- Gösterim: 24876
Dünya Sağlık Örgütü'nün bir kuruluşu olan Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC), 2020 yılına ait GLOBOCAN 2020 veritabanında "Dünya Kanser İstatistiklerini" yayımladı. Ülkemizin de dâhil olduğu 185 ülkeyi ve 36 kanser türünü kapsayan bu rapor; kanserlerin görülme sıklığı, yaş-cinsiyet dağılımı, tedavi başarıları ile ölüm oranlarının tahminlerini sunmaktadır. 2020’de küresel olarak 19,3 milyon yeni kanser vakası ve 10,0 milyon kanser kaynaklı ölüm bildirilmiştir. Rakamlar, kanser sıklığındaki artıştan daha çok onkolojik tedavilerde istenen başarıyı yakalamaya başladığımızı desteklemektedir. Bu başarıyı; kanser erken tanı sistemlerinin yaygınlaşması, kanser taramalarının yapılması, toplumun kanser konusunda daha bilinçli olması ve onkolojik tedavilerin başarısı ile hastaların kanser tanısı konulduktan sonra 5 yıl içerisinde hayatta kalma oranlarının artışı olarak görmekteyiz. Kanserli hastalarda yaşam süreleri uzadıkça tedavilere bağlı cilt problemleri daha sık görülmektedir.
2020 yılına ait GLOBOCAN 2020 veritabanında Türkiye;
2020 yılına ait GLOBOCAN 2020 veritabanında Türkiye'de en sık görülen kanser türleri ve cinsiyete göre dağılımları şöyledir:
Türkiye'de En Sık Görülen Kanser Türleri
Türkiye'de 2020 yılında toplam 230.413 yeni kanser vakası kaydedilmiştir. En sık görülen kanser türleri sırasıyla; Akciğer (40.231 vaka), Meme (37.032 vaka) ve Kolorektal (29.851 vaka) kanserleridir. Bunları Prostat (16.592 vaka), Mide (14.509 vaka) ve Tiroid (13.979 vaka) kanserleri takip etmektedir. Listenin alt sıralarında ise Mesane (12.000 vaka), Hodgkin Dışı Lenfoma (8.874 vaka), Karaciğer (8.256 vaka) ve Non-Melanom Cilt (7.917 vaka) kanserleri yer almaktadır.
75 yaş altı her bir kişide kanser olabilme riski gibi sonuçlar karamsar bir tablo çizse de erken tanı ve onkoloji tedavilerindeki başarılar kansere bağlı ölüm oranlarını azaltmaktadır. Kanser tedavilerini; kanserin tipine, evresine ve hastaya bağlı faktörlere göre değişmekle birlikte, cerrahi tedavi, radyoterapi, kemoterapi, hedef tedaviler, immünoterapi, biyolojik tedaviler, hormon tedavileri ve bunların kombinasyonları olarak sıralayabiliriz. Bu durum, kanserli hastaların kanserin kendisine ve onkoloji tedavilerine bağlı olarak maalesef göz ardı edilmemesi gereken birçok problem yaşaması anlamına gelmektedir. Bu problemlerin başında sıklıkla deri ve saç-tırnak gibi deri eklerine ait problemler gelmektedir.
Kanser tanısı ve tedavi süreci hastalar (hatta yakın çevreleri) için oldukça zor bir dönemdir. Bu dönemde hastanın derisinde, saç ve tırnaklarında görünümünü de etkileyecek problemler yaşaması (kaşıntı, yaralar, saç dökülmeleri, tırnak düzensizlikleri... gibi) kanser savaşında bilgilendirme, destek ve olabildiği kadar çözümler gerektiren ciddi problemler olabilmektedir. Bu durum, kişinin özgüvenini, yaşam kalitesini ve sosyal ilişkilerini etkilemektedir.
Onkolojik tedaviler mutlaka bir disiplin içerisinde onkoloji uzmanları tarafından uygulanmalıdır. Ancak deriye dönük yan etkileri riski yüksek olan onkolojik tedaviler öncesi hastanın bu yan etkiler konusunda bilgilendirilmesi, hatta koruyucu basit cilt bakım ürünlerinin (hijyenik cilt temizleme ürünleri, nemlendiriciler, güneşten koruyucular, kamuflaj ürünleri... gibi) tedavi öncesi ve tedavi boyunca uygulanması problemleri %50 oranının üzerinde azaltacaktır.
