Özellikle altı haftayı geçmiş kronik ürtikerli hastalarda, ilaç tedavisine ek olarak beslenme düzenlemesi ve vitamin takviyesi önerilmektedir.
1. Yalancı Alerjen İçeren Besinlerin Kısıtlanması
Yalancı Alerjenler (Pseudoalerjenler), doğal besinlerde bulunan maddeler veya hazır besinlere eklenen katkı maddeleri, koruyucular, boyalar ve aromatik maddelerdir.
Etki Mekanizması: Bu maddeler, IgE üzerinden etki eden gerçek alerjenler değildir ve deri testleri yoktur. Zamanla intolerans ve aşırı duyarlanma gelişir. Ürtikere doğrudan neden olabilir veya mevcut klinik tabloyu şiddetlendirebilirler. Bunu, mide-duodenumdan emilimi değiştirerek veya histamin metabolizması üzerinden etki ederek yaparlar.
Kullanım Alanı:Glüten içermeyen diyetlerin hem çölyak hastalığı olanlarda hem de kronik ürtikerli hastalarda destekleyici etkiye sahip olduğu gösterilmiştir.
3. D Vitamini Takviyesi
Ürtikerli hastalarda D vitamini seviyesinin düşük olduğu sıkça saptanmıştır.
Düşük Seviye Tanımı: Ürtikerli hastalarda D vitamini seviyeleri genellikle 32 nanogram/ml′den du¨s¸u¨k bulunmuştur.
Yüksek Doz Tedavisi: D vitamini seviyesi düşük olan hastalara haftalık 50.000 IU D vitamini verildiğinde, %90 oranında ürtikerin klinik belirtilerinde azalma gözlenmiştir. Bu tedavi, aynı dozlarda 8−12 hafta devam edilmelidir.
İzlem ve İdame: Ürtikerli hastalarda öncelikle D vitamini seviyesi kontrol edilmelidir. Düşük seviye saptanan hastalara, idame doz olarak günlük 2000−4000 IU D vitamini takviyesi önerilmektedir.
Bu destekleyici yaklaşımlar, kronik ürtiker tedavisinde yaşam kalitesini artırmayı ve ilaç ihtiyacını azaltmayı hedeflemektedir.
Gösterim: 6168
Ürtiker tedavisinde en iyi yöntem, etken nedenin saptanarak ortadan kaldırılmasıdır. Ancak bu her zaman mümkün olmadığından, ilaç tedavisi genellikle gereklidir.
Antihistaminikler (Ana Tedavi)
Ürtiker olgularında ana tedavi seçeneği antihistaminiklerdir.
Akut Ürtiker: Şiddetli akut ürtiker olgularında, ilacın kasa veya damara uygulanması hızlı etki sağlaması açısından yararlıdır. Ardından ağızdan tedaviye geçilebilir.
Kronik Ürtiker: Kronik ürtiker olgularında, standart antihistaminik tedavisine ek olarak simetidin (cimetidine) veya ranitidin (ranitidine) gibi H2 reseptör blokerlerinin ilave edilmesi yararlı sonuçlar verebilmektedir.
Sistemik Kortikosteroidler (Kısa Süreli Kullanım)
Akut Ürtiker: Akut ürtiker olgularında 1−4 günlük sistemik kortikosteroid kullanımı oldukça sık önerilmektedir.
Kronik Ürtiker: Kronik ürtikerlerde ise uzun vadeli sistemik kortikosteroid kullanımı, tedaviye bağlı ciddi yan etkiler nedeniyle tercih edilmez.
Anjiyoödem ve Gözetim
Şiddetli akut ürtiker olgularında, özellikle göz çevresinde (periorbital) veya dudaklarda (labial) ödem söz konusu ise, olası bir anjiyoödem (solunum yolu tıkanıklığı riski) yönünden son derece dikkatli olunmalıdır. Bu tür riskli hastalarda, tedaviye başlandıktan sonra bir süre gözetim altında tutulması, larengeal ödemin neden olabileceği tehlikeleri azaltacaktır.
