- Gösterim: 38857
Vulvo-vajinal estetik uygulamaları 2 gurupta toplayabiliriz.
- Dış genital organlara yapılan uygulamalar
- İç genital organlara yapılan uygulamalar
Dış genital organlara yapılan uygulamalar
1. Vulvanın anatomik alanında yapılan gençleştirilme ve derinin renginin açılması uygulamaları
Vulva iç genital organlara geçişin sağlandığı normal deri ile örtülü anatomik alandır.
Normalde derinin yaşlanma süreci ile değişimlerinin vulva içinde gözlemlemekteyiz. Deri bu süreçte kurumakta, hassas hale gelmekte, matlaşmakta, deri gerginliğini kaybetmekte, renk düzensizlikleri ortaya çıkmaktadır.
Normalde deri gençleştirmede yüzde uyguladığımız gibi vulva içinde Fraksiyonel CO2 Lazer ve Erbium YAG lazer kullanmaktayız. Bu lazerler ile vulva derisi sıkılaştığı, yüzeysel düzensizliklerin kaybolduğu ve istenmeyen renk koyulaşmasının açıldığı görülmektedir.
2. Labia minor (iç dudaklar) uygulamaları
Labia minorlar labia majorların arasında deri katlantısı şeklinde yer almaktadır. Labia minor üzerinde ince keratinize tabakası olan epidermis ve onun altında yoğun bir destek dokusundan oluşan “Lamina Propria”dan oluşmaktadır. Derin dokularda pigment ve sebaceous glandlarda içermektedir. Lamina Propria kan damarları, sinir ve lenfatik sistemden zengin bir destek dokusudur. Labia minorda yağ hücreleri ve kıl follikülleride bulunmaktadır.
Labia minora kadınlarda farklı uzunluktadır. Labia minoraların normalden büyük olduğu durumlarda (hipertrofi) uygulanan küçültme ya da asimetrik olanlarda simetri sağlama operasyonuna “Labioplasty” denilmektedir.
Labia minoralar labia majoraların dışına taşarak “kanat gibi” uzanırlar.
Büyüklüğü tanımlamak için şu kriterler kullanılır: Dış dudaklardan itibaren çıkıntı
a) 2 cm den az ise hafif büyüme
b) 2-3 cm ise orta derecede büyüme
c) 4 cm den fazla ise ciddi büyüme dir.
Bu kriterler altında hafif ve orta düzeydeki büyümelerde ameliyatsız Fraksiyonel CO2 lazer labia minor küçültümesinde kullanılabilmektedir.
Eğer 4 cm büyük ise CO2 lazer ile küçültme ameliyatı yapılmaktadır. Burada lazerin kulanılması keside kanama kontrolü estetik olarak daha uygun bir operasyon sağlamaktadır. Lazerle yapılan kesi duruma göre değişmekle birlikte, renk tonu uyuşmazlığı olmaması ve fazla yara izi kalmaması için genellikle V şeklinde kesi yapılır. Ancak hasta koyu renkli labialardan kurtulmak ve daha pembe görünmelerini istiyorsa o zaman uçlarından kesilerek küçültülürler. Uygulama öncesi profilaktik olarak hastaya antibiyotik verilmekte. Uygulama steril koşullarda lokal anestezi yapılmaktadır. Uygulama öncesi labia minörde kullanılacak tekniğe göre yapılacak eksizyon alanları işaretlenmektedir. Lazer ile kanma kontrolünde eksizyon yapılarak cerrahi dikişler ile alan kapatılmaktadır. 3 hafta ağır aktiviteler, havuz ve deniz aktivileri istenmez. 3 hafta sonra hasta bu aktivitelere ve cinsel ilişkiye girebilmektedir.
3. Labia major (dış dudaklar) uygulamaları; küçültülme ya da kabartılması
Mons pubisten perineuma doğru aşağı ve arkaya doğru sağ ve solda labia majorlar yer almaktadır. Her bir labia majorün 2 yüzeyi bulunmaktadır. Dış yüzey mons pubis gibi zengin bir yapıya sahiptir. Burada deri kalın ve üzeri terminal kılar ile kaplıdır. İç yüzeyde ise deri daha ince ve daha düz bir deriye sahiptir. Bu alanda terminal kılar bulunmazken büyük sebaceous glandlar görülmektedir. Sağ ve sol labia major ön birleşme yerinde-commissurasında clitoral yapı bulunurken arka commissura perineum ile devam etmekte.
