yumurta Alt Tipi: Lezyonun koyu kahverengi pigmentasyonlu, kabarık bir merkezi kısmı vardır. Bu kısım, daha açık kahverengi pigmentasyonlu, maküler (düz) ve belirsiz bir alanla çevrilidir.
Lentiginöz Alt Tip: Lezyonun yüzeyi tamamen düzdür ve üzerinde kahverengi veya koyu kahverengi pigmentasyon bulunur.
Seboreik Keratoz Benzeri Alt Tip: Lezyon, seboreik keratoza benzeyen pürüzlü, verrüköz yüzeyli koyu kahverengi pigmentasyona sahiptir.
Hedeflenen Alt Tip: Lezyonun merkezinde, değişken pigmentasyona sahip halkasal bir bölge vardır.
Eritematöz Alt Tip: Lezyon karakteristik pembe pigmentasyona sahiptir ve az sayıda pigmentasyon kalıntısı gösterir.
Displastik Nevüs Sendromu Tanı Kriterleri
Atipik ben sayısı kişiden kişiye değişir. Hastalarda 100'den fazla lezyon varsa Displastik Nevüs Sendromu (DNS) tanısı düşünülmelidir. DNS, sporadik veya ailesel olabilir.
Tanı kriterleri arasında çapı 8 mm'den büyüken az 100 atipik benin varlığı yer alır.
Atipik Benlerin Patofizyolojisi
Atipik benlerin patofizyolojisi tam olarak anlaşılamamış olsa da, oluşumunda çevresel ve genetik faktörlerin karmaşık bir etkileşimi olduğu genel olarak kabul edilmektedir.
Genetik Değişiklikler ve Mutasyonlar
Atipik benlerin patogenezine katkıda bulunduğu bilinen genetik değişiklikler şunları içerir:
Kromozomal Alelik Kaybı:9p21-22 ve 1p36 dâhil olmak üzere belirli kromozomal bölgelerde alelik kayıpların varlığı.
Protoonkogen ve Tümör Baskılayıcı Gen Mutasyonları:
Tümör baskılayıcı gen olan melastatin'de mutasyonlar.
Protoonkogenler olan BRAF ve CDK4'te mutasyonlar.
Bu genetik değişiklikler, patogenezle doğrudan ilişkilidir.
Hücresel Atipi Mekanizmaları
Bu benlerin melanositik hücresel atipisine (düzensizliğine) katkıda bulunan mekanizmalar şunlardır:
DNA Uyumsuzluğu Onarım Mekanizmalarının Bozulması:DNA onarımındaki sorunlar.
Aşırı Telomeraz Aktivitesi:Ki-67 ve siklin D1 ile ölçülen aşırı telomeraz aktivitesi yoluyla hücrelerin kontrolsüz çoğalması.
Melanom ile İlişki Farkı
Önemli bir nokta olarak, melanomlarda sık görülen CDKN2A mutasyonunun atipik benlerde sıklıkla görülmediği bildirilmiştir. Bu durum, atipik benlerin melanom gelişimindeki rolüne dair sıralı ilerleme hipotezini sorgulayan kanıtlardan biridir.
Yönetim ve Malignite Riski
Bu fenotipteki lezyonlar, yalnızca makroskopik incelemeye dayalı ayrım yapmak zor olabileceğinden, melanomu dışlamak için sağlık hizmeti sağlayıcıları tarafından sıklıkla biyopsi yapılır.
Bireysel atipik nevüslerde malign dönüşüm oranı düşüktür.
Ancak, birden fazla atipik bene sahip hastalarda malign melanom geliştirme riski artar.
Atipik benlerin melanom gelişimindeki rolüne dair bir hipotez mevcuttur:
Sıralı İlerleme Modeli: Clark, atipik benlerin basit nevüsler ile melanom gelişimi arasındaki bir ara aşama olduğu yönünde bir sıralı ilerleme modeli önermiştir. Bu model, bazı dermatologlar tarafından hâlâ tercih edilmektedir.