Gösterim: 20406
Ürtiker, çeşitli uyaranlara karşı gelişen, kaşıntılı, ödemli kabarıklıklarla seyreden cilt reaksiyonudur. Anjiyoödem ise ürtikerin daha derin katmanları tutan formu olup, kaşıntıdan çok ağrı veya gerginlik hissi ile karakterizedir.
Fiziksel Ürtiker Formları
Bu formlar, belirli fiziksel uyaranlara karşı abartılı reaksiyonlarla ortaya çıkar:
Dermografik Ürtiker
Mekanik sürtünmeye karşı gelişen abartılı kızarma ve ödemli reaksiyon olarak tanımlanır.
Seyir: Sürtünmeden 5−10 dakika sonra kaşıntı ile beraber lineer bir kızarıklık ve ödem görülür. Reaksiyon yaklaşık 30 dakika devam eder ve solarak kaybolur.
Formları: Nadir görülen herediter (kalıtsal) formlar yaşam boyu sürer. Daha sık karşılaşılan edinsel formlar ise kronik ürtiker şeklinde seyreder ve birkaç yıl devam etme eğilimindedir. Edinsel formların büyük çoğunluğunda psişik bir komponent saptanabilir.
Kolinerjik Ürtiker
Otonom sinirlerden salınan asetilkoline karşı aşırı yanıt sonucu ortaya çıkar.
Tetikleyiciler:Stres, sıcak banyo, aşırı sıcak, egzersiz ve terleme provokan faktörlerdir.
Belirtiler: Bu faktörlerin etkisi ile çok kısa bir süre içinde kaşıntı ile birlikte, en büyüğü 5 mm çapında olan papüler (kabarıklık) bir döküntü gelişir. Plak oluşturma eğilimi yoktur. Ataklar çok kısa sürelidir ve lezyonlar 15−20 dakika içerisinde sönerler. Hastalar genellikle tetikleyicilerden kaçınarak hastalıkları ile yaşamaya alışmıştır.
Papüller ürtiker
Sırtta hafif sürtünme ile ürtiker plakların ortaya çıkması; dermografik ürtiker
Kol iç kısmında hızla gelişen kolinerjik ürtiker papülleri
Ayak tabanında basınç sonrası gelişen ürtiker plakları
Doğuk ürtikerde buz testi; normal deriye buz ile soğuk uygulanmakta sonrasında gelişen ürtiker
Güneş sonrası ışık gelen yerlerde gelişen ürtiker kabarmaları
Klozet kimyasallarına bağlı gelişen temas ürtikeri
Ani heyacan sonrası gelişen ürtiker plakları
Basınç Ürtikeri
Uzun süreli basınç altında kalan alanlarda, derin ödemle karakterize ürtikaryen bir reaksiyondur.
Belirtiler: Basınca maruz kalındıktan birkaç saat sonra lezyonlar ortaya çıkar. Ödemli olan lezyonlar kaşıntıdan çok ağrılı olma eğilimindedir.
Diğer Fiziksel Ürtikerler
Soğuk Ürtikeri: Soğukla temastan sonra kaşıntı, papüler ürtiker ve soğukla temas eden alanlarda ödem gelişimi ile karakterizedir. Buz küpü testi ile ortaya konabilir.
Solar (Gu¨nes¸/UVR) Ürtiker: Güneşle temas eden alanlarda birkaç dakika içinde ortaya çıkan lezyonlarla karakterizedir. Nadir rastlanır.
Aquajenik (Su) Ürtiker: Isısı ne olursa olsun su ile temas eden alanlarda görülür. Kaşıntılı ödemli papüller temastan sonra birkaç dakikada gelişir ve yaklaşık 30−60 dakika içerisinde kaybolur. Ter ve gözyaşı bile reaksiyonu ortaya çıkarabilir. Son derece nadirdir.
Özel Ürtiker ve Anjiyoödem Formları
Kontakt Ürtiker
Duyarlı olunan madde ile direkt temas sonucu genellikle lokal reaksiyon şeklinde ortaya çıkar.
