Yağ, daha sonraki bir zamanda enerji kaynağı olarak kullanılmak üzere aşırı kalorili alımın varlığında vücutta depolanır. Diyette yüksek yağ ve/veya karbonhidrat alımı, yağ dokusunda yağın birikimini (lipogenez) uyararak trigliseritlerin (triasilgliseroller, TAG olarak da adlandırılır) cilt altı yağ dokusunda ve karaciğer, kalp, pankreas ve kas gibi periferik organlarda yağ birikimini gerçekleştirir. Vücutta yağ depolanarak ısı, enerji ve yalıtım için kullanılır. Vücut, açlık sırasında ana enerji kaynağı olarak yağ depolarını kullanarak vücuttaki proteini korumaktadır. Genel olarak yağlar, vücuttaki niceliksel olarak en önemli yakıttır ve bir kişinin açlık durumunda hayatta kalabileceği süre esas olarak yağ dokusunda depolanan yağ miktarına bağlıdır. Vücudumuzda yaşlanma ve hormonal bozukluklar, yanlış beslenme ve yaşam alışkanlıklarımız aşırı yağ birikimlerine neden olmaktadır. Aşırı lipogenez lipotoksisiteye, hücre fonksiyonlarının bozulmasına ve metabolik yollarda değişikliğe yol açmaktadır. Yağlanma, obezite, diyabet, yağlı karaciğer hastalığı, kardiyovasküler hastalıklar ve hepatosellüler karsinom gibi metabolik bozuklukların gelişimi için bilinen bir risk faktörüdür. Bölgesel yağlanma, vücut konturlarımızı bozmakta ve özbenlik algımız üzerinden estetik problemlere neden olmaktadır.

Lipoliz, triasilgliserollerin gliserol ve serbest yağ asitlerine parçalandığı metabolik süreçtir. Bu süreç, yağ dokusunda uyarılmadan da gerçekleşmektedir; yağ dokusu, metabolik fonksiyonunda sürekli lipogenez ve lipoliz yapmaktadır. Lipoliz ile trigliseritlerde üretilen gliserol, karaciğerde glukoneogenez için bir karbon kaynağı olarak kullanılır. Serbest yağ asitleri (FFA'lar) kan dolaşımı ile dokulara taşınarak oksitlenir veya keton cisimlerine dönüştürülür.

Vücutta istenmeyen yağlanma bölgelerindeki yağ dokusunun lipolizi, son yıllarda estetik amaçlı en fazla tercih edilen uygulamalar arasında tanımlanmaktadır. Lipoliz, bölgesel zayıflama ve selülit tedavilerinde farklı protokoller ve sistemlerle uygulanmaktadır. Bunlar, uygulama protokollerine göre; deri bütünlüğünde bozuma yapmadan uygulananlar (noninvaziv yöntemler) ve deri bütünlüğünü bozan invaziv uygulamalar olarak sınıflandırılmaktadır.

 

Noninvaziv, Deri Bütünlüğünü Bozmadan Yapılan Lipolizis Uygulamaları

Noninvaziv lipolizis amaçlı farklı enerji sistemleri ve yöntemler kullanılmaktadır. Bunlar bölgesel incelme alanlarına noninvaziv olarak deri yüzeyinden uygulanmaktadır; fiziksel ve mekanik masaj, vakum masaj, infrared(IR), radiofrekans(RF), kriyolipolizis, ultrasound(US) ve düşük enerjili lazer sistemleri gibi. Bu enerji sistemleri bölgesel zayflama alanlarına tek başına yada sıklıkla uygun birliktelikler sunan modüller ile uygulanmaktadır. 

