- Gösterim: 27410
Gözler ve göz kapakları her aynaya bakıldığında ilk görülen yüzün merkezi noktalarıdır ve görsel iletişimimizde ilk gözler dikkatimizi çekmektedir. Sosyal etkileşimlerimizde gözlerden temel duygularımız hakkında bilgi ararız. Aslında birinin gözlerine baktığımızda beyinin ilgili bölgeleri harekete geçerek karşımızdaki kişiyi tanımlamaya ve duygularını anlamaya başlar. Bunun yanı sıra güzellik, çekicilik algımızda çalışmaya başlar. Bu nedenle bir yüzün estetik algısında herhangi bir yüz bileşeninden daha fazla gözler öne çıkmaktadır. Bu nedenle gözler, göz kapakları, kaş ve kirpik bakım ürünleri ile kozmetikleri için tasarlanmış ürünler daha popülerdir. Göz çevresi estetik uygulamaları, ister kozmetik ister fonksiyonel nedenlerle yapılsın, yüz bölgesinde en sık gerçekleştirilen uygulamalardır. Üst göz kapağının anatomik ve estetik harmonisi ile simetrisi son derece önemlidir. Bu nedenle üst göz kapağına dönük estetik değerlendirme ve uygulamalar son yıllarda hızla artmaktadır. Plazma enerjisi, fraksiyonel CO2 lazer, hyaluronik asit dolgular ve yağ enjeksiyonları, botulinum toksin uygulamaları, göz kapağı estetik cerrahisi (blefaroplasti), and the like. Bunlar duruma göre tek başına ya da kombine olarak uygulanabilmektedir. Bu tüm uygulamalarda amaç, üst göz kapağında anatomik-estetik olarak optimal bir görünümün elde edilmesidir.
Üst göz kapaklarının estetik değerlendirmesi ve klinik muayenesi her zaman alın ve kaşların incelenmesini içermelidir. Özellikle kaşlarda düşmenin (pitozisin) değerlendirilmesi gerekmektedir. Üst göz kapaklarının simetrisi veya asimetrisi ölçülmeli ve belgelenmelidir. Üst göz kapağındaki fazla deri miktarı, kalınlığı, herhangi bir iltihaplanma kanıtı veya deri lezyonlarının varlığı not edilmelidir. Dermatoşalazis, göz kapağı derisi ve kaslarının gevşekliği veya fazlalığı anlamına gelir. Elastik dokuların kaybı, epidermisin incelmesi, göz kapaklarındaki bağ dokusunun zayıflaması, mekanik kuvvetler (sürtünme) ve yaşlanmaya bağlı değişikliklerden kaynaklanır. Genetik geçişle de güçlü ilişkisi bulunmaktadır. Steatoblefaron (Yunanca "yağ ile ilgili" anlamına gelen "steatos" kelimesinden gelir), göz kapaklarında gözyağı yastıkçıklarının belirginleşmesidir. Steatoblefaron, gözde orbital septumun ve üzerindeki orbicularis kası ve cildin zayıflamasıyla ilişkili olabilir. Dermatoşalazis ve steatoblefaron genellikle kırıklı yaşlarada başlamakla birlikte daha erken dönemlerde fark edilebilmektedir.
Üst göz kapaklarının normal yapısını anlamak önemlidir. Gözler açık ve doğal karşı bakışta üst göz kapağında "lid crease" denilen bir deri kıvrımı oluşmakta, bunun hemen üzerinde genellikle bu kıvrımı saklayan üst göz kapağı deri katlantısı bulunur. Cilt kıvrımı ile üst göz kapağı kenarı(kirpikler) arasında tarsal aralık bulunur.
İdeal olarak kaşın alt sınırından üst göz kapağı kenarına kadar olan mesafe en az 20 mm olmalıdır. Yaşa, cinsiyete ve kaşın konumuna bağlı olarak bu mesafe genellikle 25 ila 30 mm arasında değişir. Tarsal aralığın üst göz kapağı kıvrımı ile kaş arasındaki mesafeye oranı 1:1.618 (Altın oran veya phi) olmalıdır. Bu oranın 1:1 düşmesi ya da 1:2 artması hoş olmayan bir estetik algıya neden olmaktadır. Sağlıklı ve çekici bir kirpik hattı, üst göz kapağı katlantı hattı ile harmonik olmalıdır. Üst göz kapağı katlantı hattı ile üst göz kapağı serbest kenarı (kirpikler) arası mesafe 3-4 mm olmalıdır.
Gözler açıkken ve doğal karşı bakışta üst göz kapağı deri katlantısı üst göz kapağına üç boyutlu bir yapı kazandırmaktadır. Üst göz kapağı katlantısı iç kısımda konkav bir şekille başlayarak ortaya doğru(pupilla hizasında) konveksleşmeye başlamakta ve dış kısma doğru konveksliği artmaktadır. Bu nedenle üst göz kapağı projeksiyonu(anatomik olarak daha önde yer alma) iç kısımlarda geride iken orta anatomik alanlardan dışa doğru daha da artmaktadır. Sağ ve sol üst göz kapaklarında katlantı simetrik olmalıdır.
Üst göz kapağı katlantısının çok belirgin olması "temporal kapüşon" olarak tanımlanmakta ve kaşların dış köşelerinin düşmesinden(pitozis) ve/veya üst göz kapağı derisinin dermatoşalazisinden kaynaklanabiir. Yüze aşırı yorgun ve yaşlı bir fade vermektedir. Üst göz kapağı katlantısı dışarı doğru fazla uzandığında hatta göz kenarını geçtiğinde buna “Connell Belirtisi” denir. Yüzün yaşlanma belirtilerinden biridir ve kaşların düşmesi ile ilişkilidir.
Cilt katlantısı (lid crease) üst göz kapak alanını anatomik olarak üstte "orbital alan" ve bunun altında "palpebral alan" olarak ikiye ayırmaktadır. Palpebral alan ise "preseptal ve pretarsal" alan olarak ayrılmakta. Üst göz kapağında deriden konjuktivaya tüm anatomik katmanlar bu yapılarda farklı dağılım göstermektedir.
Tarsal plak seviyesinde, üst göz kapağında cilt ve "orbicularis oculi" kası bulunurken tarsal plak altında tarsal konjonktiva yer almaktadır. Üst göz kapağı derisi yaklaşık 850 mikron kalınlığındadır ve yaşla birlikte önemli ölçüde kalınlığı değişmez. Ancak göz kapağı derisi yaşla birlikte elastikiyetini kaybeder levator aponevrozundan kaynaklanan deriye olan bağlantıların zayıflamasına bağlı olarak çizgiler oluşur. Üst göz kapağındaki tarsal plakalar, üst göz kapaklarını kaplayarak bağ dokusu yapıları ile gözün iç ve dış köşelerinde medial ve lateral kantal tendonları oluşturmaktadır. Üst tarsal plakların yüksekliği yaklaşık 10 mm'dir (Uzakdoğu ırklarında tarsal yükseklik 8.2 mm kadar düşebilmektedir). Tarsal plakların kalınlığı yaklaşık 1 mm'dir. Orbital septum, göz çukur kemiğinin üst sınırından başlayarak levator kasıın aponevrozunda sonlanan çok katmanlı bir yapıdır. Uzakdoğu ırklarında yerleşimi daha aşağıdadır. Orbital septumun arkasında sırası ile göz çevresi yağ dokusu, levator aponevrozu, levator ve Muller kası ve konjuktiva yer alırken önde orbicular kas altı hafif yağ dokusu, orbicular kas ve cilt yer almakta. Üst göz kapağında, gevşek bir septumla ayrılmış orta ve iç olmak üzere yağ yastığı bulunur. Üst göz kapağının açılmasını sağlayan, üçüncü kranial sinirin (okülomotor sinir) üst dalı tarafından innerve edilen "levator palpebrae superioris" kası bulunmaktadır. Bu kas aponevroz haline gelerek tarsal plakların üst üçte birlik kısmının ön yüzeyine tutunur ve ayrıca göz kapağı kıvrımını oluşturan deriye de dallar vermektedir. Üst göz kapağında levator palpebrae superioris kasından kaynaklanan ve sempatik sistem tarafından innerve edilen Müller kası bulunmaktadır. Bu kasta üst tarsal boşluğun üst sınırına yerleşir. Üst göz alanında dış kısımda gözyaşı bezi bulunmaktadır. Gözyaşı bezi genellikle görünmez, ancak öne doğru sarktığında "lateral yağ yastığı" olarak tanımlanır.
