Günümüzde estetik normlar açısından bacakların değerlendirilmesinde, kadınlarda uzun ve düzgün konturlara sahip bacakların yanı sıra, dar fakat düzgün hatlara sahip baldırların da yüksek bir estetik değer taşıdığı görülmektedir. Bacakların uzun veya kısa olmasından bağımsız olarak, aşırı geniş bir baldır yapısı kadınlar için önemli bir estetik sorun oluşturabilir. Kadınlarda baldırların geniş ve kaslı görünmesi, bacakların daha erkeksi ve kaslı olarak algılanmasına yol açarken, aynı zamanda bacakların olduğundan daha kısa görünmesine de neden olmaktadır.

Daha fazla kullanılan bacakta kas kitlesinin biraz daha fazla olması nedeniyle baldırlar arasında hafif bir asimetri oluşabilir. Ancak bu asimetri aşırıysa estetik bir sorun olarak değerlendirilmektedir. Her iki baldırın çevre ölçümlerinde 2.0 cm'den fazla bir fark bulunması, hafif-orta düzeyde baldır asimetrisi olarak kabul edilmektedir.

Estetik açıdan ideal ve çekici baldır tanımları şunlardır: Baldır uzunluğu, vücut uzunluğunun dörtte biri olmalı; baldırın maksimum çevresi, baldır uzunluğunun üçte biri kadar olmalıdır. Baldırların iç konturları düz, dış konturları ise hafif konveks olmalıdır. Ayrıca, her iki baldırın ölçüleri ve konturları simetrik olmalıdır.

Baldırların estetik olarak yeniden şekillendirilmesinde liposakşın, dolgu maddeleri ve yağ transferleri, baldır kaslarının cerrahi olarak çıkarılması veya seçici sinir blokajları gibi yöntemler uzun zamandır başarıyla kullanılmaktadır. Son yıllarda, botulinum toksininin yüz estetiğinde (özellikle masseter kasında) kullanımı arttıkça, baldırda da bu toksinin kullanımı gündeme gelmiştir. Botulinum toksin, baldır kaslarının hacmini azaltarak genişlemeyi önlemek amacıyla uygulanmaktadır. Diğer yöntemlere göre daha basit ve komplikasyonsuz bir uygulama olması nedeniyle son yıllarda daha fazla tercih edilmektedir.

Baldırın arka kısmında iki ana kas bulunmaktadır: gastrocnemius ve soleus kasları. Aşağıdaki temsili resimde bu kas grupları gösterilmektedir.

 

"Soleus" terimi, Latince'de "düz sandalet" anlamına gelen "soleus" kelimesinden türetilmiştir. Bu kas, tibia ve fibula kemiklerinin arkasını kaplayarak gastrocnemius kasının altında yer alır. Gastrocnemius kası tarafından örtülmüş gibi görünse de, özellikle ayak bileği çevresinde kasın kenarları belirgin bir şekilde ortaya çıkar. Soleus, bazen tibianın arkasında ön görünümden bile fark edilebilir. Bacağın üçte ikisini kaplayarak, aşağıda "Achilles tendonuyla" birlikte topukta sonlanır.

Baldırın dış konturlarını belirleyen ve daha yüzeysel bir konumda bulunan kas, "Gastrocnemius" kasıdır. Bu kasın üst kısmı, dizin arka kısmında yer alan yağ pedi altında bulunmaktadır. Kas, yukarıda dış ve iç olmak üzere iki bölümden oluşur ve her iki bölüm de baldırın arkasında iki yuvarlak yumru şeklinde yer alır. Bu yapılar simetrik bir düzen göstermemektedir. Dış bölüm, baldırın arkasında daha yüksek ve eğik bir konumda bulunurken, iç bölüm daha büyük ve daha yuvarlak bir görünüm sergilemektedir. Her iki kas grubu, baldırın alt kısmında Achilles tendonunda sonlanır. Kaslar kasıldığında, baldırın arkasında ters kalp şeklinde bir görünüm oluşturur.

