- Gösterim: 9672
Yoğun olarak kemik dokusunun biyomühendisliğinde kullanılan ve partiküler yapısı ile biyoseramidler grubunda yer alan kalsiyum hidroksiapatit (CaHA), taşıyıcı jel formunda polimerler içerisinde hazırlanarak dolgu uygulamalarında kullanılmaktadır. Bu birliktelikte en sık kullanılanı CaHA ve karboksimetil selüloz (CMC) içeren dolgulardır (Radiesse Mertz firması).
Bu dolgunun %30'unu 25-45 mikron çaplı düz yüzeyli mikrokürecikler şeklinde CaHA oluşturmakta. Dolgunun geri kalanını olan %70'ini ise aköz bir jel olan CMC + gliserin + steril su (%1.3 sodyum karboksimetil selüloz, %6.4 gliserin ve %36.6 steril su) oluşturmakta. CaHA taşıyan CMC polimerler hidrojeller şeklindedir ve çapraz bağlarla birleşmektedir. Ortaya çıkan jeletinöz materyal dolgu olarak kullanılmaktadır. CMC polimerleri mukopolisakkarid yapısında olmadıkları için su tutma özellikleri daha düşüktür. Bu nedenle hyaluronik asitli dolgularda olduğu gibi “Tyndall” etkisine ve uygulama sonrası ödemeye neden olmamaktadır.
Dolgu içeriği uygulandığında dokuda ilk volüm artışını sağlayan CMC'dir ve 2-3 ay içerisinde biyolojik olarak kaybolmaktadır. Aylar içinde dokuda kalan CaHA mikroküreler yabancı cisim reaksiyonunu oluşturmakta, bu da deride yeni kollajen-elastin ve hücreler arası matris-ECM sentezini uyarmaktadır. Dokularda ortalama kalış süresi 9-18 aydır. CaHA dokuda 9 ay rejenerasyon etkisinin devam ettiğini göstermiştir. Bu süreçte mikrokürelerin çevresi fibroblastlar tarafından üretilen fibrin, kollajen-elastin ve ECM tarafından sarılmaktadır. Bu süreç CaHA'ların doku makrofajları tarafından yıkımını yavaşlatmaktadır. Sonunda CaHA makrofajlar tarafından kalsiyum ve fosfat iyonlarına metabolize edilmektedir. Dokuda ömür boyu kalan kalsiyumun insan kemiklerine benzer mineral yapısı ve yabancı antijenik özelliklerin olmaması nedeniyle biyoyuyumludur.
CaHA + CMC oluşan dolgunun 0.3, 0.8, 1.5 ve 3 ml'lik hazır enjektör formları yüksek vizkozite ve elastik modulus reolojisi nedeniyle yüz ve vücut uygulamalarında doku volümünün arttırılması için kullanılmış ve reolojik özellikleri nedeniyle derin uygulama gerektirmektedir (supraperiosteal, subdermal ve derin dermis).
Ancak son yıllarda bu yüksek vizkoelastik ürünlerin serum fizyolojik ve lidokainle farklı oranlarda (1:1, 1:2... 1:6 gibi) dilüsyonları hazırlanmakta. 1:1 dilüsyonlar reolojik özellikleri ile yine volüm verme amaçlı ve derin uygulanması gerekirken, 1:2 dilüsyon sonrakilerde ürünün vizkoelastik özelliklerinin ve yüksek volüm verme özelliklerini azaltmakta. Dilüsyonel ürünler hedef dokuda daha yüzeysel uygulanabilmekte (subdermal). Yüksek dilüsyonlarda hazırlanan ürün daha az etkinlikte volüm vermekte; ancak uygulama alanında CaHa daha geniş bir yüzeye yayılmasını sağlayarak deri dokusunun yeniden yapılanmasını (kolajen, elastin ve ECM yapımı ile) - remodelingi sağlamaktadır. Bu deride dermal kalınlık artışı, elastikiyette ve gerginliğinde artış, yani cildin gençleşmesi anlamına gelmektedir.
Cilt gençleştirmede CaHA + CMC kullanımı sırasında ürün direkt uygulandığında dilüe olmayan olarak tanımlanırken, 1:1 oranında dilüsyon dilüe ve 1:2 ve daha fazla dilüsyonlar yüksek dilüsyon olarak tanımlanmakta. Bu ürünün hedeflenen bir anatomik alanda farklı amaçlarla farklı dilüsyonlarda kullanımını sağlamaktadır. Örneğin, jawline uygulamasında volüm amaçlı dilüe olmayan formu jawline yeniden şekillendirilmesi için derin dokulara uygulandıktan sonra cilt gençleştirme amaçlı yüksek dilüsyonal formu yüzeysel dokulara aynı seansta uygulanabilmektedir.
Dilüsyon oranları seçilirken, uygulamanın deride yüzeysel yapıldığı ve CaHA + MCM'nin deri yüzeyinden hissedilebileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle kalın deride dilüsyonal, daha ince derilerde yüksek dilüsyonlar kullanılmalıdır. Örneğin, normal deride 1:2 ya da 1:3 dilüsyonlar, ince deride 1:4 ve atrofik deride 1:6 dilüsyonlar tercih edilmelidir. Ayrıca, yüzde 1:2, boyun dekolte alanında 1:2 - 1:3, vücutta daha yüksek dilüsyonlar tercih edilmelidir.
CaHA + CMC orijinal ürün ile 5-10 ml boyutlarında ve içerisinde dilüsyon oranına göre hazırlanmış serum fizyolojik ve lidokain karışım içeren enjektörler, luer konnektörler ile birleştirilerek aktarılmaktadır. Daha sonra bu karışım, luer konnektörler ile boş bir enjektör ile birleştirilerek iki enjektör arasında yavaş ve az kuvvet uygulanarak (moleküler yapının korunması için) karışım en az 20 kez mikst edilmektedir.