Perineum ile anüsle komşuluğu bulunmakta. Arka commissura ile anüs arasındaki mesafe 2.5 – 3 cm dir. Labia majorlerin bitimi ile labia minor başlamaktadır. Labia major ile minor arasındaki sulcusa "interlabial sulci" denilmektedir.
Labia major iç ve dış yüzey derisi arasında areolar doku olarak tanımlanan yağ, damarlar, sinir ve glandlardan oluşan zengin bir doku bulunmaktadır. Aerolar doku destek dokusu açısından zengin değildir ve fiberlerin organize olmadıkları gözlenmektedir. Aerolar doku kollajen, elastin ve bunların sentezini sağlayan fibroblastlardan oluşmaktadır.
Çok kilo kaybı, doğumlar ya da yaşlanma ile labia majoraların altındaki yağ dokusu kaybolabilmektedir. Gençlik sırasındaki hafif dolgun, gergin labia major kaybolur. Bu durumlarda mons pubis yada diğer vücut alanlarından hastadan alınan kendi yağ dokusu labia major içerisine enjekte edilerek dolgunluğu sağlanır. Yada yüzde göğüste kullanılan dolgu maddeleri bu amaçla kullanılabilmektedir.
Fazla kilo alma nedeniyle labia majorün çok kabarık hale gelmesi ve mons pubisin de sarktığı durumlar olabilmektedir. Özellikle mayo giyildiğinde rahatsız edici bir görüntü olmaktadır. Buna "deve tırnağı-camel toe" görünümü denilmektedir.
Bu durumlarda genellikle labia majora ve minoralar arasından kesi yapılarak lazer lipolizis ve liposakşın uygulanır. Yeterli olmazsa bir kısım deri de çıkarılarak izi görünmeyecek şekilde dikişle kapatılmaktadır.
4. Mons Pubis uygulamaları; küçültülme yada kabartılması
Mons pubis vulvanın en önde olan kısmıdır ve Mons Veneris (Latince mound of Venus) olarakta bilinmektedir. Fizyolojik olarak pubik kemiği korumaktadır.
Erişkin bir kadında pubik kemiğin üzerinde yer alan yağ dokusundan oluşmakta. Bu yağ dokusu österojen hormonuna duyarlıdır ve ergenlik döneminden sonra gelişmektedir. Bu nedenle boyutları hormon ve yağ dokusu miktarına bağlı olarak değişmektedir.
Ayrıca ergenlik döneminde mons üzerinde terminal kıllarda gelişmektedir.
Kilo ile aşırı yağ birikimi olmakta. Fazla yağ biriktiğinde rahatsız edici bir görünüm ve cinsel ilişki sırasında konfor bozukluğu yapabilmektedir.
Bu durumlarda lazer lipolizis, liposakşın yapılarak görünüm ve fonksiyon düzeltilir.
Mons pubisin volüm kayıplarında ise hastanın kendi yağ dokusu enjeksiyonu yada dolgu maddeleri uygulanabilmektedir.
Mons pubis aşağı doğru labia majoralar ile 2 ye ayrılarak oluk-furrow şeklinde devam etmektedir. Buna Venus cleft denilmektedir.
5. Klitoral alan uygulamaları; klintoral kapşonun yeniden yapılanması
Klitoris erkekteki penisin anatomik karşılığıdır. Kan damarları ve yoğun duysal sinirler içermektedir.
Klitoris yapısında peniste olduğu gibi 2 adet “erektile body” bulunmaktadır. Bunlar sol ve sağda uretra ve vajinal kanal çevresinde uzanmaktadır. Bu erektil yapılar labia minoranın üst kısmında birleşerek dışarı hafif bir çıkıntı yaparlar burası klitorisin görünen kısmıdır.
Klitorisin en üst ve dışarda kalan bu kısmına “Clitoris Gland” denilmektedir. Burası clitorisin en duyarlı alanıdır.
Labia minor klitorisi kaplamakta ve klitoris üzerinde bir deri katlantısı yapmakta buna “Preputium Clitoridis yada Clitoral Hood” yada “Klitoris kapşonu” denilmektedir. Labia minor ayrıca klitoris altında “Clitoral Frenulum” yapmakta. Klitoris ve klitoral kapşon boyutları kadınlarda değişkendir.
Bazen klitoris kapşonu uzayarak labia majora dışına sarkar. Hatta küçük bir penis gibi kabarık görünebilmektedir. Bu durumda kapşon kesilerek kısaltılabilmektedir. Bu görünümü düzeltmekte orgazm sıklığı ve şiddetine yardımcı olmaktadır.
6. Perine uygulamaları; gençleştirme
Perine özellikle doğum sırasında en fazla travmaya maruz kalan hatta doğumun kolaylaştırılması için kesilerin yapıldığı dikişler atılan bir alandır. Bu ameliyatlar zamanla estetik görselliğini bozduğu gibi fonksiyonel açıdan ağrıyada neden olabilmektedir. Vulvanın gençleştirmesinde olduğu gibi perineye Fraksiyonel CO2 lazer yapılmaktadır.
İç Genital Organlara yapılan uygulamalar
Vajinal gençleştirme, sıkılaştırma
Vajina uterustan vulvaya uzanan elastik bir yapıya sahiptir.
Vagina iç kısmını mukoza kaplamaktadır. Bunun altında erektil doku ve onunda altında kas dokusu yer almaktadır.
Vajina mukozası tunica mucosa adını almaktadır. Vajina iç yüzeyini kaplamakta ve uterusa kadar uzanmaktadır.
Vajinada ön ve arka duvarda olmak üzere 2 adet uzunlamasına ridgeler yer almaktadır. Bunlara Vaginal columns denilmektedir. Vajinada çok sayıda transvers ridges ve rugae yer almaktadır.
Vagina uzunluğu ön duvarda istirahat konumunda 6 – 7.5 cm iken arka duvarda 9 cm dir.
Cinsel ilişki ve doğum sırasında vagina hem genişlemekte ve hem de uzamaktadır. Bu vajinanın elastik özeliğinden kaynaklanmaktadır.
Vagina duvarı 2-3 mm kalınlığındadır. 4 histolojik tabakadan oluşmaktadır.
İlk tabaka; mukozadır. Mukoza genel olarak nemli bir yüzeye sahiptir ve iç organların iç kısımlarını kaplamaktadır. Burun içi, ağız, göz kapakları iç kısmı gibi kadınlarda vagina iç kısmı mukoza ile kaplıdır. Mukoza üst kısmında nonkeratinize skuamous epitel hücrelerinden oluşmaktadır. Mukozanın en altında tek sıra basal hücreler yer almaktadır. Bunlar çoğalmakta ve farklılaşarak mukozayı yapmakta ve vajina yüzeyine dökülmektedir. Bu farklılaşmanın başladığı mukoza tabakasına “Parabasal tabaka” denilmektedir.
Premenoposal kadınlarda mukozal epitelin rejenerasyonu 30 günde tamamlanmaktadır. Parabasal tabakada ise 3 gündür.
İkinci tabaka; mukozanın hemen altından ince bir tabaka olarak zayıf destek dokusu ile “lamina propria” yer almaktadır. Bu yapı labia minordeki lamina propria gibi zengin damar, lenfatik damarlar, sinir ve elastik fibrillerden zengindir. Ancak glandlar burada yoktur. Seksüel aktivite sırasında lenfatik ve vasküler yapılardan hücre arası sıvı-transuda çıkışı olmaktadır. Yani vajenin kayganlığını sağlamaktadır. Lamina propriada destek dokusu makromoleküllerden; proteoglikanlardan oluşmaktadır. Proteoglikanlar uzun zincirler yapan hyaluronik asitlere bağlanmaktadır. Proteoglikanlar yüksek oranda su tutma özellikleri bulunmaktadır. Bu özellikleri ile mukozanının volümünü vermekte, vajen duvarını desteklemekte ve kollajenin ara desteğini sağlamaktadır. Vajinada mukazal destek dokusunun bu yapılanmasında en önemli görev fibroblastlar tarafından yapılmaktadır. Destek dokusunun yapılanmasında ana temeli oluşturan kollajen fiberleri fibroblastlar tarafından yapılmaktadır. Bunların birlikte belli bir düzenle yerleşmelerinde ara maddeler olan hyaluronik asit, glikozaminoglikanlar ve proteoglikanların yapımıda fibroblastlar tarafından yapılmaktadır.
Üçüncü tabaka; kas tabakasıdır ve hemen lamina propria altında yer almaktadır. Bu tabaka “muscularis vaginalis” olarak tanımlanır. Spiral düz kaslardan iç kısımda halkalar dış kısımda uzun bantlar yapmaktadır. Kasların bu dağılımı doğum sırasında vaginanın genişlemesini sağlamaktadır. Kas ile mukoza arasında cerrahi olarak fasya tanımlanmaktadır.
Dördüncü tabaka; kas tabakasına yapışık olan “adventitia” tabakasıdır. Bu tabaka elastin, kollajen ve yağ dokusundan oluşmaktadır ve yapısında lenfatikler, sinirler ve kan damarları içermektedir. Endopelvic fascia ile devam etmektedir.
Yaşlanma süreci ile özellikle premenoposal dönemde vaginanın anatomik pozisyonu, tonusu, destekleri ve fonksiyonları azalmaktadır. Buna pelvik destek dokularda zayıflamakta buna bağlı difonksiyonlar ortaya çıkmaktadır. Bunlar alt üriner sistem semptomlarına neden olmaktadır(idrar kaçırma gibi). Vaginal destek doku-kollajen gibi fibrillerin azalması ve disorganizasyonu olmakta. Vulvovaginal atrofi gelişmekte. Bu atrofi yanma, kaşıntı, vaginal kanama ve leucorrhea olarak tanımlanan akıntı ile sonuçlanmaktadır. Bu belirtiler bu yaş dönemindeki kadınların % 15-45 inde gözlenmektedir.
Vajen bu değişimler ile genişlemekte. Bu duruma- Vajina Genişlemesi Sendromu-Vaginal Relaxation Syndrome (VRS) denilmektedir.
Vajen, elastik bir yapıdır, geçici olarak genişlediği hallerde (cinsel ilişki, doğum) eski haline dönebilir. Ancak çoğul gebelikler, doğum süreçleri ve yaşlılıkta vajen kendi destek dokularını, bağlar ve kas dokusunu yani elastikiyetini kaybeder ve gevşek kalır. Vajinal genişleme iç ve dış çapının büyümesine buda cinsel ilişki sırasında sürtünmenin azalmasına yani organzm olmasını azaltmaktadır.
Bazı kadınlarda bu durum vajen kaybolması silimesi olarak tanımlamaktadır. Özellikle cinsel ilişki sırasında vajen sanki yokmuşcasına hissedilmektedir. Bu gevşeklik hem kadının kendi ve hem de partneri için cinsel ilişkiyi keyifsiz hale getirebilmektedir.
Genişlemiş vajende tedavi çok çeşitlidir. Tedaviler Kegel egzersizleri, hormonal ilaçlar, ve cerrahi ameliyatlara kadar değişmektedir.
Ameliyatlar tamamen vajen daraltılmasına dönüktür. Ancak ameliyat sonrası hastanın iyileşme döneminin uzun olması, kesi ve dikiş nedeni ile istenmeyen başka problemelere neden olmaktadır. Vajinal duvarın ameliyatlar sonrasında hasarlanması kalıcı duyu kayıpları yada ağrılı cinsel ilişkiye neden olmaktadır.
Özel bir uygulama; G-noktası yükseltilmesi uygulaması
G noktası kadın ve erkekelerde tabu haline gelmiş ancak halen tartışılan bir konudur. Bu nokta vajen ön duvarında kadının cinsel ilişki sırasında hissin en fazla algılandığı alanlardan birisidir.
Yukarıdaki uygulamalar sonrasında bu anatomik alan dolgu maddeleri yada yağ dokusu ile desteklenmekte. Buda cinsel ilişki sırasında hissin maksimum olmasına neden olmaktadır.