Üst göz kapaklarının muayenesi ve estetik değerlendirilmesi her zaman alın, kaşlar ve üst göz kapaklarının incelenmesini içermelidir. Üst göz kapaklarının simetrisi veya asimetrisi ölçülmeli ve belgelenmelidir. Üst göz kapağındaki fazla deri miktarı, kalınlığı, herhangi bir iltihaplanma veya deri lezyonlarının varlığı not edilmelidir. Üst göz kapaklarında bir veya daha fazla deri kıvrımı olabilir ve kıvrımlar asimetrik olabilir. Üst göz kapaklarında tarsal plak ve göz kapağı kıvrımı son derece önemlidir. Cilt kıvrımı, levator kasının aponevrozunun ön liflerinin orbicularis oculi kası yoluyla dermise yerleşmesiyle ortaya çıkmaktadır. Cilt kıvrımının yüksekliği etnik kökene, yaşa ve cinsiyete bağlı olarak değişir. Erkeklerin üst göz kapağı kıvrımı genellikle kadınlarınkinden daha düşüktür. Üst göz kapağında merkezi ve iç yağ yastıkçıkları, göz kapakları kapalıyken alt göz kapağında göz küresine hafifçe basınç uygulandığında daha belirgin hale gelebilirler. Üst göz pağaının dış kısmındaki şişliklerde göz yaşı bezi akla getirlmelidir. Bu anatomik ayrıntıları hatırlamak üst göz kapağındaki çeşitli şişkinlikleri doğru bir şekilde değerlendirmemizi sağlayacaktır.
Estetik olarak güzel ve çekici üst göz kapağı tanımı son derece önemlidir. Cinsiyete, yaşa, yüz şekline ve ırklara göre değişmekle birlikte optimal üst göz kapak şekli aşağıdaki gibi tanımlanmıştır. Bu noktada dijital fotoğraf ve bilgisayar programları kullanılmakta. Hastanın göz, göz kapakları, kaş estetik ölçümleri yapılmakta. Irksal özelliklere göre düzenlenmiş estetik normlar ile kişinin değerleri karşılaştırılarak bir rapor hazırlanmakta.
Üst göz kapaklarında yapılacak estetik uygulamaların doğru seçimi bu raporlama ile yapılmaktadır. Doğru bir staratejinin belirlenmesinde yukarda yapılan ölçümler ile birlikte üst göz kapağı volümü, deri fazlalığının varlığı ve üst göz kapağı katlantısı kullanılmaktadır. Üst göz kapak deri katlantı mesafesi; gözün irisi hizasında deri katlantısı ile üst göz kapak kenarı(kirpikler) arasındaki mesafe olarak ölçülmekte.
- Bu mesafe 7 mm'den büyük olduğunda üst göz kapağında volüm kaybı, gözün göz çukuruna kaçmış gibi görünümüne neden olarak esteteik olarak son derce olumsuz çukur görünüme neden olmaktadır(üst göz kapağında oyuklaşma, ileri yaşlarda "iskeletleşmesi", holow). Bu estetik olumsuz görünüm "sunken eye" olarakta ifade edilmektedir.