Aşağıdaki resimde farklı dilüsyonların hazırlanmasında örneklendirmeler görülmektedir. Örneğin, 1:4 yüksek dilüsyon hazırlanmasında; 1.5 ml HaCA + 2 ml %2'lik lidokain + 4 ml SF kullanılmaktadır.
Dilüsyonlar hazırlanırken; lidokain uygulama sırasında ve sonrasında ağrıyı kontrol etmek için kullanılırken SF dilüsyon için gerekli volümü sağlamaktadır. CaHA içeren dilüsyon olmamış orijinal ürün içeriğinde lidokain var ise dilüsyon için sadece SF kullanılmaktadır. Dilüsyon hazırlığı ve uygulama sırasında lidokainin toplam dozu önemlidir. Adrenalin + lidokain kullanılıyor ise toplam doz 70 kg sağlıklı bir erişkinde 500 mg, sadece lidokain kullanılıyor ise 210 mg maksimum dozlar olduğu unutulmamalıdır (%2'lik lidokain içeriğinde 1 ml 20 mg lidokain bulunmaktadır).
Hazırlanan dilüsyonel karışım tekrar 1-1.5 ml enjektörlere alınarak uygulama için kullanılmaktadır. Ancak dilüsyonel bu karışımda CaHA'nın homojen olması için yukarıda tanımlanan mikst işleminin tekrarlanması gerekmektedir.
Dilüe ve hiperdilüe CaHA 22-25 gouge iğne ya da kanüller ile uygulama alanına tüm yüzeyi kaplayacak şekilde uygulanmaktadır. Sıklıkla kanüller kullanılmaktadır. Özellikle akne skarları ve selülit alanındaki dimpe uygulamalarında kanüller, uygulama sırasında subsizyonu daha az travmatik olarak yaptıkları için tercih edilmektedir. Subsizyon uygulaması, cilt gençleştirme uygulanacak alanda deri katlantıları altından yapıldığında etkinliği daha iyi görülmektedir. Örneğin, boyun uygulamalarında boyundaki katlantılar boyunca kanüller ile girilerek yapılan subsizyon ve sonrasında dilüe CaHA uygulaması daha etkili olmaktadır.
Yüksek dilüsyonlarda ürünün kullanımı ile uygulama alanında derinin nitelik ve niteliğinde sağlanan olumlu artış-yeniden yapılandırma-gençleştirme etkisi, uygulamanın yüz, ön kol, kolun üst iç kısmı, el üstleri, boyun, dekolte bölgesi, bacaklarda diz kapakları iç kısmı, üst bacaklar, kalça ve karında kullanımını sağlamaktadır. Hatta cilt çatlaklarında ve selülitlerde bile olumlu sonuçları ile kullanılmaktadır. Cilt gençleştirmede kullanılan diğer uygulamalar ile karşılaştırıldığında (lazerler, derin kimyasal peelingler...) yüksek etkinliği, daha kolay uygulanabilir olması ve uygulama sonrası hasta konforunun yüksek olması nedeniyle son yıllarda daha fazla tercih edilmektedir. Özellikle liposakşın sonrası uygulama alanında deride sarkmalar ve krapon kağıdı görünümünün giderilmesi için tercih edilmektedir. Akne atrofik skarlarında klinik ve estetik sonuçları ile yeni kullanım alanı olmaktadır.
Dilüe CaHA uygulamalarında ideal sonuç için uygulama alanında deri altı yağ dokusu aşırı birikimi ve lipodistrofinin olmaması son derece önemlidir (ideal hasta grubu ideal kilosunda olanlardır). Ayrıca uygulama alanında deriyi krapon kağıdı gibi gözlemliyorsak, bu ideal bir uygulama alanıdır.
Uygulama alanında enjeksiyonun yapılabileceği alanlar işaretlenerek yüzey antiseptiklerle hazırlanır. Enjeksiyon için kullanılacak noktalara lokal anestezi yapılır. Sonra dilüsyonel CaHa kanüller ile homojen olarak alana uygulanır.
Uygulama derinliği deride dermisin hemen üzerine dermal-subdermal planda uygulanmalıdır. Uygulama alanında dikkat edilmesi gereken önemli bir faktör; bu alanda bulunan mimik ve fonksiyonel kasların varlığıdır. Bunlar, kaslardan dermise uzanan fibriller yapıların varlığı unutulmamalıdır (göz ve ağız çevresi, göğüs ucu ve genital alan gibi). Ayrıca, diz ve dirsekler gibi dinamik hareketli eklem bölgelerinde uygulama yapılmamalıdır. Bu ağız çevresi uygulamalarında dudakların uygulama dışı olması gerektiği unutulmamalıdır.
Uygulama sonrası dilüe CaHa alanda iyi bir şekilde yayılması için hemen masajlar uygulanmalıdır. Uygulama sonrası alanda morluklar gelişebilmekte (% 3-5 oranında). Özellikle kanüllerin giriş alanlarında sıklıkla dirsek, diz ve kalça uygulamalarında. Uygulama sonrası 1-3 gün devam edebilen kızarıklık ve ödem gelişebilmekte.
Hiperdilüe uygulamalar 6 hafta aralar ile 1-3 kez tekrarlanmalıdır (hastanın yeni kolajen-elastin-ECM oluşturabilme yeteneğine göre). Klinik ve estetik sonuçlar ancak 4-6 hafta sonra gözlenmektedir.
Uygulama alanında botokslar ile birlikte aynı seansta kullanılabilir. Ya da diğer cilt gençleştirme uygulamaları olan PRP, US, RF, lazer ile kombine edilebilmektedir.