Onkoloji Tedavilerinde Sık Görülen Deri Belirtileri
Onkolojik tedavilerde kullanılan radyoterapiler, uygulama alanındaki deride (radyoterapi dozlarına, uygulama alanına ve seans sayısına bağlı olarak değişmekle birlikte) radyasyon DNA hasarı ile problemler yaratabilmektedir (radyodermatitler). Radyodermatit radyoterapiden hemen sonra gelişebileceği gibi, aylar sonra geç süreçte de ortaya çıkabilmektedir. Radyodermatitler, uygulama alanında deride hafif soyulma, kızarıklık (eritem) ve kaşıntı ile hafif klinik bulgular verebilirken; belirtilerin daha fazla olduğu ve bunlara deri altında kanamaların, deride ülserasyon ve şiddetli ağrıların eşlik ettiği ağır klinik bulgular da gelişebilmektedir. Radyoterapi sonrası deri hafif sekeller ile normale dönmektedir.
Kronik radyodermatitlerde ise daha uzun sürede deride hafif-şiddetli hiperpigmentasyon, deri kayıpları, deride atrofi (deride incelme, ter, yağ ve kıl foliküllerinin kaybı) ve telenjiektaziler ortaya çıkmaktadır..
Radyodermatitleri önleyici ve tedavi edici cilt bakımı/ilaçlar ile ilgili çalışmalar, spesifik formülasyonlar ve rejimler hâlen yetersizdir. Radyodermatitis gelişen hastalarda Rosenthal ve arkadaşlarının 2019 yılında yaptıkları bir çalışmada topikal ürün içeriklerinde aloe vera, papatya, askorbik asit, pantotenik asit, dexpantenol ve trolamin değerlendirilmiş ve etkinlikleri yetersiz bulunmuştur. Formülasyon içeriklerinde ise hyaluronik asit, epidermal büyüme faktörü, granülosit makrofaj koloni uyarıcı faktör ve topikal kortikosteroidlerin potansiyel faydaları gösterilmiştir. Günümüzde niasinamid ve pantenolün de faydalı oldukları, deri belirtilerinin yatıştırılması için skualen, gliserin, shea yağı ve allantoinin kullanılabileceği ifade edilmektedir.
Kemoterapi İlaçlarına Bağlı Deri Yan Etkileri
Kemoterapi ilaçları ve bunların vücuttaki metabolizma ürünlerine karşı deride yan etkiler sık gözlenmektedir. Bunlar:
-
Geçici/kalıcı olabilen saç, sakal, kaş, kirpik ve vücut kıllarında kayıplar.
-
Kemoterapi sonrası gelişen el-ayak sendromu: Kemoterapi sonrası el ve ayaklarda eritem, deride soyulmalar, el fonksiyonlarını kısıtlayan ağrılı gerginlikler, su toplamaları, eklem çıkıntıları ve basınç yerlerinde deride kalınlaşma ve çatlamalar ile seyretmektedir.
- Kemoterapiye bağlı gelişen tırnak değişiklikleri şunlardır: geçici/kalıcı tırnak kayıpları, onkolizis, tırnaklarda kabalaşma, pigmentasyon ve kolay kırılma..
- Kemoterapi ilaçlarına bağlı olarak güneşe ve yapay ışık kaynaklarına karşı deride aşırı duyarlılık ve fototoksik reaksiyonlar gelişmektedir. Buna bağlı olarak, güneş/ışık gören deri bölgelerinde yanıklar ve pigmentasyonlar gelişebilmektedir.
Hedef tedaviler kanser dokusuna spesifik molekülleri baskılamaya dönük tedavilerdir. Bunların kullanımına bağlı olarak aşağıdaki yan etkiler gelişebilir:
-
Deride papülopüstüler döküntüler.
-
Geçici saç dökülmeleri.
-
Vücutta keratozis pilarise benzer döküntüler.
-
El ve ayaklarda keratodermalar.