- Bu mesafe 2 mm'den daha az olduğunda üst göz kapağında fazla doku/deri oluşmuş yani torbalanmış görünümü vermektedir.
Üst göz kapağının volümü, üst göz kapak katlantı mesafesi ve üst göz kapağında derinin fazlalığı birlikte değerlendirlerek bir sınıflama yapılmakta. Bu sınıflamaya göre hastaya hangi uygulama yapılacağının kararı verilmektedir.
Grup I
-
Üst göz kapağı katlantı mesafesi 2 mm'den az; üst göz kapağında deri fazlalığı (dermatoşalozis) var, ancak üst göz kapağında doku volüm eksikliği olduğu için oluklanmalar (holowing) görülmektedir.
Bu hastalarda üst göz kapağı estetik cerrahisi (blefarookasti) altın standarttır. Cerrahi düşünmeyen hastalar için fraksiyonel CO2 lazer ve plazma enerjisi kullanılabilir. Ancak cerrahi yada cerrahi olmayan uygulamalardan 1-2 ay sonra volüm eksikliği için hyaluronk asit dolgu yada otolog yağ enjeksiyonları yapılmalıdır.
Grup II
- Üst göz kapağı katlantı mesafesi 2 mm'den az; üst göz kapağında deri fazlalığı (dermatoşalozis) var ancal üst göz kapağında doku volümü normla görülmektedir.
Bu hastalarda üst göz kapağı estetik cerrahisi (blefarookasti) altın standarttır. Cerrahi düşünmeyen hastalar için fraksiyonel CO2 lazer ve plazma enerjisi kullanılabilir. Ancak cerrahi yada cerrahi olmayan uygulamalardan sonra volüm eksikliği için hyaluronk asit dolgu yada otolog yağ enjeksiyonları yapılmasına gerek yoktur.
Grup III
Üst göz kapağı deri katlantı mesafesi 7 mm'den fazladır. Bunlarda kendi aralarında alt gruplara ayrılmakta.
- Grup IIIa; Üst göz kapağı deri katlantı mesafesi 7 mm'den fazla, belirgin olarak üst göz kapak alanı çukur görünümde(sunken eyes, hollowing) ancak üst göz kapak deri fazlalığı yok.
Bu hastalarda üst göz kapağına yapılacak hyaluronk asit dolgu yada otolog yağ enjeksiyonları altın standartdır.
- Grup IIIb; Üst göz kapağı deri katlantı mesafesi 7 mm'den fazla, üst göz kapak alanında çukur görünümü ve üst göz kapak deri fazlalığı yok.
Bu hastalarda üst göz kapağına yapılacak hyaluronk asit dolgu yada otolog yağ enjeksiyonları altın standartdır.
- Grup IIIc; Üst göz kapağı deri katlantı mesafesi 7 mm'den fazla, üst göz kapak alanında çukur görünümü yok ancak hafif-orta düzeyde üst göz kapak deri fazlalığı var.
Bu hastalarda üst göz kapağı fraksiyonel CO2 lazer yada plazma enerjisi uygulanmakta. Aynı seansta hyaluronik asit dolgu yada otolog yağ enjeksiyonu yapılmakta.
- Grup IIId; Üst göz kapağı deri katlantı mesafesi 7 mm'den fazla, üst göz kapak alanında çukur görünümü yok ancak ileri düzeyde üst göz kapak deri fazlalığı var.
Bu hastalarda üst göz kapağı fraksiyonel CO2 lazer yada plazma enerjisi uygulanmakta. Aynı seansta hyaluronik asit dolgu yada otolog yağ enjeksiyonu yapılmakta. Sonrasında fraksiyonel CO2 lazer yada plazma tekrarlanabilir.
Üst göz kapakların hyaluronik asit dolgular özel kanüller ile uygulanmalıdır.