  • TriActive (Cynosure firması, MA, USA); bu sistem özellikle selülit ve liposuction sonrası kalan fibrozislerin tedavisi için kullanılmaktadır. Bu sistemde diode lazer, soğuk ve masaj üçlü olarak kullanılmaktadır. Kullanılan 808 nm dalga boyundaki diode lazer, uygulama alanında arterial, venöz ve lenfatik sistem dolaşımını artırmaktadır. -10-25 °C soğuk uygulaması ödemi azaltmaya yöneliktir. Tekli ya da ikili masaj sistemi ise dolaşımı artırmaktadır. Ayrıca masajın dokuları toparlama etkisi, deride düzleşme sağlamaktadır. Uygulama, hastaya uygulanacak bölgeye göre optimize edilmektedir. Ritmik masaj sırasında sistem tarafından dokuya vakum da uygulanmaktadır. Haftada 1-3 kez, 20-30 dk seanslar uygulanmaktadır. Uygulama alanında küçük morluklar oluşabilmektedir.
  • SmoothShapes (Eleme Medical, Inc., Merrimack, NH, USA); bu sistemde 650 ve 915 nm lazer, vakum ve masaj kullanılmaktadır. 650 nm dalga boyu, yağ dokusunda adipositlerde yani yağ hücre zarında porları geçici olarak açmakta, bu da yağ hücre içeriğinin hücre dışına çıkmasına neden olmaktadır. 915 nm lazer ise ısı ile yağ dokusunun sıvılaşmasını sağlamaktadır. Ayrıca her iki dalga boyu, dokuda yeni kolajen yapımını uyarmakta ve kan ile lenfatik dolaşımı düzenlemektedir. Bu arada dokuya yapılan vakum ve masaj, hücre dışına çıkmış ve sıvılaşmış yağ dokusunun dolaşım ve lenfatik sistemden atılmasını artırmaktadır. Uygulama her bir alanda 20-30 dakika sürmektedir ve haftada 1 ya da 2 seans şeklinde uygulanmaktadır.
  • VelaSmooth (Syneron Medical Ltd, Yokneam Illit, İsrail); burada uygulama alanında ısı artışı ile etkinlik amaçlanmaktadır. Bu sistem ELOS olarak da bilinmektedir. İnfrared ve RF ile ısı sağlanmaktadır. IR ışık 700–2000 nm iken RF bipolar olarak uygulanmaktadır. 40 x 40 mm çapında vakumla çalışan mekanik masaj yapan bir başlık ile RF verilmektedir. Uygulama öncesi cilt temizlenmektedir. Özel jel ile aplikatör kullanılmaktadır. Başlık deriye tam temas ve basınçla uygulanmaktadır. Hastaların yarısında uygulama alanında ekimozlar bildirilmiştir. Hastalarda geçici olarak ödem ve eritem gözlenmektedir. Bu başlıkla aynı zamanda infrared ışında uygulanmaktadır.
  • VelaShape (Syneron Medical Ltd, Yokneam Illit, İsrail); Velasmooth’a benzer prensiple çalışmaktadır. Vakumla mekanik masaj aynı zamanda RF ve 700–2000 nm IR vermektedir. VelaShape II platformunda ise sistem daha güçlendirilmiştir.
  • Accent XL (Alma Lasers Ltd, Caesarea, Israel); bu platformda unipolar RF ve bipolar RF kullanılmaktadır. FDA tarafından yaşlanma sürecinin tedavisindeki etkinliği için onay verilmiştir. Ancak RF sistemlerinin özellikle selülit klinik görünümde etkinliği gösterilmiştir. 2 hafta ara ile uygulanmaktadır.
  • Exilis (BTL Industries, Inc., Prague, Czech Republic); bu platformda monopolar RF ve US kullanılmaktadır. Yüzde cilt gençleştirmede kullanılmaktadır. Vücut bölgesel incelme uygulamalarında IR sisteme eklenmektedir. Haftada 1 kez uygulanmaktadır.
  • Thermage (Solta Medical, Hayward, CA, USA); bu platform sadece RF ile çalışmaktadır.
  • TriPollar (Pollogen, Tel Aviv, Israel); Bu platform RF ile çalışmaktadır. RF uygulaması için 3 elektrod kullanılır. Haftda 1 kez uygulanmaktadır.
  • LipoSonix (Medicis, Scottsdale, AZ, USA); US yağ dokusunda yoğun ve odaklanmış olarak uygulandığında ısıya dönüşmekte ve yağ dokusunda lipolizise neden olmaktadır. US, buna benzer tedavileri böbrek taşlarının kırılmasında, kalp aritmilerinde epikardial dokunun ablazyonunda, kadınlarda rahim yapışıklıklarının açılmasında eskiden beri kullanılmaktadır. Bu amaçla US, deri üstünden veya lazer lipoliziste olduğu gibi kanüller ile deri altından uygulanmaktadır. Yüksek enerjili ve fokuslanmış US, deri yüzeyinden yağ dokusuna uygulanmaktadır. Bu işleme kavitasyon denilmektedir. Bu, deri ısısının 56°C kadar yükselmesine neden olmakta; bu da yağ dokusunda nekroz ve lipolizise yol açmaktadır. 2011'de FDA tarafından onay verilmiştir.
  • Zerona (Erchonia Medical, McKinney, TX, USA); deri yüzeyinden deri altı yağ dokularına düşük seviyeli lazerler kullanıldığında lipoliz yapmaktadır. FDA tarafından lipoliz amacıyla kullanımına 2010'da onay verilmiştir. İlk çalışmalar 635 nm dalga boyları ile başlamıştır. 635 nm lazer ışığı (Erchonia Laser PL3000, Majes-Tec Innovations, Inc, Mesa, AZ); kırmızı LED ışığı 4 dakikada %80, 6 dakikada %99 yağ hücrelerinin duvarını yıkmaktadır. Sonraları 630-640 nm dalga boyları da kullanılmıştır. 1210 nm CW yarı iletken diyot 10 mm spot ile lazer uygulama alanı önceden soğutularak 3 saniye uygulanmaktadır. Seans sayısı 6-8 olup, seanslar 30 dakika sürmektedir.
  • Kriyolipoliz, son yıllarda vücut şekillendirmek amacıyla kullanılan lipoliz yöntemlerindendir. 2007 yılında ilk olarak kullanılmış ve 2010 yılında FDA onayı almıştır. Kriyolipolizde soğuk kontrollü olarak deri yüzeyine uygulanarak deri altı yağ dokusunun azaltılması amaçlanmaktadır. Yağ dokusunda soğuk karşısında inflamasyon geliştiği ve yağ dokusunun azaldığı eskiden beri bilinmektedir. Aslında soğukta lipoliz gelişimi pratik hayatta özellikle buzlu şeker yiyen çocukların yanaklarında gözlenir. Bu çocuklarda yanaklarda soğukla temas sonrası pannikülitis denilen kızarma ve şişme olmakta, sonrasında da geçici olarak yağ dokusunda küçülme (lipoatrofi) gelişmektedir. Yağ dokusu soğuğa maruz kaldığında ilk 24 saat içerisinde yağ dokusu içerisindeki damarların çevresinde inflamatuar kan hücreleri birikmekte, bu dermo-epidermal bileşkede başlamaktadır ve zamanla deri altı doku ile yağ dokusuna yayılmaktadır. 72 saat sonrasında yağ dokusundaki inflamasyon çok belirgin hale gelmektedir. Bu arada yağ dokusunda adipositler parçalanmakta ve yağ dokudan uzaklaştırılmaktadır. 1-3 hafta içerisinde yağ dokusundaki bu reaksiyon kendiliğinden kaybolmaktadır. 60. günde yağ dokusunda azalma ve interlobüler septalarda kalınlaşma olmaktadır. 90. gün sonunda yağ dokusundaki inflamasyon geçmekte, önceki adipositler azalmaktadır; yağ dokusunun hacminin önemli bir kısmını interlobüler septalar oluşturmaktadır. Kriyolipolizde uygulama alanı seçilerek önceden işaretlenmektedir. Alana jel uygulanmakta, sonra vakum uygulanarak doku sabitlenmekte ve alt dokulardan uzaklaştırılmaktadır. Sonra soğuk uygulanmaktadır. Uygulama ortalama 1 saat sürmektedir. Ancak uygulama öncesi hasta Raynaud sendromu, cryoglobulinemia, paroksismal soğuk hemoglobinüri ya da soğuk ürtiker yönünde değerlendirilmelidir. Kriyolipoliz sonrası uygulama alanında 1 hafta süren deride geçici hiperpigmentasyon olmaktadır. Uygulama alanında eritem ve vakumdan kaynaklanan ekimoz gözlenmektedir. %0.05 oranında uygulama sonrasında 1 haftada zonklama tarzında ağrılar bildirilmektedir. Geniş alan ve geniş prob kullanımında daha sık gözlenmektedir. Uygulama alanlarında uygulamadan sonraki 7 haftaya kadar devam eden (ortalama 3.6 hafta) duyu değişimleri gösterilmiştir. Uygulama sonrası takiplerde kriyolipoliz sonrası kan yağlarında ve karaciğer fonksiyonlarında değişim gözlenmemiştir. Uygulama sonrası 2. günde yağ dokusunda inflamasyon başlamakta, 1 haftada lobüler pannikülitis gelişmekte, 2-4 haftada cevap pik yapmaktadır; 3 aya kadar inflamasyon devam etmektedir. Etkinliği 28. günde maksimum olmakta ve deri yüzey ısısı ne kadar düşürülebilirse o kadar başarılıdır. Kriyolipoliz ile %22.4 oranında yağ dokusunda azalma gösterilmiştir.

