- Gösterim: 34060
Kişinin vücut dokularına bilinçli olmadan, tekrarlayan, ölümcül-yaşamı tehdit etmeyen zarar verme davranışı "Kasıtlı Kendine Zarar Verme-KZK"—"Deliberate Self Harm Behavior" olarak tanımlanmakta. Bazı durumlarda kültürel olarak onaylanmış, tedavi amaçlı (hacamat gibi), inanç ve dini ritüel kaynaklı ve skar dövme amaçlı deri bütünlüğünün bozulduğunu ve sonrasında skarların geliştiğini görmekteyiz. Bunların KZK'lardan ayrılması gerekmektedir.
Son yıllarda daha sık karşılaştığımız bu problem, kişi ve toplum yönü ile önemli bir ruh sağlığı problemidir. Özellikle ergenlik döneminde ve sıklıkla kadınlarda daha sık görülmektedir. Sosyal olarak kabul edilmeyen bu davranış ülkemizde 16-20 yaş arasında başlamakta. Genel olarak görülme sıklığı % 1 iken, ergenlik döneminde % 12'lere çıkan oranlardan bahsedilmekte.
Kasıtlı olarak kendine zarar verme davranışı, major, stereotipik, kompulsif ve dürtüsel kendine zarar verme şeklinde dört gruba ayrılmıştır. Saç yolma, tırnak yeme, deriyi kopartma ve çizme gibi davranışlardan deriyi kesme, yakma, yontma, şekil kazıma, yara iyileşmesine engel olma, kendine vurma, iğne batırma gibi davranışlara kadar kendilerini daha iyi hissetmek veya duygularını kontrol etmek için kendilerine zarar vermektedir. Kesici bir cisim ile vücudun bir alanına tekrarlayan yaralar açılması "Dürtüsel kendine zarar verme" grubuna girmektedir. Bu grupta sinirlilik duygusunun dışa vurulması sonucunda hızlı ve kısa süreli rahatlama sağlayan bu davranışlar gözlenir.Daha detaylı bilgi için...
Kişinin kendi kendini kesici yada delici bir cisimle(falçata, jilet, cam yada kalem ucu gibi) yaralaması sonrasında kendisini ve sosyal çevresini son derece rahatsız eden skar-izler gelişebimektedir. Bu skarlar belli belirsiz küçük çizgilerden çok belirgin skarlara kadar değişmektedir. Yaşam boyunca vücudumuzda akne, su çiçeği, travma, kaza, ameliyat, yanık, kesi kaynaklı skarlar oluşmakta. Bunların varlıkları esteteik kaygılarar ve strese neden olmakta. Ancak bu tüm skarlara dönük olarak geniş ölçekli yapılan yaşam mutluluk indeks çalışmalarında en olumsuz sonuçlar KZK kaynaklı skarlarda gözlenmiştir.
Kendisine bu şekilde zarar veren ya da geçmişte vermiş olan insanlar, skarların sosyal olumsuzluk algısı nedeni ile sahip oldukları bu skarların başkaları tarafından fark edilmesini istemezler. Özellikle boyun, gövde, bilekler, ön kol ve bacaklarda olan yara ve izlerin saklanması oldukça zordur. Kişiler tarafından izlerin kamufle edilmesi için kalıcı makyaj ürünleri, sargılar, aksesuarlar ve daha kapatıcı giyilerin tercih edildiğini görmekteyiz. Geçici ya da kalıcı dövmeler bu izlerin kapatılmasında kullanılabilmektedir.
Son yıllarda psikologlarında önerdikleri bir kamuflaj yöntemi görmekteyiz, skarın olduğu alana geçici boya kalemleri ile grafikler, motifler ve şekiller çizmesi istenmekte. Bu yöntem ile İzlerin kapatılmasını sağladığı gibi kişinin kendisine zarar verme eyleminin tekrarını azalttığı gösterilmiştir.
Kasıtlı Kendine Zarar Verme Sonrası Gelişen İzlerde, Skarlarda Yaklaşım
Bu problemlerde ilk adım psikiyatri-psikolog uzmanları tarafından destek alınmasıdır. Yara yeni ise iyileşme sürecinin ve skar olgunlaşma ilk aşamalarının geçmesi için mutlaka beklenilmesi gerekmektedir. Bu dönemde yara bakım protokollerinin yapılması, skar olgunlaşma sürecinde ise skar önleyici kremlerin ya da silikon içeriklerinin kullanımı önerilmektedir.
Skarın olgunlaşma süreci sonunda hasar alanında düz, doğrusal, sıklıkla çoklu, birbirine paralel ve nadiren birbirini çaprazlayan skarlar ile karşı karşıya kalmaktayız. Bu skarlar ince çizgilerden, deriden çökmeler oluşturan atrofik skarlara, derin kabarıklık oluşturan hipertrofik skarlara ve bazen de keloidal yapılara kadar değişkenlik göstermekte. Renkleri deri renginde, beyaz, ya da pembe olabilmektedir. Bu skarlar kişiye kaşıntı, yanma ve ağrı gibi belirtiler verebilmekte. Skarları sıklıkla ön kolda(baskın olmayan ön kolun veya el bileğinin iç kısmında) görmekteyiz.
Kesici yada delici cisimler ile kendine zarar verme sonrası gelişen skarların tedavisinde genel yaklaşım;
- Sadece skarların neden olduğu klinik şikayetleri(yanma, kaşıntı ve ağrı gibi) azaltmaya dönük tedevilerin uygulanması, semptomatik tedavi yaklaşımı
- Skarların neden olduğu estetik olumsuzluklarının azaltılmasına dönük tedavilierin uygulanması.
Skarların tedavisi hastanın karmaşık psikolojik yapısı nedeniyle çok dikkatli ve hasta ile birlikte verilmelidir. Hasta ile skarların psikolojik ve sosyolojik yönleri tartışılmalı, hasta yakınlarının skarları nasıl algıdıkları üzerine görüşmeler yapılmalıdır. Hastanın bu aşamada mutlaka alması gerek iyi bir psikolojik destek, skarların kişi üzerinde yarattığı damgalanma ve sosyal çevrenin aşağılama duyularının azaltılmasında yardımcı olmaktadır. Bu skarların bir sembolden çok kişinin ruhsal bir yardım çığlığı olduğu unutulmamalıdır.
KZK'lı hastalarda bu skarlar için yapılan cerrahi müdahalelerin hastanın yapamadığı kendi kendini yaralama modeli haline gelebileceği ve potansiyel olarak medikolegal bir davranışa dönüşebileceği iddia edilmekte. Hasta bu skarların sosyolojik ve psikolojik olarak üstesinden gelemeyebilir; kendilerine yeniden zarar vermek istemezken önceki psikolojik travma ve mağduriyetlerini cerrahi bir tedavi ile ilişkilendirebilirler. Bu nedenle tedaviye başlama öncesi hastanın bu tür bir psikolojik yönünün olup olmadığı destek aldığı uzman psikiyatrist tarafından değerlendirilmelidir. Bu konuda profesyonel destek almayan, psikolojik travma ve sonuçlarının üstesinden gelemeyen hastaların sembolik olarak yarattıkları kendine zarar vermeyi bu izlerden kurtulmak için yapılacak cerrahi uygulamalara yönlendirebilir. Böyle bir durumda biz doktorlar hastanın skarlarını tedavi etmekten daha çok hastanın kendini yaralama davranışının tıbbi-yasal bir parçası haline gelebiliriz.
Bu hastalarda tedaviye başlama kararında hastanın başlanan tedaviyi olumsuz yönde etkilememesi, sonuçları bozmaması ve yeni skar oluşturmaması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki yara izlerinin güvenli ve başarılı bir şekilde tedavi edilmesinin önündeki engellerden biri, başlangıçta ve tekrarlanan kendine zarar vermeye yol açan altta yatan psikolojik problemlerdir. Tedaviden önce hastanın bunların üstesinden gelmiş olması ve yeni KZK ların son 6 ayda olmaması gerekmektedir. Psikolojik çalışmalarda kendi kendini yaralayanların "tamamen iyileşme" korkusu yaşayabileceği öne sürülmekte. Bu nedenle birçok hasta iyileşmiş skarlarını yeniden yara haline getirebilir veya sürekli olarak yeni yaralar oluşturabilir.
Hastalarda KZK izleri kişilerin psikolojik yapıları ve sosyolojik ilişkileri üzerinde 5 ana alanda etki göstermektedir. Bunlar; skarların doğasından ve görünebilirliğinden kaynaklanan fiziksel rahatsızlıklık, vücudunun kendine ve başkalarına kabul edilebilirliği, sosyal ilişkiler, sorunlarla başa çıkma yöntemleri ve kendilerne olan güvenleri, duygusal huzurları.Bu hastalarda bu izlerin hem içinde bulundukları toplum tarafından nasıl algılandıkları hem de kendilerinin nasıl algıladıkları( fiziksel ve duygusal olarak damgalanma, utanç, suçluluk ve öfke gibi) çok iyi açıklanmalıdır.
Hastaların yara izlerinin nedeni hakkında doğru bilgi vermemesi nüksetme riski altında olabileceği ya da bu izlerin zayıf iyileşmesi anlamına gelebilir. Bu nedenle tedavilere başlamadan önce bazı kriterler aranabilir: yeniden yaralanma ve yeni skar oluşmaması, hastanın bu skarları kabulü ve nasıl oluştukları ile ilgili sorumluluk alması ve bunlardan kurtulma isteği konusunda kararlı olması ve dile getirmesi ve psikolojik destek alması gibi. Yukarıdaki bazı olumsuzluklara rağmen, KZK'lı olup sakar tedavisine başlayan hastaların %61'inde tedaviden sonra kendilerine zarar vermedikleri gözlenmiştir. Bu izlerin görünürlüğünün azaltılması ile hastalarda sosyal çevrelerinin bunları kabul edilebilirliklerinin arttığı, hastaların psikolojisinin ve kendilerine öz güvenlerinin arttığı gözlemlenmiştir. Bu tedaviler ile hastaların benlik algı ve saygılarının arttığı, sosyal ve iş yaşamlarında daha aktif ve üretken rol alabildikleri gösterilmiştir.
Tedavi hedeflerinin belirlenmesi diğer estetik uygulamalara göre bu hastalarda biraz daha zordur. Bu hastaların beklentileri, bireysel algıları ve istekleri, sosyal kabul edilebilirliği ve bu izleri taşımanın olası kişisel sonuçları nedeniyle daha zor olabilmektedir. Bu skarların tedavisi için başvuruda bulunan ilk olarak hasta ile birlikte yapılabilecek ve elde edilebilecek tedavi hedeflerinin belirlenmesi son derece önemlidir. Burada hastanın beklentileri, skarlarda bireysel algıları ve skarların sosyal, iş, aile ve yakın arkadaş çevresi tarafından nasıl kabul edildiği iyi sorgulanmalıdır. Hasta ile bu izleri taşımanın olası kişisel sonuçları iyi tartışılmalıdır.
Öncelikle bu skarlarda yapılabilecek yöntem ne olursa olsun objektif olarak iyileşmenin % 100 olamayacağı hasta ile paylaşılmalıdır. Yapılacak tedaviler skar görünümünü azaltmakta, değiştirmekte ve kişisel ve sosyolojik algısını değiştirmektedir.
- Skarlarda tedavi seçiminde skarın tanımlanan doğasına, yüzey alanına, skarların anatomik yerleşimine bağlı olarak tedavi karar verilmekte.
- Hastalar ile öncelikle izlerin nasıl ve ne ile geliştiği tartışılmalıdır. Bazen kalem gibi bir kesici cisim kullanıldığında izlerde karbondan kaynaklanan dövmeler oluşabilmekte.
- Her hasta ile diğer vücut yaralarının geçmişini kapsayan derinlemesine bir görüşme yapılmalıdır.
- Uzmanlık alanımız olmamakla birlikte psikolojik durum ve izlerin oluşma nedenleri irdelenmelidir. İzlerin en son ne zaman oluştuğu, mevcut pskolijik durumu, daha önce alınan tedaviler ve psikiyatri destekleri sorgulanmaldır.
- KZK sonrası skarlarda yapılması gereken tüm tedavi seçenekleri hasta ile detaylı olarak tartışılmalıdır. Hiç tedavi yapılmamasından, kamuflajlar, dövme uygulamları, cerrahi ve lazer tedavilerine kadar. Tedaviler sonrasında hasta beklentileri çok net anlaşılmalıdır. Hastaya elde edilecek klinik ve estetik sonuçlar çok iyi anlatılmalıdır.
- Hasta ile yapılacak ön görüşmede yapılan tüm tedavilerde asıl yapılmaya çalışılanın skarı tamamen geçirmek olmadığı, tüm uygulamaların skarın görünümünü hafifletmek ya da skarın fiziksel görünümünü değiştirmek, farklı görünmesini sağlamak olduğu anlatılmalıdır. Özetle, KZK sonrası kalan skarın daha kabul edilebilir görünümlü başka bir skar ile yer değiştirmesi ...
- Bu görüşme sonrası hastaya tedavileri değerlendirmesi için ideal bir süre verilmelidir (2-6 hafta gibi).
- Hastaya uygulanacak tedavilerde kullanılacak genel ve lokal anestezilerin riskleri, olası enfeksiyon riskleri, cerrahi uygulamalarda deri greftlerinin tutmama riskleri, greftleme ve cerrahi sonrası bu alanda duyu kayıpları ya yada değişimleri, deride pigmentasyon değişimleri ve greftlerin alındığı donor alanda ortaya çıkabilecek tedavi skarları anlatılmalıdır.
- Skarların vücuttaki tüm lokasyonları ve skarların fiziksel özellikleri detaylı olarak not alınmalıdır. Hasta izni alınan fotoğraflama ile tüm skar bilgileri arşivlenmeli, skarların tipleri belirlenmeli (linear, atrofik, hipertrofik, ya da keloidal olmak üzere), hatta tüm skarlarda "özel skar skorlamalarının" yapılması gerekmektedir.
-
Her iki kolunda bu tür skarları olan hastalarda öncelikle tek kolda başlanarak tedavi sonuçlarının hastaya gösterilmesi ve kabul edilebiriiği sağlandıktan sonra diğer skar alanlarına geçilmesi gerekmektedir.
KZK sonrasında gelişen skarlarda tedaviler
Tedavilerin estetik sonuçlarına bize göre en azdan en iyiye doğru sıralanmıştır.
Skarın Cerrahi Revizyonu
Skarların Z- ve/veya W-plasti ile cerrahi revizyonu
KZK sonrası az sayıda skar var ise bu skar dokusu cerrahi olarak eliptik fromda çıkarılmakta, Z yada W şeklinde ekli yada çok sayıda düzensiz kenar kesileri uygulanarak cerrahi dikişleri ile alan kapatılmakta. Bu skarlarda sıklıkla Z-plasti kullanılmakta. Z-plastide skar eliptik çıkarıldıktan sonra cerrahi kesinin iki yakasında Z şeklinde bir veya daha fazla sayıda kesiler yapılarak çift transpozisyon flepleri oluşturulmakta, gevşemiş cilt gerilim hatlarına göre cerrahi dikişler ile alan kapatılmakta.
Bununla birlikte, Z-plasti sonrası yeni skarlar genellikle orijinalinden daha uzundur ve kaçınılmaz olarak ek yeni skar çizgileri oluşturulur.KZK sakralrı birkaç tane olduğunda düşünülebilir, ancak çok sayıda skarda doğru bir tercih değildir.
Sakar alanında tam kalınlıkta deri greftlerin uygulanması
KZK sonrası skar deri alanı üzerin uygulama alanı işaretlenerek alan ölçümü yapılmakta. Sterilizasyon ve anestezi uygulanaraki işaretli alan tam kalınlıkta geniş bir deri dokusu(epidermis-dermis hatta deri altı yağ dokusuna kadar) cerrahi olarak çıkarılmakta. Bu alanda kanama kontrolü sağlanmakta. Bu alandaki dermal kayıp için Alloderm (insan kadavrasından elde edilen dermal doku, allogreft), Stratica (domuz ya da sığırdan elde edilen dermis, xenogreft), ve Integra (sentetik dermal doku) kullanılmaktadır. Uygun ölçülerde bu dermal doku bu alana tek kat olacak şekilde yerleştirilir ve emilebilir cerrahi iplikler ile alan sabitlenir. Bu arada hastanın kol iç kısmından ya da uyluğunda aynı ölçülerde özel dermatomlar ile kısmi kalınlıkta deri grefti alınarak bu alan cerrahi iplikler ile sabitlenir. Uygulama alanına negatif basınçlı kapalı pansuman (NPWT) uygulanır. Bu pansuman 7 gün boyunca −80 mm Hg kalacak şekilde uygulanır. Her hafta yara alanı kontrol edilerek NPWT değiştirilir. NPWT maksimum 2 hafta uygulanır. Sonra gümüş içeren pansumanlara geçilmekte. Doku iyileşmesi olduğunda slikon örtüler ve giysilererin 3 ay kullanımı istenmekte.
Bu uygulama sonrası estetik sonuçlar çok iyi değil. Aslında daha geniş bir skar dokusu yaratılmakta (kısmi kalınlıkta deri greftinin alındığı donor alanda ve skarların olduğu alanda). Sadece KZK sonrası skarların görsel algısı değişmekte. Kesi izleri gibi değil, bir kaza ya da bir yanık alanı gibi durmakta.
Skar Alanına CO2 lazer cilt yenileme yapılması ve sonrasında kısmi kalınlıkta deri grefti uygulaması
İlk olarak KZK skar alanı klinik olarak değerlendirilir. Sterilizasyon ve anestezi altında skar alanına CO2 lazer ile klasik resurfacing uygulanır. Uygulama sonrası lazer uygulanan alan silinerek doku uzaklaştırılır—debridman. Böylece deride dermal dokulara kontrollü derinlikte ulaşılmış olunmakta. CO2 laser ile skarlar üzerine çevre dokular ile aynı yüksekliğe gelene kadar ablazyon-tıraşlama uygulanır (doku yakımı ile buharlaştırılması).Hipertrofik ya da keloidal olanlara lezyon içerisine gerekir ise kortizon (triamcinolone acetonide) enjekte edilir. Bu sırada bu alanın kapatılabilmesi için sterilizasyon ve anestezi altında uyutulan alandan 0.2-0.3 mm kısmi kalınlıkta deri grefti-STSG bir dermatomla alınmakta. Bu greft skar alanına cerrahi iplik, stapler, ya da micropore ile sabitlenir. En son her iki alan SF ile nemlendirilmiş antibiyotikli pomad içeren steril örtüler ile kapatılır. Skar alanı mümkün ise atellenir ve 5 gün hareketsiz kalması sağlanır. 15 gün boyunca 3 günde bir pansuman değiştirilir. Sonrasında 3 ay silikon jeller, plaklar, ve elastik bandaj uygulanır. Güneş ve travmalara karşı 6 ay dikkatli olunması istenir.
Bu yöntem sonrasında sonuçlar yukarıda tanımlanan cerrahi yöntemlere göre daha iyi olmakla birlikte, genel estetik açısından maalesef yeterli değil. Sadece izlerin sosyal algısı değişmekte. Kesi izi gibi değil, bir yaralanma veya yanık izi gibi durmakta.
Skar alanında kısmı derinlikte deri grefti alınması ve 90 derece çevrilerek tekrar aynı alana yerleştirilmesi
Bu cerrahi yöntemin mantığı skar alanındaki dokunun dokusunun kısmi kalınlıkta deri grefti-STSG olarak çıkarılması, alınan deri greftinde yer alan skarların cerrahi olarak çıkarılması ve greftin 90 derece çevrilerek tekrar aynı alana yerleştirilmesidir. Kısmi kalınlıkta deri grefti-STSG tercih edilir çünkü deride neden ne olursa olsun hasarlanma yüzeysel papiller dermis seviyesinde ise iyileşme hızlı ve skar olmaksızın gelişmekte. Hasar derinleştikçe (220–250 μm μm'den daha derinde olduğunda), iyileşme yavaş ve skar ile sonuçlanmakta.
KZK skar alanı işaretlenir. Sterilizasyon ve lokal anestezi sağlanır. Steril koşullarda dermatome ile 250 μm kalınlığında kısmi kalınlıkta deri grefti işaretli alandan alınır. Bu greft üzerindeki skarlar cerrahi bıçak ya da makas ile çıkarılır. Greft 90 derece çevrilerek orjinal alana tekrar konularak kesilen skar alanı ve greft çevre deri dokusuna cerrahi dikişler ile sabitlenir. Greft içerisinde skar dokusu çıkarıldığı ve greft alana kenarlardan sabitlendiği için tam alan kapatılamayabilir. Bu açık alan için bu alana 250 μm kalınlıkta alınan STSG 500 μm daha küçük parçalara parçalanır. Bu işlem sırasında deri kıyma gibi kesildiği için "minced graft" olarak tanımlanmakta. Böylece adeta çamura benzer deri greft parçaları bu açkta kalan alanlar üzerine homojen olarak yayılır. Graftleme yapılan alan, steril SF ve antibiyotik içeren steril örtüler ile hafif basınç altında kapatılır. 2 hafta boyunca 2 günde bir pansuman tekrarlanır.
Bu yöntemde elde edilen estetik sonuçlar yukarda tanımlanan yöntemlere göre daha kabul edilebilir ölçüde. Çok sayıda ve geniş skar alanlarında bu yöntemi tercih edilmekte.
KZK Skarlarında Lazer Tedavileri
KZK kaynaklı skarlarda günümüzde aşağıda tanımlanacak 2 yöntem daha fazla tercih edilmektedir. Son yıllarda yanık sonrası skarlarda tedavi ve estetik amaçlı CO₂ lazer kullanılmakta. CO₂ laser ciltte iğne deliği şeklinde holer açması nedeni ile "pinhole" yöntemi olarak tanımlanmıştır. Yanık skarlarında başarılı klinik sonuçları ile KZK skarlarında kullanılmaya başlanmıştır. CO2 lazer bu yöntem ile epidermis ve derin dermise kadar uzanan ısı kaynaklı ablazyon holleri oluşturmakta. Bu uygulama sonrası hasarlanan derinin onarımı, kolajen gibi destek dokuların artışı, dermisin kalınlaşması ve skarın klinik ve estetik olarak düzelmesi anlamına gelmekte.
.
Bu yöntemde skar alanına lokal anestezi (krem ya da enjeksiyon şeklinde) yapılır. CO2 lazer skar boyunca 1-3 mm aralıklar ile holler oluşturacak şekilde uygulanır. 4-8 hafta aralıklar ile seanslar tekrarlanır.
Bu yönem KZK kaynaklı skarlarda klinik görünüm ve estetik sonuçları en yi olan yöntem olarak görülmektedir.
Skar alanına epidermis-dermal greftlerin uygulanması
KZK sonrası gelişen skarların genellikle düz, çoklu, doğrusal ve belli bir anatomik alanda dağınık olduğu gözlenmekte. Bunlarda yukarıda tanımlanmaya çalışılan cerrahi yöntemler zor uygulanabilmekte ve estetik sonuçları çok da yeterli olmamakta. Bu skarlarda hastalar açısından en büyük estetik algı bunların hipopigmente-beyaz renkleridir. Özellikle yazın güneş bronzlaşması sonrası skarın bu olumsuzluğu daha açık bir beyaz renkte görünmesine neden olmakta.
Yanık sonrası skarlarda ve stabil vitligo gibi hastalıklarda kullandığımız epidermal ve mikrodermal greflerin bu skarlarda kullanılmı düşünülmüş ve estetik sonuçları ile son yıllarda en çok tercih edilen yöntemler olmuştur. Mikrodermal greftleme ile bu skarlarda dermal ve melanositlerin transferi-yenilenmesi sağlanmakta; bu da skarın deri seviyesine yükselmesini ve repigmentasyonunu sağlayarak görsel görünümü oldukça düzeltmekte. Pigmentasyon için tıbbi dövme-tattoo düşünülebilir. Ancak medikal dövme ile skarda rengin tam olarak çevre deri ile eşleşecek şekilde yeniden oluşturulabilmesi dolukça zordur.
Epidermal-Dermal mikrogreftleme için donor alan olarak sıklıkla kulak arkası yada kalça bölgesi tercih edilmekte. Dermal greftleme yapılacak alan geniş ise sıklıkla kalça donor alan olarak kullanılmakta. Donor alanın sterilizasyonu ve lokal anestezisi sağlanmakta. Kulak arkasından eliptik cerrahi kesi ile deri alınarak cerrahi dikişler ile kapatılmakta.
Steril koşullarda bu eliptik deri dokusundan mikrogrefter elde edilmekte. Bunun için eliptik deri dokusunun altındaki yağ dokusu temizlenir, 1-2 genişliğinde şeritlere kesilir, şeritlerde dermal-epidermal ayrım yapılır sonra epidermal şeritler 1-2 mm lik kare greftlere kesilerek trensfer için hazırlanır.
Skar alanına sterilizasyon ve lokal anestezi uygulanır. 18 G iğne ile deride 30 derecelik açı ile 1-2 mm aralıklar ile holler açılmakta. Bu hollere yukarda hazırlanan greftler yerleştirilmekte.
Son olarak eliptik deri dokusunun alındığı alan ve epidermal greft yapılan skar alanı antibiyotik + serum fizyolojik içeren steril örtüler ile kapatılır. Günde 1 defa 1 hafta bu pansuman tekrarlanır. Sonrasında bazı hastalarda epidermal pigmentasyon için Excimer lazer ya da Excilete 308 nm dar bant UVB uygulanabilmektedir. KZK skarlarında klinik sonuçları ve estetik sonuçları oldukça yüksektir. Aşağıda kol iç kısmına 4-6 hafta ara ile 2 seans epidermal greft yapılan hastanın kesi izlerinin sonuçları göünmekte. Resimde kırmızı ile işaretli hastanın beni referans alarak izleri karşılaştırıldığında sonuçlar oldukça güzel görünmekte.
Epidermal greftler punchlar yada negatif basınç bül teknikleri kullanılarak yapılabilmektedir. Daha detaylı bilgi için...