Karşıt Kanıtlar: Ancak, bu hipotezin geçerliliği konusunda şüpheler bulunmaktadır:
Atipik benler ve melanom arasında ortak genetik mutasyonlara dair sınırlı kanıt vardır. Örneğin, ailesel melanom hastalarının çoğunda görülen CDKN2A mutasyonu, atipik benleri olanlarda yaygın olarak ifade edilmez.
Ek olarak, melanomların yüzde 75'inin de novo (yeni oluşum) ortaya çıkması, atipik benlerden ilerleme hipotezinin geçerliliği konusunda daha fazla soru işareti yaratmaktadır.
Atipik benler, malign melanom (MM) gelişimi için önemli bir risk faktörüdür.
Genel Popülasyon Riski: Amerika Birleşik Devletleri'ndeki bireylerde yaşam boyu melanom riski yüzde 1'den azdır.
Atipik Benli Hastaların Riski: Atipik benleri olan kişilerde melanom riski önemli ölçüde daha yüksektir ve yüzde 10'dan fazla olduğu düşünülmektedir.
Yaygın iyi huylu benlerin atipik benlere veya melanomaya kötü huylu dönüşüm riski düşüktür:
Yaygın Benin MM'ye Dönüşümü (ABD Nüfusu): Erkeklerde yaklaşık 30.000'de 1, kadınlarda ise 40.000'de 1'dir.
Atipik Ben Gelişimi: Yaygın iyi huylu benler sıklıkla atipik benlere dönüşmez; atipik benlerin yüzde 75'i, etkilenen bölgede önceden var olan bir ben öyküsü olmaksızın de novo (yeni oluşum) gelişir.
Atipik Nevüs
Atipik nevusler ile normal nevusler arasındaki farklar yandaki tabloda özetlenmiştir.
Atipik nevus örnekleri
Atipik Nevüste (Atipik Bende) Ayırıcı Tanı
Atipik nevüsler, klinik görünümleri nedeniyle çok sayıda farklı deri lezyonu ile karışabilir. Doğru tanı için bu ayırıcı tanılar dikkate alınmalı ve genellikle dermoskopik inceleme veya biyopsi gerekebilir.
Pigmentli Lezyonlarla Ayırıcı Tanı
Atipik nevüsler, özellikle pigmentli görünümleri nedeniyle aşağıdaki lezyonlarla karışabilmektedir:
Malign Melanom (Klinik ve histolojik olarak en önemli ayırıcı tanıdır.)
Soluk ve kahverengi, yassı nevomelanositik nevüslerin ayrımı için ise solar lentigo, lentigo simpleks ve cafe-au-lait makülleri akılda tutulmalı ve yeterli ışık altında dikkatli bir inceleme yapılmalıdır.
Pigmentli Olmayan (A-melanotik) Lezyonlarla Ayırıcı Tanı
Pigmente olmayan veya pembe renkli melanositik nevüslerin ayırıcı tanısında, diğer pigmente olmayan tümörler olan şu lezyonlar düşünülmelidir:
Bazal Hücreli Karsinom
Fibröz Papül
Siğil (Verrü)
Dermal Müsinöz
Saydam Hücreli Akantoma (Clear Cell Akantoma)
Aksesuar Meme Başı
Piyojenik Granülom
Bazı Deri Eki Tümörleri
Atipik Benlerin Tedavisi ve Yönetimi
Önleyici Tedbirler ve Takip
Atipik benlerin gelişimi için bilinen bir önleyici yöntem yoktur. Ancak, atipik ben öyküsü olan kişiler özellikle dikkatli olmalı ve yüksek faktörlü güneş koruyucu kullanmaya özen göstermelidir.