İnvaziv, Deri Bütünlüğünü Bozarak Yapılan Lipolizis Uygulamaları

 

Klasik Liposuction

Klasik liposuction, deri altında istenmeyen yağlanmanın olduğu alanlarda küçük deri kesilerinden özel liposuction kanülleri ile yağ dokusunun mekanik olarak dışarı alınması uygulamasıdır. Liposuction kanülleri, yağ dokusunda kontrollü olarak hareket ettirilirken kanüle aspirasyon ile uygulanan negatif emme basıncı, uygulamanın gerçekleştirilmesini sağlamaktadır. Bu nedenle klasik liposuction “emme yöntemi ile yapılan liposuction, suction assisted liposuction (SAL)" olarak tanımlanmaktadır. Daha sonraları dört jenerasyon liposuction yöntemi geliştirilmiştir. Bu yeni jenerasyon liposuction'larda yağ dokusunun homojen lipolizisi ve alınabilmesi için farklı enerji sistemleri kullanılır ve sonrasında negatif emme basıncı uygulanmaktadır. Lipoliz için ultrason kullanan "ultrasound assisted liposuction (UAL)", lazerin kullanıldığı "laser assisted liposuction (LAL)", radyofrekansı kullanan "radiofrequency assisted liposuction (RFAL)" ve kanülün yağ dokusu içerisindeki mekanik hareketlerini kolaylaştıran "power assisted liposuction (PAL)" gibi yöntemler bulunmaktadır. 