-
Tırnak değişiklikleri (onikolizis, tırnaklarda pigment değişimi, kolay kırılan tırnaklar...).
-
Tırnak çevresinde paronişi (dolama).
-
Piyojenik granülomlar.
-
Fototoksisite.
-
Vücut kıllarında sayıca artış (trikomegali).
-
Erkek tipi kıllanma (hirsutizm).
İmmünotedaviler sırasında ya da sonrasında deri reaksiyonları gelişebilmektedir. Bunlar:
-
Kaşıntı
-
Cilt kuruluğu (kserozis)
-
Liken deri hastalığı benzeri döküntüler (likenoid reaksiyonlar)
-
Ağızda aftlar
-
Psoriasis hastalığı benzeri döküntüler (psoriaziform reaksiyonlar)
-
Egzamalar
-
Vitiligo
-
Büllöz hastalıklar
Lütfen tıbbi metninizin bu son bölümünün imla, noktalama ve gramer hataları düzeltilmiş hâlini aşağıda bulabilirsiniz:
Düzeltilmiş Metin
Hormonal Tedavilere Bağlı Deri Yan Etkileri
Hormonal tedavilerde verilen ilaçlara bağlı olarak deri yan etkileri gelişmektedir. Bunlar:
-
Yüz ve gövde üst kısmında kızarma, yanma atakları
-
Cilt kuruluğu
-
Deride atrofi
-
Saç dökülmesi
-
Pigment değişiklikleri
-
Vulvovajinal kuruluk
Hasta Bilgilendirmesi ve Bakım Standartları
Onkoloji hastaları için deri belirtileri, bunların önlenmesi ve tedavileri ile ilgili onkoloji merkezlerinde bilgilendirme broşürleri hazırlanmalı, hastalar çok iyi bilgilendirilmeli ve kolay iletişim kurulabilecek kanallar oluşturulmalıdır.
-
Onkoloji tedavisi başlangıcından itibaren hasta ile deri belirtileri konusunda iletişim kurulmalı ve her kontrolde bu tekrarlanmalıdır.
-
Onkoloji hastalarının onkoloji biriminde doktor, sağlık ekibi arasında destekleyici bir yakınlık, güçlü bir güven, doğru ve açıklayıcı iletişim sağlanmalıdır.
-
Doktor, hemşire ve diğer ekip üyeleri ile hasta arasında ortak dil ile tedavi protokolleri oluşturulmalıdır.
-
Hastaya onkolojik tedavi sırasında gelişebilecek cilt problemleri ile ilgili ayrıntılı bir görüşme yapılmalı, önleyici tedaviler, gelişebilecek problemlerin yönetimi, gerekirse bir dermatoloji desteğinin sağlanabileceği anlatılmalıdır.
-
Tedaviler sırasında gelişebilecek cilt problemlerinin onkolojiyi ve tedavileri etkilemeyeceği ancak şikâyetlerin ciddi şekilde yaşam kalitesini etkileyebileceğinin önemi anlatılmalıdır.
-
Onkolojik cilt bakımı (hijyen, nemlendirme, güneşten korunma gibi), gelişebilecek problemler ve bunların tedavileri ve önlenmesi ile ilgili broşür, dijital doküman hatta internet site bilgileri olmalıdır.
Onkolojik deri belirtileri ve cilt bakımında yapılması gerekenler (her hasta için ayrı değerlendirilir) için bir standart geliştirilmiştir. Bu, USCOM algoritması olarak tanımlanır. Burada amaç, ortak bir terminoloji kriterleri kullanarak gelişebilecek deri yan etkilerinde neler yapılması gerektiğinin belirlenmesidir.
Onkolojik kemoterapide deri belirtileri için 1-5 arasında derecelendirme sistemi kullanılmaktadır (1 hafif, 5 hayatı tehdit edici olmak üzere). Bu sistem özellikle kemoterapiye bağlı deri belirtilerinde kullanılmaktadır (ancak her hasta kendi içerisinde ayrıca değerlendirilmelidir). Onkolojik kemoterapide deri belirtileri; vücudun genel alanına göre tutulum oranları, eşlik eden eritem, kaşıntı, ağrı, deri çatlakları ve doku kayıplarının varlıklarına, mukozal tutuluma ve bunlara bağlı gelişmiş enfeksiyona göre derecelendirilmektedir. Derece 3'ün üzerindekiler hayatı tehdit edecek düzeyde oldukları için hastane ortamında ve dermatoloji desteği ile çözülmelidir. Evre 3'ün altında hastanın evde yapılabileceği deri bakımları ise aşağıda tanımlanmıştır.
Onkolojik tedavilerde gelişen diğer cilt problemleri ve bunların yukarıdaki gibi derecelendirilmesi aşağıda verilmiştir
Lütfen metninizin imla, noktalama ve gramer hataları düzeltilmiş ve daha akıcı hâle getirilmiş son şeklini aşağıda bulabilirsiniz:
Düzeltilmiş Metin
Onkolojik Cilt Bakımı: Temizleme ve Nemlendirme
Temizleme ve nemlendirme amaçlı kullanılan cilt bakım ürünleri ile ilgili önemli noktalar şunlardır:
-
Güvenilir, etkinliği kanıtlanmış, parfüm, duyarlılık yaratan ve katkı maddeleri içermeyen ürünler olmalıdır.
-
Ürünler; yüz, el-ayak, boyun başta olmak üzere tüm vücuda günde en az iki kez uygulanmalıdır.
-
Nemlendiriciler, cildin nem düzeyine ve yaşanan kuruluğa uygun olarak seçilmelidir (hastanın ürün deneyimi son derece önemlidir, bu mutlaka sorgulanmalıdır).
-
Tüm deri ürünleri, derinin fizyolojik pH'ı olarak tanımlanan pH 4.0–6.0 aralığında olmalıdır. Alkali temizleyiciler (sabun gibi) deri pH'ını 7'nin üzerine çıkaracağı için tercih edilmemelidir. Derinin fizyolojik pH'ı; doğal savunma sistemleri, nem desteği ve güneşten korunma açısından son derece önemlidir.
-
Nemlendirici etkinliği, içeriği kadar doğru kullanım şekli ve sıklığı ile de son derece önemlidir. Pantenol içerikli emülsiyonlar bu amaçla en iyi seçenek olarak değerlendirilebilir.
-
Ürün seçiminde, uzun süre devam edecek onkolojik tedaviler göz önüne alınmalı; kolay ulaşılabilir ve ekonomik ürünler seçilmelidir.
Örnek Ürünler
Temizleme Ürünlerine Örnekler: La Roche-Posay firmasının Lipikar Syndet, Cleansing Oil, Surgras Bar, Surgras Gel; CeraVe firmasının CeraVe Liquid Cleanser, Bar, Hydrating Cream-to-Foam Cleanser.
Nemlendirici Ürünlere Örnekler: La Roche-Posay firmasının Yüz için Toleriane Ultra ya da Rich, Lipikar Balm AP, Body Milk ya da ISO-Urea Body Milk; CeraVe firmasının Moisturizing Cream; Cetaphil firmasının Moisturizing Cream; Johnson & Johnson firmasının Aveeno Skin Relief Moisturizer Repair.
Deri Onarım Ürünlerine Örnekler: La Roche-Posay firmasının Cicaplast Baume B5; Eucerin firmasının Aquaphor Skin Repairing Balm.
Antiseptikler: Klorheksidin (Chlorhexidine), Povidon-İyot (Povidone-iodine) ya da Hipokloröz asit (Hypochlorous acid) sprey kullanılabilir.
Yara Örtüleri: Comfeel, Tegaderm HCD, Allevyn, Tielle ve Mepilex foam kullanılabilir.
Güneşten Korunma
Güneşten korunma, onkoloji tedavilerinde, özellikle kemoterapide son derece önemlidir:
-
Yoğun güneş aktivitelerinden uzak durulması gerekmektedir.
-
Mevsime uygun giysi ve şapka seçimi (vücudun deri yüzeyini en az güneş ışınımına maruz bırakacak şekilde), gölge gibi mekanik korunma alanlarının tercihi, uygun güneşten koruyucuların seçimi ve doğru kullanımı önemlidir.
-
Gerekirse bu konuda bir dermatologdan danışmanlık alınabilir.