Kötü huylu dönüşümlerin derhal tespit edilebilmesi için en etkili yol olarak kabul edilen yöntem, uygun bir sağlık uzmanı tarafından yapılan düzenli cilt kontrolleridir. Bu kontroller, endişe verici yeni lezyonları incelemeyi ve önceden var olan benlerdeki değişiklikleri değerlendirmeyi içerir.
Tedavi (Cerrahi Eksizyon) Yaklaşımı
Atipik benlerin tedavisi, özellikle cerrahi yaklaşım konusunda dermatologlar arasında tartışmalıdır.
1. Biyopsi Gerekliliği:
Eksizyon biyopsisi genellikle; de novo gelişen atipik benlerle ilgili herhangi bir klinik endişe olduğunda veya önceden var olan atipik benlerde morfolojik değişiklikler görüldüğünde yapılır.
2. Pozitif Sınırların Yönetimi (Tekrar Eksizyon Tartışması):
Amerikan Dermatoloji Akademisi'ne göre, hekimlerin yarısından fazlası, sınırları tam olmadığında veya lezyonlar tekrarladığında atipik benleri tekrar çıkarmayı uygulamaktadır.
Tekrar çıkarma kararı, biyopsi izi boyunca tekrarlayan lezyonların, "psödo-melanom" fenomeni olarak bilinen durum nedeniyle melanomdan ayırt edilemez hale gelebileceği ilkesine dayanır.
Bununla birlikte, atipik benlerin çoğunun tekrar çıkarılmasına gerek olmadığına dair önemli kanıtlar mevcuttur.
Melanom Yönetimini Gerektiren İstisnai Durumlar
Aşağıdaki istisnai durumlarda lezyon, melanom yönetimi kılavuzlarına uygun olarak kabul edilmeli ve uygun güvenlik sınırları ile yeniden çıkarılmalıdır:
Klinik muayenenin histolojiyle uyumlu olmadığı durumlar.
Histolojik incelemede ciddi atipi saptandığı durumlar.
Histolojik muayenenin lezyonu melanomdan kesin olarak ayırt edemediği durumlar.
Gösterim: 11706
Subungual Lentigo (Tırnak Altı Lentigosu)
Bahsettiğiniz durum, tırnak yatağında pigmente bantlar şeklinde ortaya çıkan ve genellikle tırnak altı lentigosu (subungual lentigo) olarak bilinen iyi huylu bir lezyondur.
Görünüm: Tırnak plağının uzun ekseni boyunca uzanan, tekil kahverengi veya siyah pigmente bir bant şeklinde gözlenir. Bu durum tıbbi literatürde melanonikiya striata olarak da adlandırılır.
Önemi: Bu lezyon, genellikle iyi huylu olsa da, özellikle genişlemesi, renginin koyulaşması veya tırnak yatağı dışındaki deriye (proksimal tırnak kıvrımı veya parmak ucuna) yayılması (Hutchinson Belirtisi) durumunda, tırnak altı malign melanom ile ayırıcı tanısının yapılması ve yakından takip edilmesi kritik öneme sahiptir.
Gösterim: 26981
Labial Lentigo (Dudak Lentigosu)
Labial lentigo (dudak lentigosu), sıklıkla alt dudakta kahverengi maküller (lekeler) şeklinde gözlemlenen benign (iyi huylu) bir lezyondur.
Sıklık: Özellikle genç kadınlarda yaygındır.
Klinik Özellik: Görünüm olarak çillere benzer, ancak çillerin aksine güneşe maruziyetle koyulaşmaz.
El içi ve ayak tabanı gibi bölgelerde bulunan deri çizgileri (dermatoglifikler) ve derinin hafif kalın olması (hiperkeratoz) nedeniyle, nevüslerin (benlerin) klinik görünümü vücudun diğer bölgelerindeki nevüslerden farklı olabilir.
Bu farklılıklar özellikle akral lentiginöz melanom gibi ciddi lezyonların erken teşhisini zorlaştırabilir, bu yüzden bu bölgelerdeki pigmente lezyonların incelenmesi özel dikkat gerektirir.