- Gösterim: 7450
Kozmetik ürünler günlük hayatta sıkça kullanılmaktadır ve içeriklerinde etken maddelerin yanı sıra birçok farklı kimyasal bulunur. Bu kimyasallardan bazıları şunlardır: Koruyucular, parfümler, fitalatlar ve diğer yumuşatıcılar, bisfenol A, parabenler, benzofenonlar (UV filtresi), polisiklik miskler, triklosan (antimikrobiyal), dioksan, organik çözücüler, pigmentler, formaldehit, ağır metaller ve etkinliği artırıcı diğer katkı maddeleri.
Bilimsel çalışmalar, kozmetiklerin çevresel kimyasallara en önemli maruziyet kaynaklarından biri olduğunu ortaya koymaktadır. Çoğu kozmetik ürün deriye uygulanır, ancak içerikleri deri bariyerini geçerek sistemik dolaşıma karışabilir. Mukozalara temas, ağız yoluyla alım veya inhalasyonla da sistemik maruziyet gelişebilir.
Gebelikte Kozmetik Kullanımının Güvenilirliği
Kişisel bakım ürünleri ve kozmetikler, güvenilirlikleri tam olarak bilinmeyen çeşitli kimyasal içeriklere sahip maddelerdir. Gebelikte kullanımlarının güvenilirliğini gösteren yeterli çalışma yoktur.
Gebelikte kozmetik kullanımına yönelik çalışmalar genellikle iki yönteme dayanır:
-
Katılımcıların, ankete katılmadan önceki saatte belirli ürünleri kullanıp kullanmadıklarını sorgulama.
-
Katılımcıların idrarında o kozmetiğin kullanımına bağlı saptanabilecek molekülün (fitalat gibi) seviyesini belirleme.
Bu tür çalışmalar sadece sorgulanan ürünlerden etkilenme durumunu gösterir ve oje, aseton ya da saç ürünleri gibi günlük olarak kullanılmayan ürünlerdeki gerçek oranı yansıtmayabilir. Kozmetik kullanım alışkanlıklarının kültürel yapı, eğitim seviyesi, mesleki faktörler ve deri tipinden etkilenebildiği için, farklı toplumlarda yapılmış çalışmalar arası doğrudan karşılaştırma yapmak her zaman doğru sonuçlar vermeyebilir.
Türkiye'deki Kullanım Sıklığı Araştırması
yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi, Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı tarafından Trabzon'da yapılan bir çalışma, Türk kadınlarının kozmetik kullanım alışkanlıklarına dair bazı veriler sunmuştur:
-
Kadınların %80 oranında en az günde bir kez yüz kremi kullandığı.
-
%50 oranında el kremi ve vücut losyonu kullandığı.
-
%50 oranında dudak bakım ürünleri kullandığı.
-
%30 oranında en az günde bir kez fondöten kullandığı.
-
%30-40 oranında göz makyaj ürünleri kullandığı.
-
Yaz aylarında %95,6 , kış aylarında ise %85,3 oranında güneş koruyucu ürün kullanımı saptanmıştır.
Eğitim seviyesi açısından, sadece saç boyası, pudra ve göz makyaj ürünleri kullanımı ilkokul mezunlarında üniversite mezunlarına göre anlamlı derecede daha yüksek bulunmuştur.
Bu çalışmada, gebelik döneminde kadınların kozmetik kullanımlarını mümkün olduğunca sınırlamaya çalıştıkları görülmüştür.
Olası Endokrinolojik ve Nörotoksik Etkiler
Ürünler ile birlikte vücuda alınan moleküllerin bir kısmı ile endokrinolojik etkiler bildirilmiştir:
-
Parabenler, triklosan ve benzofenon türevleri ile östrojenik etkiler.
-
Polisiklik miskler ile anti-östrojenik etki.
-
Triklosan ile tiroid hormonlarında baskılanma.
-
Fitalatlar ile hayvan deneylerinde fetal testiküler testosteron üretiminde azalma.
Ayrıca bu ürünlerde bulunabilen cıva ve kadmiyum gibi ağır metaller nörotoksisiteye de yol açabilir.
Gebelikte, embriyo ve fetüsün gelişme döneminde, bu ürünlerin kullanımına bağlı etkilenme daha yoğun olarak görülebilmektedir. Gebelikte kozmetik ürünlere maruziyetin ve olası etkilenmelerin daha doğru değerlendirilebilmesi için, kullanım sıklığının doğru olarak ortaya konması ve çalışmaların buna göre planlanması gerekmektedir. Ancak bu konuda yapılmış çalışmaların sayısı oldukça azdır.