Tetikleyiciler: Tüylü hayvan kepekleri, yün, yumurta akı, bitkiler ve ilaçlar.
Reaksiyon Süresi: Genellikle temastan hemen sonra, bazı olgularda ise geç reaksiyon şeklinde 1−2 gün sonra ortaya çıkar. Temas alanında yanma, kaşıntı, kızarıklık ve ödem gelişir.
Psikojenik Ürtiker
Kronik ürtiker olgularında psikolojik faktörlerin çok büyük rolü olduğu düşünülmektedir. Bu durum, idiyopatik (nedeni bilinmeyen) ürtiker tablolarının önemli bir kesiminin emosyonel stresle alevlendiğini düşündürür. Belirgin emosyonel yüklenmesi olan hastalarda tedavi açısından psikiyatri desteği istenmesi en uygun davranış olacaktır.
Edinsel Anjiyoödem (Angionörotik Ödem)
Bazı yazarlarca ürtikerin derin formu (urticaria profunda) olarak nitelendirilir. Genellikle tip I reaksiyon sonucu oluşur ve tetikleyiciler ürtiker ile benzerdir (arı sokması, ilaçlar, yiyecekler gibi).
Sıklık: Genç erişkinlerde ve kadınlarda daha sıktır. Sıklıkla ürtiker lezyonları ve mukoza ödemi birlikte seyreder.
Bu grup son derece nadir görülür: Ailesel soğuk ürtikeri, ailesel titreşim anjiyoödem ve herediter anjiyoödem (Quincke ödemi).
Herediter Anjiyoödem: İçlerinde ölümcül seyredebilmesi nedeniyle en fazla önem arz eden durumdur. Kompleman komponent inhibitörü (C1 INH) eksikliği veya işlevsizliği sonucu gelişen bu otozomal dominant hastalık, kaşıntısız, ağrılı, yaygın anjiyoödem atakları şeklinde seyreder. Larinks ödemi yaşamı tehdit edebilir ve intestinal tutulum sıktır. Genellikle çocukluk veya gençlikte başlangıç gösterir.
Gösterim: 4277
Klasik bir ürtiker olgusu, genellikle yanma ve kaşıntı hissi ile başlayan ataklar şeklinde ortaya çıkar.
Ürtiker Lezyonlarının Görünümü
Ürtiker lezyonları, ciltte hızla ortaya çıkan ve kaybolan, kendine has özelliklere sahiptir:
Karakteristik Lezyon: Lezyonlar, soluk eritemli (kızarık), pembemsi renkli ve ödemli papüllerdir (kabarıklıklar).
Boyut ve Şekil: Birkaç milimetre veya birkaç santimetre çapında olabilirler ve birleşerek el ayası genişliğinde büyük plaklar oluşturma eğilimi gösterirler.
Yüzey Dokusu: Papülün kubbe şeklindeki yüzeyi düzgündür ve epidermiste (üst deride) belirgin bir değişiklik yoktur. Plaklarda ödeme bağlı olarak folikül ağızlarının çökük kalması nedeniyle portakal kabuğu görünümü oluşur.
Kaşıntı: Kaşıntı bazen çok şiddetli olabilir.
Renk Değişimi: Başlangıç lezyonlarında kızarıklık daha belirgindir; ödem geliştikçe renk solar. Atak gerilerken ödemin çekilmesiyle kızarıklık yeniden belirginleşir. Sönmekte olan lezyonlar anüler (halka) veya yarımay gibi şekiller gösterebilirler.
Seyir ve Süre
Geçicilik: Tek tek lezyonlar birkaç dakika veya birkaç saat içinde kaybolurlar. Oluşan bir lezyon hemen hiçbir zaman 24 saatten uzun kalmaz.
Ayırıcı Tanı:48 saatten uzun süredir var olan benzer lezyonlar, daha ciddi bir durum olan ürtikaryen vaskülit olasılığını akla getirmelidir.
Ataklar: Ürtiker, ataklar arasında sessiz periyotlar ile seyreder. Bu periyotların uzunluğu, tetikleyici faktör ile temasın devam edip etmemesine veya etkenin vücuttan elimine edilip edilmediğine bağlı olarak değişir.
Yerleşim: Ürtiker lezyonları vücudun her yerinde yerleşebilirler. Ancak özellikle bası alanlarında (kemer bölgesi gibi), kalçalarda, dizlerde, dirseklerde ve göz/ağız çevresinde daha çok görülür.
Edinsel Anjiyoödem (Deri Altı Şişliği)
Anjiyoödem, genellikle ürtikerin derin katmanları tutan formu olarak kabul edilir ve sıklıkla ürtiker lezyonları ile birlikte görülse de, ayrı ayrı da ortaya çıkabilir.
Anjiyoödemin Özellikleri
Başlangıç: Genellikle ani başlangıç gösterir.
Yerleşim: Lezyonlar tipik olarak göz kapakları, dudaklar, genital bölge ve ekstremitelerin distal (uç) kısımlarında yerleşir.
Lezyon Görünümü: Derin, sert bir ödem söz konusudur ve lezyonlar klasik ürtiker lezyonlarına göre daha geniştir. Ödemli alanda deri soluk pembe renktedir.
Semptom: Bu olgularda kaşıntı belirgin bir yakınma değildir; genellikle ağrı veya gerginlik hissi hakimdir.
Süre: Tablo birkaç saatte maksimuma ulaşır ve 8 ila 72 saat devam edebilir. Şişlikler bazen gözlerin tamamen kapanmasına veya dudakların normalin 4−5 katı şişmesine neden olabilir.
Tekrarlama Riski: Yinelemeler genellikle aynı alanlarda görülme eğilimindedir ve tekrarlayan ataklar genellikle daha tehlikeli bir seyir gösterir.
Yaşamsal Risk
Dil, farinks (yutak) ve larinks (gırtlak) ödemi solunum yolu tıkanıklığına neden olabilir ve yaşamı tehdit edebilir.
Gösterim: 9408
Ürtikerin ortaya çıkmasına neden olabilecek çok çeşitli iç ve dış tetikleyiciler söz konusudur.
İlaçlar
İlaçlar, ürtiker ve anjioödemin en sık rastlanılan nedenlerinden biridir.
Sık Görülen İlaçlar: En sık tetikleyiciler arasında penisilin ve türevi antibiyotikler yer alır. Ayrıca aspirin, sülfamidler ve özellikle tiazid sınıfı idrar söktürücüler (diüretikler) nispeten sık ürtiker nedenidir.
Reaksiyon Süresi: Klinik belirtiler çoğunlukla ilaç alımından 1−2 saat sonra ortaya çıkar. Ancak bu süre 15 dakikaya kadar kısalabileceği gibi 15 güne kadar da uzayabilir. Bu nedenle, ilaçların tetikleyici olduğu düşünülüyorsa, son 15 gün içinde kullanılan tüm ilaçların sorgulanması hayati önem taşır.
Unutulan İlaçlar: Sık kullanılan doğum kontrol hapları, vitaminler ve rutin kullanılan ağrı kesiciler (başta aspirin) ile bitkisel ilaçlar/çaylar ilaç olarak kabul edilmeyip unutulabilir. Bu ürünler mutlaka sorgulanmalıdır.
Aspirin ve Çapraz Duyarlılık: Aspirin, tek başına ürtikere neden olmasının yanı sıra, başka bir sebeple ortaya çıkmış ürtiker olgularında da belirtileri şiddetlendirici etki gösterir (alkol de benzer etki yapabilir). Ayrıca, besinlerdeki renklendiriciler (tartrazin, azo boyaları) ve koruyucular (benzoik asit) ile de çapraz duyarlılık gösterebilir.
Gizli Tetikleyiciler: Karmaşık problemler de ortaya çıkabilir; örneğin, ineklerde meme iltihabı tedavisi için kullanılan penisilinin süte karışması veya birada defermentasyon ürünleri içerisinde penisilin bulunması ürtikere neden olabilir.
Yiyecekler
Besinler de nadir olmamakla birlikte ürtikere neden olabilir; ancak kronik ürtikerde etken olarak daha az sıklıkla görülürler.
Sıklık: Besinlere bağlı ürtiker olguları çocuklarda çok daha sık olup, erişkin/çocuk oranı yaklaşık 1/40'tır.
Erişkinlerde En Sık Görülenler: Özellikle kabuklu deniz ürünleri (midye, istiridye, ıstakoz vb.), çilek, fındık-fıstık, yumurta, çikolata ve kolalı içeceklerdir.
Çocuklarda En Sık Görülenler: Tahıllar, süt ve süt ürünleri, meyve suları, çikolata, yumurta ve çilektir.
Reaksiyon Süresi: Gıda maddelerine bağlı ürtiker genellikle alımdan 1−2 saat sonra ortaya çıkar, ancak reaksiyonun günlerce gecikmesi de mümkündür.
Tanı ve Testler: Akut ürtiker olgularında sorumlu besinin belirlenmesi genellikle kolaydır. Hastadan ipucu alınamadığında deri testleri faydalı olabilir. Ancak kronik ürtikerde deri testlerinin faydası düşüktür; bu olgularda diyet ile etken saptanabilir. Doğrudan besin maddesinin değil, içerdiği koruyucu veya renklendiricilerin de ürtikere neden olabileceği unutulmamalıdır.
Diğer Önemli Tetikleyiciler
Solunum Yolu ile Alınan Allerjenler
Astım veya saman nezlesine neden olabilecek polenler, küf sporları, tüylü hayvan kepekleri ve çeşitli organik tozlar akut veya kronik ürtikere neden olabilirler. Reaksiyon genellikle temas sırasında ortaya çıkar ve bazı olgularda solunum sistemi belirtileri (hapşırma, burun akıntısı, nefes almada sıkıntı) eşlik edebilir.
İnfeksiyonlar
Parazitler: Özellikle barsak parazitleri, daha ziyade çocuklarda olmak üzere sık karşılaşılan ürtiker nedenlerindendir. Bu nedenle, çocuklarda belirgin bir neden bulunamadığında gaitada parazit tetkiki mutlaka istenmelidir.
Viral ve Bakteriyel İnfeksiyonlar: Yine öncelikli olarak çocuklarda viral infeksiyonlar ürtiker nedeni olabilir. Bakteriyel infeksiyonların akut ürtikere neden olması nadir olsa da, kronik fokal bakteriyel infeksiyonlar (diş absesi, kronik sinüzit, kronik tonsillit) erişkinlerdeki kronik ürtikerin önemli nedenlerindendir.
Bazı İç Hastalıklar
Birçok sistemik hastalık tablosunda ürtiker sıklığının arttığı görülmüştür. Bu hastalıkların doğrudan ürtikere neden olduğundan çok, birliktelikten söz etmek daha doğrudur:
Otoimmün ve Romatizmal Hastalıklar: Kolajenozlar (lupus eritematosus), romatizmal hastalıklar (poliarteritis).
Endokrin Hastalıklar:Hipertiroidi ve hipoparatiroidi.
Maligniteler: Nadir olmakla beraber, özellikle hematolojik maligniteler (lösemi ve lenfomalar) ile akciğer ve kolon karsinomları ürtikerle ilişkilendirilebilir.
Hormonal Bağlantı: Menstruasyonlarla yineleyen ürtiker atakları, hormonal bir bağlantı olasılığını düşündürmüştür.
Böcek Sokmaları
Sivrisinek, pire gibi böceklerin ısırıkları çoğu kişide lokal toksik bir reaksiyon olarak papüler ürtikere neden olur. Bu reaksiyon genellikle lokal kalır. Nadir olgularda bazı uçucuların sokmaları genelize ürtiker veya anjioödeme neden olabilir. Duyarlı kişilerde anafilaksiye neden olabileceği için bu tür olgular yaşamsal risk taşır; bu hastalarda hiposensitizasyon denenmeli ve olası pikür riski halinde adrenalin bulundurmaları sağlanmalıdır.