Ultrasound Eşliğinde Yapılan Liposuction (UAL)

İlk olarak 1980 yılında Zocchi tarafından kullanılmıştır. Ultrasound 20-30 MHz enerjide (insan kulağının duyamayacağı sesler) deri altındaki yağ dokusuna kanüller ile verilmektedir. Bu, yağ hücrelerinin parçalanmasına ve yağın likitleşmesine, sıvılaşmasına neden olmaktadır. İlk geliştirilen UAL’ler 5 mm’nin üzerinde kanüllere sahipti. 3. nesil UAL sistemleri daha güvenli ve 2.9-3.7 mm'lik daha ince kanüllere sahiptir. Bu kanüller içerisinde aynı anda aspirasyonu sağlayacak ikinci bir kanalda bulunmaktadır. UAL’de titanyum kanüller kullanılmaktadır. Titanyum, çeliğe göre mekanik ve aküstik enerjiyi daha fazla ısıya dönüştürmektedir. Bu dönüşüm, deri altında yağ dokusunda kas, fasya ve sinir dokusuna göre daha erken olmaktadır. Bu da seçici yağ dokusu hasarı sağlamaktadır. Bu yöntem için kullanılan kanüllerin çapı halen büyüktür. Büyük çaplı kanül için deride daha büyük kesi açılması gerekmektedir ve bu da daha belirgin iz kalma riski anlamına gelmektedir. Ayrıca, bu yöntem sonrası seroma, istenmeyen deri yanıkları, deride nekroz ve uygulama sonrası alanda nörojenik ağrı gelişimi gibi istenmeyen yan etkiler daha yüksek oranlarda gelişebilmektedir. Diğer liposuction yöntemlerine göre daha az tercih edilmektedir.

Kanülün yağ dokusunda otomatik hareketini sağlayan liposuction(PAL)

Klasik liposuction ile temelde aynıdır. Farkı kanülün özel bir sisteme dahil edilerek doktorun manüpülasyonu dışında çok hızlı öne geriye hereket ettirilmesi sağlanmaktadır. Örneğin MicroAire (Charlottesville, VA, USA; FDA tarafından 1998 onaylı) sisteminde kanül 2000-4000 dakikada devir ile 2mm öne-geri geri hareket etmektedir. 

Radyofrekans Eşliğinde Yapılan Liposuction (RFAL)

Bipolar radyofrekans kullanılarak kontrollü ısı ile yağ dokusunun lipolizi amaçlanmaktadır. Radyofrekans, bipolar yani 2 elektrot ile uygulanmaktadır. Elektrotlardan ilki kanülde, klasik liposuction gibi, deri altı yağ dokusuna yerleştirilmektedir. Diğeri deri üstünde yer almaktadır. Bipolar sistem, enerjinin deri altı yağ dokusunda ve dermiste odaklanmasını sağlamaktadır. Sistem, deri ısısını otomatik olarak kontrol etmekte ve yüksek ısılarda otomatik olarak kapanmaktadır.

Lazer Eşliğinde Yapılan Liposuction(LAL)

Lazer lipoliz ile deri altındaki hedef yağ dokusuna kanüllerle lazer uygulanmaktadır. Burada hedef yağ dokusu, dermisteki kollajen ve kan damarlarıdır. Bu amaçla farklı dalga boylarında lazerler kullanılmıştır. 980 nm, 1064 nm, 1320 nm ve 1440 nm dalga boyları sıklıkla tercih edilmektedir. Lipoliz ile birlikte dermiste fibroblast sayısını artırdıkları, dokularda yeni kollajen yapımını sağladıkları ve dokuların elastikiyet ile dolgunluklarını artırdıkları gösterilmiştir. Bu nedenle son yıllarda daha fazla tercih edilmektedir. Lazerlerin esnek fiberler ile ya da küçük çaplı kanüllerle uygulanabilmesi diğer bir avantajdır(daha detaylı bilgi için...)

Enjeksiyon Lipolizis (İğne Lipolizis)

Yağ dokusu içerisine injeksiyon şeklinde ilaçların uygulanarak yağın eritilmesine "enjeksiyon lipolizis, iğneli lipolizis" denilmektedir(daha detaylı bilgi için...)


Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency