- Gösterim: 5694
Güneşin zararları konusunda toplum olarak az bilgiye sahibiz. Maalesef göz-UVR- Gözün UVR korunması konusunda yetersiz hatta yanlış bilgiye sahibiz.
Göz-ışık arasındaki fiziksel ilişkide yer alan anatomik yapıları gözde önden arkaya doğru kornea, lens ve retina bölümleri olarak tanımlayabiliriz. Gözde her anatomik yapı fiziksel özelliği ile farklı dalga boyundaki ışınımı absorbe etmekte ve geçişine izin vermektedir.
Kornea 295 nm daha kısa dalga boyunu absorbe etmekte ve 295 nm altında dalga boyundan daha fazla etkilenmektedir. 295 nm – 400 nm arasındaki dalga boyu ışınım gözde lens tarafından absorbe olmakta, bu dalga boyları lensi daha fazla etkilemektedir. 380-1400 nm arasındaki ışınımı retinaya ulaşmakta burada absorbe olmakta. Bu ışınım aralığı retinayı etkilemektedir. Tüm bunların anlamı farklı dalga boyları gözde farklı anatomik alanlarda hasara yol açmaktadır.
Bunun anlamı gözün görme fonksiyonu sırasında yüksek oranda UVR maruz kalmasıdır. Birde lensin ışığı retinada daha yoğun toplayıcı fiziksel etkisini de düşündüğümüzde UVR maruz kalma daha da artmaktadır.
Işık gözde zararlı etkisini erken ve geç (kümülatif) dönemde göstermektedir. UVR kornea ve iriste iltihaplanmaya; foto-keratitise, konjonktivanın iltihaplanması anlamına gelen foto-konjoktivitise neden olmaktadır. UVR yine birikim etkisi ise konjonktivada pterygium gelişimine (korneaya bitişik olan beyaz veya krem rengindeki şeffaf olmayan büyüme, halk arasında gözü eti olarak tanımlanmakta) ve konjonktivada kansere yol açabilmektedir.
Dünyada 20 milyon insan katarakt nedeni ile kör olmakta. Dünya sağlık örgütü bu insanların %20 sinin UV ışınlarına maruz kaldıkları için katarakt olduklarını bildirmektedir. Atmosferik ozonun % 10 azalması halinde katarakt riskinin her yıl için % 5 ( Dünya genelinde 1,6 – 1.75 milyon vaka demek ) artacağı hesaplanmaktadır. Ozon tabakasındaki problem UVC nin yeryüzüne daha fazla ulaşması anlamına gelmektedir. Güneşe uzun süre maruz kalan kişilerde katarakt riskinin, diğer kişilere oranla yüzde 2,5–4 kat daha fazla olduğu ifade edilmektedir.
UVR retinada kalıcı dejenerasyon ve yırtık alanları yaparak kısmı ve tam körlüklere de neden olmaktadır. Gözde retinanın şiddetli UVR na maruz kalması retinada tahribata, maküler dejenerasyona, geçici ya da kalıcı olabilen görme fonksiyonu kayıplarına neden olmaktadır. Güneş’e aralıklı ya da uzun bir süre bakılarak retinada görme bölgesinde ufak kör alan/alanlar meydana gelebilmektedir. Retinanın kişiye acı hissi vermemesi bu tehlikeyi daha da büyütmektedir.
Bu bilgilerle gözlerimiz UVR ve güneş ışığına karşı mutlaka korumalıyız. Ancak sorun doğru güneş gözlüğü hatta doğru güneş gözlüğü camı.
Güneş gözlüğü camları ile ilgili öngörülen özellikleri karşılayan, uluslar arası bazı standartlar geliştirilmiştir. Avrupa standardı – EN 1836–1997, Amerika standardı – ANSI Z80.3 – 1996, Avustralya standardı – AS 1067,1 – 1990, Kanada standardı – CSA Z94.5 – 1995. Ülkemizde Avrupa Standardı esas alınarak TSE tarafından hazırlanan “TS EN 1836: Kişisel Göz Koruması – Genel Kullanım Amaçlı Güneş Gözlükleri ve Güneşe Karşı Koruyucu Filtreler” standardı, 27.4.2003 tarihinde Türk Standardı olarak kabul edilmiş ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından mecburî standart olarak yürürlüğe konulmuştur.
Bu standarda göre güneş gözlükleri UVR ve güneş ışınım koruma kapasitesine bağlı olarak 3 gurupta sınıflandırılmaktadır.
1. Kozmetik -Estetik(moda –süslenme amaçlı) kullanılan gözlükler; UV A nın %60 ‘ı kadarını, UVB nin en az %70 ini bloke etmelidir. Görünür ışığı geçirme özellikleri camların renk tonlarına 1.1 ve 1.2 olarak tanımlanmıştır ve % 30-100 arasında değişmektedir. İlginçtir, moda amaçlı güneş gözlükleri çoğu zaman gözde değil, bir aksesuar olarak başın üzerinde tutulur. İster aksesuar, ister genel kullanım amaçlı olsun, renklendirilmiş lensler mutlaka uluslar arası standartlara göre üretilmiş olmalıdır. Aksi takdirde işportadan elde edilecek ünlü markaların kötü taklidi güneş gözlükleri halk sağlığı açısından tehlikedir. Çünkü bu tür işporta ürünleri UV ye karşı gözleri korumaz. Sağlam değildir, yüz ve göz yaralanmasına neden olur, trafikte sinyalisazyon renklerinin ayırt edilmesinde güçlük yaratır. Kazalara neden olur, kolayca yanıp tutuşur, Göz ve cilt üzerinde akut ve kronik zararlı etkileri olabilir, ciltte alerji tahriş ve kanserojen etki, gözde katarakt yapar, çoğu zamanda kayıt dışı olduğu için ülke ekonomisinde katma değer vergisi kaybına neden olurlar.
2. Genel kullanım amaçlı güneş gözlükleri; Bunlarda camlarının renk tonlarına göre 2.5 ve 3.1 olarak tanımlanmaktadır. 2.5 olanlar UVA nın %98-96 sını, UVB nin en az %98-99 unu bloke etmekte. Görünür ışığı geçirme özellikleri % 8-18 arasıdır. 3.1 olanlar UVA nın %92-96 sını, UVB nin en az %98 ini bloke etmekte. Görünür ışığı geçirme özellikleri % 8-18 arasıdır.
3. Özel kullanım amaçlı güneş gözlükleri: Bunlarda camlarının renk tonlarına göre 3.1 ve 4.1 olarak tanımlanmaktadır. 3.1 olanlar UVA nın %100 nü, UVB nin %99,97-99,8 unu bloke etmekte. Görünür ışığı geçirme özellikleri % 8-18 arasıdır. 4.1 olanlar UVA nın % 100 nü, UVB nin %99,07-99,02 nu bloke etmekte. Görünür ışığı geçirme özellikleri % 3-8 arasıdır.
Bu standartlarar göre güneş gözlüğü camları, araç kullanırken trafik sinyal ışık renklerinin fark edilmesinde bir güçlük yaratmamalıdır. Kırmızı yeşil renkler birbirinden kolaylıkla ayırt edilmeli ve tanınmalıdır.
TS EN 1836 –2003 Standardına göre tüm güneş gözlüklerinde ürün üzerinde verilecek bilgi; İmalatçı ve ithalatçı-tedarikçi tanımı, filtre kategorisi, Karşıladığı uluslar arası standardın numarası, ör TS EN 1836–2003, (ANSI Z80.3)-1996,EN 1836–1997 gibi. Görünür ışık filtre kategorisi 4 e girenler onaylanmış sembol halinde ya da yazı ile, “kara yollarında ve araç sürerken kullanım için uygun değil” uyarısı sembolü olmalıdır.
Yapılan çalışmalarda önerilen en ideal güneş gözlüğü cam rengi: gri, kahve ve yeşildir.
Güneş gözlüklerinde yada normal kırma kusurlu gözlüklerde kullanılan renkli olmayan renkli gibi işlem gören özellik kazandırılmış gözlük camları kullanılmaktadır. Bunlar;
Polaroid lensler
Işığı polarize eden yani kutuplaştıran bu camlar ışığın sadece bir yöndeki dalgalarının geçmesine izin verir. Eğer iki polarize filtre birbirine dik açılı olacak şekilde çakıştırılırsa ışık geçirmeyecektir. Genellikle ince film şeklinde iki cam arasına veya renkli plastik cama yapıştırma ve sıkıştırma suretiyle elde edilen güneş camlarıdır. Bu tür camlar aynı zamanda üç boyutlu filmlerin izlenmesinde steroskopik görüş elde etmek için kullanılırlar. Polarizan güneş gözlükleri kullanılarak parlama ve yansıma %99 a varan oranda ortadan kaldırılmaktadır.
Foto kromatik lensler
Bunlar ışığa duyarlı lenslerdir ve gün ışığında koyulaşan kapalı ortamda ise rengi açılan camlardır. Bu camların koyulaşması, UVR ve gün ışığının yoğunluğuna, camın kalınlığı ile ortam ısısına bağlıdır. Bu tür camlar güneşli ortamda veya sürekli değişen ışık koşullarında büyük bir görüş rahatlığı sağlar, zararlı UVR ışınlarına karşı gözü korumaktadır. ı absorbe eder Fotokromik camlar parlak ışıkta ters orantılı olarak koyulaşan, donuk ışıkta ise belirsizce rengi açılan camlardır, camlar ultraviyole ışınlara, örneğin güneşe, maruz kalınca koyulaşır. UV ışınlarının emilişi gümüş ”halide” (klor gurubundan bir unsurla meydana gelen tuz) kristalleri ifade eden mineral camın üzerinde metalik gümüş bir satıh oluşmasına neden olur. İşte, bu metalik gümüş, güneşi emen tabakadır. borosilikatların cama benzeyen yapısal özellikleri gümüş ”halide” kristallerini ihtiva etmesindedir. Bu kristallerin adetleri ve boyutları camlara fotokromik özellikleri veren unsurdur. Fotokromik lenslerde, Renk değişimi süreci, lensteki gümüş Halide kristallerinin cam içerisinde 300-400nm dalga boyları arasındaki UV radyasyonu tarafından aktive edilmesi ve bütün lensin koyulaşmasının bir sonucu olarak meydana gelmektedir. Sıcak günlerde soğuk günler kadar koyulaşmazlar. Fotokromik lensler UV radyasyonunu iyi emerler. Bu lenslerin kararma durumunda genellikle UV-B radyasyonunu %100 arasında ve UV-A radyasyonunu %98 oranında absorbe ederler. Plastik fotokromikler ise hem koyu hem de açık durumda iken UV‟nin %99 unu absorbe eder.
Renkli fotokromatik lensler
Avlanma, atıcılık, kayak, sisli, puslu, yoğun bulutlu havalarda ve gece sürücü gözlüğü olarak kullanılır. Birçok sporcu, kendi avlanma ve atıcılık yeteneğinin sarı renkle geliştiğine inanır. Sarı lensler spektrumun ucundaki mavi ışık geçirgenliğini azaltır. Kontrastı geliştirir. Objeler daha kolay seçilir.(Kontrast duyarlılığının artmasını örneklemek gerekirse, Karla Kaplı beyaz bir zeminde beyaz tavşanın daha iyi seçilebilmesi ve algılanması gibi, gri tonların birbirinden ayrılmasına ve nesnelerin kolay seçilebilmesine imkân verir. Sarı lensler gece araba kullanmak için bazen savunulmaktadır. Bu hal tavsiye edilmemeli ve savunulmamalıdır. Araştırmalar göre, sarı lensten fayda sağlanması tamamen bireye bağlıdır. Bazılarına yardımcı olurken diğerlerine de engel teşkil ettiği belirtilmektedir.
Disleksi ve Migren İçin lensler
Disleksi hastalarının bazı özel renkli lenslerde faydalandıkları bilinmektedir. Gözde retinal hücrelerin farklı renklere değişik cevap verdiklerini biliyoruz. Örneğin bazı hücreler sarı ışık tarafından uyarılmaları sonucu çok çabuk harekete geçerler ama mavi ışık ile normale dönmeleri azalır/gecikir. Eğer bu karşıt renk hücrelerinden bazıları bir renk tarafından yüksek ölçüde uyarılıyorsa ve renkli lensin bu aşırı uyarıyı frenleme olasılığı, yüksek uyarının kontrolüne yardım eder, haliyle şekli kavramayı geliştirir. Disleksi hastalarında BPI(Braın Power Inc.) software ile yardımcı renklerin saptanması ile set halinde deneme renkleri kullanılmaktadır. Intuitive Colormeter sistemide disleksi hastasının faydalı olacak rengi saptamada kullanılmaktadır.
Migren gibi baş ağrılarına sebep teşkil eden ışık etkisi özel renli lenslerden fayda görülebilmektedir.