- Gösterim: 4203
Rhodamine-Rh, floresan yapısında, triarilmetan boyalarının bir alt kümesi ve ksanenin türevleridir. Rhodaminin önemli üyeleri Rhodamine 6G, Rhodamine 123 ve Rhodamine B'dir. Günümüzde floresan mikroskop çalışmalarında incelenen dokularda proteinlerin boyanmasnda kullanılmakta. Sarı ve kırmızı renkte olan boyanın kozmetik, temizleyiciler, kağıt ve kumaşlarda kullanımı son derece tehlikelidir.
Rhodamine-Rh içeren ortamdan yoğunlaştırılmış ışık geçirildiğinde ışığın 550-680 nm ile 850-1200 nm arasında iki alanda yoğunlaştığı görülmekte. Bu yoğunlaşma diğer intense pulsed light-IPL sistemlerinde olduğu gibi bir filte kullanılmaksızın rhomadine ile sağlanmakta. Bu yeni teknoloji r-IPL olarak olarak tanımlanmakta. r-IPL sistemleri bu dalga boyları ile damarsal lezyonlar, pigmente lezyonlar ve güneş hasarlı ciltlerin tedavisinde tek başına yada Pulsed Dye Laser-PDL ile birlikte kullanılmaktadır.
Rhodamine flurosan yapısı ile pulse light dan gelen ışınımın 550 nm üzerindeki dalga boyunu absorbe etmekte. Sonra 550-650 nm dalga boyu aralığında ışınımı enerjisinde bir kayıp olmaksızın geri vermekte. r-IPL yoğun olarak yaklaşık olarak 570 nm de geri ışınım yapmakta.
r-IPL sistemi ile konvensiyonel IPL sistemleri karşılaştırıldığında nerede ise PDL ile aynı dar ve spesfiik bir dalga boyuna sahip oldukları görülmekte.
Deride kromofor olarak melanin, oksi ve deoksi hemoglobinin varlıklarını düşündüğümüzde bunların ışınımları absorbe etme aralıkları;
Yukardaki grafiğe bakıldığında oksihemoglubin 418, 542 ve 577 nm 3 noktada yüksek absorbsiyon göstermekte. Bunlar içerisinde 577 nm melanin absorbisyonun en düşük olduğu ve damarsal yapılara seçici etki gösteren dalga boyudur.
Bu iki grafik birleştirildiğinde r-IPL ve PDL ne kadar iyi seçilmiş bir ikili oldukları daha iyi görülmekte.
r-IPL ve PDL bu kromofrolarda ideal bir absorbsiyon gösterdiklerini görmekteyiz. Konvensiyonel IPL sistemlerinde kullanılan ışınımın geniş dalga boyu deride hedef kromofor olan hemoglobin ve melanin için seçici olmadığı için uygulam alanında deride peteşi, ekimoz ve geçici hiperpigmentasyona neden olmaktadır.
r-IPL sisteminde maksimum güç 24J/cm2, pulse süresi 3 bölünmkete ve 3-24 msan arasında değişmektedir. 13x15 mm ve 48x13 mm başlıklar ile kullanılmakta. r-IPL uygulama aparatının penceresindeki soğutma sistemi uygulama sırasında derininin epidermis tabakasının korunmasını sağlamakta. Bu tüm özellikler r-IPL sistemini klinik kullanım endikasyonları ile PDL yanında çok çok önemli bir destek haline getirmektedir. r-IPL ve PDL bu özellikleri ile güneş hasarına bağlı yaşlanma süreçlerinde deride gelişen patolojileri(damarsal yapılar, pigmentasyon ve derinin yapısal değişimleri vb) sinerjik olarak daha etkili olmakta. Özellikle r-IPL in bu dalga boyu dermiste fibroblastlarda ısı hasarı etkisi ile yeni kolejen aktivitesini sağlamakta yani dermisin yeniden yapılandırılmasını sağlamakta.
Aşağıdaki resimde 74 yaşında bir bayan hastada yüzde; güneş-ışık kaynaklı yaşlanma sürecinin klinik belirtileri görülmekte. Pigment değişimleri(hiperpigmente lekeler, yer yer hipopigmente alanlar), diskromi(renk dağılım düzensizlikler), telenjektaziler(kılcal damar artışları), genişlemiş deri gözenekleri, elastotik deri ve ince kırışıklıklar görülmekte.
Bu hastaya 2 hafta ara 13,5 J/cm2 ile double pulse(6-8 msn, pulselar arasına 10 msn delay time) ile 5 senas r-IPL uygulanmış. uygulamadan hemen sonra hafif-orta düzeyde eritem, ödem gelişmekte.
Bu tedavi protokolünde yüzde belirgin klinik ve estetik düzelme olmakta.