Her iki kasın işlevi, farklı özelliklere sahip olmalarına rağmen, ayağın fleksiyonunu (pedala basma hareketini) sağlamaktır. Gastroknemius, bacağın arka kısmını kontrol eden güçlü bir kastır ve başlıca hızlı kasılan liflerden oluşur; bu lifler hızla kasılır ancak çabuk yorulurlar. Soleus ise, yavaş kasılan liflerin daha fazla olduğu bir kastır ve bu nedenle vücudun postürünü korumada yorgunluğa karşı dirençlidir. Güç gerektiren hareketlerde, örneğin kaldırma, sprint atma ve zıplama gibi aktivitelerde gastroknemius daha aktiftir. Buna karşın, jogging, yürüme ve ayakta durma gibi daha az güç isteyen hareketlerde soleus devreye girer. Hangi kasın daha aktif olduğu, dizin pozisyonuna bağlıdır. Eğer diz ekstansiyona gidiyorsa veya düzse (diz düz), çömelmeden ayakta durma veya zıplama pozisyonundan ayağa kalkarken gastroknemius daha fazla aktiftir. Ancak diz fleksiyonda (bükülmüş durumda) ise, örneğin yavaş yürüyüşte, soleus daha baskındır. Baldır kaslarındaki kontur düzensizlikleri ve asimetrilerin en yaygın iki nedeni bulunmaktadır.

  • Baldrıda deri altı yağ dokusu artışı
  • Yukarda tanımladığımız baldrı kaslarının aşırı büyümesi(hipertrofisi)

Bu kasların aşırı gelişmesi baldır konturlarında düzensizliklere neden olmakta.

Baldırda estetik olarak çekiciliğin değerlendirilmesi ve baldır estetik problemlerinin derecelendirilmesi için sıklıkla "Metz firmasının" geliştirdiği baldır skalası kullanılmakta. Bunun için ayaklar birleşik ve tam yere basarken ve parmak uçlarında iken vücut dik durumda fotoğraflar alınmakta. Baldırların konturları, asimetrisi ve genel görünümü değerlendirilmekte. 

Baldırdaki kaslardan kaynaklanan düzensizlik ve genişlemeleri tedavi etmek için botulinum toksini uygulanmaktadır. Uygulama öncesinde hastanın baldır çevresi ölçülmektedir; bu ölçümler, tedavi sonrası sonuçların değerlendirilmesinde kullanılacaktır. Baldır çevresi ölçümü için hasta oturur pozisyonda, ayak tabanı yere tam basacak şekilde üç kez ölçüm yapılmaktadır.

  • Baldır ortası ölçümü; ayak bileği dış malleol ile diz kapağı arkasında deri katlantısı arasındaki mesafenin tam ortası
  • Baldır ortasının 5 cm üst çevresi
  • Baldır ortasının 5 cm alt çevresi ölçümleri

Hastanın muayenesi, botulinum toksin uygulama öncesi ve sonrası hasta takiplerinde fotoğraflama 2 şekilde yapılmaktadır.  

  • Hasta ayakta ve ayak tabanı tam yere basarken(baldırları istirahat konumunda iken) ve
  • Hasta ayakta ve parmak uçlarında yükselirken(baldır kasları kasılı iken)

Hastanın her iki pozisyonda detaylı bir klinik muayenesi yapılmalıdır. Baldır genişlemesinin ödem ve yağ birikiminden kaynaklanabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Baldır botoks uygulamalarında genellikle hedef, "gastroknemius kası"dır. Bu kas, baldırın arka kısmında yer alan ve önemli bir hacim oluşturan iki ana bölümden oluşmaktadır: iç ve dış. Botoks uygulaması öncesinde, hastanın muayenesine dayalı olarak alan işaretlenir ve toksin bu kasın içine enjekte edilir.

200 üniteyi aşan botoks dozları, kas gruplarında istenmeyen güçsüzlükler yaratabilir. Bu nedenle, botoks dozları iki ay aralıklarla bölünerek uygulanmaktadır.

Hastaların uygulama sonrası iki hafta boyunca sauna, masaj ve ultrason, radyo frekansı veya lazer uygulamalarından kaçınmaları önerilir. Botulinum toksininin etkisi, genellikle uygulamadan 2 ila 4 hafta içinde belirgin hale gelir.

Uygulama sonrasında, enjeksiyona bağlı olarak uygulama alanlarında morluk, baldırda günlük aktiviteleri etkilemeyen kas ağrısı, ilk iki hafta boyunca kas zayıflığı (özellikle yüksek topuklu ayakkabı giyildiğinde) ve dört hafta içinde kaybolan kramplar gelişebilir (özellikle yürüyüş sırasında).

Botoksun baldır uygulamalarının, atletik aktiviteleri önemli ölçüde kısıtlayabileceği unutulmamalıdır.


yol tarifi

dermatoloji randevu
dermatoloji doktor cevapliyor

Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency